Emir Sultan Camii, Türkiye'nin Bursa ilinde, Yıldırım ilçesinin doğusunda, Uludağ eteklerinde yer alan tarihi ve dini açıdan dikkat çeken bir Osmanlı yapısıdır. Cami, 15. yüzyıl başlarında, mutasavvıf Emir Sultan’ın vefatından sonra eşi ve Yıldırım Bayezid’in kızı Hundi Fatma Hatun tarafından, muhtemelen Çelebi Sultan Mehmed’in hükümdarlığı döneminde inşa ettirilmiştir. Cami, aynı zamanda ismini verdiği Emir Sultan Mahallesi'nde, servi ve çınar ağaçları arasında, şehrin birçok noktasından görülebilecek bir tepenin üzerinde konumlanmıştır. Hem mimarî özellikleri hem de ziyaret kültürüyle günümüzde Eyüp Sultan Türbesi’nden sonra Türkiye’de en çok ziyaret edilen dini mekânlardan biri olma özelliğini korumaktadır.
Emir Sultan Camii (T.C. Yıldırım Kaymakamlığı)
Mimari Yapı ve Plan Özellikleri
Günümüzde görülen Emir Sultan Camii, III. Selim’in emriyle 1219/1804-1805 yılında yeniden inşa edilmiştir. Yapının bugünkü hali kare planlı olup 15,20 x 15,20 metre ölçülerindedir. Tek kubbeli bir harime sahip olan camide, kubbe sekizgen kasnak üzerine oturtulmuş ve kubbeye geçiş tromplarla sağlanmıştır. Kurşun kaplı olan bu kubbe, beden duvarlarından içeriye ve dışarıya taşkınlık yapan pâyelere oturur. Bu pâyeler mimaride cepheleri hareketlendiren unsurlar olarak işlev görürken, yapının taşıyıcı sistemine de katkı sağlamaktadır.
Caminin beden duvarlarında toplam kırk dört pencere ve kubbe kasnağında yer alan on iki pencereyle yapı son derece aydınlık bir iç mekâna sahiptir. Pencerelerin alt sırasındakiler dikdörtgen formlu ve yuvarlak hafifletme kemerleriyle taçlandırılmışken, üst sıradakiler yuvarlak kemerli ve revzenlidir. Bu pencere düzenlemesi hem ışıklandırmayı sağlamış hem de cephe kompozisyonuna görsel bir zenginlik katmıştır.
Duvar örgüsünde kesme taş ve tuğla ile almaşık teknik birlikte kullanılmıştır. Kuzey cephesinde yer alan girişin üzerindeki kitâbe, III. Selim döneminde yapılan onarımı belgelemekte olup 1219 (1804-1805) tarihini taşır. Kitâbenin üzerinde yer alan içbükey kuşak içerisinde barok etkili manzara resimleri bulunmakta, bu da geç dönem Osmanlı süsleme sanatının örneklerinden biridir.
Emir Sultan Camii (T.C. Yıldırım Kaymakamlığı)
Bezeme ve Süsleme Öğeleri
Emir Sultan Camii’nin iç mekânı, Osmanlı barok üslubunun etkili olduğu zengin kalem işleriyle bezenmiştir. Mihrap, ilk olarak 17. yüzyılda İznik çinileriyle kaplanmışsa da zaman içinde onarımlar görmüş ve günümüzde mermer olarak yeniden yapılmıştır. Mihrabın her iki yanında Korint düzeninde sütun başlıklarını andıran başlıklarla süslenmiş sütunlar yer alır. Ayrıca mihrabın üst kısmında Rumi motiflerle bezeli alınlıklar göze çarpar. Caminin pencerelerinin çevresi de mukarnaslarla işlenmiş olup süsleme bakımından son derece zengindir.
Minareler
Caminin kuzeydoğu ve kuzeybatı köşelerinde, kesme taştan inşa edilmiş, kare tabanlı iki minare yükselir. Silindirik gövdeli bu minareler, akantus yaprağı biçiminde konsollarla desteklenmiş ve korint düzenini andıran şerefeleriyle dikkat çeker. Minare külâhları da kesme taştan örülmüştür. Bu minareler 1855 Bursa depreminde yıkılmış ve 1868-1869 yıllarında Sultan Abdülaziz döneminde yeniden inşa edilmiştir.
Emir Sultan Camii (T.C. Yıldırım Kaymakamlığı)
Şadırvan ve Avlu Düzeni
Camiye, batı yönünden yükseltilmiş merdivenlerle çıkılarak ulaşılır. Giriş kapısı, iki sütun arasında yer alır. Şadırvan avlusu, doğu-batı doğrultusunda enine gelişen dikdörtgen bir plan sergiler. Avlu, beyaz mermer sütunlara oturan ve bağdâdî sıva ile yapılmış yalancı kemerlerle birbirine bağlanan revaklarla çevrilidir. Bu revaklar aynalı tonozlarla örtülüdür. Revakların güney kanadı caminin son cemaat yeri olarak düzenlenmiş, burada bulunan bazı birimlerin üzerine sonradan asma katlar eklenmiştir.
Avlunun ortasında sekizgen planlı, barok profilli sütunçelerle çevrili bir şadırvan yer alır. Havuz fıskıyelidir ve üstü kubbe şeklinde tel kafesle örtülmüştür. Avlunun kuzeydoğusu ve kuzeybatısında dikdörtgen planlı odalar bulunmaktadır. Bu yapılar cami görevlileri tarafından kullanılmıştır.
Türbe
Emir Sultan Türbesi, caminin kuzeyinde yer almakta olup camiyle aynı eksen üzerinde konumlandırılmıştır. Türbede Emir Sultan, eşi Hundi Hatun, oğulları Emir Ali ve iki kızlarının sandukaları bulunmaktadır. Türbenin doğu cephesinde giriş kapısı yer alır. Girişin dışında kalan diğer tüm cephelerde büyük yuvarlak kemerli pencereler açılmıştır. Türbe, sade mimarisiyle dikkat çekerken, içerideki sandukalar halk tarafından büyük bir hürmetle ziyaret edilmektedir.
Türbe (T.C. Yıldırım Kaymakamlığı)
Külliye Unsurları ve Hamam
Emir Sultan Camii’ne bitişik olarak bir külliye de inşa edilmiştir. Külliyede medrese, hamam, derviş hücreleri ve çeşitli müştemilatlar yer almaktadır. Bu unsurlar zamanla tahrip olmuş ve bazıları günümüze ulaşmamıştır. Ancak külliyenin hamamı halen ayaktadır. Dikdörtgen planlı olan bu hamamın ilk inşa edildiğinde üzeri kubbeyle örtülü olan soğukluk kısmı, sonraları düz çatı ile örtülmüştür. Ilıklığın etrafında halvet hücreleri ve hela yer almakta, sıcaklık kısmına ise üç eyvanlı bir planla geçilmektedir. Sıcaklık mekânının üstü kasnaklı ve kıvrımlı kuşaklı bir kubbe ile örtülüdür.
Onarımlar ve Tarihi Süreç
Emir Sultan Camii zaman içinde çeşitli depremler ve doğal afetler nedeniyle birçok kez onarımdan geçmiştir. Özellikle 1795-96 yılında meydana gelen büyük deprem sonucunda yapı tamamen yıkılmış ve III. Selim tarafından 1804-1805’te yeniden inşa ettirilmiştir. 1855 Bursa depremi sonrasında yapılan onarımlar sırasında caminin genel planı büyük oranda korunmuş, sadece bazı bölümlerde detay değişiklikleri gerçekleştirilmiştir.
Emir Sultan Camii'nin ilk haline dair farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı araştırmacılar yapının altı kubbeli olduğunu, bazıları ise başlangıçta kare planlı ve tek kubbeli iken daha sonra üç kubbeli revakla genişletildiğini ileri sürmektedir. Evliya Çelebi’nin nakline göre caminin avlusu derviş hücreleriyle çevriliydi ve bu durum caminin aynı zamanda bir tekke işlevi gördüğüne işaret etmektedir.
Kültürel ve Dini Önemi
Emir Sultan Camii, yalnızca mimarî açıdan değil, dini ve toplumsal hayattaki yeri bakımından da büyük önem taşır. Özellikle kandil ve bayram gecelerinde, mevlit günlerinde halkın yoğun ilgisiyle karşılaşan cami ve türbe, Bursalılar tarafından düğün ve sünnet gibi önemli günlerden önce dua etmek amacıyla sıkça ziyaret edilmektedir. Bu yönüyle cami, halk inançlarının şekillendirdiği bir ziyaret ve adak mekânına dönüşmüş, yerel dini hayatın ayrılmaz bir parçası hâline gelmiştir.