Aktaş Gölü, Türkiye ile Gürcistan sınırında yer alan tektonik kökenli bir göldür. Türkiye’nin Ardahan iline bağlı Çıldır ilçesi sınırlarında yer alan göl, aynı zamanda Gürcistan’ın Samtshe–Cavaheti bölgesine de uzanır. Göl, Türkiye-Gürcistan arasındaki yüksek platoda, yaklaşık 1.800 metre ile 2.100 metre arasında değişen rakımlarda konumlanmıştır. Gölün toplam yüzölçümü 2.700 hektar (27 km²) olup, bu alanın 1.400 hektarı (14 km²) Türkiye sınırları içindedir.
Jeolojik ve Hidrografik Özellikler
Aktaş Gölü, sığ bir çanak yapı gösterir; en derin noktası yaklaşık 10 metredir. Göl, büyük oranda kar sularıyla ve çevresindeki küçük dereler aracılığıyla beslenir. Su seviyesi yalnızca ilkbahar aylarında yüksek seviyelere ulaşır ve bu dönemde kuzeybatıda yer alan Arkbeli (Zigaristav) Deresi üzerinden Kura Nehri’ne taşkın kanalıyla tahliye olur. Suyunun sodalı (alkali) özelliği bulunmaktadır.
Adlandırma ve Tarihçe
Aktaş Gölü, tarihi kaynaklarda farklı isimlerle anılmıştır. Bunlar arasında Hazapin, Kenarbel, Karsak ve Kazapin gibi yerel isimler yer almaktadır. 1921 tarihli Moskova Antlaşması’nda göl “Kozapini” adıyla geçmektedir. Gürcistan haritalarında ise “Hozapini” biçiminde yazılmıştır. Kenarbel adı, göle ulaşmak için bir bel aşılması gerektiğinden dolayı yerel halk arasında kullanılmaktadır.
Adacıklar ve Habitat Özellikleri
Gölün içinde yerleşim bulunmayan, irili ufaklı toplam 12 adacık yer alır. Sınır çizgisi gölün en derin noktasından geçtiği halde, en büyük adacıklar olan Büyük Ada ve Başak Ada da dahil olmak üzere tüm adalar Türkiye sınırları içinde kalmıştır. Bu adacıklar kayalık yapıdadır ve seyrek bitki örtüsüne sahiptir. Otlaklar ve sazlıklarla çevrili adalar, başta kuş türleri olmak üzere çeşitli yaban canlıları için önemli bir üreme, beslenme ve barınma alanı oluşturur. Göl kıyısında ise küçük çaplı sazlık alanlar ve kuru tahıl tarlaları yer almaktadır.

Aktaş Gölü(T.C. Çıldır Kaymakamlığı)
Yerleşim ve İdari Durum
Göl kıyısında Türkiye tarafında Kenarbel Köyü, Gürcistan tarafında ise Karçasi Köyü yer almaktadır. Türkiye tarafında en büyük yerleşim birimi Çıldır, Gürcistan tarafında ise Ahılkelek’tir (Akhalkalaki). Kenarbel Köyü göle kıyısı olan tek yerleşim yeridir ve yaklaşık elli hane barındırır. Köy, yoğun göç vermiştir. Türkiye sınırındaki Aktaş Gümrük ve Sınır Kapısı inşaatı 1990’lı yılların sonunda tamamlanmış, ancak Gürcistan tarafındaki eksiklikler nedeniyle işlevsel hale gelememiştir.
Ekolojik Değer ve Kuş Türleri
Aktaş Gölü, kuş çeşitliliği açısından Türkiye’nin önemli sulak alanlarından biridir. Göl, ak pelikan (Pelecanus onocrotalus) ve tepeli pelikan (Pelecanus crispus) türlerinin Türkiye’de bir arada kuluçkaya yattığı tek sulak alandır. Ak pelikanın yaklaşık 50 çift, tepeli pelikanın ise 20 çift ile burada ürediği belirlenmiştir.
Göl ayrıca kadife ördek (Melanitta fusca) türünün Türkiye’de bilinen en büyük popülasyonuna ev sahipliği yapar. Bu özellikleriyle göl, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği kapsamında koruma altındadır. Göldeki diğer kuş türleri arasında angıt (Tadorna ferruginea), uzunbacak (Himantopus himantopus), karabatak (Phalacrocorax carbo) ve Van Gölü martısı (Larus armenicus) sayılabilir. Göl içindeki çalılık yapılı üç adacık, yırtıcı kuşların üreme alanı olarak önem taşır. Ayrıca Önemli Doğa Alanı (ÖDA) kapsamında çayır delicesi (Circus pygargus) türünün de burada 10–15 çift ile ürediği kaydedilmiştir.
Alan Kullanımı ve Yerel Faaliyetler
Göl çevresi, çoğunlukla tarım ve hayvancılıkla değerlendirilmektedir. Doğal çayırlar biçildikten sonra hayvan yemi olarak kullanılır; ayrıca büyükbaş hayvanlar otlatılır. Tapulu arazilerde kuru tahıl tarımı yapılmaktadır. Gölde ticari amaçlı balıkçılık bulunmamakta, yalnızca bir köylü tarafından ihtiyaç amaçlı balık avcılığı yapılmaktadır. Büyük Ada üzerindeki otlar, haziran ayında köylülerce biçilip satılmaktadır.
Yerel halk, boz kaz (Anser anser) yumurtalarını ilkbaharda toplayarak evcil kazlar altında kuluçkaya yatırmakta ve bu kazları ihtiyaç için yetiştirmektedir.
Koruma Durumu ve Tehditler
Aktaş Gölü'nün resmi bir doğa koruma statüsü bulunmamaktadır. Ancak alan, birinci derece sınır güvenlik bölgesi içinde kaldığından dolayı insan faaliyetleri oldukça sınırlıdır. Göle giriş yalnızca sınır komutanlığından alınan özel izinle mümkündür. Bu sınır durumu kuş türleri için avantaj oluşturmakla birlikte, ileride faaliyete geçmesi planlanan Aktaş Gümrük Kapısı önemli bir tehdit olarak değerlendirilmiştir. Yoğun karayolu trafiği ve çevresel değişimlerin göl ekosistemi üzerindeki etkileri araştırılmaya muhtaçtır.
Diğer bir çevresel sorun ise göl çevresinde yaygın olarak yapılan hayvancılığın su kalitesine olan etkisidir. Özellikle yaz aylarında su seviyesinin düşmesiyle birlikte hayvan dışkılarının göle ulaşması sonucu alg patlamaları gözlemlenmiş, bazı büyükbaş hayvanların siyanür zehirlenmesi sonucu öldüğü bildirilmiştir. Bu durum, benzer coğrafi ve iklimsel özellikleri paylaşan Çıldır Gölü’nde de görülmektedir.


