Zombi şirketler, iflas etmesi beklenirken çeşitli nedenlerle piyasada varlığını sürdüren, genellikle düşük kârlılık, yüksek borçluluk ve düşük verimlilikle tanımlanan işletmelerdir. Bu firmalar, faiz yükümlülüklerini karşılayamayacak durumda olmalarına rağmen banka kredileri ya da devlet destekleri gibi dışsal kaynaklarla faaliyetlerine devam edebilir. 1990’lardan itibaren Japonya'da başlayan ilgi, 2008 küresel finansal krizi ve COVID-19 pandemisi gibi dönemlerle yeniden canlanmış, Türkiye’de de benzer tartışmalar özellikle kriz dönemlerinde öne çıkmıştır.
Zombi Şirketlerin Tanımı ve Belirlenmesi
Zombi şirket kavramı, çeşitli kriterlere dayalı olarak tanımlanır. Türkiye’de yapılan araştırmalarda bu firmalar; en az üç yıl üst üste faiz karşılama oranı (EBIT/finansman giderleri) 1’in altında olan, yine üç yıl boyunca negatif öz sermayeye sahip olan ve en az beş yıldır faaliyette bulunan firmalar olarak kabul edilmektedir. Bu tanım, geçici mali sorunlardan ziyade yapısal finansal bozulmaları esas alır. Ayrıca bu firmalar, bu olumsuz finansal koşullara rağmen bankalardan kredi kullanmaya devam etmektedir.
Zombi Firmaların Finansal Özellikleri
Türkiye’de yapılan mikro düzeyli çalışmalar, zombi firmaların belirgin finansal özelliklere sahip olduğunu göstermektedir. Bu firmalar genellikle:
- Sürekli zarar eden ve nakit üretmeyen yapıdadır.
- Borç/öz sermaye oranı oldukça yüksektir.
- Yatırım oranları düşük olup, yeni projelere yönelme kapasitesi sınırlıdır.
- Faaliyetlerinden doğan zararlar süreklidir.
- Zombi riski, genellikle daha büyük ölçekli firmalarda daha yüksektir.
İstanbul Sanayi Odası'nın ilk 1000 şirketi incelendiğinde, zombi özellikleri taşıyan firmalar arasında tekstil, gıda ve madencilik sektörleri öne çıkmaktadır.
Zombi Şirketlerin Ekonomik Sistem Üzerindeki Etkileri
Zombi firmaların piyasadaki varlığı ekonomik yapı üzerinde çok boyutlu etkiler yaratır. Bunlar genel olarak kaynak dağılımı etkinliği, verimlilik, finansal istikrar ve rekabet düzeylerinde yoğunlaşır.
Kaynak Tahsisinde Etkinsizlik
Ekonomik kaynakların zombi firmalara yönelmesi, bu kaynakların verimli firmalara gitmesini engeller. Bankacılık sisteminden alınan krediler, kârlılığı düşük bu firmalarda israf edilirken, yaratıcı yıkım mekanizması da işlevsiz hâle gelir. Bu durum sektör içi verimli firmaların büyümesini sınırlar.
Verimlilik Üzerindeki Etkisi
Zombi firmaların üretim faktörlerini verimsizce kullanması, doğrudan sektörel ortalama verimliliği düşürmektedir. Türkiye’de yapılan ampirik analizler, zombi firma oranlarındaki artışın, sektörlerin katma değer cinsinden verimliliğini istatistiksel olarak anlamlı biçimde azalttığını ortaya koymuştur.
Yenilik ve Rekabet Üzerindeki Etkisi
Zombi firmalar, yenilikçilik faaliyetlerine kaynak ayıramayacak kadar borç yükü altındadır. Bu nedenle Ar-Ge ve teknolojik yatırımlardan uzak kalmakta, sektörde yenilikçi firmaların rekabet gücünü azaltmaktadırlar. Bu durum, özellikle hızlı dönüşüm gerektiren sektörlerde ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
Finansal Sistem Üzerindeki Riskler
Zombi firmalar, borçlarını ödeyemedikleri hâlde finansal sistemden kaynak kullanmaya devam ederler. Bu da bankacılık sektörü açısından kredi riski oluşturur ve sistemik kriz ihtimalini artırır. Kredilerin geri dönmeme ihtimali bankaların bilançosunu zayıflatırken, yeni kredi tahsislerini de sınırlayıcı etki yaratır.
Zombi Şirketlerin Yayılma Etkisi
Zombi firmalar, sadece kendi performanslarıyla değil, sektördeki diğer firmalara olan etkileriyle de dikkat çeker. Bu firmaların düşük fiyatla satış yapma stratejileri, sağlıklı firmaların kâr marjlarını düşürür. Aynı zamanda finansmana erişimi sınırlandırarak, rekabetçi firmaların büyümesini engelleyebilir.
Türkiye’de Zombi Şirketlerin Gelişimi
Türkiye’de zombi şirketlerin oranı 2020 yılında COVID-19 pandemisinin etkisiyle zirve yapmıştır. Pandemi sürecinde sunulan finansal desteklerin firmalar arasında ayrım yapılmaksızın dağıtılması, zombi şirket sayısını artırmıştır. Ancak sonraki yıllarda, ekonomik toparlanma ve kredi politikalarındaki sıkılaşmayla birlikte bu oran azalma eğilimine girmiştir.
Sektörel bazda değerlendirildiğinde, zombi firma yoğunluğu tekstil, kimya, gıda ve ulaşım sektörlerinde yüksek, metal ve makine imalatı gibi sermaye yoğun sektörlerde ise görece daha düşüktür.
Politika Yapıcılar Açısından Zorluklar ve Stratejiler
Zombi firmalarla mücadele, politika yapıcılar açısından belirli ikilemleri de beraberinde getirir. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde firmaların iflasını önlemek için verilen destekler, uzun vadede verimsiz firmaların yaşamasına olanak sağlayabilir. Bu bağlamda önerilen stratejik yaklaşımlar şunlardır:
- Etkin iflas mekanizmalarının oluşturulması ve işletilmesi
- Bankacılık sisteminin zombi firmalara karşı temkinli kredi politikaları uygulaması
- Desteklerin performansa dayalı ayrımcı kriterlerle dağıtılması
Zombi şirketler, yalnızca kendi performansları değil, ekonominin genel işleyişi üzerinde yarattıkları olumsuz etkiler nedeniyle de dikkatle ele alınması gereken yapılardır. Türkiye’de yapılan çok sayıda ampirik çalışma, bu firmaların sektörel verimliliği azalttığını, sağlıklı firmalar üzerinde dışsallık yarattığını ve finansal sistemi tehdit ettiğini ortaya koymuştur. Bu nedenle, uzun vadeli büyüme ve verimlilik hedeflerine ulaşmak için, zombi şirketlerle mücadele eden etkin politikaların tasarlanması ve uygulanması gerekmektedir.

