2025 yılı itibarıyla Amerika Birleşik Devletleri’nin Karayip Denizi ve Pasifik Okyanusu’nda başlattığı askeri operasyonlar, Donald Trump yönetiminin “narko-terörizmle mücadele” olarak tanımladığı kapsamlı askeri stratejinin bir parçasıdır. Bu operasyonlar, özellikle Venezuela açıklarında ve Güney Amerika sularında seyreden teknelere yönelik hava ve deniz saldırılarını içermektedir.
ABD'nin Karayip Denizi ve Pasifik Okyanusu’nda Başlattığı Askeri Operasyonlar - (ABC News)
Karayipler ve Pasifik’te düzenlenen bu saldırılar sonucunda, 2 Eylül–6 Kasım 2025 tarihleri arasında 18 tekne imha edilmiş ve toplam 70 kişi yaşamını yitirmiştir.
Operasyonların Arka Planı
Donald Trump yönetimi, 2025 yılı Ağustos ayından itibaren Latin Amerika kaynaklı uyuşturucu kartellerine karşı askeri operasyonları genişletmiştir. 8 Ağustos 2025 tarihinde imzalanan başkanlık kararnamesiyle Trump, Latin Amerika kökenli kartellerle “yerinde mücadele” için ordunun daha yoğun biçimde kullanılmasını emretmiştir.
Bu kararın ardından, 2 Ekim 2025 tarihinde ABD yönetimi, Kongre’ye gizli bir bildirim göndererek ülkenin “yabancı terör örgütleri listesine alınan uyuşturucu kartelleriyle savaş halinde” olduğunu resmen bildirmiştir. Savunma Bakanlığı (Pentagon) tarafından iletilen bu belgede, ABD’nin “uluslararası olmayan bir silahlı çatışma” içinde bulunduğu ve bu durumun ulusal güvenlik kapsamında değerlendirildiği ifade edilmiştir.
Trump yönetimi aynı dönemde, Kolombiya, Venezuela, Meksika ve Orta Amerika menşeli bazı grupları “Yabancı Terör Örgütü” (FTO) olarak tanımlamıştır. Şubat 2025’te Venezuela merkezli Tren de Aragua örgütü bu listeye dahil edilmiştir. Ayrıca, ABD Hazine Bakanlığı 25 Temmuz 2025 tarihinde Cartel de los Soles adlı yapıyı “Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Terörist” (SDGT) olarak sınıflandırmış ve örgüt liderliğinin Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro’ya bağlı olduğunu ileri sürmüştür.
ABD Adalet Bakanlığı da aynı dönemde, uyuşturucu kaçakçılığı eylemlerinin artık “terör faaliyetleri” kapsamında değerlendirileceğini duyurmuştur. Bu çerçevede Güney Komutanlığı’na (SOUTHCOM) bağlı birliklerin Karayipler’e intikali hızlandırılmıştır. Savunma Bakanı Pete Hegseth, Eylül 2025 başında yaptığı açıklamada, ABD ordusunun “Venezuela’da rejim değişikliğini de içerebilecek her tür askeri senaryoya hazır olduğunu” bildirmiştir.
2025 Ekim ayında, ABD Başkanı Trump yönetiminin kararnamesiyle Karayipler Denizi ve Pasifik Okyanusu’nda yürütülen askerî eylemler “narko-terörizmle savaş” kampanyasının resmi başlangıcı olarak tanımlanmıştır. Bu tarihten itibaren ABD ordusu, uluslararası sularda seyreden ve uyuşturucu taşıdığı iddia edilen tekneleri hedef almaya başlamıştır.

ABD savaş gemisi - (Anadolu Ajansı)
Askeri Yığınak ve Konuşlandırmalar
Deniz Gücü
ABD, Ağustos 2025 sonundan itibaren Karayipler Denizi ve Venezuela açıklarında büyük ölçekli bir askerî konuşlanma başlatmıştır. The Associated Press’in Pentagon kaynaklarına dayandırdığı habere göre, 22 Ekim 2025 tarihi itibarıyla bölgeye 8 savaş gemisi gönderilmiştir. Bu gemiler arasında 3 muharip gemi, 3 amfibi hücum gemisi, 1 kruvazör ve 1 kıyı muharebe gemisi yer almıştır.
Söz konusu gemiler, uzun menzilli Tomahawk seyir füzeleri, deniz helikopterleri ve Harrier tipi muharip uçaklarını taşıma kabiliyetine sahiptir. Ayrıca USS Newport News adlı hızlı taarruz nükleer denizaltısının Güney Amerika açıklarında görev yaptığı Pentagon tarafından doğrulanmıştır.
5 Kasım 2025 tarihinde ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, USS Gerald R. Ford uçak gemisinin Akdeniz’den ayrılarak Karayipler’e doğru yola çıktığını açıklamıştır. Aynı gün, USS Bainbridge destroyerinin de Cebelitarık Boğazı’nı geçerek Atlantik Okyanusu’na girdiği doğrulanmıştır. Ford’un görev grubunda yer alan USS Winston Churchill, USS Mahan, USS Forrest Sherman ve USS Mitchener destroyerlerinin bir kısmının Ekim 2025’te Akdeniz ve Kızıldeniz’de konuşlu kaldığı, diğerlerinin Karayipler’e yönlendirildiği belirtilmiştir.
Pentagon verilerine göre, Ekim 2025 ortası itibarıyla bölgede 6.000’den fazla Amerikan askeri konuşlandırılmıştır. Bu durum, ABD’nin Latin Amerika sularındaki askerî varlığında son on yılların en büyük artışı olarak kayda geçmiştir.
Hava Unsurları
ABD, deniz gücüne ek olarak Karayipler bölgesine F-35B Lightning II savaş uçaklarından oluşan bir filo göndermiştir. Pentagon’un açıklamasına göre, bu uçaklar Eylül 2025 ortalarında Porto Riko’daki bir hava üssüne konuşlandırılmıştır. Ardından, MQ-9 Reaper tipi silahlı insansız hava araçları (İHA) da aynı üsse gönderilmiştir.
Operasyon bölgesinde, geçici olarak konuşlandırılan başka hava unsurları da faaliyet göstermiştir. Bu unsurlar arasında keşif ve gözetleme uçakları, deniz devriyesi görevinde kullanılan platformlar ve gece operasyonlarında kullanılan saldırı uçakları yer almıştır. Pentagon, hava unsurlarının sayısına ilişkin net bilgi paylaşmamıştır.
Kara ve Deniz Piyadeleri
Askeri yığınak kapsamında, ABD Eylül 2025 itibarıyla deniz piyadeleri ve çıkarma birliklerini bölgeye sevk etmiştir. Bu birliklerin bir kısmı USS Iwo Jima ve USS Bainbridge gemilerinde konuşlandırılmış, hava taşımacılığı için MV-22 Osprey uçakları ve saldırı helikopterleri görevlendirilmiştir.
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Eylül 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, bu birliklerin “gerekli görülmesi halinde Venezuela topraklarında operasyon düzenleyebilecek kabiliyette” olduğunu belirtmiştir.
Karayipler ve Pasifik’teki Saldırılar
İlk Saldırılar ve Operasyonların Başlangıcı
ABD’nin uyuşturucu kaçakçılığı gerekçesiyle düzenlediği ilk askeri saldırı 2 Eylül 2025 tarihinde Karayipler Denizi’nde gerçekleşmiştir. ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya hesabı Truth Social üzerinden yaptığı açıklamada, emri bizzat kendisinin verdiğini ve hedef alınan teknenin Venezuela merkezli Tren de Aragua örgütüne ait olduğunu duyurmuştur. Bu saldırıda 11 kişi hayatını kaybetmiş, hedef alınan tekne tamamen imha edilmiştir.
Trump, saldırıyı “narko-teröristlere karşı yürütülen kinetik bir operasyon” olarak nitelendirmiştir. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth de bu açıklamayı doğrulamış, saldırının Güney Komutanlığı (SOUTHCOM) sorumluluk alanında yürütüldüğünü bildirmiştir.
İlk saldırıdan 13 gün sonra, 15 Eylül 2025 tarihinde, ABD ordusu ikinci bir saldırı düzenlemiştir. Bu kez hedef, uluslararası sularda Venezuela’dan ayrıldığı belirtilen ve “uyuşturucu yüklü” olduğu iddia edilen bir bot olmuştur. Trump, saldırıda 3 kişinin öldüğünü, Amerikan kuvvetlerinin ise zarar görmediğini açıklamıştır. “Amerikalıları öldürebilecek uyuşturucu taşırsanız, sizi avlarız.” ifadesiyle operasyonu duyurmuştur.
Üçüncü saldırı 19 Eylül 2025 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Trump, bu saldırının da “narko-terörist” olarak tanımlanan bir gruba ait gemiye yönelik olduğunu belirtmiştir. ABD Savunma Bakanlığı, geminin “bilinen bir uyuşturucu güzergâhında seyrettiğini” açıklamıştır. Saldırı sonucunda 3 kişi ölmüştür.

2 Eylül - 4 Kasım 2025 Tarihleri Arasında ABD’nin Karayipler ve Pasifik’teki Askeri Operasyonlarını Gösteren İnfografik - (Anadolu Ajansı)
Saldırıların Yayılması
ABD ordusu, 3 Ekim 2025 tarihinde Venezuela açıklarında dördüncü saldırıyı düzenlemiştir. Pete Hegseth’in açıklamasına göre, saldırı uluslararası sularda yapılmış ve 4 kişi yaşamını yitirmiştir.
14 Ekim 2025 tarihinde ise beşinci saldırı gerçekleştirilmiş, hedef alınan tekne Venezuela kıyılarının açıklarında vurulmuştur. ABD Savunma Bakanlığı, teknenin “belirlenmiş bir terör örgütüne ait” olduğunu bildirmiş, ancak grup ismi veya kanıt paylaşmamıştır. Bu saldırıda 6 kişi ölmüştür.
16 Ekim 2025’te düzenlenen altıncı saldırı, serinin ilkinde olduğu gibi Karayipler’de gerçekleşmiştir. Bu operasyonda hedef alınan gemide 2 kişi sağ kurtulmuş, diğer mürettebatın öldüğü açıklanmıştır. Kurtulanlardan biri Ekvador, diğeri Kolombiya vatandaşıdır. Her iki kişi kısa süreli gözaltının ardından ülkelerine iade edilmiştir.
17 Ekim 2025 tarihinde gerçekleştirilen yedinci saldırı, Kolombiya bağlantılı bir örgüte ait olduğu öne sürülen tekneye yapılmıştır. ABD Savunma Bakanı Hegseth, teknenin “önemli miktarda uyuşturucu taşıdığını” açıklamış ve 3 kişinin öldüğünü belirtmiştir. Bu olay, Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro’nun Washington’u “masum sivilleri öldürmekle” suçlamasına neden olmuş, iki ülke arasında diplomatik gerilim yaşanmıştır.
ABD’nin deniz operasyonları 21 ve 22 Ekim 2025 tarihlerinde Karayipler’den Pasifik Okyanusu’na genişlemiştir. Bu tarihlerde Pasifik’te iki ayrı saldırı yapılmış, biri 21 Ekim’de 2 kişinin, diğeri 22 Ekim’de 3 kişinin ölümüne yol açmıştır. Bu saldırılar, ABD’nin Karayipler dışında ilk kez Pasifik sularında ölümcül operasyonları olarak kayda geçmiştir.
24 Ekim 2025 tarihinde, Karayipler Denizi’nde Tren de Aragua örgütüne ait olduğu iddia edilen bir gemiye gece saldırısı düzenlenmiştir. ABD Savunma Bakanı Hegseth, operasyonun Başkan Trump’ın emriyle gerçekleştirildiğini ve gemideki 6 kişinin öldüğünü açıklamıştır.
27 Ekim 2025’te ABD ilk kez aynı gün içinde birden fazla saldırı düzenlemiştir. Üç füzeyle vurulan dört ayrı tekne imha edilmiştir. Savunma Bakanlığı, saldırılarda 14 kişinin öldüğünü ve bir kişinin kaybolduğunu bildirmiştir. Kaybolan kişinin Meksika donanması tarafından arandığı, ancak bulunamadığı açıklanmıştır.
29 Ekim 2025’te Pasifik Okyanusu’nda gerçekleştirilen saldırıda 4 kişi ölmüştür. Bu operasyon, ABD ordusunun Ekim sonuna kadar yürüttüğü 15. saldırı olmuştur.
1 Kasım 2025 tarihinde Karayipler’de bir tekne vurulmuş ve 3 kişi öldürülmüştür. ABD Savunma Bakanı Hegseth, saldırının “terör örgütü bağlantılı narko-trafik faaliyetlerine karşı” gerçekleştirildiğini açıklamıştır.
Son saldırı 4 Kasım 2025’te doğu Pasifik’te yapılmıştır. ABD Savunma Bakanlığı, teknenin “uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı” iddiasıyla hedef alındığını, 2 kişinin öldüğünü ve Amerikan kuvvetlerinin zarar görmediğini bildirmiştir.
6 Kasım 2025 tarihinde ABD ordusu, Karayip Denizi’nde seyreden bir tekneye hava saldırısı düzenlemiştir. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, saldırının uluslararası sularda gerçekleştirildiğini ve hedef alınan teknenin uyuşturucu taşıdığını açıklamıştır. Operasyonda 3 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu saldırı, ABD’nin “narko-terörle mücadele” kampanyasının 17’nci operasyonu olmuştur.
Bu saldırı ile birlikte, 2 Eylül–6 Kasım 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen toplam 17 saldırıda 70 kişi yaşamını yitirmiştir.
Hukuki Tartışmalar ve Tepkiler
ABD İçinde Hukuki Süreçler
Trump yönetiminin 2 Eylül–6 Kasım 2025 tarihleri arasında Karayipler ve Pasifik’te düzenlediği saldırılar, ABD içinde hukuki ve anayasal tartışmalara yol açmıştır. Savunma Bakanı Pete Hegseth’in 5 Kasım 2025’te yaptığı açıklamayla birlikte, saldırı sayısının 16’ya ulaştığı ve en az 66 kişinin öldüğü doğrulanmıştır.
Kongre’de hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat üyeler, bu operasyonların Kongre onayı olmaksızın yürütülmesini eleştirmiştir. Bazı üyeler, 1973 tarihli War Powers Resolution uyarınca Başkan’ın 60 günü aşan askeri angajmanları için Kongre yetkilendirmesi gerektiğini vurgulamıştır. Özellikle Senato Silahlı Hizmetler Komitesi’nin üyeleri, Savunma Bakanı Hegseth ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio’dan operasyonların yasal dayanaklarını açıklamalarını istemiştir.
Trump yönetimi, Kongre’nin onayı olmadan düzenlenen saldırıların meşru olduğunu savunmuştur. Trump, CBS News’e verdiği 24 Ekim 2025 tarihli röportajda, “Bu bir savaş değil, ama bizi çok kötü davrandılar. Maduro’nun günleri sayılı.” ifadelerini kullanmıştır. Aynı röportajda, Venezuela’ya kara saldırısı düzenleyip düzenlemeyeceği sorulduğunda “Bunu düşünmüyorum.” demiştir.
ABD’deki bazı hukukçular ve insan hakları kuruluşları, saldırıların meşruiyetini sorgulamıştır. American Civil Liberties Union (ACLU) ve Center for Constitutional Rights (CCR) gibi kuruluşlar, yürütmenin bu eylemleri “yargı denetimi dışında” gerçekleştirdiğini belirterek soruşturma çağrısı yapmıştır.
Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Tepkileri
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, 31 Ekim 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, ABD’nin Karayipler ve Pasifik’te gerçekleştirdiği saldırıların “uluslararası hukukta hiçbir meşru gerekçesi bulunmadığını” belirtmiştir. Türk, “60’tan fazla kişinin uluslararası sularda öldürüldüğüne dair raporlar” bulunduğunu, bu eylemlerin “uluslararası insan hakları hukukunun açık ihlali” anlamına geldiğini ifade etmiştir.
BM’nin terörle mücadele ve insan hakları özel raportörü Ben Saul da 24 Ekim 2025 tarihli New York basın toplantısında, bu operasyonları “uluslararası hukuka aykırı öldürmeler” olarak nitelendirmiştir. Saul, “Uluslararası hukukta, açık denizlerde şüpheli uyuşturucu kaçakçılarını öldürmek için askeri güç kullanma yetkisi bulunmamaktadır.” demiştir.
Birleşmiş Milletler yetkilileri, 2025 Ekim sonu itibarıyla Washington’dan operasyonların durdurulmasını ve soruşturma başlatılmasını talep etmiştir. Volker Türk, 1 Kasım 2025’te yaptığı ikinci açıklamada, “Bu saldırılar ve artan insani kayıplar kabul edilemezdir.” ifadesini kullanmıştır.
Latin Amerika’daki liderler de ABD’nin eylemlerine tepki göstermiştir. Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, 17 Ekim 2025’te yaptığı açıklamada saldırıları “cinayet” olarak nitelendirmiş ve ABD’nin “Latin Amerika’yı baskı altına almaya çalıştığını” öne sürmüştür. Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro ise ABD’yi “savaş uydurmakla” suçlamış ve “uluslararası sularda gerçekleştirilen bu eylemlerin Venezuela’nın egemenliğine tehdit oluşturduğunu” söylemiştir. Bu açıklamalara rağmen, ABD yönetimi operasyonları durdurmamış ve 6 Kasım 2025’e kadar hava ve deniz saldırılarını sürdürmüştür.
Bölgesel ve Diplomatik Yansımalar
Venezuela
ABD’nin Karayipler ve Pasifik’te başlattığı operasyonlar, Venezuela yönetimiyle doğrudan diplomatik bir krize dönüşmüştür. Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, 23 Ekim 2025 tarihinde yaptığı konuşmada, ABD’nin Karayipler’de artan askeri faaliyetlerini “doğrudan bir tehdit” olarak nitelendirmiştir.
Maduro, bu açıklamasında “ABD’nin olası askerî hamlesine karşı Rusya menşeli Igla-S tipi kısa menzilli uçaksavar füzelerinin ülkenin stratejik hava savunma bölgelerine konuşlandırıldığını” bildirmiştir. Maduro, “Venezuela’nın elinde 5 bini aşkın Igla-S füzesi bulunmakta ve bunlar ülkenin en uzak dağlarına, kasabalarına ve şehirlerine yerleştirilmiştir.” demiştir.
Maduro yönetimi saldırılara karşılık olarak, ülke genelinde 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve “herhangi bir dış saldırıyı püskürtmeye hazır olduklarını” açıklamıştır. Venezuela hükümeti, ABD’nin Venezuela açıklarındaki teknelere düzenlediği saldırıların “uluslararası hukuka aykırı” olduğunu ve “egemenliğe açık müdahale teşkil ettiğini” belirtmiştir.
Kolombiya
Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, 17 Ekim 2025 tarihinde ABD’nin Karayipler’de gerçekleştirdiği saldırılarda Kolombiya vatandaşlarının da öldüğünü açıklamıştır. Petro, bu eylemleri “cinayet” olarak nitelendirmiş ve ABD’nin “Latin Amerika’yı boyun eğdirmeye çalıştığını” öne sürmüştür. Bu açıklamadan kısa süre sonra ABD yönetimi, 18 Ekim 2025 tarihinde Petro ve yakın çevresine yaptırım uygulama kararı almıştır. Aynı zamanda ABD, Kolombiya’yı “uyuşturucuyla savaşta müttefik” statüsünden çıkarmıştır.
Bu gerilimin ardından, ABD Başkanı Trump 19 Ekim 2025 tarihinde Kolombiya’ya yapılan yardımların iptal edileceğini duyurmuştur.
Trinidad ve Tobago
20 Ekim 2025 tarihinde ABD’ye ait bir destroyer, Trinidad ve Tobago limanına demirlemiştir. ABD yetkilileri, bu geminin “ortak tatbikat” amacıyla bölgede bulunduğunu açıklamıştır. Ancak aynı gün Venezuela yönetimi, Trinidad ve Tobago ile imzalanmış enerji iş birliği anlaşmalarını askıya aldığını duyurmuştur.
Trinidad ve Tobago hükümeti, ABD gemisinin “ortak deniz güvenliği tatbikatına katıldığını” bildirmiştir. Ancak Caracas yönetimi, bu ziyareti “ABD’nin bölgedeki kuşatma stratejisinin bir parçası” olarak tanımlamıştır.
Meksika ve Ekvador
ABD’nin 27 Ekim 2025 tarihinde Pasifik’te dört tekneyi aynı gün hedef aldığı saldırılardan birinde, tek hayatta kalan kişi Meksika sularında kaybolmuştur. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, olaydan sonra Meksika hükümetinden arama desteği talep ettiklerini açıklamıştır. Meksika Donanması, kayıp kişinin bulunamadığını 30 Ekim 2025 tarihinde bildirmiştir.
Aynı saldırı serisinde sağ kurtulan iki kişiden biri Ekvador vatandaşı Andrés Fernando Tufiño Chila, diğeri Kolombiyalı Jeison Obando Pérez olmuştur. Her iki kişi, 18–20 Ekim 2025 tarihleri arasında ülkelerine iade edilmiştir. Ekvador Başsavcılığı 20 Ekim 2025’te yayımladığı açıklamada, Tufiño Chila’nın ülkesinde herhangi bir suç kaydı bulunmadığını belirtmiştir.
Uluslararası Diplomatik Tepkiler
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, 31 Ekim 2025 tarihli açıklamasında ABD’ye “uluslararası sularda yürüttüğü ölümcül operasyonları derhal durdurma” çağrısı yapmıştır. Aynı gün Avrupa Birliği Dış İlişkiler Servisi (EEAS), yayımladığı bildiride “Karayipler’deki Amerikan askerî eylemlerinin bölgesel istikrara tehdit oluşturduğu” yönünde kaygı bildirmiştir.
Kasım 2025 başı itibarıyla Latin Amerika’daki bölgesel tepkiler sürerken, ABD Savunma Bakanlığı 5 Kasım 2025 tarihinde yeni bir uçak gemisi grubunun Karayipler’e gönderildiğini doğrulamıştır.


