Kars Kümbet Camii, Türkiye'nin Kars ilinin şehir merkezinde yer alan, tarih boyunca kilise, cami ve müze işlevlerini üstlenmiş çok katmanlı bir dinî yapıdır. 10. yüzyılda Ermeni Bagratlılar döneminde inşa edilen bu yapı, farklı dönemlerde farklı inançlara hizmet etmiş olmasıyla dikkat çeker. Gerek mimari tarzı gerekse tarihsel dönüşümleriyle Türkiye’de çok kültürlülüğü simgeleyen örneklerden biridir. Yapı, dinsel işlevi ve kültürel bellekteki yeri açısından bölgenin en önemli tarihî eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Kümbet Camisi (Kültürportalı)
Konum ve Yerleşim
Kümbet Camii, Kars Kalesi’nin güney eteğinde, Kaleiçi Mahallesi içinde yer alır. Tarihî kent merkezinin hemen yanında konumlanan yapı, Evliya Camii gibi diğer önemli yapılarla yakın mesafededir. Bu konumlandırma, yapının hem kent dokusuyla bütünleşmesini hem de tarihi yerleşimle mekânsal uyumunu sağlamaktadır. Caminin bulunduğu alan, bazalt taşla döşenmiş avlusu ve çevresindeki açık alan düzenlemeleriyle görsel bir odak noktası haline gelmiştir.
Tarihî Gelişim
Yapı, MS. 932–937 yılları arasında Ermeni Bagratlı Kralı I. Abas tarafından, Hristiyan Ortodoks inancı doğrultusunda “On İki Havari Kilisesi” olarak inşa edilmiştir. 1064 yılında Selçukluların Kars’ı fethetmesiyle birlikte camiye çevrilmiştir. 1579 yılında Osmanlı egemenliğine giren Kars’ta yapı, yeniden cami olarak kullanılmaya devam etmiştir. 1877–1918 yılları arasında Rus işgali döneminde yeniden kiliseye dönüştürülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti döneminde 1964 yılında müze olarak düzenlenmiş; 1993’te tekrar cami statüsü kazanarak Kümbet Camii adıyla kullanılmaya başlanmıştır. Bu süreç, yapının tarih boyunca çok sayıda kez el değiştirmesini ve işlevsel dönüşümler yaşamasını göstermesi açısından önemlidir.
Mimari Özellikler
Kümbet Camii, mimari olarak dört yapraklı yonca planına sahiptir. Bu plan doğu, batı, kuzey ve güney yönlerinde dışa taşkın apsislerle şekillenmiş ve merkezî kubbeyle taçlandırılmıştır. Kubbe, iç mekânda taşıyıcı dört sütun ve kemer sistemi ile desteklenmiştir. Yapının inşasında düzgün kesme bazalt taş kullanılmıştır. Cephelerde yarım daire kemerler, sütunçeler ve geometrik düzenlemeler yer alır. Giriş kapıları batı, kuzey ve güney cephelerinde bulunmaktadır. Kubbe kasnağında on iki havariyi temsil eden insan figürlü kabartmalar yer almakta, bu figürler kilise döneminden kalma nadir örnekler arasında sayılmaktadır.
İç Mekân ve Bezemeler
Yapının iç mekânında dikkat çeken unsurlar, merkezî planın yarattığı simetri, kubbeyi taşıyan kemer sistemleri ve apsis düzenidir. Caminin mihrap ve minberi, kilise döneminde apsis olan doğu yönüne yerleştirilmiştir. Kubbe kasnağındaki insan figürlü rölyeflerin yanı sıra, tromp geçişlerinde boğa, kartal, melek gibi semboller yer alır. Duvarlar genel olarak sade tutulmuş ancak çeşitli dönemlerde yapılan onarımlarla bazı bezemeler güncellenmiştir. İç mekân, aydınlatmayı sağlayan pencere açıklıkları sayesinde dengeli bir ışık dağılımına sahiptir.
Dönüşümler ve Sosyal İşlevler
Yapının kilise-cami-müze-cami şeklinde tekrarlanan dönüşüm süreçleri, sadece fiziksel değil sosyokültürel etkiler de yaratmıştır. Ermeni cemaatinin ibadethanesi olarak başlayan işlevi, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Müslüman topluluğun ibadet merkezi hâline gelmiş, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde müze olarak halka açılmış ve 1990’lardan itibaren tekrar cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu değişim, yapının her dönem farklı topluluklar için anlam ve işlev kazandığını göstermektedir. Bugün hem ibadet yeri hem de kültürel miras alanı olarak hizmet vermeye devam etmektedir.
Koruma ve Restorasyon
Yapı, Cumhuriyet dönemi boyunca müze işlevi gördüğü süre boyunca ayakta kalmayı başarmış; 1993’te cami olarak yeniden kullanıma açılmasıyla birlikte koruma kapsamına alınmıştır. 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından kapsamlı bir restorasyon gerçekleştirilmiştir. Bu restorasyonda kubbe kasnağı, taş duvarlar, giriş kapıları ve iç mekân yapısı güçlendirilmiş; özgün mimari dokusu korunarak işlevsel hâle getirilmiştir. Günümüzde yapı hem Vakıflar hem de Kültür ve Turizm Bakanlığının kayıtlarında tescilli kültür varlığı olarak yer almaktadır.
Kültürel ve Sanatsal Değeri
Kümbet Camii, çok katmanlı yapısıyla Anadolu’da nadir görülen bir mimari sürekliliği temsil etmektedir. Bagratlı mimarisinin tipik özelliklerini taşımasının yanı sıra, Selçuklu ve Osmanlı mimari unsurlarını da barındırır. Bu nedenle sadece mimari değil, aynı zamanda tarihsel, dinî ve toplumsal geçişleri belgeleyen bir yapı olarak sanat tarihi ve kültürel çalışmalar açısından önemlidir. Kars kent kimliğinin sembol yapılarından biri olması, yapının günümüzde de kültürel hafızada güçlü bir yer edinmesini sağlamaktadır.


