Perinthos Antik Kenti, günümüzde Tekirdağ ili Marmara Ereğlisi ilçesi sınırları içinde yer alan ve tarih öncesi çağlardan Osmanlı dönemine kadar kesintisiz iskan görmüş çok katmanlı bir antik yerleşimdir. Doğu Trakya’da Marmara Denizi kıyısında konumlanan bu kent, hem jeopolitik hem de jeodinamik konumu nedeniyle farklı uygarlıkların etki alanında kalmış; dönem dönem büyük politik ve dini öneme sahip bir merkez işlevi görmüştür.

Perinthos Antik Kenti Canlandırması (YZ İle Çizilmiştir)
Kuruluş ve Tarihsel Süreç
Antik kaynaklar, Perinthos’un MÖ 602 yılında Samos Adası’ndan gelen Yunan kolonistleri tarafından kurulduğunu belirtmektedir. Ancak 2021 yılında başlatılan sistemli kazı çalışmaları, kent akropolisinde bulunan taş aletler ve Prehistorik döneme ait seramik parçaları sayesinde yerleşimin tarih öncesi dönemlere kadar uzandığını ortaya koymuştur. Bu bağlamda Perinthos, sadece klasik çağın değil, aynı zamanda daha eski çağların da önemli bir yerleşimi olarak değerlendirilmektedir.
Perinthos, ilk olarak Trak kabilelerinin etkisinde kalan bir bölge olarak tanımlanmakta; daha sonra Pers istilasına uğramakta ve MÖ 476–475 yıllarında bağımsızlığını kazanmaktadır. Makedonya Kralı II. Philip’in MÖ 337 yılındaki kuşatması başarısızlıkla sonuçlanmış, ardından Büyük İskender, bu kentte kendi adına sikke bastırmıştır. Roma dönemine gelindiğinde kent, Byzantion ile olan mücadelede Roma’nın zaferi sonrası küçük bir yerleşim statüsüne indirgenmiş; ancak yine de spor oyunları düzenleme hakkını korumuştur.

Devam Eden Kazı Alanından Bir Fotoğraf (Kaynak: Perinthos Kazısı)
MS 46 yılında Trakya Eyaleti’nin başkenti ilan edilen Perinthos, idari ve dini açıdan bölgenin merkezi haline gelmiş; MS 286 yılında İmparator Diocletianus tarafından Herakleia adını almıştır. Bu ad değişikliği, kentin koruyucu tanrısı Herakles’e atfen yapılmıştır. Geç Antik Çağ’da ise piskoposluk merkezi olma işlevi kazanmış, yazılı kaynaklarda 40 kadar kilisenin mevcudiyeti bildirilmektedir. Ancak kent, Avar ve Bulgar akınları sırasında büyük ölçüde tahrip edilmiştir. Orta Çağ boyunca farklı siyasi aktörlerin kontrolü altında kalmış; 1204 yılında Latin işgali sırasında Venediklilerce ele geçirilmiş ve son olarak 1353 yılında Süleyman Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetlerince fethedilmiştir.
Coğrafya ve Kentsel Planlama
Perinthos, Marmara Denizi’nin kuzey kıyısında, İstanbul Boğazı’nın yaklaşık 90 km batısında, kuzey Anadolu Fay Zonu'na çok yakın bir bölgede konumlanmıştır. Antik kentin merkez yerleşimi, bugünkü Marmara Ereğlisi ilçesiyle çakışmaktadır. Kent, coğrafi olarak tombolo tipi liman kenti karakteri göstermekte; iki büyük limanı, akropolisi, nekropol alanları ve aşağı şehir olmak üzere karmaşık ve geniş bir kent dokusuna sahiptir.
Yerleşim alanı doğu-batı doğrultusunda yayılmıştır. Akropolis kentin en yüksek noktasını oluştururken, aşağı şehir limanlara daha yakın düzlük alanlarda konumlanmıştır. Kentin teritoryumu ise yaklaşık 25 km çapında bir alana yayılmış olup, Yeniçiftlik, Kamaradere ve Sultanköy gibi bugünkü mahallelerin yanı sıra Çorlu ilçesinin bir kısmını da kapsamaktadır.
Arkeolojik Yapılar
Akropolis Alanı
Perinthos’un akropolisi, tiyatro, stadion, tapınak/kilise yapıları, sur kalıntıları ve kaya mezarları gibi çeşitli mimari unsurları barındırır. Tiyatro, Propontis'e bakan konumu ile hem işlevsel hem de estetik açıdan dikkat çekmektedir. Tiyatronun batı tarafında yer alan tonozlar, yapının çok katmanlı kullanımına işaret eder. Tapınak/Kilise alanı ise hem pagan hem de Hristiyan dönem kullanımına dair katmanlar içermekte; bu durum, kentin geçirdiği kültürel dönüşümün arkeolojik bir yansıması olarak değerlendirilmektedir.
Aşağı Şehir ve Diğer Alanlar
Aşağı şehirde ise Geç Antik Dönem'e tarihlenen Bazilika ve Konstantin/Metropolit Evi gibi yapılar ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca Marmara Ereğlisi Açık Hava Müzesi (Belediye Parkı – Taş Bahçesi) ve Belediye Binası bahçesinde sergilenen çok sayıda mimari parça ve heykel, kentin çeşitli dönemlerine ait kamusal ve özel mimari hakkında bilgi vermektedir.

Perinthos Bazalikası Kalıntıları (Kaynak: Perinthos Kazısı)
Surlar ve Su Yapıları
Kenti çevreleyen surlar iki ana bölgeyi –akropolis ve aşağı şehir– kapsar. Özellikle akropolisin kuzeybatısında 6–7 metre yüksekliğe kadar korunmuş sur kalıntıları günümüze ulaşmıştır. Roma döneminde kentin su ihtiyacı, 17 kilometre uzaklıktaki Değirmendere’den getirilen su ile karşılanmıştır. Bu sistem, pişmiş toprak borularla yerleşime kadar ulaşmakta; antik mühendisliğin başarılı bir örneğini sunmaktadır.
Nekropol ve Tümülüsler
Perinthos çevresinde tespit edilen nekropol alanları, Helenistik ve Roma dönemlerinden kalma tümülüs tipi anıt mezarları içermektedir. Trak geleneklerine uygun olarak ölülerin atlarıyla birlikte gömülmesi, bazen atlara ait ayrı tümülüslerin bulunması gibi bulgular, bölgesel defin pratiklerine dair bilgi sunmaktadır.
Tarihsel Depremler
Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın hemen kuzeyinde yer alması sebebiyle Perinthos, tarih boyunca birçok yıkıcı depreme maruz kalmıştır. MÖ 427 yılından itibaren belgelenen depremler arasında MÖ 282 Gelibolu, MS 117 Kapıdağ, MS 138 ve 160 Çanakkale, MS 170 güney Marmara ve 430 İstanbul depremleri öne çıkmaktadır. Bu depremler sonucunda kent surlarının ve su yollarının yeniden inşa edildiği, özellikle Justinianus dönemi (527–565) restorasyonlarında bu durumun izlenebildiği bilinmektedir.
Yazıtlar ve İmparatorluk Kültü
Perinthos-Herakleia 37 numaralı yazıt, Hadrianus’un MS 131 yılı civarında kenti ziyaret ettiğini düşündürmektedir. Bu yazıt, kentin Panhellenion adı verilen Helen dünyası birliğine dahil edilmesiyle ilişkilendirilmiş; yazıtta geçen tanrısal unvanlar ve Sabina adına düzenlenen kült imgeleri bu yorumu desteklemektedir. Ayrıca Septimus Severus, Caracalla ve Elagabalus gibi imparatorlar dönemine ait sikkeler, Perinthos’un imparatorluk kültü açısından da önemli bir merkez (neokoros) olduğunu ortaya koymaktadır.
Antropolojik Bulgular
2006–2009 yılları arasında gerçekleştirilen kazılarda ortaya çıkarılan mezarlık alanı, MS 9–13. yüzyıllar arasında yaklaşık beş asır boyunca kullanılmıştır. Mezarlıkta toplam 109 birey tespit edilmiştir. Bu bireylerden biri olan 3–4 yaşındaki bir çocukta, sagittal suturun erken kapanmasıyla ortaya çıkan ve “skafosefali” olarak adlandırılan kraniyosinoztoz anomalisi saptanmıştır. Bu örnek, Anadolu’daki en erken tarihli vakalardan biri olarak bilimsel kayıtlara geçmiştir.
Günümüzde Perinthos
Modern Marmara Ereğlisi ilçesi, antik kentin üzerine inşa edilmiştir. Bugünkü kent dokusu, antik yapılara doğrudan temas halinde olup, arkeolojik kalıntılar yer yer özel mülkiyetlerde veya kamusal alanlarda görülmektedir. Marmara Ereğlisi Açık Hava Müzesi, Belediye Parkı ve Tekirdağ Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen eserler, bu çok katmanlı yerleşimin farklı dönemlerine ışık tutmaktadır. Ayrıca bölgede yapılan sözlü tarih çalışmaları, halk belleğinde Perinthos’a dair anıların ve bilgilerin izini sürmeyi mümkün kılmış; böylelikle “sözlü arkeoloji” yaklaşımıyla maddi olmayan kültürel mirasın da belgelenmesine olanak tanımıştır.


