Niğde ilinin güneyinde yer alan Ulukışla ilçesi, İç Anadolu Bölgesi’nin Orta Kızılırmak Bölümü ile Akdeniz Bölgesi arasında doğal bir geçiş alanı oluşturan stratejik bir konuma sahiptir. İlçe, Orta Torosların parçalarından olan Medetsiz ve Bolkar Dağları arasında, geniş bir vadinin ağzında konumlanır. Yüzölçümü 1.502 km², deniz seviyesinden yüksekliği ise 1.427 metredir. Ulukışla, 34°30'16'' doğu boylamı ve 36°58.5' kuzey enlemleri arasında yer alır.
Doğuda Adana’nın Pozantı ilçesi, güneyde Mersin’in Tarsus ilçesi, batıda Konya’nın Ereğli ilçesi ve kuzeyde Niğde’nin Bor ve Çamardı ilçeleri ile komşudur. İlçe, Bolkar Dağları, Konya Ovası, Aladağ ve Hasan Dağı arasında kalan önemli bir vadide bulunmaktadır. Ulukışla'nın çevresi dağlık olup, Kızıldağ, Cehri, Karatepe, Çakıltepe, Sansar, Katrandede ve Dikmentepe gibi önemli yükseltileri içerir.
Bölgede Maden ve Gümüş köyleri çevresinde altın, gümüş ve kurşun; Katrandede yöresinde linyit; güney tepelerinde ise alçıtaşı yatakları bulunmaktadır. İlçede İç Anadolu’ya özgü step bitki örtüsü yaygındır. Ormanlık alanlar toplamda 24.673 hektardır. Sert kara ikliminin hüküm sürdüğü ilçede yazlar serin ve kurak, kışlar ise soğuk ve yağışlı geçer. Ağaçsız ve ormansız yapı nedeniyle sel taşkınlarına açık bir bölge olan Ulukışla, 1980’den itibaren Çakıt Projesi kapsamında ağaçlandırılmış, bu durum yağış rejimini olumlu etkilemiştir. İlçeden çıkan kaynak suları, Çakıt Çayı aracılığıyla Seyhan Baraj Gölü’ne dökülmektedir.
Bolkar Dağları ve Doğal Zenginlikleri
Toros Dağlarının Orta kesiminde yer alan Bolkar Dağları, Medetsiz zirvesi (3.524 m) ile dağcılık sporunun önemli merkezlerinden biridir. Keşif Dağı, Koyunaşağı Tepe, Eğerkaya, Karagöl ve Çinili Göl, bu sıradağların öne çıkan diğer noktalarıdır. Güney yamaçlar mağara ve kanyonlarla kaplı olup, doğa turizmi açısından cazibe merkezi oluşturur. Karagöl, 2.600 m yükseklikte kamp ve dağ yürüyüşleri için ideal bir alandır. Endemik bitkiler, buzul gölleri ve kırsal yaşam, Bolkar Dağlarını Türkiye'nin önemli doğal alanlarından biri haline getirmektedir.
Tarihi Süreç
Ulukışla, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Hititler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar bölgeye uzun süre hâkim olmuş; ayrıca Persler, Araplar ve Karamanoğulları da kısa süreli egemenlikler kurmuştur. Ulukışla’nın İpek Yolu ve Haç Yolu üzerinde bulunması, onu tarihsel açıdan stratejik kılmıştır.
Porsuk köyündeki Zeyve Höyüğü'nde 1937 yılında başlayan kazılar, bölgenin M.Ö. 9. yüzyılda Hitit egemenliğinde olduğunu ortaya koymuştur. Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un karısı Faustina’nın ölümü üzerine Başmakçı köyü civarına "Faustinapolis" adı verilmiştir. Makedonya Kralı Büyük İskender ve Mısır Kraliçesi Kleopatra da bölgeyle ilişkilidir.
Bizans döneminde 306–377 yılları arasında imparatorluk sınırları içinde kalan Ulukışla, Arap akınlarına maruz kalmıştır. Malazgirt Savaşı (1071) sonrası Emir Ahmet tarafından fethedilmiştir. İlhanlılar, 1234’te Kösedağ Savaşı sonrası bölgeye girmiştir. Anadolu Selçukluları döneminde Ulukışla, Sultan I. İzzettin Keykavus tarafından Niğde’ye bağlanmıştır. 1357’de Karamanoğulları, 1471’de ise Osmanlılar bölgeyi fethetmiştir. Kanuni Sultan Süleyman’ın doğu seferinde burada konakladığı bilinmektedir.
Oğuz Türkmenlerinden Bozok koluna bağlı Avşar boyu, Torosların kuzeyine yerleşmiş; yazları yaylalarda, kışları ise Çukurova’da konaklamıştır. Osmanlı padişahları III. Selim ve II. Mahmud döneminde bu boylar zorunlu iskanla yerleşik düzene geçirilmiştir. Direniş gösteren Avşarların üzerine Derviş Paşa komutasında yürünmüş ve isyan bastırılmıştır. Bu olaylar, Dadaloğlu’nun şiirlerine konu olmuştur.
III. Ahmet döneminde, farklı boylardan gelen göçerlerin Kervansaray etrafında toplanmasıyla Ulukışla’nın temelleri atılmıştır. 16. yüzyılda Niğde’ye bağlı Sücaettin adlı bir yerleşimken, 18. yüzyılda Sadrazam Damat Öküz Mehmet Paşa'nın yaptırdığı kervansaray sayesinde "Ulukışlak", zamanla "Ulukışla" adını almıştır. 1864’te yeniden Niğde vilayetine bağlanmıştır. 1879’da belediye teşkilatı kurulmuş, bu yönüyle Türkiye’nin ilk belediyeleri arasında yerini almıştır.
Damat Öküz Mehmet Paşa ve Ulukışla Külliyesi
Bölgenin yetiştirdiği en önemli devlet adamı Sadrazam Damat Öküz Mehmet Paşa’dır. Babası, Sücaettin köyünden Kara Hasan Ağa’dır. Öküz lakabı, babasının mesleğinden veya "Oğuz" adından türetilmiş olabilir. Mehmet Paşa, 17 yaşında Enderun’a girmiş, 27 yaşında Mısır valiliğine atanmış, I. Ahmet döneminde sadrazamlık ve kaptan-ı deryalık görevlerinde bulunmuştur. Ulukışla ve Kuşadası’ndaki kervansaraylar başta olmak üzere Anadolu ve Suriye’de çok sayıda eser inşa ettirmiştir. Evliya Çelebi, Ulukışla için “kubbeli camii, zaviyesi, hamamı ve hanıyla meşhur” olduğunu yazmıştır.
Ulaşım ve Stratejik Konum
Ulukışla, İç Anadolu’yu Akdeniz’e bağlayan kara ve demiryolu kavşağında yer alır. Tarihsel olarak Hac yolu, İpek yolu ve Kervan yolu güzergahında bulunmuştur. 1910’da Almanlar tarafından yapılan demiryolu ve 1928’de tamamlanan Kayseri hattı, bölgenin ulaşımda kilit rol oynamasına neden olmuştur.
Kuva-yı Milliye Dönemi ve Ulusal Mücadele
Ulukışla, Kurtuluş Savaşı sırasında Fransızların Anadolu içlerine ilerlemesini engelleyen önemli bir karargâh olmuştur. 10 Kasım 1918’de Suriye’den çekilen Mustafa Kemal Paşa, Ulukışla’da konaklamış, burada ilk Kuva-yı Milliye Teşkilatı’nı kurmuştur. Yanında getirdiği silahları İstanbul’a göndermemiş, Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı'nda muhafaza ettirmiştir.
Mustafa Kemal, daha Meclis kurulmadan, güneyden çekilen 20. Kolordu’nun Ankara’ya intikalini Ulukışla’dan yönetmiştir. Ulukışla Kuvayı Milliye Teşkilatı, Fransız işgali altındaki Ulukışla, Ereğli ve Karaman istasyonlarını kurtarmıştır. Ayrıca Fransız komutan Mesnil’e karşı 40 kişilik bir milis gücüyle baskın yapılmış, karısı esir alınmıştır. Fransız hatıratlarında bu esaretten övgüyle bahsedilmiştir.
20 Temmuz 1920’de Mustafa Kemal Paşa ve Fevzi Paşa, Ulukışla’da iki gün süren Güney Cephesi Konferansı’na katılmış, ardından Albay Arif Bey, Kuvayı Milliye teşkilatının başına getirilmiştir. Ulukışla’dan yola çıkan mühimmat, at arabalarıyla Niğde–Kayseri üzerinden Samsun’a ulaştırılmıştır.
Yakın Tarih Olayları
Sarıkamış Harekâtı sırasında batıdan gelen askerler trenle Ulukışla’ya getirilmiş, kervansarayda konakladıktan sonra cepheye sevk edilmiştir. II. Dünya Savaşı sırasında kutsal emanetler Topkapı Sarayı’ndan alınıp 391 sandık hâlinde Ulukışla’ya getirilerek Mehmet Paşa Camii’nde muhafaza edilmiştir. 1943’te İsmet İnönü, Churchill ile Yenice görüşmesi öncesi Ulukışla’da bu emanetleri teftiş etmiştir.


