Dikmen, Sinop’un en az nüfusa sahip ilçesidir. Tarım ve hayvancılık, ilçe ekonomisinin temelini oluşturur. İlçeye bağlı 28 köy ve 3 mahalle bulunmaktadır. Kerim, Göllü ve Görümcek köylerinde bulunan tarihi camiler, ilçenin kültürel mirasını yansıtmaktadır.
Tarih
Dikmen, Sinop merkezine 50–55 km uzaklıkta, Samsun ili sınırında yer alan ve Gerze’ye bağlı bir bucak merkezi iken 20 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kanunla ilçe statüsüne kavuşmuş bir yerleşimdir. 23 Temmuz 1991’de ilk kaymakamlık atanmasıyla fiilen hizmet vermeye başlamıştır. Günümüzde ilçeye bağlı 28 köy bulunmaktadır.
Yazılı antik döneme ait doğrudan bir kaynak bulunmamakla birlikte, yöredeki sözlü tarihe göre yerleşimin kurumsallaşmasında 1789 yılında inşa edilen camiî etrafındaki “Yeni Cuma” merkezinin belirleyici bir rol oynadığı, bu merkeze çevredeki 30 köyden halkın haftalık ihtiyaçlarını karşılama amacıyla gelmeye başladığı aktarılmaktadır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında statü değişiklikleri yaşanmış; 1953’te merkez muhtarlığı kaldırılmış, 1968’de on köyün yeniden katılımıyla ilçe kimliği korunmuştur.
Coğrafya ve İklim
Dikmen, Batı Karadeniz havzasının Güzelceçay (Kanlıçay) Vadisi’nde, yoğun çam ormanları arasında, dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahip bir ilçedir; birinci derece heyelan bölgesine dahildir. İlçe genel yüzölçümü 450 km², merkez yerleşimin denize uzaklığı 12 km ve denizden ortalama yükseltisi 210 m’dir.
İklim, Karadeniz etkisi altında ılıman bir rejim sergiler; yıllık ortalama sıcaklık 14 °C, bağıl nem oranı yaklaşık % 70 seviyesinde seyreder. Bitki örtüsü; kıyıya yakın kesimlerde kestane, çam ve meşe ormanları; daha yüksek kotlarda köknar, gürgen ve kayın topluluklarıyla karakterizedir.
Nüfus ve Demografi
Dikmen ilçesinin toplam nüfusu 2007 yılı itibarıyla 7.037 kişi iken 2024 yılında 4.851 kişiye gerilemiş olup, bu dönemde 2009–2010, 2017–2018 ve 2022–2023 yıllarında sırasıyla 321, 480 ve 445 kişilik artışlar; diğer yıllarda ise değişen oranlarda azalışlar görülmüştür. 2024 verilerine göre erkek nüfus 2.556 (%52,69), kadın nüfus 2.295 (%47,31) düzeyindedir ve cinsiyetler arasındaki fark genellikle birkaç yüz kişi ölçeğinde kalmıştır. Yıllık nüfus değişimleri, yerel kayıt güncellemeleri ve göç hareketleri gibi çeşitli etkenlerle açıklanabilecek dalgalı bir seyir izlemiştir.
Ekonomi
İlçe ekonomisi, hizmetler, tarım-hayvancılık ve sanayi sektörlerinin sırasıyla öne çıktığı çok sektörlü bir yapıdadır. Hizmetler sektörü yerel ekonomik faaliyetin % 86,3’ünü oluşturur; bu, Sinop ili genelindeki en düşük paydır. Tarım ve hayvancılık sektörü % 7,3 oranıyla ikinci sırada yer alır; arazilerin büyük kısmı VI. ve VII. sınıf tarım toprağı olduğundan hububat ekimi sınırlı kalmakta, buğday, arpa, yulaf ve mısır yetiştiriciliği yapılmakta; meyve, sebze ve arıcılık da ekonomik değer taşımaktadır. Ormancılık, geniş orman örtüsü sayesinde bölge halkı için önemli bir gelir kaynağıdır.
Sanayi sektörü ilçe ekonomisinin % 6,4’ünü oluşturur. Devlet desteğiyle Güzelceçay Mevkii’nde kurulan dört balık unu ve yağı fabrikası, Türkiye genelinde üretilen balık unu-yağının % 35’ini karşılamakta; mamuller yurt içi ve Japonya pazarlarına ihraç edilmektedir. İlçede ayrıca bir tavuk çiftliği ve yem fabrikası faaliyet göstermektedir.
Turizm–Kültür–Mutfak
Kış turizmi kapsamında, Gerze sınırında yer alan Göktepe ve Soyuk Tepesi kayak sporlarına elverişli tesisler sunar. Yaz ve yayla turizmi için Kuzfındık, Omurlu ve Üçpınar köyleri ile Samsun’un Yakakent ilçesine dek uzanan Domuzalan ve Ayvalan Yaylaları önemli merkezlerdir.
Dikmen’de her yıl Yaykın Köyü’nde düzenlenen Geleneksel Kış Festivali, yöre köylülerinin bir araya geldiği; orta oyunları, tahta araçlarla yapılan ralli yarışları gibi etkinliklerin yanı sıra tirit sofrası etrafında sosyal dayanışmanın güçlendiği bir kültürel buluşma noktasına dönüşmüştür. El sanatları alanında ise kadın ustalar tarafından geleneksel yün kilim dokumacılığı ve el nakışı motifli kuşak üretimi sürdürülmektedir.
Yöresel mutfak, Sinop ve Dikmen’e özgü pratik tarifleri içerir; özellikle kış festivalinde öne çıkan tirit, katmanlı ekmek parçalarının et suyu veya yoğurtlu sosla buluşturulmasıyla sunulur. Festival sırasında paylaşılan bu geleneksel yemek, hem yerel sofra kültürünün hem de toplumsal birlikteliğin simgelerindendir.



