Erol Günaydın, Türk sahne sanatlarında elli yılı aşan çalışmalarıyla tanınmış, meddahlık geleneğini çağdaş tiyatro anlayışıyla birleştiren sanatçılardandır. Meddahlığı, karakter tiplemeleri, seslendirme çalışmaları ve televizyon dizilerindeki rolleriyle Türkiye tiyatro tarihinin önemli figürlerinden biri olmuştur.
Çocukluk ve Eğitim
Günaydın, 1933 yılında Trabzon’un Akçaabat ilçesinde dünyaya gelmiş, babası Kazım Bey’in çocuklarının eğitimi için İstanbul’a yerleşmesiyle öğrenim hayatına burada başlamıştır. Galatasaray Lisesi’nde eğitim görmüş, okul yıllarında öğretmenlerini hicveden küçük temsiller düzenleyerek sahneye ilk kez adım atmıştır. Bu yıllarda mizah duygusunu ve taklit yeteneğini keşfetmiş, tiyatroya yönelmesinde bu deneyimlerin etkili olduğu bilinmektedir. Liseden sonra İstanbul Şehir Tiyatroları’nın sınavını kazanarak profesyonel oyunculuğa başlamıştır.
Tiyatroya yönelme kararı, ailesinin desteğiyle şekillenmiş, özellikle Galatasaray Lisesi yıllarında izlediği okul oyunları ve İstanbul’un kültürel atmosferinin bu ilgiyi güçlendirmiştir. 【1】
Erol Günaydın İle Gülme Çeşitleri (TRT Arşiv)
Sanat Yaşamı
Günaydın, 1955 yılında Haldun Dormen Cep Tiyatrosu’nda sahnelenen Papaz Kaçtı adlı oyunla profesyonel olarak sahneye çıkmıştır. Oyunun ardından Dormen Tiyatrosu’nda ve İstanbul Şehir Tiyatroları’nda oyunlar sahnelemeye devam etmiştir. Günaydın, tiyatroya başladığı ilk yıllarda, sahne üzerinde yaşadığı heyecanı yıllar sonra “oyun bittiğinde ter içinde kaldım, ne olduğunu anlamadım” sözleriyle anlatmıştır.
Sanat yaşamı boyunca Tuncel Kurtiz, Suna Keskin, Erol Keskin ve Cahit Irgat gibi dönemin önde gelen oyuncularıyla aynı sahneyi paylaşmıştır.
1960’lı yıllarda sinemaya yönelmiş, ilk olarak “Yeşil Kurbağalar” filminde rol almıştır. Haldun Dormen’in yönettiği Güzel Bir Gün İçin filmiyle 1967 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ödülünü almıştır.
Dormen Tiyatrosu ve Genar Tiyatrosu’nda oyuncu ve yönetici olarak görev almış, Akbank Çocuk Tiyatrosu’nun yönetimini üstlenmiştir. Tiyatro topluluklarında “çalışkanlığı ve topluluk ruhuna bağlılığıyla” anılmıştır.
Tiyatro oyunculuğunun yanında radyo oyunları, televizyon yapımları ve seslendirme çalışmalarında da yer almış; sesinin tınısı ve konuşma üslubu onu dönemin seçkin seslendirme sanatçılarından biri yapmıştır.
Erol Günaydın'ın Meddah Gösterisi (TRT Arşiv)
Meddahlığı
Meddah geleneğinde sanatçı elinde bir değnek ve omzunda büyük bir mendil bulundurur; kahvehanelerde ya da benzeri toplumsal mekânlarda sandalyeye oturarak olayları dramatize ederek anlatır. Değnek, anlatım sırasında seyircinin dikkatini toplamak amacıyla yere vurularak kullanılır ve oyunun başladığının işareti olarak görülür. Aynı değnek bazen tüfek, süpürge veya at işleviyle anlatının parçasına dönüşür. Mendil ise çeşitli karakterlerin, özellikle farklı etnik gruplardan kişilerin veya kadın figürlerinin canlandırılmasında başörtüsü olarak kullanılır. Gösteri, genellikle “Edeyim meclise bir kısa beyan, bu kıssadan hisse alan arif ola” sözüyle tamamlanır ve izleyiciye bir öğüt verilir.
Erol Günaydın, meddahlık geleneğini 20. yüzyılda tiyatro sahnesine taşıyan sanatçılardandır. Kavuklu Hamdi ve İsmail Dümbüllü’den sonra bu geleneğin sürdürücüsü olmuş, meddah anlatısını sahne tiyatrosunun diliyle birleştirerek çağdaş bir biçime dönüştürmüştür. Tek kişilik gösterilerinde günlük hayat, siyaset ve insan ilişkilerini mizahi bir dille işlemiş, halk anlatıcılığını tiyatro formuna aktarmıştır.
Günaydın, meddahlık geleneğini uluslararası düzeyde de tanıtmıştır. 2006 yılında Varşova’da düzenlenen Uluslararası Hikâye Anlatma Festivali’nde Türk meddahlığını temsil etmiş, Türkçe bilmeyen seyircilerin dahi performansını büyük ilgiyle izlemesi, anlatıcılığının evrenselliğini göstermiştir.
Günaydın verdiği röportajlarda meddahlığın ekonomik bir tiyatro biçimi olduğunu ve günümüzde “stand-up” olarak adlandırılan sahne gösterilerinin bu geleneğin modern bir devamı niteliği taşıdığını belirtmiştir. 【2】
Erol Günaydın (Anadolu Ajansı)
Filmleri
Erol Günaydın, sinemada 1960’lardan itibaren farklı türlerdeki filmlerde rol almıştır. Rol aldığı yapımlar arasında Yeşil Kurbağalar, Yaman Gazeteci, İki Gemi Yan Yana, Eşrefpaşalı, Düğün, Destere, Beyaz Melek, Güneşi Gördüm, Biz Doğarken Gülmüşüz, Hoşgeldin Ramazanve İlk Aşk gibi filmler yer almaktadır.
Televizyonda ise Mahallenin Muhtarları, Çiçek Taksi, Tatlı Kaçıklar, Cennet Mahallesi ve Akasya Durağı dizilerindeki performanslarıyla geniş kitlelere ulaşmıştır. TRT yapımı Çiçek Taksi dizisinde canlandırdığı karakter, sanatçının televizyon alanındaki en bilinen rollerindendir.
Seslendirme sanatında da etkin olan Günaydın, Ayı Yogi, Yüzüklerin Efendisi filminde Bilbo Baggins, Yukarı Bak filminde Carl Fredricksen ve Hz. Muhammed: Son Peygamber adlı animasyonda Ebu Talip karakterlerini seslendirmiştir.
Özel Yaşamı
Sanatçı, İzmir turnesi sırasında tanıştığı Güneş Hanım ile evlenmiştir. Bu evlilikten Ayşe, Fatoş ve Günfer adlarında üç kızı dünyaya gelmiştir. Ailesiyle İstanbul’da yaşamıştır.
Vefatı
Erol Günaydın, 15 Ekim 2012 tarihinde İstanbul’da böbrek yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmiştir. 17 Ekim 2012’de Teşvikiye Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Feriköy Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir.