Satala Antik Kenti, Türkiye'nin Gümüşhane ilinin Kelkit ilçesine bağlı Sadak Köyü sınırları içinde yer alan bir antik kenttir. Gümüşhane şehir merkezine 88 kilometre, Kelkit ilçesine 28 kilometre mesafede konumlanmıştır. Deniz seviyesinden yaklaşık 1.670 metre yükseklikteki engebeli ve dağlık bir plato üzerinde kurulmuştur. Antik kent, Kapadokya'yı Karadeniz'e bağlayan önemli geçiş yolları üzerinde, kuzeyden güneye ve doğudan batıya uzanan ana yolların kavşağında bulunması nedeniyle stratejik bir konuma sahiptir. Aynı zamanda Fırat Nehri sınırını koruma amacıyla kurulmuş bir karakol kentidir.
Tarihçe
Satala, Hititler tarafından kurulmuş ve tarihsel süreç içinde Asur, Pontus, Urartu, Pers-Sasani, Makedonya, Roma ve Bizans gibi medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Antik kentin önemli bir merkez hâline gelmesi, Roma İmparatorluğu'nun MÖ 331'de Kelkit ve çevresini ele geçirmesi ve MS 60'larda Satala bölgesini bir askerî üs (lejyon) hâline getirmesiyle başlamıştır. Roma İmparatorluğu, Satala'yı yaklaşık 600 yıl boyunca 15. Lejyon'un ana üssü olarak kullanmıştır.
MS 1. ve 2. yüzyıllarda Roma İmparatorluğu'nun doğu sınırını Fırat Nehri oluşturmakta ve bu sınır boyunca dört büyük lejyon konuşlandırılmıştır; Satala da bunlardan biridir. Suetonius'a göre Satala'ya gönderilen ilk lejyon, İmparator Vespasianus tarafından MS 70 civarında Parthlar ve Kafkasya'daki düşman topluluklara engel olmak amacıyla kurulmuştur. Daha sonra İmparator Hadrian tarafından Samosata'ya (Samsat) taşınmıştır. XVI. Lejyon'dan boşalan karargâha konuşlandırılmıştır. Bu lejyon, İmparator Marcus Aurelius tarafından Avidius Cassius isyanına katılmaması nedeniyle "Pia Fidelis" (sadakatli) ünvanını almıştır. MS 252-256 yıllarında Sasani Kralı I. Shapur'un saldırılarına direnemeyen XV. Lejyon, Satala'da ağır bir yenilgi almış ve kent iki yıl kadar Sasaniler'in egemenliğinde kalmıştır.
İmparator Ziyaretleri
Satala, Anadolu'da 5 Roma İmparatoru tarafından ziyaret edilen tek lejyon kalesi olmasıyla büyük önem taşır. İmparator Traianus'un MS 114 yılında Parth seferi hazırlıkları için bizzat Satala'da bulunduğu belirtilmiştir. İmparator Hadrian'ın buradaki taş kaleyi inşa ettirdiği bilinmektedir.
Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılmasıyla Bizans döneminde de askerî önemini korumuş ve MS 529 yılında Perslerin doğu sınırını geçmesi üzerine kaledeki kale yeniden inşa edilmiştir. Kentin 7. yüzyıldaki Arap akınlarına kadar askerî işlevini sürdürdüğü tahmin edilmektedir. Geç Antik Çağ'da Hristiyanlıkla tanışmış, bir piskoposluk merkezi olmuş ve bu misyonunu MS 1256 yılına kadar sürdürmüştür. 10 yılında Pers Kralı II. Osroes tarafından ele geçirilmesinin ardından bölgeyle ilgili bilgilere ulaşılamamaya başlanmıştır.
Arkeolojik Çalışmalar ve Buluntular
Satala Antik Kenti, Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 05.04.1988 tarihli kararıyla üçüncü derece arkeolojik sit alanı olarak belirlenmiş ve koruma altındadır. Uzun yıllar gerçek anlamda arkeolojik çalışma yapılmaması nedeniyle yüzeyde çok az kalıntı görülebilmiştir. Antik kentte başlayan arkeolojik kazı çalışmaları devam etmektedir. İlk olarak Bartın Üniversitesi Arkeoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Şahin Yıldırım başkanlığındaki 25 kişilik ekip tarafından 2019'da başlatılan kazılar, günümüzde Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Elif Yavuz Çakmur başkanlığındaki 18 kişilik ekiple sürdürülmektedir.
Satala, Kültür ve Turizm Bakanlığının "Geleceğe Miras Projesi" kapsamına alınmıştır. Kazılarda 5 bin yıllık eserler ve Anadolu tarihini değiştirecek bulgular ortaya çıkarılmıştır. 2 bin yıllık lejyon kalesi duvarları ile erken tunç çağı ve Urartular dönemine ait bulgular elde edilmiştir. Yaklaşık 2 bin 800 yıllık olduğu söylenen bir Urartu kemeri buradan çıkarılmış ve Gümüşhane Kent Müzesi'nde sergilenmektedir. 1500 yıllık Roma lejyon zırhı Erzurum'da sergilenmekte olup, kısa sürede Gümüşhane'ye getirileceği belirtilmiştir. Nekropol (mezarlık) çalışmalarında yaklaşık 2 ayda 16 mezar açılmıştır; bunlar arasında ilginç bir kadın mezarı da bulunmaktadır. Roma lejyonerlerine ait askerî materyaller ve yapı kalıntıları bulunmuştur. Londra'daki British Museum'da sergilenen MÖ 2. yüzyıl sonlarına tarihlenen Bronz Afrodit büstü ve Erzurum Müzesi'nde sergilenen MÖ 5-6. yüzyıla ait Nike kabartması da Satala antik kentine aittir.
Mimari Kalıntılar
Roma dönemi lejyon kalesinin ana hatları izlenebilir durumdadır ancak duvarlarının mimarisinde Roma'dan ziyade Orta Çağ karakteri görülmektedir. Kalenin burçlarının ve duvarlarının izlerine kuzey ve doğu yönlerinde rastlanmaktadır. Günümüzde sadece yedi kemeri sağlam olarak tespit edilen, Roma döneminde yapıldığı düşünülen 47 gözlü su kemerinden geriye 4 ila 5 göz kalmıştır. Kentte kale, su kemeri veya kilise olabileceği düşünülen bir yapı, sarnıç ve hamam yapısı ile çeşitli mozaikler tespit edilmiştir. Kalenin dikdörtgen planı olup, 15,7 hektarlık bir alanı kaplar. Duvarları büyük oranda tahrip olmuş, belirli aralıklarla yerleştirilmiş kuleleri olduğu anlaşılmaktadır. Gölbaşı mevkiinde bulunan antik su kaynağı ve çevresindeki yapılar ile kentin güneydoğusunda yer alan revaklı bir yapı kalıntısı dikkat çekicidir.