Hacı Bayram Veli Camii, Türkiye’nin başkenti Ankara’nın Ulus semtinde, Augustus Meydanı’nda bulunan tarihi bir camidir. Taş kaideli, tuğla duvarlı ve kiremit çatılı bu yapı, uzunlamasına dikdörtgen bir plana sahiptir. Caminin doğu tarafı Roma döneminden kalma Augustus Tapınağı duvarına, güney tarafı ise Hacı Bayram Veli Türbesi’ne dayanır. İlk olarak 1427-1428 (Hicri 831) yıllarında inşa edilen cami, bugünkü haliyle 17. yüzyıl sonu ve 18. yüzyıl başı Ankara camilerinin mimari özelliklerini taşır. Hacı Bayram Veli’nin torunlarından Mehmet Baba tarafından 1714 yılında tamir ettirilen bu cami, Ankara’nın en önemli dini yapılarından biri olarak kabul edilir.
Hacı Bayram Camii (Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)
Tarihçesi
İlk İnşa ve Gelişim
Hacı Bayram Veli Camii’nin ilk yapılışı 1427-1428 (Hicri 831) yıllarına tarihlenir. Bu dönemde inşa edilen cami, zamanla çeşitli eklemeler ve tamiratlarla bugünkü formuna kavuşmuştur. Caminin temel yapısı, uzunlamasına dikdörtgen bir plan üzerine oturtulmuş olup, yığma yapım sistemiyle kesme taş ve ahşap malzemeler kullanılarak inşa edilmiştir. İlk yapılışından itibaren dini bir merkez olarak hizmet veren cami, özellikle Bayrami Tarikatı’nın kurucusu Hacı Bayram Veli ile ilişkilendirilmiştir.
1714 Tamiratı
Caminin en önemli restorasyonlarından biri, Hacı Bayram Veli’nin torunlarından Mehmet Baba tarafından 1714 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu tamirat, caminin 17. yüzyıl sonu ve 18. yüzyıl başı Ankara camilerinin karakteristik özelliklerini kazanmasını sağlamıştır. Tamirata dair bilgiler, kıble tarafında yer alan iki kitabede açıkça belirtilmiştir. Bu dönemde yapılan yenilemeler, özellikle tavan, mihrap, minber ve çini süslemeleriyle camiye bugünkü estetik görünümünü kazandırmıştır.
Hacı Bayram Camii (Charles Texier. Asia Mineure. Paris, 1849)
Mimari Özellikler
Dış Mimari
Caminin dış yapısı, taş kaideli ve tuğla duvarlı bir temel üzerine inşa edilmiştir. Üst örtüsü, dört yönde kırma çatı şeklinde tasarlanmış ve geniş çatı saçaklarının alt kısımları ahşap malzeme ile kapatılmıştır. Kuzey ve batı yönlerinde haremin yarıdan fazlasını kaplayan son cemaat yeri, sonradan eklenmiş bir bölümdür. Bu alan açık olup üst kısmı ahşap balkonla düzenlenmiştir ve altı adet taş sütunla desteklenir. Türbenin güneydoğu duvarında yükselen minare, kare taş kaideli ve silindirik tuğla gövdelidir; kaynaklarda iki veya üç şerefeli olduğu belirtilir, bu da farklı dönemlerdeki eklemeleri yansıtabilir.
Cephelerde iki sıra pencere düzeni dikkat çeker. Alt pencereler dikdörtgen biçimli, demir parmaklıklı ve sivri kemerli taş nişlerle çevrilidir. Üst pencereler ise sivri tuğla kemerli, alçı şebekeli ve vitraylıdır; etrafları kalemişi bitkisel desenlerle süslenmiştir. Son cemaat yerinin güneye bakan çıkıntı duvarında, yeşil sırlı tuğlaya benzer yağlıboya ile sülüs yazıyla “Kelime-i Tevhid” yazılmıştır, bu da caminin dış süslemelerindeki zarafeti ortaya koyar.
İç Mimari
Caminin iç mekânı tek sahınlıdır ve ahşap tavanla örtülüdür. Tavan, kasetleme işçiliğiyle yapılmış olup kenarları çeşitli çiçek desenleriyle süslü pervazlarla çevrilidir. Tavanın ortasında altıgen biçimli büyük bir rozet bulunur; bu rozet, daha küçük ölçüde kadınlar mahfilinin batısındaki ek mekânın tavanında da tekrarlanır. Kuzeyde yer alan ahşap kadınlar mahfili, dört adet ahşap dikme ile taşınır ve batıdaki tek kollu merdivenle ulaşılır. Harim girişi kuzey cephesinde yer alır; Yuvarlak kemerli, çift kanatlı ahşap kapı yoğun ahşap işlemelerle süslenmiştir ve kapının sağ üst kısmında caminin kitabesi bulunur.
İç duvarlar pencere üstlerine kadar Kütahya çinileriyle kaplıdır. Müezzin mahfilinin altında yer alan 18. yüzyıla ait eski çiniler, caminin özgün süslemelerinden biridir. Alçı mihrap, kalıplama tekniğiyle yapılmış mukarnas nişlidir ve sonradan boyanmıştır. Mihrap, mukarnas friziyle çevrili olup tepesi palmet yapraklarıyla süslenmiştir. Bordürlerinde neshi yazıyla “Kelime-i Tevhid” tekrarlanır; diğer bordürler ise yıldızlı çokgenler ve bitkisel motiflerle doldurulmuştur. Minber, taklit kündekari tekniğiyle ahşap üzerine boyanmış olup üstün bir işçilik sergiler. Caminin ahşap üzerine boyalı tüm nakışları, dönemin ünlü sanatçısı Nakkaş Mustafa tarafından yapılmıştır.
Hacı Bayram Veli ve Kültürel Önemi
Hacı Bayram Veli Kimdir?
Hacı Bayram Veli, asıl adıyla Numan-bin Koyunluca Ahmed, 1352 (Hicri 753) yılında Ankara’nın Solfasol Köyü’nde doğmuştur. Bayrami Tarikatı’nın kurucusu olan Hacı Bayram Veli, mutasavvıf bir şair olarak tanınır. Ankara ve Bursa’da tahsilini tamamladıktan sonra, Ankara’da Meklike Hatun adlı bir hayırseverin yaptırdığı Karamedrese’de ders vermeye başlamıştır. Kayserili Şeyh Hamideddin Aksarayi’nin davetiyle tarikata giren Hacı Bayram Veli, mürşidiyle birlikte Şam ve Hicaz’a gitmiş, üç yıl orada kaldıktan sonra Ankara’ya dönerek tarikatını kurmuştur. 1429 (Hicri 833) yılında vefat eden Hacı Bayram Veli’nin etrafında binlerce mürid toplanmış, iki ilahisi ve birkaç gazeli günümüze ulaşmıştır. Türbesi, caminin güneyinde yer alır ve onun anısını yaşatır.
Dini ve Kültürel Değer
Hacı Bayram Veli Camii, 15. yüzyıldan itibaren Bayrami Tarikatı’nın Anadolu’da yayılmasında önemli bir rol oynamıştır. Tarikatın merkezi olarak kullanılan cami, bu yönüyle anıtsal bir örnek teşkil eder. Ayrıca, cami ve çevresi farklı kültürlere ve dönemlere ait katmanları barındırır. Augustus Tapınağı, Hacı Bayram Camii ve Türbesi’nin bir arada bulunması, bu alanın çok kültürlü evrensel değerini somut bir şekilde ortaya koyar. Bu birliktelik, Roma döneminden Osmanlı’ya uzanan bir tarihsel sürekliliği yansıtır.
Günümüzdeki Durumu ve Önemi
Hacı Bayram Veli Camii, mimari özellikleriyle 17. ve 18. yüzyıl Ankara camilerinin karakterini yansıtırken, dini ve kültürel açıdan da Anadolu’nun en önemli yapılarından biridir. Tavan süslemeleri, Kütahya çinileri, mihrap ve minber işçiliğiyle dikkat çeken cami, hem ibadet hem de turizm açısından Ankara’nın simge mekanlarından biri olarak varlığını sürdürmektedir. Augustus Meydanı’ndaki konumu, camiyi hem yerel halk hem de ziyaretçiler için kolayca erişilebilir bir nokta haline getirir. Bugün, cami ve türbe kompleksi, Ankara’nın tarihi ve manevi kimliğini temsil eden başlıca yapılar arasında yer alır.