Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

BlogGeçmiş
Blog
Avatar
YazarElyesa Köseoğlu21 Kasım 2025 05:50

Atlamanın Bedeli

fav gif
Kaydet
kure star outline

Diyelim ki bir anda büyük bir para kazandın. O an dünyanın en mutlu insanı oluyorsun; fakat hayatındaki bu keskin değişim, ruhunun alışık olmadığı bu anormalliği kaldıramıyor ve zamanla depresyona sürükleniyorsun. Çünkü çevrendeki her şey birdenbire değişiyor; bu da seni, farkında olmadan, bambaşka biri olmaya zorluyor.

Zaman geçtikçe bulunduğun ortamlar, görüştüğün insanlar, araban, evin, kısacası hayatındaki birçok şey hızla farklılaşmaya başlıyor. Aslında sen, yavaş yavaş kendinden uzaklaşıp başka birine dönüşüyorsun. İlk etapta her şey toz pembe görünüyor; çünkü hayalini kurduğun pek çok şeye kolayca ulaşabiliyor ve bunları gerçekleştirebiliyorsun.

Fakat bir süre sonra arzuların elinden kayıp gidiyor, içini tarif edemediğin bir boşluk kaplamaya başlıyor. Ve işte o noktadan sonra yaşam, sürdürülebilir olmaktan çıkıp bir yük hâline dönüşüyor. Başta hızlıca atladığın şeylerin bedelini, zaman içinde yavaş yavaş ödemeye başlıyorsun.


Bu durumu yalnızca para örneği üzerinden değerlendirmemek gerekir. Hayatın birçok alanında, emek birikimi olmadan elde edilen ün, şöhret veya makamın aslında bir zafer değil, çoğu zaman ağır bir yük olduğunu fark edemiyoruz.

Örneğin; hayalini kurduğun, sana göre çok uğraştığını düşündüğün, fakat gerçekte daha fazla emek ve zaman gerektiren bir makama aniden yükseldiğini (atladığını) düşün. O an, arzunun ve hayalin sarhoşluğuyla sana verilen sorumlulukları bir bir yerine getirmeye başlıyorsun.

Ancak zaman geçtikçe, üstlenmek zorunda olduğun görevler taşıyamadığın bir yüke dönüşüyor. Yavaş yavaş bocalıyor, hatta bir süre sonra sahip olduğun pozisyondan sıkılmaya başladığını fark ediyorsun.


Bir şeyi çok arzulamam, gerçekten onu hak ettiğim anlamına mı geliyor?

Belki dünyada o makamı en çok isteyen kişi sizsiniz. Fakat bir şeyi bu kadar çok istemeniz, gerçekten o göreve atanmanız (atlamanız) için yeterli bir sebep olabilir mi? Adım adım edinmeniz gereken deneyimleri yaşamadan, başlangıçtan doğrudan oyunun sonuna geçmek… Kısa vadede sizi mutlu edebilir; ancak bu süreç boyunca kaçırdığınız bilgi ve tecrübe, bulunduğunuz pozisyonu size bir ayrıcalık değil, stres dolu günler olarak geri döndürür.

Çünkü oyunun sonuna atlamak, yol boyunca sizi olgunlaştıracak hikâyeyi kaçırmak demektir. Oysa asıl anlam, finalde değil, o hikâyenin içindedir. Bu süreci yaşamadan bir anda sona gitmek, insanı taşıyamayacağı bir yükle baş başa bırakır ve sonunda kendisiyle yüzleşmek zorunda kaldığı bir çıkmazın içine sürükler.


Peki neden?

Öğrenme dediğimiz şey, adım adım ilerleyen sistematik bir süreçtir. Diyelim ki birkaç yılınızı verdiğiniz zor bir denklemi çözmek için uğraşıyorsunuz. Bu denklemin cevabına ulaşmanız yıllarınızı aldı. Ardından, bu konuyu yeni öğrenmeye başlayan Ahmet’e doğrudan cevabı veriyorsunuz. Ahmet çok mutlu oluyor; çünkü 1–2 yıllık bir çözüm sürecini bir anda atlamış oluyor.

Her şey ilk bakışta çok güzel görünüyor.

Fakat Ahmet önemli bir noktayı kaçırıyor: Bilgiyi sistematik bir şekilde özümsemeden, yalnızca sonuca giderek öğrenmesi, bu bilgiyi en fazla birkaç ay aklında tutmasına yol açacaktır. Oysa aynı bilgi için gecesini gündüzüne katan Ali, süreci yaşayarak öğrendiği için bu bilgiyi yıllar boyunca unutmadan taşıyacaktır.


Hayat aslında bizi olmak istediğimiz insana dönüştürmek için hazırlanmış uzun bir eğitim sürecidir. Bu yolu adım adım, sindirerek ve gerçekten yaşayarak ilerlediğimizde, sonunda hayalini kurduğumuz kişiyi hak eden biri hâline geliriz. Acele etmek ise bu sürecin ruhunu bozar; emekle yoğrulmamış bir hedef, ona ulaştığımız anda içimizde ölür. Böyle olunca da yıllarca peşinden koştuğumuz şey, bize anlam katmak yerine içimizde büyüyen bir boşluk hâline gelir. İşte bu yüzden, hayatta her “atlama”nın bir bedeli vardır. Süreci yaşamadan sona gitmeye çalıştığımız her an, aslında kendi içimizde geleceğimizi eksiltmiş oluruz.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Blog İşlemleri

KÜRE'ye Sor