Pisidia Antiokheia Antik Kenti Akdeniz, Ege ve İç Anadolu bölgelerinin kesişim noktası olan Göller Bölgesi'nde Isparta iline bağlı Yalvaç ilçesinin yaklaşık 1 kilometre kuzeydoğusunda yer almaktadır. Kent, eğimli ve kısmen kayalık bir arazi üzerine kurulmuştur. Şehrin kuzey ve batı sınırından Hisarardı yolu, güneydoğu sınırından ise Antiochos (Hisarardı) Çayı geçmektedir. Yamuk planlı olarak tanımlanan kentte Roma ve Bizans Dönemi'ne ait yapı kalıntıları bulunmaktadır. Kentin ana giriş kapısı batıda konumlanırken kuzeyde Su Kemerleri, Nympheum ve Hamam gibi yapıların kalıntıları mevcuttur. Merkezde ise Tiyatro, Tiberius Alanı, Propylon ve Augustus Tapınağı alanı yer almaktadır.
Pisidia Antiokheia Antik Kenti (Türkiye Kültür Portalı)
Tarihsel Gelişim ve Önemi
Antiokheia Antik Kenti, Isparta'nın Yalvaç ilçesinde 1236 metreye ulaşan bir tepe üzerinde konumlanmıştır. Yaklaşık 46 hektarlık akropolisi surlarla çevrili olan kentin Roma Dönemi'ndeki nüfusunun 70.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Seleukos hanedanı tarafından MÖ 3. yüzyılda kurulan kent, Helenistik dönemin özelliklerini taşımaktadır. Bölgede Paleolitik dönemden itibaren yerleşim olduğu ve MÖ 3000 yıllarına uzanan İlk Tunç Çağı yerleşimlerinin varlığı bilinmektedir. Antiokheia'nın MÖ 275 yılında Galat akınlarını kontrol etmek amacıyla stratejik bir ileri karakol olarak kurulduğu düşünülmektedir. MÖ 2. yüzyıldan itibaren Roma egemenliğine giren bölge, 1176'daki Miryokefalon Savaşı sonrası Selçukluların kontrolüne geçmiştir.
Antik kent, Hristiyanlık için önemli bir hac merkezidir. Pisidia Eyaleti Başpiskoposluğuna ev sahipliği yapmış olan Antiokheia Büyük Bazilikası, bölgenin en erken ve anıtsal Hristiyanlık yapısı olarak öne çıkmaktadır.
Mimari Yapılar ve Kent Planlaması
Pisidia Antiokheia Antik Kenti'nin kent planlaması yamuk bir şekle sahiptir ve içerisinde Roma ile Bizans Dönemi'ne ait yapı kalıntılarını barındırır. Kentin ana girişi batı yönünde yer almaktadır. Kuzeyde Su Kemerleri, Nymphaeum ve Hamam gibi yapıların kalıntıları görülebilir. Kentin merkezinde Tiyatro, Tiberius Alanı, Propylon ve Augustus Tapınağı alanı bulunmaktadır. Su kemerleri kuzeydoğu yönünde kısmen ayakta durmaktadır.
Kazı çalışmalarıyla ortaya çıkarılan yapılar arasında Hamam-Bazilika yapısı, Tiyatro, Nymphaeum (çeşme yapısı), batı kapısı ve çevresi, Decumanus Maximanus (doğu-batı doğrultusundaki ana cadde) ve Cardo Maximanus (kuzey-güney doğrultusundaki ana cadde) caddeleri ile bu caddelerin her iki yanındaki sokak girişleri bulunmaktadır. Ayrıca Aziz Paulus'un ziyaret ettiği yerlerden olan St. Paul Kilisesi ve Büyük Bazilika da önemli mimari yapılardandır. Özellikle Büyük Bazilika, Pisidia'daki erken Hristiyanlık kiliseleri arasında hem en eski hem de en anıtsal örnektir. Bazilikanın doğu tarafında yarım daire şeklinde bir vaftiz havuzu ve olasılıkla piskopos konutu olan mozaikli mekanlar yer almaktadır. Kentin akropolisi (yukarı şehir), surlarla çevrili ve 46 hektarlık bir alanı kaplamaktadır.
Araştırmalar ve Kazılar
Antiokheia'da ilk kapsamlı araştırmalar, 1822-1834 yılları arasında İzmir'de papazlık yapan İngiliz Arundel tarafından gerçekleştirilmiş ve notları 1828'de yayımlanmıştır. Kazı çalışmaları ise ilk olarak 1911'de Mr. Ramsay ve ekibi tarafından başlatılmıştır. Ertesi yıl Princeton Üniversitesi'nin desteğiyle Ramsay liderliğinde devam eden kazılar, aralıklarla 1914'e kadar sürdürülmüştür. Bu dönemde özellikle 1914'te Augustus Kutsal Alanı önünde "Res Gestae Divi Augusti"nin ilk parçaları bulunmuştur.
I. Dünya Savaşı nedeniyle kesintiye uğrayan çalışmalar, savaş sonrası 1923'te Michigan Üniversitesi'nden Robinson'ın gayretleriyle yeniden başlamıştır. D. M. Robinson başkanlığında 1924'te başlayan kazılar 1927'de sona ermiş ve 1950'lere kadar araştırmalar duraklamıştır. Bu duraklama döneminde kazılarda ortaya çıkarılan birçok mimari parça, modern Yalvaç'ın inşasında kullanılmıştır. 1960'ların başında Yalvaç Müzesi'nin kurulmaya başlanmasıyla Antiokheia yeniden toprak altında kalmıştır.
Kentte 1985-1995 yılları arasında dönemin müze müdürü Mehmet Taşlıalan tarafından kazı çalışmaları yapılmıştır. Son olarak 2008 yılından itibaren Süleyman Demirel Üniversitesi Arkeoloji bölümü başkanlığında kazı çalışmaları halen devam etmektedir. 1980'li yıllardan itibaren Amerikalıların 1920-1924 kazılarından yaklaşık 56 yıl sonra Müze Müdürlüğü başkanlığında Kültür ve Turizm Bakanlığı ve yerel idarenin katkılarıyla kurtarma kazıları da yürütülmüştür. Bu kazılarda Hamam-Bazilika yapısı, Tiyatro, Nymphaeum, batı kapısı ve çevresi, Decumanus Maximanus ve Cardo Maximanus caddeleri ile Aziz Paulus ve Merkezi Kilise gibi alanlarda çalışmalar yapılmıştır.


