Aynalıgöl Mağarası, Mersin ilinin Aydıncık ilçesinin 7,5 kilometre doğu-güneydoğusunda, Sancak Burnu ile Kurtini Deresi arasında yer alan önemli bir doğal oluşumdur. Giriş ağzı denize bakan mağaraya hem denizden hem de karadan ulaşım mümkündür. Mağara, içindeki büyük göl nedeniyle halk arasında "Aynalıgöl" olarak anılsa da, yakınındaki antik Gilindire (Kelenderis) kentinden dolayı "Gilindire Mağarası" adıyla da bilinir.
Aynalıgöl-Gilindere Mağarası (AA)
Jeolojik Yapı ve Oluşum
Mağara, Orta Toros Karst Kuşağı'nın güneyindeki alçalım veya denizel boğulma alanında konumlanmıştır. Yaklaşık 600 milyon yıl önce oluşmuş Kambriyen yaşlı kireçtaşları ve dolomitik kireçtaşları içinde gelişmiş, farklı yönlere sahip faylara bağlı olarak meydana gelmiştir. Çok dönemli ve kökenli bir mağara olan Gilindire Mağarası'nın en önemli özelliği, Akdeniz'in jeolojik evrimindeki seviye değişimlerini karakterize eden şekillere sahip en büyük mağara olmasıdır.
Mağaranın toplam uzunluğu 555 metredir ve 115 metrelik bir kalınlığa sahiptir. Bu kalınlığın 45 metresi deniz seviyesinin altında yer almaktadır. Mağara, aktif şekilde bulunan göllü salon, fosil özellik gösteren giriş ve damlataş salonu olmak üzere birbirine bağlı ancak farklı zamanlarda oluşmuş üç bölümden meydana gelir. En eski oluşum damlataş salonudur.
Son Buzul Çağı'nda deniz seviyesinin -90 metreye kadar alçalmasına bağlı olarak belirgin bir fay üzerinde oluşan göllü salon ise mağaranın en genç ve aktif bölümüdür. Giriş ağzı deniz yüzeyinden 46 metre yukarıdadır.
Mağaranın ana galerisi yer yer 100 metre genişliğe ve 18 metre tavan yüksekliğine ulaşır. Ana galerinin hemen hemen her noktası, sarkıt, dikit, sütun, duvar ve perde damlataşları gibi çeşitli damlataş oluşumlarıyla kaplıdır. Mağaranın son bölümünde yer alan gölün en derin noktası deniz seviyesinin -47 metresindedir.

Aynalıgöl-Gilindere Mağarası (AA)
İklim ve Hidrolojik Özellikler
Aynalıgöl Mağarası, yaşadığı son iklim değişikliğine tanıklık eden tek kayıt noktası olarak kabul edilir. Deniz seviyesinin altında kalan oluşumlar, küresel iklim değişikliği (Buzul Çağı) öncesinde oluştuğu ve bünyelerinde Buzul Çağı'na ilişkin tüm hidrolojik ve atmosferik verileri barındırdığı anlaşılmıştır. Bu özelliğiyle yer bilimciler tarafından eşsiz olarak kabul edilir ve bir laboratuvar niteliğindedir. Mağaranın sıcak ve nemli bir havası vardır. Giriş ağzının dar ve basık olması nedeniyle dışarıyla hava alışverişi sınırlıdır, bu durum yaz ve kış aylarında iç hava koşullarında önemli bir değişiklik olmamasını sağlar.
Biyolojik Çeşitlilik
Mağarada belirgin bir canlı topluluğuna rastlanmamış olsa da, ana galerinin bazı bölümlerinde yarasalar yaşamaktadır. Ayrıca mağaranın değişik kesimlerinde mağara örümcekleri ve binayaklılar görülmüştür. Mağaranın etrafındaki koylar, Akdeniz Fokunun yaşam alanı olup, bu alan 1. derece doğal sit alanı içerisinde yer almaktadır.

Aynalıgöl-Gilindere Mağarası (AA)
Keşif ve Turizme Açılması
Aynalıgöl Mağarası'nın kesin olmamakla birlikte, bir çoban tarafından tesadüfen keşfedildiği rivayet edilir. Bir kirpiyi takip eden çobanın, kirpinin kaybolduğu kaya deliğinden girerek keşfettiği söylenmektedir.
Mağara, keşfedildikten sonra 2013 yılında Milli Parklar Kanunu kapsamında "Gilindire Mağarası Tabiat Anıtı" adıyla tescil edilerek Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından koruma altına alınmıştır. 2014 yılında ziyarete açılan mağara, turistik açıdan da değerlendirilebilir olması nedeniyle önemli bir doğal cazibe merkezidir. Antik dönemlerde de tatlı su kaynağı olarak kullanıldığına dair geç Neolitik döneme ait seramik buluntuları mağaranın eski çağlarda da insan etkileşimi içinde olduğunu göstermektedir.


