Prehistorik sanat, yazının icadından önceki dönemlere ait insan üretimi görsel, plastik ve işitsel ifade biçimlerini kapsayan bir kavramdır. Bu sanat biçimi, insanlığın bilişsel ve kültürel evrimini yansıtan ilk estetik ve simgesel davranış örneklerini içerir. Arkeolojik olarak saptanabilen en erken örnekler arasında mağara duvarlarına yapılmış resimler, kaya yüzeylerine kazınmış figürler, taş veya kemikten oyulmuş heykelcikler, kişisel süs eşyaları ve erken müzik aletleri bulunur.
Bu sanatın üretildiği dönemler, genel olarak Paleolitik (Eski Taş Çağı), Mezolitik (Orta Taş Çağı) ve Neolitik (Yeni Taş Çağı) çağlarla örtüşür. Eserlerin çoğu doğrudan günlük yaşama hizmet etmekten ziyade, dinsel, törensel ya da topluluk içi iletişim gibi soyut işlevlere işaret eder.

Duvar Resimleri ve Kemikten Yapılmış Flüt Temsili Görsel (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur.)
Kronolojik ve Coğrafi Dağılım
Prehistorik sanatın kronolojik dağılımı, arkeolojik kültürlere ve jeolojik dönemlere paralel biçimde gelişmiştir. En erken örnekler, yaklaşık 100.000 yıl öncesine tarihlenen Afrika kaya sanatıdır. Güney Afrika’daki Blombos Mağarası’nda bulunan kırmızı aşıboyası ile yapılmış geometrik çizimler, insanlığın sembolik ifade becerisine dair bilinen en eski örnekler arasındadır. Bu türden ilk sanat üretimleri, Üst Paleolitik dönemde (yaklaşık M.Ö. 40.000–10.000) yoğunlaşarak, mağara resmi, taş heykelcikler ve gravürler biçiminde Avrupa, Asya ve Avustralya’ya yayılmıştır.
Fransa ve İspanya’daki mağara sistemleri, prehistorik sanatın en kapsamlı ve iyi korunmuş örneklerini barındırır. Fransa'daki Lascaux (yaklaşık M.Ö. 17.000) ve Chauvet (yaklaşık M.Ö. 30.000) mağaralarında yer alan çok renkli hayvan tasvirleri ve soyut işaretler, sanatsal beceri ile birlikte toplumsal ve ritüel işlevlerin varlığına da işaret eder. İspanya’daki Altamira Mağarası'ndaki (yaklaşık M.Ö. 15.000) resimler ise üst üste yapılmış kompozisyonları ve üç boyutluluğu çağrıştıran kullanımıyla dikkat çeker.
Avustralya, aralıksız devam eden kaya sanatı geleneğiyle öne çıkar. Kuzey Avustralya’daki Ubirr ve Kakadu bölgelerinde yer alan kaya resimleri, 40.000 yılı aşkın bir süreye yayılan bir estetik sürekliliği temsil eder. Bu bölgelerde resimler sıklıkla yeniden boyanmış, bu da kuşaklar arası aktarımı gösteren kültürel bir süreklilik yaratmıştır.
Asya kıtası, hem taş heykel hem de gravür açısından zengin örneklere sahiptir. Sibirya’daki Mal’ta kültürü (yaklaşık M.Ö. 20.000), özellikle kemik ve fildişinden yapılmış kadın figürinleriyle tanınır. Çin'in Jiahu bölgesinde bulunan ve kemikten yapılmış flütler ise (yaklaşık M.Ö. 7.000–6.000) işitsel sanatın tarihsel derinliğini gösterir. Hindistan’daki Pachmarhi tepelerinde yer alan kaya resimleri ise Mezolitik dönemin av sahnelerini betimleyen stilize figürler içerir.
Afrika'da Namibya’daki Apollo 11 Mağarası’nda bulunan taş üzerine çizilmiş hayvan figürleri (yaklaşık M.Ö. 25.000), Sahra Çölü’ndeki kaya sanatıyla birlikte kıtanın sembolik ifade repertuarını gösterir. Sahra bölgesinde daha geç dönemlere tarihlenen kaya gravürleri, çevresel değişimlere paralel olarak yaşam biçimindeki dönüşümleri de belgelemektedir.
Amerika kıtalarındaki en erken sanat örnekleri, insan yerleşiminin daha geç tarihli olması nedeniyle M.Ö. 10.000 civarına tarihlenir. Güney Amerika’daki Fell Mağarası ve Kuzey Amerika’daki Blackwater Draw gibi alanlarda, geometrik kazıma ve taş alet süslemeleri gibi dolaylı sanat biçimleri belgelenmiştir.
Sanat Türleri ve Teknikleri
Prehistorik döneme ait sanat ürünleri, üretildikleri malzeme, teknik ve kullanım bağlamlarına göre çeşitli kategorilere ayrılır. Sanat üretimi çoğunlukla bireysel bir beceriden çok, topluluklar arası ortak ritüel veya inanç pratiklerinin parçası olarak değerlendirilir.
Mağara ve Kaya Resimleri
En yaygın ve dikkat çekici prehistorik sanat biçimi, mağara içlerine veya açıkta kaya yüzeylerine yapılan resimlerdir. Avrupa’da Fransa (Chauvet, Lascaux), İspanya (Altamira) ve Endonezya’da Sulawesi gibi merkezlerde yüzlerce hayvan figürü, soyut işaret ve el şablonu örneği görülmektedir. Bu resimler genellikle kırmızı aşıboyası (hematit), manganez ve kömür gibi doğal pigmentlerle, parmakla, fırçayla ya da üfleyerek uygulanmıştır. Kaya resimleri, stilistik çeşitliliğe sahip olup tek renkli çizimlerden çok renkli ve katmanlı kompozisyonlara kadar uzanır.

Lascaux Mağarası Duvar Resimleri (flickr)
Heykelcikler ve Yontular
Taş, kemik, fildişi ya da kil gibi malzemelerden üretilmiş üç boyutlu figürler, prehistorik heykel sanatının temel örneklerini oluşturur. En bilinen örnekler arasında Avusturya’daki “Willendorf Venüsü” (yaklaşık M.Ö. 28.000–25.000) ve Sibirya’daki Mal’ta kültürüne ait kadın heykelcikleri yer alır. Bu figürler genellikle abartılı vücut hatlarına sahiptir ve doğurganlık, bereket ya da kimlik simgesi olarak yorumlanır. Aynı zamanda hayvan figürinleri ve soyut objeler de yaygındır.
Kabartmalar ve Gravürler
Mağara duvarlarına veya taş levhalara kazınarak yapılan gravürler, resim kadar yaygındır. Kazıma işlemi için taş aletler kullanılmıştır. Bu teknik, özellikle ışık ve gölgeyle üç boyutlu etki yaratmak amacıyla tercih edilmiştir. Lascaux ve Roc-aux-Sorciers gibi alanlarda hem çizim hem kabartma tekniklerinin birlikte kullanıldığı örnekler görülür.
Beden Süsleme ve Adornmanlar
Prehistorik topluluklar, bedeni sanatın bir yüzeyi olarak da kullanmıştır. Diş, kabuk, kemik ve taşlardan yapılmış kolyeler, delici aletlerle açılmış deliklere takılan süs eşyaları ve yüz boyama pratikleri bu kapsama girer. Blombos Mağarası'nda bulunan delikli deniz kabukları, dünyanın bilinen en eski kişisel adornman örnekleri arasında yer alır.
Müzikal Objeler
İşitsel sanatın izleri, arkeolojik buluntularla da desteklenmektedir. Çin’in Jiahu bölgesinde bulunan kemikten yapılmış flütler (yaklaşık M.Ö. 7.000), müziğin prehistorik dönemde de var olduğunu gösterir. Avrupa'daki Paleolitik buluntular arasında da hayvan kemiklerinden yapılmış ve ses çıkarabildiği kanıtlanmış flütler yer alır.
Kullanılan Malzemeler
Prehistorik sanat eserlerinde kullanılan malzemeler, doğrudan çevreden temin edilen ve dönemin teknolojik düzeyiyle işlenebilen doğal kaynaklardan oluşur. Bu bağlamda malzemeler, hem üretim tekniklerini hem de sanatın işlevsel ve anlam boyutlarını anlamada temel bir göstergedir.

Kullanılan Malzemeleri Temsil Eden Bir Görsel (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur.)
Doğal Pigmentler
Prehistorik mağara ve kaya resimlerinde yaygın olarak kullanılan pigmentler, minerallerden elde edilen doğal boyalardır. Kırmızı ve sarı tonlar için demir oksit (hematit ve limonit), siyah için manganez dioksit veya odun kömürü, beyaz içinse kil ya da kireç taşı kullanılmıştır. Bu pigmentler genellikle hayvansal yağ, su, tükürük ya da bitkisel özlerle karıştırılarak bir bağlayıcı yardımıyla yüzeye uygulanmıştır. Lascaux Mağarası’ndaki resimlerde 100’den fazla pigment türü tespit edilmiştir; bu da seçici ve sistematik bir boya üretim sürecine işaret eder.
Taş
Taş, hem taşıyıcı yüzey hem de işleme malzemesi olarak temel bir rol oynar. Granit, kalker, kumtaşı ve bazalt gibi kayaçlar, mağara resimleri ve kabartmaların uygulandığı doğal yüzeyleri oluşturur. Aynı zamanda yontma taş aletler, gravür ve kazıma işlemlerinde kullanılmıştır. Taş figürinler ve sembolik objeler, hem estetik hem ritüel işlevler taşımaktadır.
Kemik, Diş ve Fildişi
Organik sert dokular, hem sanat objelerinin üretiminde hem de süsleme amacıyla yoğun biçimde kullanılmıştır. Sibirya’daki Mal’ta kültürüne ait fildişi kadın heykelcikleri, bu malzemeyle gerçekleştirilen ileri düzey işçiliğe örnektir. Ayrıca geyik boynuzları ve büyük memeli hayvanlara ait kemikler, hem işlevsel araç-gereçlerin hem de estetik formların üretiminde kullanılmıştır.
Kil
Erken dönem seramik üretimine dair buluntular Neolitik dönemle birlikte görülmeye başlansa da, bazı bölgelerde figüratif kil objelerin daha erken tarihlendiği bilinmektedir. Kurutularak ya da ateşle pişirilerek kalıcılığı artırılan bu objeler, genellikle soyut biçimlere sahip küçük figürinlerdir.
Kabuk ve Taş Boncuklar
Beden süslemelerinde kullanılan malzemeler arasında deniz kabukları, renkli taş boncuklar ve delikli hayvan dişleri yer alır. Güney Afrika’daki Blombos Mağarası’nda bulunan, delik açılmış Nassarius cinsi deniz kabukları (yaklaşık M.Ö. 75.000) bu süsleme geleneğinin derin tarihini ortaya koymaktadır. Bu tür adornmanlar aynı zamanda topluluk içi kimlik, sosyal statü ve ritüel aidiyet göstergesi olarak yorumlanır.

Afrika’daki Blombos Mağarası’nda Bulunan, Delik Açılmış Nassarius Cinsi Deniz Kabuklarının Temsili Görseli (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur.)
Ahşap, Deri ve Organik Lifler
Arkeolojik bağlamda nadiren korunabilen bu malzemelerin kullanıldığı dolaylı kanıtlarla bilinir. Alet sapları, bağlayıcı iplikler, fırçalar ve muhtemelen elbiseler için kullanılan bu organik malzemeler, günlük yaşamla iç içe geçmiş sanat üretimlerinin taşıyıcısı olabilir. Ahşap, özellikle figüratif heykel yapımında kullanılmış ancak çoğu zaman çürüme nedeniyle günümüze ulaşmamıştır.


