Hayatı
Diana Frances Spencer, İngiliz aristokrasisinin köklü Spencer ailesinin bir üyesi olarak dünyaya geldi. Ailesi, kraliyet ailesine oldukça yakındı; Diana’nın büyükannesi Ruth Roche, Kraliçe Elizabeth’in nedimelerinden biriydi. Çocukluğu Sandringham yakınlarındaki Park House’da geçti. Anne ve babasının boşanmasıyla küçük yaşta bir boşanma sürecine tanıklık eden Diana, eğitim hayatına çeşitli yatılı okullarda devam etti. Gençlik yıllarında çocuk bakıcılığı ve anaokulu öğretmenliği yaptı.
İlk eğitimini Norfolk’ta bir yatılı okul olan Riddlesworth Hall School’da aldı. Ardından, genç kızlar için önde gelen okullardan biri olan West Heath Girls’ School’a devam etti. Okul yaşamı boyunca akademik başarıları orta düzeyde seyretmekle birlikte, spor ve müzik gibi alanlarda daha aktif rol aldı. 1978 yılında İsviçre’deki Institut Alpin Videmanette Okulu'na kısa süreli olarak katıldı. Daha sonra Londra’ya dönerek bir anaokulunda yardımcı öğretmen olarak çalıştı. Bu süreç, onun halkla doğrudan etkileşim kurduğu ilk deneyimlerden biri oldu.

Kraliyet Ailesine Girişi ve Ünvanları
Diana, 1980 yılında Galler Prensi Charles ile ilişkisine başladı ve 24 Şubat 1981’de nişanlandılar. 29 Temmuz 1981 tarihinde St. Paul Katedrali’nde gerçekleşen düğünle resmen kraliyet ailesine katıldı ve “Galler Prensesi” ünvanını aldı. Düğün, dünya çapında 750 milyon kişi tarafından televizyondan izlendi. Aynı zamanda “Cornwall Düşesi”, “Rothesay Kontesi” ve “Carrick Baronesi” ünvanlarını da taşıdı. Evliliklerinden iki çocukları oldu: Prens William (1982) ve Prens Henry (Harry) (1984).

Galler Prensi Charles ve Galler Prensesi Diana
1980’lerin sonunda evliliklerinde yaşanan sorunlar kamuoyunun gündemine taşındı. Çift, 1992 yılında ayrı yaşamaya başladı ve 28 Ağustos 1996 tarihinde resmen boşandı. Boşanma sonrasında Diana, “Kraliyet Yüksekliği” (Her Royal Highness) ünvanını kaybetti ancak “Galler Prensesi” ünvanını kullanmaya devam etti.
Hayır İşleri ve Sosyal Katkıları
Prenses Diana, kraliyet ailesinin geleneksel protokollerinin dışına çıkarak halkla daha doğrudan ve samimi bir bağ kurdu. Özellikle AIDS hastalarıyla olan temasları, mayınların yasaklanması kampanyasına verdiği destek ve evsizlere yönelik çalışmaları, onun insani yönünü ön plana çıkardı. Prenses Diana, halkla samimi ilişkisi ve özellikle hayır işleriyle gündeme geldi. HIV/AIDS ile ilgili ön yargıların yüksek olduğu bir dönemde, bu hastalıkla yaşayan kişilerle fiziksel temasta bulunarak dikkat çekti. Bu eylemleri, AIDS’e karşı farkındalığın artmasında etkili oldu. Ayrıca cüzzam hastalarıyla olan temasıyla da gündeme geldi. Diana’nın HIV/AIDS hastalarıyla el sıkışması, hastalık hakkındaki ön yargıları yıkmada sembolik bir adım olarak görüldü.

Mayınların temizlenmesi ve kara mayınlarının yasaklanması yönündeki çalışmalara da destek verdi. 1997 yılında Angola’da mayınlı arazide yürüyerek dikkatleri bu soruna çekmeye çalıştı. Destek verdiği bazı kuruluşlar arasında AIDS Crisis Trust, Great Ormond Street Hospital, The Leprosy Mission ve National Aids Trust yer aldı.
Çocuk sağlığı, evsizlik, madde bağımlılığı ve yaşlı bakımı gibi konularda faaliyet gösteren çok sayıda yardım kuruluşuyla iş birliği yürüttü. Özellikle Kraliyet ailesinden ayrıldıktan sonra bağımsız olarak yürüttüğü sosyal sorumluluk çalışmaları dikkat çekti.

Prenses Diana ve Çocuklarla Etkileşimi
Uluslararası medya tarafından “Halkın Prensesi” (The People’s Princess) olarak anılan Diana; güzelliği, tarzı ve zarafetiyle bir moda ikonu hâline geldi. Ancak hayatı boyunca medyanın yoğun ilgisinden dolayı özel hayatı sürekli olarak mercek altındaydı.
Ölümü ve Cenazesi
31 Ağustos 1997 tarihinde Diana, Paris’te bir paparaziden kaçarken geçirdiği araba kazasında hayatını kaybetti. Kazada beraberindeki arkadaşı Dodi Al-Fayed ve şoför Henri Paul da yaşamını yitirdi. Olay, Paris’te Pont de l’Alma tünelinde gerçekleşti. Kazanın ardından kamuoyunda yoğun tartışmalar yaşandı. Görgü tanıkları, kazanın bir grup paparazi tarafından takip edilmeleri nedeniyle yaşandığını belirtti.
Ölümü tüm dünyada büyük bir üzüntüyle karşılandı. Diana’nın cenazesi, 6 Eylül 1997 tarihinde Londra’da gerçekleştirildi. Westminster Abbey’de düzenlenen tören, dünya genelinde yaklaşık 2.5 milyar kişi tarafından televizyondan izlendi. Cenaze törenine çok sayıda siyasi ve dinî liderin yanı sıra ünlü isimler ve halktan insanlar da katıldı. Diana, Spencer ailesine ait olan Althorp Malikanesi’nin arazisinde, özel bir adada toprağa verildi.
Diana’nın mirası, çocukları Prens William ve Prens Harry aracılığıyla yaşamaya devam ediyor. Her iki prens de annelerinin başlattığı insani çalışmalara sahip çıkmakta ve Diana’nın değerlerini sürdürmektedir.
Az Bilinen Yönleri
- Diana çocukluğunda balerin olmak istiyordu fakat boyunun uzun olması nedeniyle bu hayalini gerçekleştiremedi.
- Gitar çalmayı öğrendi ve bale dersleri aldı.
- Evlenmeden önce de kraliyet ailesi tarafından dikkat çekilen bir figürdü, Charles ile evliliği onu küresel bir simge hâline getirdi.
Mirası ve Toplumsal Etkisi
Prenses Diana’nın hayatı ve çalışmaları, ölümünden sonra da uzun yıllar boyunca hem kamuoyunda hem de akademik çalışmalarda incelenmiştir. Onun toplumsal eşitsizliklere karşı gösterdiği duyarlılık, hastalıklarla ilgili farkındalık yaratma çabaları ve kamuoyuyla doğrudan kurduğu ilişki biçimi, kraliyet ailesi içinde farklı bir temsil biçimi oluşturdu. Diana’nın çocukları Prens William ve Prens Harry, annelerinin başlattığı sosyal sorumluluk projelerini devam ettirme yönünde faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Prenses Diana ve Sosyal Sorumluluk Projeleri (Jayne Fincher/Princess Diana Archive/Getty)



