Gelendost, Türkiye'nin Akdeniz Bölgesi'nde, Isparta iline bağlı bir ilçe olup Eğirdir Gölü’nün doğu kıyısında, Isparta-Konya karayolu üzerinde yer alır. Yüzölçümü 624 km², denizden yüksekliği ise yaklaşık 940 metredir. İlçede Akdeniz iklimi ile İç Anadolu karasal iklimi arasında geçiş niteliğinde bir iklim hâkimdir; yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve kar yağışlı geçer. Eğirdir Gölü’ne kıyısı olması nedeniyle göl çevresinde iklim daha ılımandır. Tarımsal üretime elverişli toprakları ve ulaşım olanaklarıyla bölge, ekonomik ve kültürel gelişimini büyük ölçüde sürdürebilmiştir.

Gelendost yerleşim merkezi (T.C. Gelendost Kaymakamlığı)
Tarihçe
Gelendost’un yerleşim tarihi M.Ö. 3500’lü yıllara kadar uzanır. Bölge, Hititlerin bir kolu olan Anamurla (Anaminli) Miryalılar tarafından “Mirya” ya da “Miryo” adıyla kurulmuştur. Bu ilk yerleşim, Hitit Devleti’ne bağlı fakat bağımsız bir şehir devleti niteliğindeydi. Yerel inanç sisteminde güneşin oğlu sayılan “Paçeşi” adlı veliler tarafından yönetildiği bilinmektedir. M.Ö. 547’de bölge, Pisidya halkını yenen Perslerin egemenliği altına girmiştir. M.Ö. 533’teki savaşlarda Pers zaferi sonrası Mirya’nın merkezi, göl kıyısındaki Akamaia (Akmescit) adlı yerleşime kaymıştır. Helenistik dönemde Büyük İskender’in Persleri yenmesiyle yeniden gelişim gösteren şehir, Bizans döneminde önemini kaybetmiş; M.S. 8. yüzyılda kısa süreli Arap hakimiyetinin ardından tekrar Bizans’a bağlanmıştır.
Gelendost, 1112–1116 yılları arasında Türk akınlarıyla zayıflatılmış, 1116’da Anadolu Selçuklu Sultanı I. Mesut adına Emir Madanoğlu Nurettin tarafından fethedilmiştir. Bu dönemde yerleşim “Gelende” ya da “Gelindi” adıyla anılmaya başlanmış, bölgeye çok sayıda Türkmen aşireti yerleştirilmiştir. Arap seyyahı İbn-i Bibi’nin Muhtasar Selçuknâmesi’nde “Gelende”, Anadolu Selçuklu Sultanı’nın yazlık taht ve eğlence merkezi olarak tanımlanır. 17 Eylül 1176’da Gelendost Ovası’nda cereyan eden Miryakefalon Savaşı, Bizans-Selçuklu mücadelesinde bir dönüm noktası olmuş ve bölgenin Selçuklu hâkimiyetine kesin olarak geçmesini sağlamıştır. 1301’de Eğirdir merkezli Hamitoğulları Beyliği topraklarına katılan Gelendost, kısa süreli İlhanlı idaresinden sonra yeniden Hamitoğulları’na bağlanmış, 1390’da Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. Ankara Savaşı sonrası geçici bir kesinti yaşansa da, 1415 itibarıyla Osmanlı kontrolü yeniden sağlanmış ve Konya vilayetine bağlanmıştır.
Osmanlı döneminde “Gelende” olarak anılan yerleşim, 16. yüzyılda Afşar nahiyesine bağlıydı. Zamanla bu köy gelişmiş ve nahiye merkezi hâline gelmiştir. Cumhuriyet döneminde, 1930 yılında Afşar’ın yerine nahiye yapılan Gelendost, 6 Mart 1954 tarihli ve 6324 sayılı kanunla ilçe statüsü kazanmıştır. Ortaçağ kaynaklarında “Miryokatolof” adıyla da geçen Gelendost, tarih boyunca “Ablada”, “Sabinae”, “Myro”, “Miryona”, “Glende-Abad” ve “Gelendoz” gibi adlarla anılmıştır. Bugünkü ismi, Fatih Sultan Mehmet döneminde kullanılmaya başlanmıştır.
Coğrafi Yapı
Konum ve Sınırlar
İl merkezinin yaklaşık 81–82 kilometre kuzeydoğusunda konumlanan ilçe, Göller Yöresi olarak bilinen coğrafi bölgede, Eğirdir Gölü’nün doğu kıyısında yer alır. Yüzölçümü 624 kilometrekare olan Gelendost’un deniz seviyesinden yüksekliği ortalama 940 metredir. İlçenin doğusunda Şarkikaraağaç ve Yalvaç, kuzeyinde Yalvaç, güneyinde Eğirdir ilçeleri, batısında ise Eğirdir Gölü bulunmaktadır. Eğirdir Gölü’ne yaklaşık 27 kilometrelik bir kıyı şeridine sahiptir. Gelendost, Isparta-Konya kara yolu güzergâhı üzerinde bulunması nedeniyle bölgesel ulaşım açısından da önemli bir konuma sahiptir. Gelendost’un altyapısı, modern hizmetlere uygun şekilde gelişmiştir. İlçe merkezinin su, elektrik, kanalizasyon ve yol altyapısı iyidir. Köylerle bağlantılar, asfalt yollarla sağlanır. Ulaşım, Eğirdir ve Isparta il merkezlerine kara yolu ile yapılır.
İklim ve Bitki Örtüsü
Gelendost, Akdeniz iklimi ile İç Anadolu’nun karasal iklimi arasında bir geçiş kuşağında yer alır. İlçede yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve kar yağışlı geçmektedir. Eğirdir Gölü’ne yakın bölgelerde gölün iklim üzerindeki yumuşatıcı etkisiyle ılıman koşullar biraz daha belirgindir. Bu nedenle göl kıyısına yakın tarım alanlarında iklimsel avantajlar üretim verimliliğine olumlu katkı sağlar. İlçede hâkim iklimin etkisiyle bitki örtüsünde çeşitlilik gözlemlenmektedir. Alt kesimlerde meşe korulukları ve pırnal çalılıkları yaygınken, yüksek kesimler genellikle çıplaktır ve bozkır karakteri taşır. Orman örtüsü ise oldukça sınırlıdır. Tarım ürünlerinin çoğu, yaz aylarında görülen kuraklık nedeniyle sulama desteğine ihtiyaç duymaktadır.

Gelendost (T.C. Gelendost Kaymakamlığı)
Demografik Yapı
Gelendost ilçesinin toplam nüfusu, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2024 yılı verilerine göre 14.235 kişidir. Bu nüfusun 7.049'u erkek (%49,52) ve 7.186'sı kadın (%50,48) bireylerden oluşmaktadır. İlçe nüfusunun cinsiyet dağılımı dengeli bir yapı sergilemekte; kadın nüfus, erkek nüfusa kıyasla çok az bir farkla fazladır.
Yerleşim birimleri bakımından değerlendirildiğinde, Gelendost nüfusunun önemli bir bölümü kırsal yerleşimlerde yaşamaktadır. Merkez dışında ilçeye bağlı başlıca köyler arasında Afşar, Yaka, Bağıllı, Madenli, Yeşilköy ve Balcı gibi nüfus yoğunluğu yüksek yerleşimler yer almaktadır. Örneğin; 2016 verilerine göre yalnızca Yaka köyünün nüfusu 1.798, Bağıllı köyünün nüfusu ise 1.519 kişidir.
Demografik yapı, ilçede uzun süredir gözlemlenen göç dinamikleriyle şekillenmiştir. Gelendost’ta tarım ve hayvancılığa dayalı geleneksel üretim biçimleri geçerliliğini korumakta; buna karşın genç nüfusun bir kısmı eğitim ve istihdam olanakları sebebiyle büyük şehirlere göç etmektedir. Bu durum, özellikle kırsal bölgelerde yaş ortalamasının yükselmesine ve nüfusun yaşlanma eğilimi göstermesine yol açmaktadır. Buna rağmen, Gelendost’ta geleneksel aile yapısı, toplumsal dayanışma ve yerel kültürel değerler büyük ölçüde korunmaktadır.
Ekonomik Yapı
Gelendost ilçesinin ekonomik yapısı büyük ölçüde tarıma dayalıdır. Coğrafi konumu, toprak yapısı ve iklim koşulları, özellikle meyvecilik faaliyetlerinin gelişmesini sağlamıştır. İlçede en yaygın ve ekonomik değeri en yüksek tarım ürünü elmadır. Eğirdir Gölü çevresinde oluşan mikroklimatik koşullar, elma ağaçlarının dengeli gelişmesini desteklemekte; üretilen elmaların sulu, tatlı ve uzun raf ömürlü olmasına katkı sağlamaktadır. Gelendost elması, Türkiye genelinde kalite açısından öne çıkan ürünlerden biridir.
Elma üretimi, ilçede hem bireysel hem de ticari düzeyde yürütülmektedir. Hasat sonrası ürünlerin muhafaza edilmesi ve pazarlanabilmesi amacıyla ilçede toplam 38 adet soğuk hava deposu kurulmuştur. Bu tesislerin toplam depolama kapasitesi 158.111 ton olup, bölge ekonomisi için stratejik bir öneme sahiptir. Elmaların iç piyasaya sunulmasının yanı sıra bazı yıllarda ihracatı da yapılmaktadır. Ayrıca elmanın işlenerek elma suyu, reçel ve sirke gibi yan ürünlere dönüştürülmesi, Gelendost’ta küçük ölçekli tarıma dayalı sanayinin gelişmesine olanak tanımaktadır.
Tarım dışında ilçede önemli bir ekonomik faaliyet alanı da hayvancılıktır. Gelendost’ta özellikle küçükbaş hayvancılıkyaygın olarak yapılmakta; koyun ve keçi yetiştiriciliği kırsal kesimde geçim kaynaklarından biri olmayı sürdürmektedir. Elde edilen et ve süt ürünleri, hem aile tüketimi hem de yerel pazarda değerlendirilmek üzere üretilmektedir. Bitki örtüsünün bozkır karakteri taşıdığı bölgelerde hayvancılık, doğal mera alanları sayesinde desteklenmektedir.

Gelendost Elma Bahçeleri (T.C. Gelendost Kaymakamlığı)
İlçede ayrıca tarım ve hayvancılığa dayalı küçük ölçekli sanayi işletmeleri ve hizmet sektörü faaliyet göstermektedir. Bu işletmeler genellikle tarım ürünlerinin işlenmesi, depolanması ve pazarlanması gibi destekleyici işlevler üstlenmektedir. Son yıllarda tarımsal üretimde modern sulama sistemlerinin yaygınlaşması ve teknik danışmanlık hizmetlerinin artması, verimliliği olumlu yönde etkilemiştir. Genel olarak değerlendirildiğinde, Gelendost ekonomisi tarım merkezli bir yapı arz etmekte; özellikle elma üretimi ve bu ürüne bağlı endüstriyel faaliyetler, ilçenin ekonomik karakterini belirleyici bir konumda yer almaktadır.
Turizm ve Kültür
Gelendost, tarihî mirası ve doğal güzellikleriyle Isparta ilinin turizm potansiyeli taşıyan ilçelerinden biridir. Eğirdir Gölü’nün doğu kıyısında konumlanması, ilçeye doğal peyzaj açısından önemli bir avantaj sağlamaktadır. Göl çevresinde yer alan rekreatif alanlar, yaz aylarında günübirlik ziyaretçiler tarafından tercih edilmekte; göl manzaralı kırsal alanlar, tarım turizmi ve kırsal yaşam deneyimi açısından ilgi çekmektedir.
İlçenin tarihî yapıları arasında en öne çıkan eserlerden biri, 1223 yılında Selçuklu Atabeki Mübarizeddin Ertokuş tarafından inşa ettirilen Ertokuş Hanı’dır. Selçuklu kervansaray mimarisinin karakteristik özelliklerini taşıyan bu yapı, açık ve kapalı iki bölümden oluşan planıyla tipik bir "karma tip" kervansaraydır. Han, geçmişte ticaret yolları üzerindeki konaklama ve güvenlik işleviyle stratejik bir öneme sahipken, günümüzde tarihî ve mimari değeriyle kültürel turizmin odak noktalarından biri konumundadır.

Gelendost Ertokuş Hanı (Türkiye Kültür Portalı)
Ertokuş Hanı ile bağlantılı güzergâhta yer alan bir diğer önemli tarihî eser ise Avşar Köprüsü’dür. Çift gözlü, sivri kemerli bu köprü, süslemesiz devşirme taşlarla inşa edilmiştir. Köprünün mimarisi ve yerleşimi, onu Selçuklu dönemi kervan yolları üzerinde yer alan özgün yapılardan biri hâline getirmektedir. Köprü, Afşar Köyü yönüne ilerleyen tarihî kervan yolunun bir parçası olup, hem ulaşım tarihi hem de mimari açıdan önem taşımaktadır.
Gelendost’ta yer alan bir diğer önemli tarihî yapı, 1878 yılında inşa edilen Abdulgaffar Camii’dir. Moloz taştan inşa edilen bu cami, iç mekânındaki ahşap işçiliği, kalem işi süslemeleri ve merkezi kubbeyi taşıyan baldaken biçimli sütunlarıyla geç dönem Osmanlı cami mimarisinin örneklerinden biridir. Ayrıca 14. veya 15. yüzyıla tarihlenen Afşar Camii, geleneksel ahşap tavan süslemeleri ve devşirme malzeme kullanımı ile dikkat çeken başka bir tarihî yapıdır.

Abdulgaffar Camii (Türkiye Kültür Portalı)
Miryakefalon ve Elma Festivali
Gelendost’ta her yıl 17 Eylül’de düzenlenen Miryakefalon ve Elma Festivali, ilçenin tarihî ve ekonomik kimliğini bir araya getiren önemli bir kültürel etkinliktir. Bu festival, 1176 Miryakefalon Savaşı’nın yıldönümünde gerçekleştirilmekte; elma üreticilerinin ürünlerini tanıttığı, konser, sergi ve yarışmaların düzenlendiği sosyal bir buluşma alanı sunmaktadır. Festival kapsamında, elma temalı etkinliklerin yanı sıra yöresel yemekler ve el sanatları da ziyaretçilere sunulmakta; özellikle Afşar Köyü’nde üretilen kaymaklı baklava, gastronomi turizmi açısından öne çıkan ürünlerden biridir.


