John Adams, 30 Ekim 1735 tarihinde Massachusetts eyaletinin Braintree (günümüzde Quincy) kasabasında doğmuştur. Harvard Üniversitesi’nde eğitim görmüş, ardından kısa bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra hukuk alanına yönelmiştir. 1759 yılında baroya kabul edilmiş ve Boston’da hukuk pratiğine başlamıştır. 1764 yılında Abigail Smith ile evlenmiş, bu evlilikten altı çocuğu olmuştur; bunlardan biri de ileride başkan olacak John Quincy Adams’tır.
1760’lı yılların ortalarından itibaren Adams, İngiltere’nin kolonilere uyguladığı politikalara karşı muhalif bir duruş sergilemeye başlamıştır. 1765 tarihli Damga Yasası’na karşı Boston Gazette gazetesinde takma adla yazılar kaleme almış, ancak hukuk ilkelerine bağlılığı gereği, 1770 yılında Boston Katliamı’na karışan İngiliz askerlerini savunmayı kabul etmiştir. Bu dava sürecinde, Adams yasal sürecin adil işletilmesi gerektiğini savunmuş, yalnızca iki askerin adam öldürmeden suçlu bulunmasını sağlamıştır.
Adams, 1774 ve 1775 yıllarında toplanan Birinci ve İkinci Kıta Kongreleri’nde Massachusetts’i temsil etmiştir. Kongre sürecinde bağımsızlık yanlısı bir tutum benimsemiş, George Washington’ın ordu başkomutanlığına atanmasını önermiştir. 1776 yılında Bağımsızlık Bildirgesi’ni hazırlamakla görevli "Beşler Komitesi"ne seçilmiş ve bildirgenin kabul edilmesinde etkin rol oynamıştır.

John Adams (World History)
Diplomatik Görevleri, Başkan Yardımcılığı ve Başkanlık Dönemi
Amerikan Devrimi sürerken Adams, Amerika Birleşik Devletleri’nin dış ilişkilerinde görev almış; 1778’de Fransa’ya, 1780’de Hollanda’ya gönderilmiş, bu süreçte mali destek sağlamış ve dış ticaret ilişkilerini geliştirmiştir. 1783’te Paris Antlaşması’nı müzakere eden Amerikan heyetinde yer almış ve savaşın sona ermesini sağlayan metni imzalamıştır. 1785-1788 yılları arasında Amerika'nın ilk Büyük Britanya büyükelçisi olarak görev yapmıştır. George Washington’ın başkan seçilmesinin ardından, 1789 yılında oybirliğiyle başkan yardımcılığına getirilmiştir. Sekiz yıl süren bu görev sürecinde, Senato’nun başkanı olarak törensel görevlerde bulunmuştur.
1796 yılında, siyasi partiler arasında ilk kez yarışılan başkanlık seçimlerinde Federalist Parti’nin adayı olarak seçimleri kazanmıştır. Başkanlığı süresince Fransız Devrimi sonrası Avrupa’daki istikrarsızlık ve ABD ile Fransa arasında gelişen diplomatik kriz gündemi belirlemiştir. Fransız hükümeti, Amerikalı elçileri kabul etmemiş ve müzakere için rüşvet talep etmiştir. XYZ Olayı olarak bilinen bu kriz sonrasında kamuoyunda Fransa karşıtı tepkiler yoğunlaşmıştır. Adams, savaş ilanında bulunmamış ancak donanmayı güçlendirmiştir. Bu süreçte Donanma Bakanlığı kurulmuş, yeni gemiler inşa edilmiştir. 1800 yılında imzalanan Mortefontaine Antlaşması ile Fransa ile yaşanan “Quasi War” (sözde savaş) sona erdirilmiştir.
Bu dış politika başarısına karşın, Adams’ın iç politikadaki uygulamaları ciddi tartışmalara yol açmıştır. 1798 yılında yürürlüğe giren Yabancılar ve Hainlik Yasaları (Alien and Sedition Acts), göçmenler ile muhalif basına yönelik sert düzenlemeler içermiştir. Bu yasalar Federalist Parti’nin etkisini koruma çabası olarak değerlendirilmiş ve ifade özgürlüğü bakımından ciddi eleştirilere neden olmuştur.

Amerikan Bağımsılık Bildirisi'ni Yazarken Thomas Jefferson (sağda) Benjamin Franklin (solda) ve John Adams (ortada), (Jean Leon Gerome Ferris)
Emeklilik ve Mirası
1800 başkanlık seçimlerinde Thomas Jefferson’a karşı yeniden aday olan Adams, parti içindeki bölünmelerin ve halktaki memnuniyetsizliğin etkisiyle seçimleri kaybetmiştir. 1 Kasım 1800 tarihinde, başkent Washington’a taşınan ilk başkan olarak henüz tamamlanmamış olan Beyaz Saray’a yerleşmiş, kısa bir süre sonra başkanlık görevini Jefferson’a devretmiştir.
Görevden ayrıldıktan sonra Massachusetts’teki Peacefield çiftliğine çekilmiş, politikadan büyük ölçüde uzak durmuş, ancak kamu meseleleri hakkında yazılar yazmaya devam etmiştir. Bu dönemde, siyasi rakibi ve bir dönem ilişkileri bozulmuş olan Thomas Jefferson ile mektuplaşarak yeniden dostane bir ilişki kurmuştur. İki eski başkan, fikir alışverişini yıllar boyunca sürdürmüştür.
4 Temmuz 1826 tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri’nin Bağımsızlık Bildirgesi’nin kabulünün ellinci yıldönümünde, John Adams hayatını kaybetmiştir. Jefferson aynı gün, saatler önce yaşamını yitirmiştir. Adams, düşünsel mirası, anayasal yönetime olan bağlılığı ve erken Amerikan diplomasisine katkıları ile Amerikan tarihinin kurucu figürlerinden biri olarak değerlendirilmektedir.



