Şeki Han Sarayı, Azerbaycan’ın kuzeybatısında yer alan tarihî Şeki kentinde bulunan ve 1762 yılında Şeki Hanı Muhammed Hüseyin Han Muştag tarafından yaptırıldığı tahmin edilen iki katlı bir konaktır. Saray, 18. yüzyıl Azerbaycan mimarisinin en seçkin örneklerinden biri olarak kabul edilir. Gerek dış cephesindeki şebeke işçiliği, gerekse iç mekânlarında bulunan freskler, minyatürler ve ahşap oymalarla resim sanatı açısından da büyük öneme sahiptir.

Giriş Kapısı (Fotoğraf: Duygu Şahinler)
Tarihî Arka Plan
Şeki, tarih boyunca İpek Yolu üzerinde yer alması nedeniyle farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan bir şehir olmuştur. Bölge, Osmanlılar, Safeviler ve Kaçarlar gibi çeşitli Türk-İslam devletlerinin egemenliği altında kalmıştır. 1743 yılında, bağımsız bir hanlık olan Şeki Hanlığı kurulmuş ve bu hanlık 19. yüzyılda Rus işgaline kadar varlığını sürdürmüştür. Saray, hanlığın yönetim merkezi olmasının yanı sıra aynı zamanda kültürel ve sanatsal hayatın da odağı olmuştur.

Sarayın Dış Süslemeleri (Fotoğraf: Duygu Şahinler)
Mimari Yapı ve Tasarım
Sarayın mimari yapısı iki katlı ve dikdörtgen planlıdır. Yapının tamamı neredeyse hiçbir çivi kullanılmadan inşa edilmiştir. Cephedeki ahşap kafesler (şebeke) cam parçalarıyla mozaiklenmiştir ve içeriye gün ışığını renkli bir şekilde geçirecek şekilde tasarlanmıştır.
Kat Planı
Alt kat resmî işlerle ilgilidir. Memurların çalışma odaları ve kabul salonları bulunur. Üst kat, hanın ailesine ayrılmıştır. Oturma odaları, hanımın otağı, hanın özel çalışma odası gibi bölümler yer alır.
Malzeme ve Teknik
Ahşap oymacılığı, mozaik cam işçiliği, fresko ve minyatür teknikleri harmanlanmıştır. Herhangi bir tutkal veya çivi kullanılmadan küçük ahşap parçaların bir araya getirilerek camlarla oluşturduğu zarif pencere süslemeleri (şebeke tekniği) mevcuttur. Freskler, fresko buono (ıslak sıva üzerine) ve fresko secco (kuru sıva üzerine) teknikleriyle yapılmıştır.
Freskler ve İç Mekân Süslemeleri
Sarayın içindeki duvar resimleri sosyokültürel bir anlatı sunar. Duvarlardaki sahneler dört ana temada toplanır:
Geometrik ve bitkisel motifler: İslami sanatın geleneksel süsleme biçimlerini yansıtır.
Olay örgüsü taşıyan anlatı resimleri: Özellikle konak otağında yer alan savaş ve av sahneleri.
Hayvan figürleri: Aslan, tavus kuşu, ejderha gibi sembolik yaratıklar kullanılmıştır.
Mitolojik, doğa ve insan tasvirleri: Ejderha ile aslanın mücadelesi, güneş yüzlü kadın, ceylan ve kuş gibi figürler.

Sarayın İçinde Yer Alan Minyatürlerden Biri (Fotoğraf: Duygu Şahinler)
Önemli Odalar ve Özellikleri
Divan Hanı: Resmî toplantıların yapıldığı salondur. Ortasında bir havuz, etrafında ise duvarlarda zarif minyatür sahneler vardır.
Konak Otağı: Av ve savaş sahneleriyle bezenmiş geniş odadır. Bu sahneler büyük olasılıkla Şeki Hanlığı’nın gücünü ve prestijini temsil eder.
Hanımın Otağı: Daha ince işçilik, bitki motifleri ve kadınsı bir estetik hâkimdir.
Hanın Şahsi İş Otağı: Fantastik figürlerin yoğun olduğu bu odada, papağan, nar, üzüm, ejderha ve güneş yüzlü kadın gibi sembolik öğeler dikkat çeker.
Sanatsal ve Kültürel Değer
Şeki Han Sarayı’nın sanatı, yalnızca estetik bir beğeni değil; aynı zamanda siyasi, sosyal ve ideolojik bir mesaj taşır. Sahneler arasında av partilerinden, savaş sahnelerinden, ejderha ve aslan figürlerinden kesitler bulunur.
Freskler dönemin toplum yapısı, dinî ve mitolojik inançları hakkında bilgi verir. Ayrıca bu tür minyatür tarzı anlatım, Türk sanat geleneğinde kitap resimleri ile duvar sanatının birleştiği nadir örneklerdendir.
Restorasyon ve Koruma
Saray birçok kez restore edilmiştir. Son restorasyon çalışmaları, uluslararası ekiplerin katılımıyla, özgün dokusuna zarar verilmeden yapılmıştır. Yapının özgünlüğü büyük oranda korunmuş ve saray UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine dahil edilmiştir.
Şeki Han Sarayı, Türk-İslam dünyasının sanatsal birikimini ve duvar resmi geleneğini barındıran yaşayan bir müzedir. Gerek sembolik, gerek teknik açıdan Türk duvar resim sanatının örneğidir.


