Andaval Kilisesi, günümüzde Niğde ili merkezine bağlı Aktaş kasabasında (tarihi adıyla Andabalis) yer almaktadır. Kent merkezinin yaklaşık 8 km kuzeydoğusunda, Kayseri-Niğde kara ve demir yolu güzergâhına yakın bir noktada konumlanmıştır. Kilisenin bulunduğu yer aynı zamanda geç antik çağdan itibaren iskan edilmiş ve tarih boyunca önemli yolların kavşağında bir yerleşim yeri olmuştur. Burası, Hristiyanlığın önemli hac yollarından biri olan İstanbul-Kudüs güzergâhı üzerindedir. Andaval Kilisesi, bu stratejik konumuyla, tarihsel süreçte hem dini hem de sosyal açıdan önemli bir durak noktası haline gelmiştir.
Tarihleme ve Mimari Özellikler
Konstantin ve Helena Kilisesi, mimari planı ve süsleme detaylarıyla Erken Bizans dönemine, özellikle 5. ve 6. yüzyıllara tarihlenmektedir. Kilisenin ismi, Hristiyanlığı kabul eden ilk Augusta (imparatoriçe) olan Helena’dan gelmektedir. Rivayetlere göre bu kilise, Azize Helena’nın Kudüs'e yaptığı hac yolculuğu sırasında inşa ettirdiği yapılardan biridir. Duvarlarında haç motifleri ve fresk kalıntıları yer almakta; mimari yapısında düzgün kesilmiş açık renkli taşlar kullanılmıştır. Dış cephesinde kazıma figürler, iç mekânda ise freskolar gözlemlenmiştir. Uzun yıllar boyunca kullanılmayan yapı, 20. yüzyıla kadar büyük ölçüde ayakta kalmış; sonrasında bir dönem soğuk hava deposu olarak işlev görmüş, ancak bu süreçte ciddi tahribata uğramıştır. 1996 yılında başlayan kazı çalışmaları, 2000–2003 yılları arasında yoğunlaşmıştır.

Andaval Kilisesi (Anadolu Ajansı)
Arkeolojik Bulgular ve Mezar Tipolojisi
Kilise ve çevresinde gerçekleştirilen arkeolojik kazılarda toplam 126 mezar ortaya çıkarılmış, bu mezarlardan 166 bireye ait kalıntılar incelenmiştir. Bu bireylerin büyük bir kısmı fetüs, bebek, çocuk ve yeniyetmelerden oluşmaktadır (%62). Bu yüksek oran, kilisenin hac yolu üzerindeki konumu ve seyahat zorluklarının, özellikle küçük yaş gruplarında yüksek ölüm oranlarına yol açtığını göstermektedir.
Kazılar sonucunda yedi farklı mezar tipi belirlenmiştir:
- Monolit Mezar: Tek parça taştan oyulmuş, oval biçimli mezarlar.
- Moloz Taş Sanduka: Kaba yontulmuş taşlarla oluşturulan sanduka mezarlar.
- Kesme Taş Sanduka: Düzgün yontulmuş taş dizileriyle oluşturulmuş sanduka mezarlar.
- Basit Toprak Mezar: Toprağa kazılan sade mezar yapısı.
- Ana Kayaya Oyma Mezar: Kayaya oyularak oluşturulan derin gömüler.
- Lahit Mezar: Dört kenarı taş bloklarla çevrili, taş kapaklı yapılar.
- Kompozit Mezar: Farklı yapı elemanlarının bir araya getirildiği karışık tip mezarlar.

Andaval Kilisesi (Anadolu Ajansı)
Gömü Ritüelleri ve Sosyal Yapı
Gömülerin tamamı sırtüstü yatırılmış, başları batıya, ayakları doğuya gelecek şekilde konumlandırılmıştır. Bu yönelim, yeniden dirilişe olan inancın simgesidir. Kollar genellikle göğüs veya karın üzerinde çapraz şekilde bağlanmıştır. Mezarlar tekli ve çoklu gömüler şeklindedir; ancak çoğunluğu tekli gömülerdir (%76).
Mezar hediyeleri açısından yapılan analizlerde, bireylerin yalnızca %33’ünün mezarlarında buluntuya rastlanmıştır. Buluntular arasında cam ve metal bilezikler, yüzükler, kolyeler, küpeler, haç rölikerleri ve deniz kabukları gibi kişisel süs eşyaları ön plandadır. Seramik kaplara veya savaş aletlerine rastlanmamıştır. Hediyelerin çoğu kadın ve çocuk mezarlarında bulunmuştur. Kompozit mezarlar, en çok buluntuya rastlanan mezar tipi olmuştur.
Sağlık Durumu ve Ölüm Nedenleri
İskeletlerde Cribra Orbitalia ve Porotic Hyperostosis gibi hastalıklara rastlanmış, fakat genel olarak çok az travma izine rastlanmıştır. Bu durum, bireylerin kemikte iz bırakmayan hızlı ölümler yaşadığını göstermektedir. Bu sonuç, Bizans coğrafyasını etkileyen veba gibi büyük salgın hastalıkların etkisini düşündürmektedir. Özellikle bebek ve çocuk ölümlerinin yüksekliği, düşük bağışıklık, yetersiz beslenme ve seferî hayat tarzı ile ilişkilendirilmektedir.


