Moore Yasası, 1965 yılında Gordon Moore'un yapmış olduğu bir gözlemle şekillenen ve teknoloji dünyasında önemli bir dönüm noktası oluşturan bir ilkeyi ifade eder. Bu yasa, mikroçiplerdeki transistör sayısının her iki yılda bir iki katına çıkacağı öngörüsünde bulunur. Moore'un bu gözlemi, teknoloji dünyasında bir paradigma değişikliği oluşturmuş ve özellikle yarı iletken endüstrisini şekillendirmiştir. Bugün, milyonlarca transistör barındıran mikroçipler günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.
Moore Yasası'nın Tarihçesi
Gordon Moore, Intel'in kurucularından biri olarak, 1965'te yayımladığı makalesinde entegre devrelerdeki transistör sayısının hızla arttığını gözlemlemişti. İlk olarak transistör sayısının her yıl iki katına çıkacağı öngörüsünü yapmış ve bu tahmini 1975 yılında her iki yılda bir iki katına çıkacak şekilde güncellemiştir. Bu gözlem, Moore Yasası olarak bilinen temel ilkeyi doğurmuş ve bu ilke yıllarca yarı iletken endüstrisinin yol haritasını belirlemiştir. 1975’te, bu gözlem Carver Mead tarafından "Moore Yasası" olarak adlandırılmıştır.

Gordon Moore
Moore Yasası'nın Etkileri
Moore Yasası, teknoloji dünyasında devrim niteliğinde bir gelişmeye neden olmuştur. Yarı iletken teknolojisinin ilerlemesi, daha güçlü, daha hızlı ve daha ucuz mikroçiplerin üretilebilmesini sağlamış, bu da; bilgisayarlar, mobil cihazlar, oyun konsolları ve daha pek çok teknolojik ürünün daha erişilebilir ve verimli hale gelmesini sağlamıştır. Ayrıca, mikroçiplerdeki transistörlerin küçülmesi, cihazların boyutlarını küçültürken işlem hızlarını arttırmış ve maliyetlerini düşürmüştür. Bu durum, özellikle mobil cihazların ve IoT (Nesnelerin İnterneti) ürünlerinin hızla yaygınlaşmasına olanak tanımıştır.
Moore Yasası'nın Günümüzdeki Durumu
Bugün, Moore Yasası'nın geçerliliği, yarı iletken endüstrisindeki gelişmelerle birlikte sorgulanmaya başlamıştır. Transistörlerin boyutları gittikçe küçülse de, fiziksel sınırlamalar bu hızda bir artışın sürdürülebilirliğini zorlaştırmaktadır. Özellikle 7 nanometre (nm) ve 5 nm'lik işlem teknolojileri, artık daha küçük ölçekte üretim yapmayı zorlaştırmaktadır. Moore Yasası hala geçerli olmakla birlikte, gelişim hızı yavaşlamıştır. 2024'te, Intel, 2nm işlem teknolojisini geliştirmek için büyük yatırımlar yapmaktadır, bu da Moore Yasası'nın fiziksel sınırlarına yaklaşılmasına rağmen, bu ilkenin gelecekte de teknolojik yeniliklere rehberlik edebileceğini göstermektedir.
Moore Yasası'nın Geleceği: Yeni Yöntemler ve İnovasyon
Moore Yasası'nın geleceği, yalnızca daha küçük transistörler üretmekle değil, aynı zamanda yeni malzemeler, üç boyutlu (3D) devre tasarımları ve daha karmaşık paketleme teknolojileriyle şekillenecektir. Ayrıca, yapay zeka (AI), büyük veri (big data) ve 5G gibi yeni teknolojiler, bu gelişmeleri destekleyecek ve dijital dünyanın geleceğini şekillendirecektir. Yarı iletken endüstrisi, alanda çalışan mühendisleri; kimya, biyoloji, bilgisayar bilimi ve fizik gibi çok disiplinli alanlarda bir araya getirerek bu yeni tasarımları hayata geçirecektir.
Moore Yasası, 1965 yılında başlatılan bir gözlem olarak bugüne kadar teknoloji dünyasına önemli katkılarda bulunmuştur. Küçülen transistörler; bilgisayarların, mobil cihazların ve diğer pek çok teknolojik ürünün daha güçlü ve daha verimli hale gelmesini sağlamıştır. Ancak, teknolojinin fiziksel sınırlamaları ve gelişen yeni ihtiyaçlarla birlikte Moore Yasası'nın geleceği daha karmaşık hale gelmektedir. Yine de, Moore Yasası'nın yol göstericiliği, yeni inovasyonların ve teknolojik gelişmelerin önünü açmaya devam etmektedir.


