Uluslararası Okuryazarlık Günü, her yıl 8 Eylül tarihinde dünya genelinde kutlanan bir gündür. 1967 yılından bu yana gözlemlenen bu gün, okuryazarlığın bireysel güçlenme, toplumsal gelişme, demokratik katılım ve sürdürülebilir kalkınma açısından taşıdığı önemi vurgulamak amacıyla düzenlenmektedir. UNESCO tarafından başlatılan bu uluslararası gün, hükûmetleri, eğitim kurumlarını, sivil toplum örgütlerini ve bireyleri okuryazarlığın evrensel bir hak olduğu bilinciyle hareket etmeye teşvik eder.
Tarihçe
UNESCO, 1966 yılında gerçekleştirilen 14. Genel Konferansı’nda aldığı kararla 8 Eylül tarihini Uluslararası Okuryazarlık Günü olarak ilan etmiştir. Bu karar, okuryazarlığın eğitim ve kalkınma politikalarında temel bir öncelik hâline getirilmesi gerektiği düşüncesine dayanmaktadır. 1967 yılından itibaren kutlanmaya başlayan gün, dünyanın pek çok ülkesinde seminerler, konferanslar, ödül törenleri ve farkındalık etkinlikleriyle anılmaktadır.
Amaç ve Kapsam
Uluslararası Okuryazarlık Günü, okuryazarlığın yalnızca okuma ve yazma becerisi olarak değil, bireylerin toplumsal yaşama etkin biçimde katılabilmesini sağlayan bir insan hakkı olarak ele alınmasını hedefler. UNESCO’ya göre okuryazarlık, bireylerin bilgiye erişimini, düşüncelerini ifade etmesini ve toplumsal ilerlemeye katkı sunmasını mümkün kılar. Aynı zamanda eşitlik, adalet, hoşgörü ve çeşitliliğe saygı gibi değerlere dayalı bir barış kültürünün de temelini oluşturur.
Okuryazarlık, bireylere yalnızca bilgi edinme olanağı sağlamaz; aynı zamanda onların sosyal ilişkilerinde, ekonomik yaşamlarında ve vatandaşlık rollerinde daha etkin bir şekilde yer almalarına imkân verir. Bu nedenle UNESCO, okuryazarlığı “bütünsel bir yetkinlik” olarak tanımlamakta ve yaşam boyu öğrenme anlayışıyla ilişkilendirmektedir.
UNESCO’nun Çalışmaları
UNESCO, kurulduğu günden bu yana okuryazarlığın yaygınlaştırılmasını eğitim politikalarının merkezine yerleştirmiştir. Kuruluş, üye ülkelerde okuryazarlık programlarının geliştirilmesi, öğretmenlerin eğitimi, öğrenme materyallerinin hazırlanması ve kapsayıcı eğitim politikalarının uygulanması alanlarında çalışmalar yürütmektedir.
2020 yılından bu yana UNESCO, elliye yakın ülkede okuryazarlık politikalarının güçlendirilmesine destek vermektedir. Bu destek, özellikle yetişkin öğrenenler ve marjinal gruplar için eğitim fırsatlarını genişletmeyi amaçlamaktadır. Kuruluş, Küresel Okuryazarlık İttifakı (Global Alliance for Literacy) aracılığıyla uluslararası düzeyde iş birliği yürütmekte ve iyi uygulama örneklerinin paylaşılmasını teşvik etmektedir.
Ayrıca UNESCO, dijital teknolojilerin eğitim alanındaki potansiyelinden yararlanmak amacıyla Gateways to Public Digital Learning adlı programı başlatmıştır. Bu program, açık çevrim içi kurslar ve dijital öğrenme platformları aracılığıyla eğitim fırsatlarını artırmayı hedefler. Kuruluş, öğretmenlerin dijital becerilerinin geliştirilmesi yönünde de çalışmalar yapmaktadır. UNESCO, teknolojinin öğrenmeyi destekleyici bir araç olduğunu, ancak eğitimin merkezinde insanların, yani öğretmenlerin yer alması gerektiğini vurgular.
Okuryazarlık ve Dijital Dönüşüm
Günümüzde okuryazarlık kavramı yalnızca yazılı metinleri okuma ve yazma becerisiyle sınırlı değildir. Dijitalleşme, bilgiye erişim ve iletişim biçimlerini köklü biçimde değiştirmiştir. UNESCO, dijital çağda okuryazarlığın artık dijital içerikleri anlamayı, değerlendirmeyi, üretmeyi ve güvenli biçimde paylaşmayı da kapsadığını belirtmektedir. Dijital dönüşüm, öğrenme fırsatlarını genişletme potansiyeli taşırken, dijital araçlara erişimi sınırlı olan bireyler için yeni eşitsizlik riskleri yaratmaktadır. Bu nedenle UNESCO, dijital okuryazarlığın geliştirilmesini hem bireysel güçlenmenin hem de toplumsal kapsayıcılığın temel koşullarından biri olarak görmektedir.
Küresel İş Birliği ve Politik Taahhütler
UNESCO’nun okuryazarlık konusundaki çalışmalarına uluslararası düzeyde geniş katılım sağlanmaktadır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 79. oturumunda Moğolistan öncülüğünde kabul edilen karar, okuryazarlığın güçlendirilmesi yönündeki küresel taahhüdü pekiştirmiştir. Karar, okuryazarlığın dijital çağın gereksinimleriyle uyumlu biçimde yeniden ele alınması gerektiğini vurgulamaktadır.






