Misi Köyü, günümüzde Türkiye'nin Bursa ili Nilüfer ilçesine bağlı Gümüştepe Mahallesi adıyla anılan, yaklaşık 2000 yıllık geçmişe sahip bir yerleşim yeridir. Tarihî süreç içerisinde Mysia, Misipolis ve Misi gibi farklı adlarla anılan bu yerleşim, hem antik çağlara uzanan kökeni hem de Hıristiyanlık ve Osmanlı dönemiyle ilişkili gelişmeleriyle dikkat çeker.

Misi Köyü (T.C. Nilüfer Kaymakamlığı)
Coğrafi Konum ve Fiziki Özellikler
Misi Köyü, Bursa’nın 12 kilometre güneybatısında, Orhaneli yolu üzerinde, dört tepenin çevrelediği ormanlık bir boğaz içerisinde konumlanmıştır. Yerleşim, güneyden kuzeye akan ve bir dirsek yaparak boğaz içinden geçen Nilüfer Çayı’nın oluşturduğu vadide yer almaktadır. Bu özelliği nedeniyle bölge, tarih boyunca geçiş noktası olmuş ve İpek Yolu güzergâhı üzerinde yer almıştır.
Antik Dönem ve Misyalılar
Heredot’a göre, MÖ. 1816 yılında Trakya’dan Anadolu’ya geçen altı kavimden biri olan Mysi’ler, burada Misyalılar olarak bir birlik kurmuşlardır. Bu kavim, tarihsel kaynaklarda batıdan doğuya geçen ilk kavim olarak tanımlanır. Misyalılar, bu bölgede Misipolis (günümüzdeki Gümüştepe), Misapoli ve Eşkel adlı üç yerleşim kurmuşlardır.
Hristiyanlık Dönemi ve Misyonerlik Faaliyetleri
MS. 183 yılında, Batı Roma’daki putperest baskılardan kaçan Hıristiyanlardan Alex adlı bir keşiş, seksen beş kişilik maiyetiyle birlikte Bursa’ya, özellikle İnkaya ve Misi köylerine yerleşmiştir. Keşişin takipçileri Uludağ’ın eteklerine yayılarak misyonerlik faaliyetleri yürütmüşlerdir. Misi, gizlenmeye elverişli coğrafi yapısı nedeniyle bu faaliyetlerin merkezi hâline gelmiştir. Bölgede kurulan Misipoli Manastırı’nda “Konsül” toplanmış ve üç kez yazılmış olan İncil’in metinleri üzerine tartışmalar yapılmıştır. Söylencelere göre bu manastırda İncil’in bir nüshası gömülüdür. 1953 yılında bölgede başlatılan kazı çalışmaları defineciler tarafından engellenmiş, manastır yağmalanmış ve günümüze ulaşamamıştır.
Osmanlı Dönemi ve Kale Yapıları
1316 yılında Orhan Gazi, Misi’yi Hristiyanlık merkezi olduğu için ele geçirmiş ve Bursa kuşatmasında stratejik bir konuma sahip olan bu bölgeye ve Kestel’e birer kale yaptırmıştır. Söylencelere göre Misi bu süreçte, 10 yıl boyunca geçici başkent olmuştur. Ancak 1326 yılında Bursa’nın fethinden sonra Misi ikinci plana düşmüştür.
Ekonomik Yaşam ve Geleneksel Üretim
Misi Köyü’nün ekonomik yaşamında asma yaprağı, misket üzümü, pekmez ve özellikle şarap üretimi önemli bir yer tutar. Misi Şarapları, sadece bu yöreye özgü aromatik misket üzümünden yapılmaktadır. Şarapçılık köyde geleneksel bir üretim biçimidir. Üzümden yapılan pekmez de yörede sağlık açısından değer verilen bir üründür. Ayrıca yakın geçmişe kadar köyün önemli gelir kaynaklarından biri ipek böcekçiliği olmuştur. Bu faaliyet, evlerin mimari biçimlerini de etkilemiş; geniş sundurmalı yapılar inşa edilmiştir.
Mimari Doku ve Koruma Statüsü
Misi, Osmanlı sivil mimarisini yansıtan konutları ile dikkat çeker. 1989 yılında kentsel sit alanı ilan edilen köydeki yapılar koruma altına alınmış ve restorasyon çalışmaları başlatılmıştır. Bu restorasyonlar kapsamında bazı yapıların sosyal tesislere dönüştürülmesi hedeflenmektedir.
Dinî Yapılar ve Ziyaret Mekânları
Köyde Müslüman halk için önemli bir ziyaret yeri olan Kavacık Sultan Yatırı bulunmaktadır. Rivayete göre Kavacık Sultan’ın mezarı, köydeki dağlık alanda bir kayanın içindedir. Aynı bölgede yer alan bir çeşmeden akan suyun, Kavacık Sultan’ın gözyaşları olduğuna inanılmakta ve ziyaretçilerin burada diledikleri dileklerin gerçekleştiği kabul edilmektedir.
Günümüzde Misi
Bugün Nilüfer ilçesine bağlı Gümüştepe Mahallesi adıyla anılan Misi Köyü, doğal yapısını ve kültürel mirasını büyük ölçüde korumaktadır. Ziyaretçilerine sunduğu yeşil doğa, tarihî dokular, meyve ağaçları, kavak ve çınarlarla bezeli çevresi ve içinden geçen Nilüfer Çayı ile hem tarihi hem de doğal bir cazibe merkezi niteliği taşımaktadır.


