KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Osmancık (İlçe)

fav gif
Kaydet
kure star outline
Çorum Map Chart (10).png
Osmancık (İlçe)
İl
Çorum
Bölge
Karadeniz
Rakım
430 m
Posta Kodu
19500
Belediye Başkanı
Ahmet Gelgör
Kaymakam
Furkan Duman
İklim
Karasal iklim

Osmancık, İç Anadolu ile Karadeniz bölgeleri arasında geçiş alanında yer alır. İlçe merkezinden Kızılırmak geçer ve bu nehir, yerleşimin fiziksel yapısını etkiler. Ulaşım ağı üzerinde bulunduğu için çeşitli kara yolları ilçeden geçmektedir. Nüfusu büyük ölçüde tarım ve küçük ölçekli ticaretle geçimini sağlar.


Osmancık (Çorum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)

Tarih

Osmancık ilçesi, Hititler dönemine kadar uzandığı rivayet edilen bir geçmişe sahiptir ve Çorum’un en eski yerleşim yerlerinden biridir. Antik çağda Roma ve Bizans dönemlerinde “Pimolisene” adıyla anılan Osmancık, stratejik konumu sayesinde önemli bir merkez olmuştur. Bu dönemde Kızılırmak Nehri kenarında kurulu kent, doğu-batı yönündeki ticaret yollarını kontrol eden bir müstahkem mevki işlevi görmüştür. Nehir kıyısındaki sarp kayalıklara inşa edilen Osmancık Kalesi (yerel adıyla Kandiber Kalesi), bölgeden geçen kervan yollarını denetlemek ve vergi güvenliğini sağlamak amacıyla kullanılmıştır. Kaleyi çevreleyen surların yaklaşık 250 metre uzunluğunda ve 30 metre yüksekliğinde olduğu, içinde gizli nehir yolları ve kayalara oyulmuş eski yapı kalıntıları bulunduğu tespit edilmiştir. Kalede Roma dönemine ait kaya mezarlarının varlığı, ilk inşa tarihinin Roma İmparatorluğu dönemi olabileceğini göstermektedir. Bununla birlikte, bazı kaynaklar kalenin kökenini Hititlere dayandırırken, diğer rivayetler Emevîler’in Bizans akınları sırasında inşa edildiğini öne sürer; ancak bu görüşler kesinlik kazanmamıştır.


İlçe, 1075 yılında Selçuklu hakimiyetine girerek Türk yurdu olmaya başlamıştır. Malazgirt zaferinden sonra bölgede oluşan Türk varlığıyla birlikte, Oğuzların Alayuntlu boyuna bağlı Sorgun aşiretinin beyi Şerafettin Osman Gazi, Osmancık ve havalisine emir olarak atanmıştır. Şerafettin Osman Gazi, yörede otoriteyi sağladıktan sonra kente, kendi aşiretinin adını vererek Eflanos olan eski ismini “Sorgun” olarak değiştirmiştir. Osman Gazi’nin bölgedeki nüfuzu o kadar artmıştır ki, kendisi uzun süre Osmancık’ta ikamet ederek buradan İskilip, Hacıhamza ve Çorum yörelerini yönetmiştir. Halk arasında zamanla “Osman’ın küçük kenti” anlamında Osmancık adı yaygınlaşmış ve şehir bu adla anılır olmuştur.


1177 yılında bölgedeki Danişment Beyliği’nin yıkılmasıyla Osmancık, Anadolu Selçuklu Devleti topraklarına katıldı. Ardından, 14. yüzyıl sonunda 1389’da Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid tarafından fethedilerek Osmanlı egemenliğine girmiştir. Osmanlı döneminde Osmancık, İpek Yolu güzergâhı üzerinde bulunması sayesinde ticari ve stratejik önemini korudu. Nitekim Evliya Çelebi 17. yüzyılda Osmancık’ı ziyaret ettiğinde buradan övgüyle bahsetmiş; Koyunbaba Dergâhı’nın dönemin en muteber ziyaretgahlarından biri olduğunu, kalenin 800 adımlık bir çevre uzunluğuna sahip sağlam bir yapıda bulunduğunu ve şehrin bir karakol kenti olarak canlı bir ticaret merkezi olduğunu aktarmıştır.


Osmanlı idari teşkilatında Osmancık’ın bağlık durumu zamanla değişiklikler göstermiştir. 1423 yılında Amasya Sancağı’na, 1596’da Çorum Sancağı’na bağlanan ilçe, 1864’te yeniden Amasya’ya dahil edilmiş; Cumhuriyet’in kurulmasından kısa süre sonra, 1924 yılında Çorum iline ilçe statüsüyle bağlanarak bugünkü idari konumuna kavuşmuştur. 19. yüzyıl ortalarında bölgeyi gezen seyyah W. J. Ainsworth, Osmancık’ta suriçi yerleşimde yaklaşık 200 ev, sur dışında 80 kadar ev olduğunu, şehirde 5 mescit, bir han (kervansaray) ve hamamlar bulunduğunu not etmiştir. Bu bilgiler, Osmancık’ın tarih boyunca bölgesel ölçekte önemli bir idari, askeri ve ticari merkez rolü oynadığını göstermektedir. Sonuç olarak, zengin bir tarihi mirasa sahip olan Osmancık, antik dönemden Osmanlı’ya uzanan süreçte kültürel dokusunu koruyarak günümüze ulaşmıştır.

Coğrafya ve İklim

Osmancık ilçesi, Karadeniz Bölgesi’nin Orta Karadeniz ile Batı Karadeniz bölümlerinin kesişim noktasında, Çorum ilinin kuzeyinde yer alır. Konum olarak, İç Anadolu Bölgesi ile Karadeniz’i batıya (İstanbul yönüne) bağlayan yolların kavşağında bulunmaktadır. İlçe merkezi, Çorum kent merkezine yaklaşık 59-60 km mesafededir. Osmancık, kuzeydoğuda Samsun iline (özellikle Vezirköprü ilçesi), doğuda Amasya iline (Gümüşhacıköy ve güneydoğuda Hamamözü ilçeleri), güneyde Çorum’un Dodurga ve Laçin ilçelerine, güneybatıda İskilip ilçesine, batıda yine Çorum’a bağlı Kargı ilçesine ve kuzeybatıda Sinop iline (Saraydüzü ilçesi) komşudur. Bu konumuyla Osmancık, doğu-batı ve kuzey-güney istikametinde önemli geçiş yollarının kesiştiği stratejik bir noktada bulunmaktadır.


İlçe toprakları, ülkemizin en uzun nehri olan Kızılırmak’ın kuzey havzasında konumlanmıştır. Kızılırmak, Osmancık ilçe merkezinden geçerek bölgeye hayat vermektedir ve ilçe sınırları içindeki uzunluğu yaklaşık 80 km kadardır. Nehrin akışı boyunca taşıdığı alüvyonlar nedeniyle suyu yer yer kızıl ve bulanık bir renktedir; bu durum Kızılırmak’a adını veren “kızıl” rengin kaynağını oluşturur. Kızılırmak’a ilçe sınırları içinde katılan başlıca akarsular Kavşak Çayı, İncesu Deresi, Karalar Deresi ve Yukarızeytin Deresi’dir. İlçenin en önemli düzlüğü, verimli tarım alanlarına sahip Kızılırmak Vadisi’dir. Vadi boyunca irili ufaklı tepeler ve dağ sıraları nehre paralel uzanır. Osmancık’ı çevreleyen dağların en yükseği, 1.864 metre rakımlı İnegöl Dağı’dır. Ayrıca ilin batısındaki Çal Dağları (en yüksek noktası 1.750 m’lik Büyük Çal Tepesi) ve Ada Dağları (en yüksek noktası 1.770 m’lik Dedeçal Tepesi) ilçe sınırları içinde yer alır. Bu topoğrafya, Osmancık’a engebeli bir arazi yapısı kazandırmakla birlikte, vadilerde ve nehir boylarında önemli düz tarım arazileri sunmaktadır.


İlçenin toplam yüzölçümü yaklaşık 1.200 km² (1.202.500 dekar) kadardır. Bu alanın çok büyük bir kısmı orman ve dağlık araziden oluşur. Nitekim Osmancık topraklarının yaklaşık %65’i (783 bin dekar) ormanlarla kaplıdır; özellikle dağlık kesimlerde çam, meşe ve ardıç ağaçlarından oluşan sık ormanlar görülür. Ormanlık alanlar dışında kalan arazinin %21’i (254 bin dekar) tarımsal ekili alan, %8’i mera ve çayır, %3’ü kayalık alan ve %2’si su yüzeylerinden oluşmaktadır. Yerleşim alanlarının kapladığı alan ise toplam arazinin yaklaşık %1’i kadardır (yaklaşık 10 bin dekar). Ova ve vadi tabanlarında orman örtüsü seyrelir ve bu kesimlerde step (bozkır) bitki örtüsü hakim olmaya başlar. Bu çeşitlilik, Osmancık’ın coğrafyasını hem orman ekosistemleri hem de bozkır ekosistemleri açısından zenginleştirmektedir.


İklim özellikleri bakımından Osmancık, Karadeniz iklimi ile İç Anadolu karasal iklimi arasında bir geçiş iklimi özelliği gösterir. İlçede genel olarak ılıman bir iklim yapısı hüküm sürer. Yaz mevsimleri nispeten sıcak ve kurak geçerken, kışlar fazla sert değildir; kış ayları ılıman sayılabilecek düzeyde ve yağışlı geçer. İlkbahar ve sonbahar mevsimleri ise uzun sürmekte, mevsim geçişleri belirgin hissedilmektedir. Yağışlar en çok ilkbahar aylarında düşer. Yıllık ortalama yağış miktarı yaklaşık 368 mm civarındadır ki bu değer, yarı kurak bir bölge için orta düzeyde sayılabilir. Rakımın nispeten düşük olması (ilçe merkezi deniz seviyesinden ortalama 420-430 metre yükseklikte) ve Karadeniz’e bağlantılı vadilerle etkili olan hava akımları sayesinde ekstrem soğuklar nadir görülür. Bu iklim koşulları, bölgede tarım yapılmasını kolaylaştırdığı gibi, orman ve bitki örtüsü çeşitliliğini de desteklemektedir.


Nüfus ve yerleşim bakımından Osmancık, hem kentsel hem kırsal nüfusa sahip gelişmiş bir ilçedir. Türkiye İstatistik Kurumu 2023 verilerine göre toplam nüfus 43.388 kişidir. Bu nüfusun yaklaşık 29.757’si ilçe merkezinde (şehirde) yaşarken, geri kalanı kasaba ve köylerde ikamet etmektedir. Osmancık ilçe merkezinde 18 mahalle bulunmakta, ayrıca ilçeye bağlı 55 köy mevcuttur. Nüfusun önemli bir bölümü ilçe merkezinde toplandığı için, idari, ticari ve sosyal hizmetler kent merkezinde yoğunlaşmıştır. Kırsal kesimde ise nüfus tarımsal üretimle uğraşan köy toplulukları şeklinde dağılmıştır. Osmancık’ın ulaşım avantajları ve verimli arazileri, tarihsel süreçte olduğu gibi günümüzde de nüfusunun bu bölgede devamlılık göstermesini sağlamıştır.

Nüfus ve Demografi

Osmancık ilçesinin nüfusu 2007 yılında 45 730 kişi iken yıllar içinde iniş ve çıkışlar göstererek 2024 yılında 43 056 kişiye gerilemiştir; 2008–2015 döneminde genel olarak azalış, 2015–2021 döneminde farklı oranlarda artış ve azalışlar, 2021–2024 döneminde ise çoğunlukla hafif düşüş eğilimi gözlenmiştir. 2024 yılı itibarıyla erkek nüfus 21 212 kişi (%49,27), kadın nüfus 21 844 kişi (%50,73) düzeyindedir; cinsiyetler arasındaki fark dönem boyunca genellikle birkaç yüz kişi mertebesinde kalmıştır. Yıllık nüfus değişimleri göç hareketleri, doğum-ölüm dengeleri ve idari kayıt güncellemeleri gibi etkenlerle ilişkilendirilebilir.

Ekonomi

Osmancık ilçesinin ekonomisi, büyük ölçüde tarımsal faaliyetlere dayanmaktadır. İlçenin simgesi haline gelmiş olan pirinç (çeltik) tarımı, Osmancık denince ilk akla gelen ekonomik uğraştır. Verimli Kızılırmak Vadisi boyunca geniş alanlara yayılan çeltik tarlalarında kaliteli pirinç üretilir. Türkiye genelinde tanınan “Osmancık pirinci” olarak bilinen pirinç türü, yüksek verimi ve lezzeti ile ün yapmıştır. Ilıman iklim şartları ve nehrin sağladığı su olanakları sayesinde Osmancık’ta pirinç ekimi yüzyıllardır devam eden bir gelenektir. Pirinç hasat zamanı, ilçe ekonomisine hareketlilik kazandırır; üreticiler yalnızca yerel pazarı değil, ülke çapındaki pirinç talebini karşılamaya katkı sağlarlar. Pirincin yanı sıra, vadideki sulak ve alüvyonlu tarım arazilerinde buğday, arpa, mısır, şekerpancarı gibi tahıl ve sanayi bitkileri ile çeşitli sebze ve meyveler de yetiştirilmektedir. Tarım alanları toplam arazinin beşte birini kapsadığından, Osmancık ekonomisinde tarımsal üretim temel geçim kaynağıdır. Bununla birlikte, modern tarım tekniklerinin kullanımı ve sulama projelerinin geliştirilmesiyle verimlilik artırılmaya devam etmektedir.


İlçenin bir diğer doğal kaynağı, zengin orman varlığıdır. Toprakların %65’ini oluşturan ormanlık alanlar, odun ve kereste üretimi, reçine toplama ve ormancılığa dayalı yan sanayi için potansiyel teşkil etmektedir. Orman köylerinde yaşayan halk, kontrollü orman kesimi, ağaç ürünleri işleme ve orman içi tarım gibi faaliyetlerle ekonomiye katkıda bulunmaktadır. Ayrıca orman varlığı, arıcılık faaliyetlerini de desteklemekte; Osmancık ve çevresinde organik bal üretimi gibi küçük ölçekli girişimler görülmektedir. Mera ve çayır alanlarının varlığı, geleneksel hayvancılık faaliyetlerinin (küçükbaş ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği) sürdürülmesine imkan tanır. Kırsal kesimde aileler, tarımın yanı sıra kendi ihtiyacına yönelik veya sınırlı ticari amaçlı hayvancılıkla da uğraşır ve bu yolla et ve süt ürünleri üretimi yapılır.


Osmancık ilçesi, yer altı kaynakları açısından da önemli bir kaleme sahiptir: Linyit (taşkömürü) yatakları. İlçe sınırlarında, özellikle Yaylabaşı ve Kumbaba köyleri civarında, zengin linyit kömürü rezervleri tespit edilmiştir. Jeolojik araştırmalar, kömür damarlarındaki karbon oranının %5’e kadar çıktığını göstermektedir ki bu da bu linyit yataklarının oldukça nitelikli olduğunu ortaya koyar. Söz konusu linyit rezervleri özel sektör tarafından işletilmektedir ve madencilik faaliyetleri ilçe ekonomisine istihdam ve gelir yönünden katkıda bulunmaktadır. Maden sektöründeki bu faaliyetler, bölgedeki yakıt ihtiyacının karşılanması ve sanayi hammaddesi sağlanması açısından Osmancık’ı önemli kılar. Bunun yanı sıra, ilçe topraklarında kil, kum, çakıl gibi inşaat malzemesi olabilecek doğal kaynaklar da mevcuttur ve yerel ölçekte değerlendirilmektedir.


İlçenin ekonomik hayatında ulaşım ve ticaret sektörü de mühim bir yer tutar. Osmancık, coğrafi konumu itibarıyla tarih boyunca transit ticaret yollarının merkezi olmuştur ve bu avantaj günümüzde de devam etmektedir. D-100 Karayolu (eski adıyla E5 karayolu), Karadeniz ve Doğu Anadolu’yu İstanbul’a bağlayan en önemli arterlerden biri olarak Osmancık ilçe merkezinden geçmektedir. Bu yol, ülkenin doğu sınırlarındaki Gürbulak’tan başlayıp batıda Avrupa’ya açılan Kapıkule’ye kadar uzanan yaklaşık 1800 km’lik bir uluslararası güzergâhtır. Osmancık, bu uzun güzergâhın tam ortasına yakın bir konumda yer almakta olup Kapıkule ile Osmancık arasındaki mesafe 815 km civarındadır. Bu stratejik konum sayesinde, ilçeden her gün on binlerce araç transit geçiş yapmaktadır. Resmi verilere göre günde ortalama 14.000 civarında araç Osmancık’tan geçiş yapmaktadır. Bu durum, ilçe ekonomisine yol boyu hizmet sektörü olarak yansımaktadır: Karayolu üzerinde ve ilçe merkezinde birçok akaryakıt istasyonu, dinlenme tesisi, lokanta, otel ve ticarethane faaliyet göstermektedir. Uzun yol taşımacılığı yapan sürücüler ve yolcular için Osmancık önemli bir konaklama ve mola noktası olduğundan, küçük ölçekli ticaret ve hizmet işletmeleri ciddi kazanç sağlamaktadır. Özellikle yöresel ürünlerin (pirinç, pekmez, tarhana vb.) yol kenarlarında satılması, hem gelir getirici bir faaliyet hem de Osmancık’ın tanıtımına katkı olarak değerlendirilebilir.


Sanayi sektörü Osmancık’ta sınırlı olmakla birlikte gelişme potansiyeli taşır. İlçede tarımsal ürünlerin işlenmesine yönelik pirinç fabrikaları, un değirmenleri ve gıda işleme tesisleri bulunmaktadır. Özellikle pirinç eleme ve paketleme tesisleri, yerel ürün olan Osmancık pirincinin ülke pazarına sunulmasında önemli rol oynar. Ayrıca küçük ölçekli ahşap işleme atölyeleri (orman ürünlerine dayalı) ve inşaat malzemesi üretimi yapan işletmeler de ekonomiyi desteklemektedir. Son yıllarda, ilçe ekonomisinde kültür ve tabiat turizminin de bir gelir kaynağı olarak öne çıkması hedeflenmektedir. Tarihi eserlerin restorasyonu ve doğal güzelliklerin tanıtımıyla, yerli turist çekme çabaları ekonomiye canlılık kazandırmaya başlamıştır. Kısacası Osmancık’ın ekonomik yapısı, tarım ve doğal kaynaklara dayalı geleneksel sektörlerin yanında, ulaşım avantajına bağlı ticaret ve küçük sanayi unsurlarıyla şekillenmiştir.

Turizm ve Kültür


Osmancık, zengin tarihi geçmişi ve coğrafi güzellikleri sayesinde kültür ve turizm alanında dikkat çekici değerlere sahiptir. Kültürel miras açısından ilçede birçok önemli tarihi eser ve mekan bulunmaktadır. Osmanlı döneminden kalma yapılar, Selçuklu ve daha önceki medeniyetlerin izleriyle birlikte, Osmancık’ın bir “açık hava müzesi” niteliğinde olmasını sağlar. İlçe merkezi ve çevresindeki başlıca tarihi eserler şöyle özetlenebilir:

  • Osmancık Kalesi (Kandiber Kalesi): İlçenin simge yapılarından biri olan kale, nehir kıyısındaki sarp kayalıklar üzerinde konumlanmıştır. Temelleri Roma dönemine uzanan kale, Osmanlılar döneminde de kullanılmış ve şehrin savunmasında kritik rol oynamıştır. Kare planlı kalenin sur duvarlarında Horasan harcı kullanılmış, iç kısmında kayaya oyma bir hamam kalıntısı ve su yolları bulunmuştur. Günümüzde kalenin ayakta kalan bölümleri üzerinde seyir terası ve yürüyüş yolları gibi düzenlemeler yapılarak turizme kazandırılmaktadır. Kalenin güney eteklerinde Roma dönemine tarihlenen kaya mezarları görülebilmekte olup, bu alan arkeolojik sit niteliğindedir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde kalenin çevresinin 800 adım olduğu ve sağlam demir bir kapısının bulunduğu belirtilmiştir. Bugün Osmancık Kalesi’nin kalıntıları arasında dolaşmak, ziyaretçilere tarih içinde bir yolculuk hissi vermektedir.
  • Koyunbaba Köprüsü: Kızılırmak Nehri üzerinde kurulu bu görkemli taş köprü, Osmancık’ın en tanınmış tarihi yapısıdır. 1489 yılında, Osmanlı Sultanı II. Bayezid döneminde inşa edilen köprü, adını ünlü mutasavvıf Koyunbaba Hazretleri’nden alır. Koyunbaba Dede’nin türbesinin yakınında yer alan köprü, o dönemde İpek Yolu güzergâhının önemli bir geçiş noktası olarak tasarlanmıştır. Yaklaşık 250 metre uzunluğunda olan köprü, orijinalde 19 gözlü (kemerli) olarak inşa edilmiş olsa da, zaman içinde nehir yatağının dolması sonucu günümüzde 15 kemeri görünür durumdadır. En geniş kemer açıklığı yaklaşık 16 metreyi bulur. Sarı kesme taştan yapılan köprü, sivri kemer formundaki gözleriyle klasik Osmanlı köprü mimarisinin güzel bir örneğidir. İlginç bir mimari özellik olarak, köprünün kitabesi (yazıtı) yapının üzerinde değil, kuzey ucu yakınlarında kale dibindeki ayrı bir kitabe kaidesi üzerinde yer alır. Arapça hatla yazılmış bu kitabede, köprüyü yaptıran hayır sahibinden bahsedilir ancak mimarının ismi belirtilmez. Koyunbaba Köprüsü, asırlardır hem ulaşımı sağlamış hem de Osmancık’ın simgesi olmuştur. Günümüzde restore edilerek yaya kullanımına açılan köprü, tarihi dokusuyla ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Özellikle günbatımında, Kızılırmak üzerinde yansıyan kemer görüntüleriyle fotoğraf tutkunları için eşsiz manzaralar sunar.
  • Koyunbaba Türbesi ve Tekmesi: Osmancık, adını verdiği Koyunbaba Hazretleri ile anılan önemli bir inanç turizmi merkezidir. Koyunbaba Türbesi, ilçenin batısında küçük bir tepe üzerinde geniş bir bahçe içinde yer alır. 15. yüzyılda yaşamış bir Bektaşi şeyhi olan Koyunbaba, Hacı Bektaş-ı Veli’nin halifelerinden biri olarak kabul edilir ve hem yaşadığı dönemde hem de vefatından sonra halk tarafından çok sevilmiştir. Rivayete göre, Sultan II. Bayezid (Velî Bayezid) Amasya valisi iken gördüğü bir rüya üzerine Koyunbaba’ya büyük hürmet göstermiş ve onun adına bu türbe ve külliyeyi inşa ettirmiştir. 1468 yılında vefat eden Koyunbaba’nın türbesi 1469’da tamamlanmıştır. Türbe binası sekizgen planlı olup üzeri konik bir külahla örtülüdür. Giriş kısmı önde revaklı (sundurma şeklinde) ve iki bölümlü olarak türbeye eklemlenmiştir. Türbenin bulunduğu geniş avluda geçmişte 33 odalı bir imaret (aşevi), misafirhane, mutfak ve meydan evi gibi yapılardan oluşan bir tekke kompleksi bulunduğu tarihi kayıtlarda belirtilmektedir. Ne yazık ki bu yapılardan çoğu günümüze ulaşamamıştır; ancak bahçedeki bazı temel kalıntıları hala görülebilir. Türbenin anıtsal giriş kapısında mermer üzerine işlenmiş iki satırlık kitabeler bulunmaktadır. Asıl kitabesi günümüzde Çorum Müzesi’nde sergilenen türbe, özellikle dini bayramlarda ve Kadir Gecesi gibi mübarek gecelerde Türkiye’nin dört bir yanından gelen ziyaretçilerle dolup taşar. Koyunbaba Türbesi çevresinde bulunan ve anıt ağaç olarak tescillenmiş yüzlerce yıllık menengiç (sakız ağacı) ağaçları da manevi atmosferi zenginleştirmektedir. Türbenin manevi değeri yanında mimarisi ve doğal çevresi, Osmancık’ta mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır.
  • Koca Mehmet Paşa Camii (İmaret Camii): İlçe merkezine Çorum yönünden girişte, kalenin eteğinde geniş bir avlu içinde yer alan bu tarihi cami, Osmancık’taki en eski ibadethanelerden biridir. 1431-1432 yıllarında Osmanlı devlet adamı Koca Mehmet Paşa tarafından yaptırıldığı için onun adıyla anılmaktadır. Yapıldığı dönemde yanında bir imaret (aşevi) bulunduğu, ancak bu imaret yapısının günümüze ulaşmadığı bilinmektedir. Koca Mehmet Paşa Camii, halk arasında uzun süre yanında imaret bulunduğundan “İmaret Camii” olarak da adlandırılagelmiştir. Mimari açıdan erken Osmanlı dönemi özellikleri taşıyan cami, tek kubbeli bir harim bölümüne ve önünde son cemaat yerine sahiptir. Kesme taş malzemeden inşa edilen caminin sade fakat heybetli bir görünümü vardır. Yüzyıllar boyunca bir yangın ve depremler atlatan yapı, çeşitli onarımlarla özgün kimliğini korumuştur. Günümüzde ibadete açık olan Koca Mehmet Paşa Camii, aynı zamanda Osmanlı vakıf mimarisinin Osmancık’taki nadir örneklerinden biri olarak kültürel değer taşımaktadır.
  • Akşemsettin Camii (Akşemseddin Medresesi): Osmancık Kalesi’nin kuzeybatı eteğinde yer alan bu tarihi yapı, ünlü alim ve mutasavvıf Akşemseddin Hazretleri’nin eğitim verdiği medrese olarak bilinir. Fatih Sultan Mehmet’in hocası olarak İstanbul’un manevi fatihi unvanını kazanmış Akşemseddin’in, gençlik yıllarında Osmancık’ta bir süre kalarak bu medresede ders verdiği rivayet edilir. Cami ve medrese birleşik bir komplekstir. Yapı, plan olarak dışarıdan bakıldığında ters “T” şeklinde bir zaviyeli cami izlenimi vermekteyse de içeride aslında tek kubbeli bir ana mekandan ibarettir. Giriş bölümünün her iki yanında tonozlu küçük odalar bulunmaktadır ki, bunlar medrese hücreleri olarak kullanılmıştır. Caminin ortasında yükselen kubbesi, yanlara açılan odalarıyla klasik Osmanlı medrese-cami sentezinin güzel bir örneğidir. 1962 yılında kapsamlı bir restorasyondan geçen Akşemsettin Camii, bu sayede günümüze sağlam ulaşmıştır. Mimari detaylarında dönemin estetik zevkini yansıtan yapıda, giriş cephesindeki simetrik pencereler, kubbe geçişindeki üçgen pandantifler ve duvar süslemeleri dikkat çeker. Tarih boyunca ilim merkezi işlevi görmüş bu mekan, bugün de ibadethane olarak kullanılmakla beraber Akşemseddin’i anma etkinliklerine ev sahipliği yapmaktadır.
  • Baltacı Mehmet Paşa Çeşmeleri: Osmancık, Osmanlı tarihine yön vermiş devlet adamlarından Baltacı Mehmet Paşa’nın memleketi olarak da bilinir. Baltacı Mehmet Paşa, 18. yüzyıl başlarında Osmanlı İmparatorluğu’nda sadrazamlık yapmış ve özellikle Prut Savaşı sırasında rol almış bir isimdir. Kendi adına, doğduğu yer olan Osmancık’ta bir hayır eseri olarak 1705 yılında dört adet çeşme yaptırmıştır. Bu çeşmeler “Dört Halife Çeşmeleri” olarak da anılır, zira her biri İslam’daki dört halife adına ithaf edilmiştir. Günümüzde bu dört çeşmeden üçü fiziken kaybolmuş durumdadır; ancak biri tüm heybetiyle ayaktadır ve diğer bir tanesinin de sadece kitabesi korunmuştur. Ulu Camii mahallesinde, Ulu Camii karşısında bulunan ayakta kalmış çeşme, kesme taştan yapılma olup tek cepheli ve tek muslukludur. Çeşmenin kemerli nişini taçlandıran mermer kitabesi, Hicri 1117 (Miladi 1705) tarihini taşımaktadır. Zaman içinde yol seviyesinin yükselmesi nedeniyle çeşmenin alt kısmı toprağa gömülü kalmıştır; buna rağmen üst bölümdeki özgün Osmanlı taş işçiliği unsurları görülebilmektedir. Kitabede çeşmenin Baltacı Mehmet Paşa tarafından yaptırıldığı yazılıdır. Ayakta olmayan diğer bir çeşmeden kalan yazıt taşı ise ilçedeki Şeyh Hasan Camii duvarına monte edilmiş şekilde sergilenmektedir. Baltacı Mehmet Paşa Çeşmeleri, Osmancık’ta Osmanlı dönemi sivil mimarisinin ve hayır eserlerinin güzel bir örneğini teşkil eder. Ziyaretçiler, Ulu Camii çevresinde dolaşırken bu tarihi çeşmeyi görebilir ve üç asırdır akmaya devam eden suyundan içebilirler.
  • Paşa Hamamı: Osmancık’taki sivil mimari örneklerinden bir diğeri de Osmanlı döneminden kalma tarihi Paşa Hamamı’dır. 15. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen bu hamam, erken Osmanlı klasik hamam mimarisinin günümüze ulaşan nadir örneklerindendir. “Paşa Hamamı” adı, muhtemelen banisinin veya ilgili paşanın unvanından gelmektedir (bu bağlamda Koca Mehmet Paşa ile ilişkili olabilir). Hamam, soyunmalık (soğukluk), ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden oluşan geleneksel plan düzenine sahiptir. Kesme taş ve tuğla karışımıyla inşa edilen yapının üst örtüsü kubbeler ve tonozlarla kapatılmıştır. Yüzyıllar boyunca yöre halkına hizmet veren hamam, vaktiyle kervansarayların ve konaklayan tüccarların da uğrak yeri olmuştur. Mimari önemi, Osmanlı sivil mimarisinin ilçedeki temsilcisi olmasının yanı sıra, 15. yüzyıl Anadolu hamam geleneğini yansıtmasından ileri gelmektedir. Günümüzde Paşa Hamamı’nın restorasyon çalışmaları gündemdedir ve ileride kültürel amaçlı kullanımla turizme kazandırılması planlanmaktadır.


Yukarıda sayılan eserlerin yanı sıra Osmancık’ta görülmeye değer daha pek çok kültürel varlık bulunmaktadır. Örneğin Şeyh Hasan Camii, Beyler Çelebi Camii gibi diğer Osmanlı dönemi camileri, Ulu Camii ve türbeleri; ilçenin farklı noktalarına yayılmış eski kitabeler ve mezar taşları tarihi atmosferi tamamlar. İlçenin merkezindeki Kent Meydanı projesi ile çevre düzenlemeleri yapılarak, bu kültürel mirasın daha görünür hale getirilmesi ve halkın kullanımına sunulması hedeflenmiştir.


Doğal güzellikler ve rekreasyon alanları bakımından da Osmancık zengin seçenekler sunar. İlçe yakınında yer alan Adatepe Mesire Yeri, yeşil doğası ve nehir manzarasıyla halkın piknik ve günübirlik dinlenme ihtiyacını karşılayan bir alan olarak düzenlenmiştir. Kızılırmak kenarında ve orman içlerinde yürüyüş parkurları bulunmaktadır. Nitekim Osmancık, Kızılırmak Havzası Gastronomi ve Yürüyüş Yolu rotasının önemli duraklarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu kapsamda belirlenen yürüyüş parkurlarından dördü Osmancık sınırları içinde yer alır: Örneğin Zeytin Yangın Gözetleme Kulesi’nden Gölbel Gölü’ne uzanan 5 km’lik parkur ve Gölbel Gölü’nden Karalargüney Köyü’ne giden parkur gibi etaplar doğaseverlerce tercih edilmektedir. Gölbel Gölü, ilçenin yüksek kesimlerindeki tabii bir göl olup çevresi göknar ve çam ormanlarıyla kaplıdır; kampçılık ve doğa yürüyüşü için uygundur. Başpınar Karaca Yaylası, temiz havası ve panoramik manzaralarıyla yaz aylarında yaylacılık geleneğinin sürdüğü serin bir yayladır. Buralarda her mevsim farklı bitki örtüsü renkleriyle karşılaşmak mümkündür. Ayrıca Kunduz Ormanları adıyla bilinen, çam, kayın ve meşe ağaçlarından oluşan geniş ormanlık alan, sonbaharda renk cümbüşü, kışın kar manzaraları, ilkbaharda canlanan doğası ile fotoğraf tutkunlarını cezbeder. Macera arayanlar için ise Baldıran Kanyonu, ilçenin kuzey kesiminde sarp kayalık vadileriyle rock climbing (kaya tırmanışı) ve doğa yürüyüşü imkanı sunan bakir bir bölgedir. Bu kanyon, henüz çok bilinmemekle birlikte doğa turizmi açısından değerlendirilmeye müsaittir.


Osmancık’ın kültürel zenginliği yalnızca somut mirasla sınırlı değildir; aynı zamanda manevi ve folklorik değerler de önemli yer tutar. Yörede Yûnus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli ve Koyunbaba gibi erenlere dair anlatılar, menkıbeler halk kültüründe yaşamaktadır. İlçede geleneksel el sanatları olarak halı-kilim dokumacılığı, ahşap oymacılığı ve oyma taş işçiliği geçmişte varlık göstermiş, günümüzde ise unutulmaya yüz tutmuştur. Ancak son dönemlerde bu el sanatlarını canlandırma ve turistik eşya üretimine dönük adımlar atılmaktadır. Her yıl düzenlenen yerel festivaller ve panayırlar, Osmancık’ın kültür ve turizm potansiyelini harekete geçiren etkinliklerdir. Özellikle pirinç hasadı sonrasında gerçekleştirilen şenlikler ile Koyunbaba’yı anma günleri, hem ilçenin tanıtımına katkı sağlamakta hem de dışarıdan ziyaretçi çekmektedir.

Mutfak

Yöresel mutfak (Mutfak) kültürü, Osmancık’ta tarımsal üretimle şekillenen, çevre bölgelerin lezzetlerini harmanlayan bir karakter gösterir. İlçenin ünü ülke çapında bilinen ürünü olan Osmancık pirinci, mutfakta baş tacıdır. Bölgede yetişen pirinç, özellikle pilav yapımında tercih edilir ve Osmancık usulü tereyağlı pirinç pilavı sofraların vazgeçilmezidir. Yörede pirinç sadece pilav değil, aynı zamanda sütlaç gibi tatlılarda, dolma iç harçlarında, çorbalarda da kullanılarak çeşitlendirilir. Osmancık mutfağı genel olarak İç Anadolu’nun tahıl ağırlıklı yemekleri ile Karadeniz’in sebze ve bakliyat yemekleri arasında bir geçiş özellikleri taşır. Örneğin, buğdaydan yapılan keşkek, yarma çorbası, mısır unlu mıhlama veya evelik dolması gibi komşu bölgelerin yemekleri Osmancık sofralarında da yer bulur. İlçede hayvancılık ürünlerine dayalı et yemekleri de yaygındır; geleneksel tandır kebabı, kuzu yahni, etli pide gibi lezzetler aile toplantılarının, düğün ve bayram ziyafetlerinin gözdesidir. Yine Çorum genelinde meşhur olan leblebi (kavrulmuş nohut), Osmancık’ta da üretilip tüketilen atıştırmalıklardandır ve çay sohbetlerinin eşlikçisidir. Yörenin meyveleriyle hazırlanan pekmez, reçel ve marmelatlar, bağ yaprağından sarma, bulgurdan içli köfte, tarhana çorbası gibi Anadolu mutfağının geleneksel tatları Osmancık’ta yaşatılmaktadır.


Kaynakça

Ilimiz.net. n.d. “Çorum İlimizin Osmancık İlçesi.” Ilimiz.net. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. https://www.ilimiz.net/ilce/19/319-corum-ilimizin-osmancik-ilcesi.html


T. C. Çorum Valiliği. n.d. “Osmancık.” Çorum Valiliği. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. http://www.corum.gov.tr/osmancik


T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Çorum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü. n.d. “Osmancık.” Çorum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. https://corum.ktb.gov.tr/TR-58703/osmancik.html


T. C. Osmancık Belediyesi. n.d. “Akşemsettin Cami Medresesi.” Osmancık Belediyesi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. https://osmancik.bel.tr/aksemsettin-cami-medresesi


T. C. Osmancık Belediyesi. n.d. “Coğrafi Bilgiler.” Osmancık Belediyesi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. https://osmancik.bel.tr/cografi


T. C. Osmancık Belediyesi. n.d. “İmaret Cami.” Osmancık Belediyesi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. https://osmancik.bel.tr/imaret-cami


T. C. Osmancık Belediyesi. n.d. “Köyün Baba Köprüsü.” Osmancık Belediyesi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. https://osmancik.bel.tr/koyunbaba-koprusu


T. C. Osmancık Belediyesi. n.d. “Nüfus.” Osmancık Belediyesi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. https://osmancik.bel.tr/nufus


T. C. Osmancık Belediyesi. n.d. “Tarihçe.” Osmancık Belediyesi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. https://osmancik.bel.tr/tarihce


T. C. Osmancık Belediyesi. n.d. “Ulaşım.” Osmancık Belediyesi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. https://osmancik.bel.tr/ulasim


T. C. Osmancık Kaymakamlığı. n.d. “Beyler Çelebi Camii.” Osmancık Kaymakamlığı. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. http://www.osmancik.gov.tr/beyler-celebi-camii


T. C. Osmancık Kaymakamlığı. n.d. “Çeltik Tarlaları.” Osmancık Kaymakamlığı. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. http://www.osmancik.gov.tr/celtik-tarlalari


T. C. Osmancık Kaymakamlığı. n.d. “İmaret Cami.” Osmancık Kaymakamlığı. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. http://www.osmancik.gov.tr/imaret-camii


T. C. Osmancık Kaymakamlığı. n.d. “Kent Meydanı.” Osmancık Kaymakamlığı. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. http://www.osmancik.gov.tr/kent-meydani


T. C. Osmancık Kaymakamlığı. n.d. “Osmancık Genel Görünüm.” Osmancık Kaymakamlığı. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. http://www.osmancik.gov.tr/osmancik-genel-gorunum


T. C. Osmancık Kaymakamlığı. n.d. “Tarihçemiz.” Osmancık Kaymakamlığı. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. http://www.osmancik.gov.tr/tarihcemiz


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK). Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları, 2024. Erişim tarihi: 20 Nisan 2025. https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Adrese-Dayali-Nufus-Kayit-Sistemi-Sonuclari-2024-53783

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarEmre Zengin2 Mayıs 2025 17:37
KÜRE'ye Sor