Poseidon (Rusça: Посейдон; GRAU: 2M39; NATO: Kanyon), Rusya tarafından geliştirilen nükleer tahrikli, nükleer başlıklı otonom sualtı aracıdır. Okunabilecek kaynaklarda “süpertorpido” veya “okyanusal çok amaçlı sistem (Status-6)” kapsamında tanımlanan Poseidon kıyı altyapılarını hedefleyebilen yüksek tahrip gücüne sahip bir savaş başlığı modülünü, uzun menzilli ve deniz tabanında/derin sulara inebilen bir seyrüsefer kabiliyeti ile birleştirir. Sistem, stratejik caydırıcılık, deniz tabanlı nükleer seçeneklerin çeşitlendirilmesi ve savunma-tespit zincirlerinin karmaşıklaştırılması amaçları doğrultusunda konumlandırılmıştır.
Tarihçe ve Üretim Durumu
Poseidon’un varlığı ilk kez sızdırılan belgeler ve devlet yayınları üzerinden kamuoyuna yansımıştır. Poseidon’un kökleri Sovyet dönemi sualtı nükleer silah araştırmalarına uzanırken sonraki yıllarda Rus devlet sunumları ve test bildirileriyle kamuoyuna yansımıştır. Proje, uzun menzilli, deniz tabanına ve kıyılara yönelik stratejik etkiyi artıracak bir araç olarak geliştirildi.Sistem 2015 sonrası kamuya yansıyan materyallerde Status-6 olarak anılmış, 2018’de Rus devlet yetkilileri tarafından yeni stratejik silah programları içinde resmen tanımlanmıştır. Rusya’nın test ve üretim faaliyetleri 2016’dan itibaren görüntü ve basın açıklamalarıyla takip edilmiş, 2023’te ilk partinin üretildiği yönünde kaynaklar bulunmuştur. 29 Ekim 2025 tarihinde Rusya liderliği, Poseidon için nükleer tahrikli bir birimin test edildiğini ve testin başarılı olduğunu açıklamıştır.

Prototip halinde olan Poseidon için hazırlanan nükleer füzeler (Rusya Savunma Bakanlığı)
Teknik Özellikler
- Tip: Nükleer tahrikli, nükleer başlıklı otonom sualtı aracı / süpertorpido.
- Uzunluk ve çap: Yaklaşık 20 m (raporlarda 20–24 m aralığı), çap ~1,6–2 m. Toplam kütle ~100 ton civarı olarak verilmektedir.
- Tahrik: Kompakt nükleer reaktör (sızıntılarda sıvı-metal soğutmalı/benzeri tasarım belirtilmiştir) ile elektriksel iletim. Operasyonel menzil teorik olarak çok uzun/sınırsızdır.
- Hız ve derinlik: Azami hız ~100 kn (≈185 km/s) seviyelerine kadar. Tasarım test parametreleri yaklaşık 1.000 m derinliğe işaret eder. Seyir için düşük hızlı “sessiz” mod ve hedefe yaklaşırken yüksek hızlı manevra öngörülür.
- Rehberlik ve iletişim: GLONASS uydu entegrasyonu ile otonom seyrüsefer ve gelişmiş kontrol yazılımları (özerk/yarı-özerk navigasyon).
- Savaş başlığı: Megaton-mertebesi tartışılan termonükleer seçeneklere uygun büyük hacimli başlık taşıma kapasitesi belirtilir (farklı kaynaklarda çeşitli değerler yer alır).
- Konuşlandırma: Özel modifiye denizaltılar (ör. Belgorod sınıfı ve Khabarovsk tipi taşıyıcılar) ve deniz desteğiyle konuşlandırılmak üzere tasarlanmıştır. Deniz tabanlı varyantlara ilişkin teknik tartışmalar mevcuttur.
Poseidon, nükleer tahrikli bir sualtı aracı olarak sürekli devriye kapasitesine sahiptir. Kompakt sıvı-metal soğutmalı reaktör sayesinde yüksek güç yoğunluğu, düşük ısı izi ve uzun süreli enerji üretimi sağlanmaktadır. Otonom seyrüsefer sistemi, GLONASS entegrasyonu ve sensör tabanlı rota düzeltmeleriyle uzun mesafeli bağımsız hareketi mümkün kılmaktadır. Derin dalış kabiliyeti, düşük gürültü profili ve yüksek hız bileşimi, tespit olasılığını azaltmak amacıyla tasarlanmıştır.

Bilinen teknik özelliklere göre Poseido'nun taşıyacağı füzelerin muhtemel iç ve dış görünümü (Yapay zeka ile tasarlanmıştır)
Taşıma ve Konuşlandırma Platformları
Poseidon, özel olarak modifiye edilmiş denizaltılar (ör. Belgorod sınıfı ve Khabarovsk-tipi platformlar) tarafından konuşlandırılmak üzere tasarlanmıştır. Ayrıca deniz tabanında konuşlandırılabilen varyantlara ilişkin tasarım ve patent dokümanları ile sahadaki denemelere ilişkin gemi destek faaliyetleri raporlanmıştır.
Etkisi ve Kullanım Amacı
Poseidon, kıyı altyapılarını hedefleyen yüksek tahrip gücü ve uzun menziliyle stratejik caydırıcılık amacı taşır. Deniz tabanlı nükleer seçenek olarak kıtasal savunma-doktrininde yeni bir sınıf oluşturur. Savaş başlığının büyüklüğü ve nükleer tahrik kombinasyonu, deniz savunma sistemlerinin klasik tespit-kesme yöntemlerini karmaşıklaştırır. Kamuya yansıyan teknik şemalarda çevresel ve insani etkileri ağır olacak denizel radyolojik kontaminasyon senaryolarına dayalı kullanım örnekleri gösterilmiştir. Batı medyasında “doomsday torpedo” yani “kıyamet torpidosu” olarak anılmıştır. Rus devlet yayınları ise sistemi savunma doktrininin teknik bir unsuru olarak kamuoyuna sunmaya devam etmektedir.
Stratejik Doktrin İçindeki Yeri
Poseidon, Rusya’nın nükleer caydırıcılık doktrininde üçüncü unsur olarak yer almaktadır: kara tabanlı kıtalararası balistik füzeler ve denizaltıdan fırlatılan balistik füzelerin yanında otonom sualtı platformları yeni bir stratejik katman oluşturmuştur. Sistem, nükleer bir saldırı durumunda karşı taarruz (second-strike) kabiliyetini güvence altına almayı hedeflemektedir. Kıyı hedeflerine yönelik büyük çaplı yıkım kapasitesiyle, özellikle düşman kıyı altyapılarını ve liman bölgelerini hedef alacak şekilde tasarlanmıştır. Bu yönüyle, nükleer dengeyi yalnızca sayısal silah gücüyle değil, saldırı biçiminin öngörülemezliğiyle de etkilemektedir.

Gizlenen görüntüde belirtilen pompa-jeti (Rusya Savunma Bakanlığı)
Uluslararası Tepkiler ve Hukuki Boyut
Poseidon, mevcut silah kontrol rejimlerinin kapsamı dışında kalmaktadır. Yeni START Antlaşması (2021’de uzatılmış ve 2026’ya kadar yürürlüktedir) yalnızca karada konuşlu kıtalararası balistik füzeler (ICBM), denizaltıdan fırlatılan balistik füzeler (SLBM) ve ağır bombardıman uçakları için başlık ve fırlatma sınırlamaları getirmektedir. Poseidon bu sınıflandırmaların hiçbirine doğrudan girmemektedir. Sistem bir füze olmaktan ziyade, nükleer tahrikli bir otonom araçtır. Bu nedenle antlaşma kapsamına alınmamış, dolayısıyla sayısal sınırlandırmaya tabi olmamıştır. Bu durum, nükleer denge açısından “yeni kategoride stratejik silah” tartışmalarına yol açmıştır.
Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) açısından ise Poseidon, açık denizlerde nükleer tahrikli insansız araçların kullanımıyla ilgili açık bir düzenleme bulunmadığı için gri bir alanda yer almaktadır. Batılı ülkeler, özellikle NATO üyeleri, bu sistemin uzun menzilli otonom devriyeler sırasında deniz güvenliği ve nükleer güvenlik riski oluşturduğunu ileri sürmektedir. ABD ve Avrupa’daki bazı politika raporları, Poseidon’un gelecekteki silah kontrol anlaşmalarına özel bir kategori olarak dâhil edilmesi gerektiğini savunmaktadır.


