Sinop mantısı, Karadeniz'in köklü yemek geleneklerinden biridir ve tarihsel olarak Sinop ve çevresindeki kırsal kesimlerde kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. Bölge halkının ev yapımı mantı alışkanlıkları içerisinde, büyük parçalı ve cevizle servis edilen bu özel form zamanla kalıplaşarak "Sinop mantısı" adını almıştır. Özellikle düğün, bayram gibi toplu etkinliklerde yapılmaktadır.
Hazırlanışı ve Malzemeler
Sinop mantısının hamuru; un, su, tuz ve yumurta ile yoğrularak açılır, kare şeklinde kesilir. İç harcı genellikle dana kıyma, ince doğranmış soğan, tuz ve karabiberden oluşur. Üçgen katlanarak kapatılan mantılar kaynar suda haşlanır. Sunumda özgün bir yöntem izlenir: tabağın yarısına sarımsaklı yoğurt, diğer yarısına ise dövülmüş ceviz ve kızdırılmış tereyağı dökülür.
Bölgesel Özellik ve Kültürel Değer
Sinop mantısı, sadece lezzetiyle değil, sunum biçimi ve yapım tekniğiyle de yöreye özgü bir mutfak mirasıdır. Ceviz kullanımı ve üçgen şekli, onu Kayseri veya diğer Türk mantılarından ayırır. Sinop’un kıyı yerleşimlerinde balık yemekleri yaygınken, iç bölgelerinde mantı gibi tahıl ve et bazlı yemekler daha baskındır. Bu da mantının kültürel konumunu pekiştirir.
Tüketim Biçimleri ve Varyasyonlar
Sinop mantısı genellikle sıcak ana yemek olarak tüketilir. Cevizli ve yoğurtlu kombinasyonun aynı tabakta sunulması özgünlüğünü vurgular. Ancak bazı yöresel varyasyonlarda ceviz yerine sadece yoğurt veya sade tereyağlı sunum da tercih edilebilir. Boyutunun büyük olması, bol iç harcıyla servis edilmesi de doyurucu özelliğini artırır.
Tescil ve Coğrafi İşaret
Sinop mantısı, 2020 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından “mahreç işareti” ile tescillenmiştir. Bu coğrafi işaret, yemeğin üretiminde belirli tarif ve malzeme standartlarının uygulanmasını zorunlu kılar. Cevizli ve yoğurtlu sos kombinasyonuyla aynı tabakta sunulması bu tarifin temelidir. Tescil, ürünün yerel kimliğini ve sürdürülebilirliğini koruma amacı taşır.
Sosyo-Kültürel Önemi
Sinop mantısı, yalnızca bir yemek değil, toplumsal hafızada yer etmiş bir kültürel unsur olarak öne çıkar. Özellikle düğünler, bayramlar ve misafir ağırlamalarında yapılır. Yerel halkın mutfak kültürünü yaşatmasının bir yolu olan bu yemek, aynı zamanda gastronomi turizminin de önemli bir parçasıdır. Eğitim kurumlarında yapılan duyusal analizler, hem öğrenci bilincini artırmakta hem de yöresel değerlerin aktarımını desteklemektedir.


