Terörsüz Türkiye Süreci, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, terör örgütü PKK’nın silahlı varlığını tamamen sona erdirerek, Türkiye'ye karşı iç ve dış terör tehdidini ortadan kaldırmayı amaçlayan çok aşamalı bir terörsüzleşme programıdır. Bu süreç; güvenlik reformları, siyasi diyalog, toplumsal uzlaşı, silahsızlanma ve anayasal düzenlemeleri kapsayan çok aşamalı bir devlet politikası olarak yürütülmektedir.
Türkiye'nin yaklaşık yarım asırdır devam eden terörle mücadelesinde kritik bir dönemeç olan bu süreç, devlete yönelik iç güvenlik tehditlerini bertaraf etmek, bölgesel güvenliği sağlamak, siyasi istikrarı artırmak ve toplumsal uyumu pekiştirmek amacıyla başlatılmıştır. Terörsüz Türkiye Süreci, devletin askeri, siyasi ve toplumsal alanlarda eş zamanlı yürüttüğü bir dönüşüm programıdır.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam’da düzenlediği 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda, 12 Temmuz 2025 - (Anadolu Ajansı)
Sürecin başlatılmasında, Türkiye’nin savunma sanayiindeki ilerlemeler ve terörle mücadelede elde edilen askeri başarılar belirleyici rol oynamıştır. Özellikle FETÖ’nün devlet kurumlarından tasfiye edilmesiyle birlikte, güvenlik birimlerinin etkinliği artırılmış, Terör Örgütü PKK’nın hem yurt içinde hem de sınır ötesindeki faaliyet alanı daraltılmıştır.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024 tarihinde TBMM açılışında DEM Parti sıralarına yönelik gerçekleştirdiği tokalaşma ve ardından yaptığı açıklamalar sürecin ilk siyasi adımı olarak kayda geçmiştir. Bahçeli, “Teröristbaşı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere sesleniyorum. Tecridi kaldırırsınız, gelsin TBMM’de konuşsun, örgütün feshedildiğini haykırsın.” ifadeleriyle, Terör Örgütü PKK’nın lağvedilmesi için Meclis zeminini işaret etmiştir.
Bu çağrı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sahiplenilmiş ve süreç, Cumhur İttifakı’nın ortak iradesi olarak yürütülmeye başlanmıştır. Erdoğan, sürecin müzakere ve pazarlık zemini olmadığını vurgulamış, “Ne yapıyorsak Türkiye için yapıyoruz. Terörsüz Türkiye projemiz, devletimizin onurunu çiğnetmeden, milletimizin başını öne eğdirmeden yürütülmektedir.” açıklamasını yapmıştır.
DEM Parti heyeti, sürece aktif ve yapıcı katılım sağlamış, teröristbaşı Abdullah Öcalan ile gerçekleştirilen İmralı görüşmeleri sonrasında, örgüte yönelik silah bırakma ve fesih çağrılarını kamuoyuyla paylaşmıştır. DEM Parti temsilcileri, çözüm zemininin TBMM olduğunu belirterek, Meclis zemininde tüm siyasi partilerle temas yürütmüşlerdir.
Terörsüz Türkiye Süreci, devletin iç güvenlik politikalarının yeniden yapılandırılması, terörle mücadele stratejilerinin sınır ötesine taşınması ve demokratik siyasi alanın güçlendirilmesi temelinde ilerlemiştir. Türkiye, bu süreçte üçüncü taraf aktörlerin müdahalesine kapalı kalmayı ilke edinmiş ve süreci kendi ulusal çıkarları doğrultusunda yürütmüştür.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli - (Anadolu Ajansı)
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Çağrıları ve TBMM Süreci
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Terörsüz Türkiye Süreci’nin siyasi aşamasını başlatan çağrılarını 22 Ekim 2024 tarihinde TBMM’de partisinin grup toplantısında dile getirmiştir. Bahçeli, konuşmasında Türkiye’nin çözüm sürecine ihtiyacı olmadığını vurgulamış ve teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın tecridinin kaldırılması halinde, TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşarak terörün sona erdiğini ve örgütün feshedildiğini ilan etmesi çağrısında bulunmuştur. Bahçeli, “Ne Kandil ne de Edirne, adres İmralı'dan DEM'e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız, vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız. Türkiye ve Türk milleti için her fedakarlığı yapmaya, her çileye katlanmaya, lazım gelen her adımı atmaya kararlıyız, inançlıyız, tarih huzurunda diyorum ki yeminliyiz.” ifadelerini kullanmıştır.
Bahçeli, terörsüz siyaset, terörsüz ülke ve terörsüz gelecek hedefinde herkesin ittifak etmesi durumunda “Elimizi taşın altına koymaya değil, gövdemizi koymaya varız ve buradayız” demiştir. Bu çağrı, sürecin Meclis çatısı altında çözülmesi gerektiğine dair siyasi zemin oluşturmuştur.
Bahçeli’nin çağrısı, Meclis zemininde doğrudan adımlarla ilerlemiştir. 2 Ocak 2025 tarihinde DEM Parti heyeti, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından kabul edilmiş, görüşmede İmralı ziyaretleri ve sürecin Meclis’teki yasal düzenlemeleri hakkında bilgi verilmiştir.
Bahçeli, çözüm süreci benzeri modellerin Türkiye’yi bugüne kadar sonuca ulaştırmadığını ifade ederek, “Meselenin can alıcı noktası şudur. Terör örgütünün taleplerini kabul etmek tehdide boyun eğmek demektir. Üstelik yeni saldırıları kışkırtmaktan başka bir netice de vermeyecektir. Ancak silah ve şiddet karşısında toplumun boyun eğdiğini göstermek ne kadar yanlış ise terörü yaratan ortamın iyileştirilmesi amacıyla demokratik adımları atmaktan imtina edilmesi o ölçüde hatalıdır. Medyanın tavrı ve tutumu da çok önemlidir. Terör eylemlerinin, teröristlerin bir başarısı ya da toplum açısından bir panik havası şeklinde sunulması, bölücü örgütün değirmenine su taşımakla eş anlamlıdır. Teröristin moralini bozan ve direncini azaltan iki faktörden birisi, temel iddialarına yönelik kuşkular duymaya başlaması, diğeri de silahlı eylemlerin başarısızlığa mahkum olduğuna ikna edilmesidir. Bölücü terör örgütü PKK'nın silahlı eylemleri başarısızlığa mahkumdur. Terörle hiçbir yere varılmaz, varılamaz, varılamayacaktır. Türkiye, bölücü teröre asla rıza göstermeyecek, müzakere ve mütareke dayatmaları işe yaramayacaktır. Bir yanda terörle amansız mücadele ederken, diğer yanda demokratik reformların, sosyal ve ekonomik düzenlemelerin yapılması akla en yatkın seçenektir. Kürt kardeşlerimizle terör örgütü arasında hiçbir ortak taraf yoktur." demiştir.
MHP’nin sürece dair net tavrı, devlet kurumlarının tüm unsurlarıyla bu süreci yürütmesi gerektiği yönünde olmuştur. Bahçeli, teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın terörün sona erdiğini ilan etmesi halinde, yasal zeminde “umut hakkı” başta olmak üzere gerekli düzenlemelerin yapılabileceğini ifade etmiştir. Bu süreçte DEM Parti ile yürütülen temaslar, Bahçeli’nin “el uzatma” çağrısıyla siyasi diyalog zemininde devam etmiştir.
DEM Parti Heyetinin İmralı Görüşmeleri ve Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın Çağrısı
Terörsüz Türkiye Süreci kapsamında DEM Parti heyeti, teröristbaşı Abdullah Öcalan ile İmralı Cezaevi’nde bir dizi görüşme gerçekleştirmiştir. Bu görüşmelerin ilki, 28 Aralık 2024 tarihinde yapılmıştır. DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Van Milletvekili Pervin Buldan’ın katıldığı görüşmede, Öcalan sürece dair “pozitif adım atmaya ve çağrıyı yapmaya hazır olduğunu” belirtmiştir. DEM Parti, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, “Türk-Kürt kardeşliğini güçlendirmek tarihi bir sorumluluktur. Sürecin başarısı için en önemli zemin TBMM’dir.” ifadelerine yer vermiştir.
İkinci İmralı görüşmesi, 22 Ocak 2025 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Bu görüşmede de sürecin TBMM çatısı altında ilerlemesi gerektiği ve tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplardan uzak durarak inisiyatif almasının elzem olduğu vurgulanmıştır. Teröristbaşı Abdullah Öcalan, “Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya ben de gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim” ifadelerini kullanmıştır.
Üçüncü ve kritik İmralı görüşmesi ise 27 Şubat 2025 tarihinde yapılmıştır. Bu görüşmede teröristbaşı Abdullah Öcalan, “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” başlıklı metni İmralı Heyeti aracılığıyla kamuoyuna iletmiştir. Bu metinde, PKK’nın tarihsel misyonunu tamamladığı, reel-sosyalist etkiyle doğmuş yapısının anlamını yitirdiği ve örgütün kendisini feshetmesi gerektiği belirtilmiştir. Öcalan, PKK’nın kongre toplayarak fesih kararı alması ve tüm grupların silah bırakması gerektiğini vurgulamıştır.
DEM Parti, İmralı görüşmeleri sonrası Meclis’te temsil edilen tüm siyasi partilerle temas kurarak süreci istişare yoluyla yürütmüştür. DEM Parti heyeti, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüşmeler gerçekleştirmiş, görüşmelerde sürece ilişkin önerilerini sunmuş ve Meclis bünyesinde oluşturulacak komisyon için destek istemiştir.
Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı, Terör Örgütü PKK’nın 12. Olağanüstü Kongresi’ni toplaması ve fesih sürecini başlatması için doğrudan tetikleyici olmuştur. Öcalan, çağrısında “Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi, devlet ve toplumla bütünleşmek için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.” ifadelerine yer vermiştir.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan 9 Mayıs 2025'te, süreçle ilgili yaptığı açıklamada, PKK’nın fesih kararı almasının ardından demokratikleşme alanında adımlar atılması gerektiğini belirtmiştir. Doğan, “Eşit, adil ve kalıcı bir barışın sağlandığı, demokratik toplum tahayyülümüzü gerçekleştirecek bir Türkiye için üzerimize düşen tüm sorumluluğu cesaret, özveri ve kararlılıkla yapmaya hazırız.” ifadelerini kullanmıştır.
Terör Örgütü PKK’nın Fesih Süreci ve 12. Kongresi
Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihli “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın ardından, Terör Örgütü PKK 5-7 Mayıs 2025 tarihlerinde 12. Olağanüstü Kongresi’ni toplamıştır. Kongre sonucunda örgütün feshedilmesi kararı alınmıştır. Bu karar, “PKK’nın tarihsel misyonunu tamamladığı, örgütsel yapısının lağvedildiği ve silahlı mücadele yönteminin sonlandırıldığı” ifadeleriyle kamuoyuna duyurulmuştur.
Fesih kararı, Terörsüz Türkiye Süreci’nin en kritik aşaması olarak değerlendirilmiştir. Terör Örgütü PKK, bu kararla birlikte adını ve silahlı varlığını sonlandırdığını ilan etmiştir. Örgütün fesih bildirisinde, “PKK adıyla yürütülen tüm çalışmaların sona erdirilmesi” kararı açıklanmıştır. Bu kararın alınmasında, teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın çağrısının belirleyici olduğu ifade edilmiştir.
Fesih kararının ardından, silah bırakma sürecinin nasıl yürütüleceğine dair detaylar kamuoyuna açıklanmıştır. Teslim sürecinin Birleşmiş Milletler gözetiminde yürütülmesi, uluslararası gözlemcilerin denetiminde gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır. Teslimatın yapılacağı bölgeler; Irak’ın kuzeyinde yer alan Duhok vilayetinin Amediye ilçesi, Erbil’in Binar ve Köysancak bölgeleri ile Süleymaniye’nin Seyid Sadık ilçesi olarak belirlenmiştir. Teslim süreci, üç aşamalı bir plan çerçevesinde yürütülecektir.
Fesih kararının ardından MHP’den ilk açıklama Grup Başkanvekili Celal Adan tarafından yapılmıştır. Adan, “Liderimiz Devlet Bahçeli Bey’in çelikten iradesi sayesinde; en derin yaramız sarılmış, kan ve kin devri kapanmıştır.” ifadelerini kullanmıştır.
Sürecin sonraki aşamalarında, Terör Örgütü PKK’nın silah bırakma ve kamplarını boşaltma süreci başlamış; devlet yetkilileri bu sürecin BM gözetiminde, şeffaf ve takvimlendirilmiş bir şekilde yürütülmesini sağlamıştır.
Silahsızlanma ve Tasfiye Aşamaları
Terör Örgütü PKK’nın 12. Kongresi’nde aldığı fesih kararının ardından silahsızlanma süreci başlamıştır. Bu süreç, üç aşamalı teslim planı çerçevesinde yürütülmüş ve uluslararası gözlemciler ile Birleşmiş Milletler gözetiminde gerçekleştirilmiştir. Silahların teslim edileceği bölgeler Irak’ın kuzeyindeki Duhok vilayetinin Amediye ilçesi, Erbil’in Binar ve Köysancak bölgeleri ile Süleymaniye’nin Seyid Sadık ilçesi olarak belirlenmiştir.
Terör örgütü PKK'dan bir grubun, Irak’ın Süleymaniye kentinde imha ettiği silahlar, 11 Temmuz 2025 - (Anadolu Ajansı)
Silahsızlanma sürecinin ilk somut adımı 11 Temmuz 2025 tarihinde Süleymaniye’de düzenlenen törenle atılmıştır. Bu törende, Terör Örgütü PKK’nın 30 kişilik bir grubu silahlarını imha etmiştir. Grubun öncülüğünü terör örgütü elebaşları Bese Hozat, Behzat Çarçel ve Tekoşin Ozan yapmıştır. Silahların arasında otomatik, yarı otomatik ve ağır makineli silahlar da yer almıştır.
Tarihi silah bırakma töreninde, Türkiye Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yetkilileri, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi güvenlik güçleri, DEM Parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarından gözlemciler ve medya mensupları da hazır bulunmuştur. Teslim törenine DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları ile Ahmet Türk de katılmıştır.
Silahsızlanma sürecinin 2025 yılı Eylül ayı sonuna kadar tamamlanması planlanmıştır. Süreç kapsamında, Terör Örgütü PKK’nın Kuzey Irak’taki tüm kamplarını boşaltması hedeflenmektedir. Özellikle Kandil ve Mahmur kamplarının boşaltılması, sürecin önemli aşamalarından biri olarak belirlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu kampların kapatılmasının ardından Irak Merkezi Hükümeti ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin bölgedeki kontrolünü sağlamlaştırmasını beklemektedir.
Silahsızlanma sürecinin tamamlanmasının ardından, terör örgütü mensuplarının geleceğine ilişkin planlamalar da devreye alınacaktır. Silahlı eylemlere katılmamış örgüt mensuplarının sivil hayata entegrasyonu ve toplumla uyum süreçleri devlet kurumlarının gözetiminde yürütülecektir. Örgüt yöneticilerinin ve ağır suç unsurlarının üçüncü ülkelere gönderilmesi planlanmaktadır. Bu süreçte Irak Merkezi Hükümeti ve Kürt Bölgesel Yönetimi, kolaylaştırıcı rol üstlenmektedir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sürecin pazarlık ve müzakere değil, devletin kararlı iradesiyle yürütüldüğünü vurgulamış, “Şimdi oturup konuşacağız. Silahlarla değil, şiddetle değil, kavga için değil; muhabbet için, kardeşlik için aradaki terör engelini kaldırarak yüz yüze, gönül gönüle, ruberu konuşacağız. Her meselemizi konuşarak çözeceğiz.” demiştir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sürece Yönelik Açıklamaları
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Terörsüz Türkiye Süreci kapsamında yaptığı açıklamalarda, sürecin devletin kararlı iradesiyle yürütüldüğünü ve Türkiye’nin terörden arındırılmasında geri dönüşü olmayan bir aşamaya gelindiğini belirtmiştir. 12 Temmuz 2025 tarihinde Kızılcahamam’da düzenlenen 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada Erdoğan, “Bugün büyük ve güçlü Türkiye'nin şafağı söküyor. Şimdi oturup konuşacağız. Silahlarla, şiddetle değil; muhabbet, kardeşlik için, aradaki terör engelini kaldırarak yüz yüze, gönül gönüle konuşacağız.” ifadelerini kullanmıştır.
Erdoğan, Terör Örgütü PKK’nın teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın çağrısı doğrultusunda fesih kararı alarak silahlarını bıraktığını hatırlatarak, “Dün itibarıyla 47 yıllık terör belası inşallah sona erme sürecine girmiştir. Türkiye, uzun, acılı, sancılı, gözyaşlarıyla dolu bir sayfayı kapatmaktadır.” demiştir. Bu sürecin bir müzakere ya da pazarlık neticesi olmadığını vurgulayan Erdoğan, “Son dönemde takip ettiğimiz Terörsüz Türkiye Projesi, bir müzakerenin, bir pazarlığın neticesi değildir. Kanı durduracak, annelerin gözyaşını dindirecek her türlü girişimi yakından takip ediyoruz.Herkes şundan emin olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin onurunu çiğnetmeyiz, başını öne asla eğdirtmeyiz. Terörsüz Türkiye projemizi bu anlayışla izliyoruz.” ifadelerini kullanmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, süreçte Cumhur İttifakı'nın ve DEM Parti’nin birlikte hareket ettiğini belirterek, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve kadrosunun milliyetçiliğini, vatanseverliğini sorgulamak kimsenin haddi değildir. Aynı şekilde bizim de Türkiye aşkımızı kimse sorgulayamaz. Biz ne yapıyorsak Türkiye için yapıyoruz.” demiştir. Erdoğan, süreçte her türlü spekülasyona kapalı olduklarını vurgulayarak, terörden nemalanan yapıların bu gelişmelerden rahatsız olduğunu ifade etmiştir: “Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor. Çünkü rant kapıları kapanıyor. Çünkü çıkarları zedeleniyor. Çünkü tezgahları bozuluyor. Ortalığı bulandırmak, zihinleri karartmak için yoğun bir gayret içindeler. Milliyetçiyiz diyorlar vatanseveriz diyorlar. Terör bitiyor sevinsenize. Ama sevinemiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar terör bitecek.” açıklamasında bulunmuştur.
Erdoğan, Türkiye’deki tüm vatandaşların devlet karşısında birinci sınıf vatandaş olduğunu belirterek, “Bu ülkenin her bir vatandaşı, ister Türk, ister Kürt, ister Arap, ister Sünni, ister Alevi, devlet karşısında eşit haklara sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak yuvası, ortak çatısıdır.” ifadelerini kullanmıştır. Erdoğan, teröristbaşı Abdullah Öcalan ile yürütülen sürece ilişkin olarak, “Bir adım atana her türlü kolaylığı sağlarız. Çıkış yolu arayana kapıyı ardına kadar açarız, ama sular tersine akarsa da gereğini yaparız.” demiştir.
Sürecin TBMM zemininde devam edeceğini belirten Erdoğan, “İlk adım olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir komisyon kuracak, sürecin yasal ihtiyaçlarını Meclis çatısı altında konuşmaya başlayacağız.” ifadelerini kullanmıştır. Cumhur İttifakı’nın AK Parti, MHP ve DEM Parti ile birlikte bu süreci geleceğe taşıyacağını vurgulamıştır. Erdoğan, Irak ve Suriye’de yaşayan Kürtlerin de sürecin bir parçası olduğunu ifade ederek, “Suriyeli Kürt kardeşimizin de huzur, barış ve emniyet içinde yaşaması bizim olmazsa olmazımızdır.” demiştir.
Erdoğan konuşmasına şu ifadeleri de eklemiştir: “El ele, gönül gönüle Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceğiz. Terörün bitmesiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok daha güçlü, çok daha özgüvenli olacaktır. Enerjimizi artık asli işimize vereceğiz. Türkiye kardeşlikle büyüyecek, demokrasiyle güçlenecek, istikrar ve güven içinde geleceğe yürüyecek.”
Terörsüz Türkiye Süreci’nin Kronolojik Aşamaları (2024-2025)
- 22 Ekim 2024: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, teröristbaşı Abdullah Öcalan’a çağrıda bulunarak, terör örgütü PKK’nın lağvedildiğini açıklaması gerektiğini belirtmiştir.
- 30 Ekim 2024: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahçeli’nin çağrısına destek vermiş, “Sayın Bahçeli’nin elini değil tüm vücudunu taşın altına koymasıyla çok daha büyük bir imkân ele geçirilmiştir.” açıklamasını yapmıştır.
- 28 Aralık 2024: DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, İmralı’da teröristbaşı Abdullah Öcalan ile görüşme gerçekleştirmiştir.
- 2 Ocak 2025: TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, DEM Parti heyetini kabul etmiştir. DEM Parti heyeti, TBMM’de bulunan siyasi partileri ziyaret etmeye başlamıştır.
- 27 Şubat 2025: Üçüncü İmralı görüşmesinde Öcalan, “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” metnini iletmiştir. İmralı’dan terör örgütü PKK’ya yönelik “silah bırakma ve kendini feshetme” çağrısı yapılmıştır.
- 10 Nisan 2025: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etmiştir.
- 5-7 Mayıs 2025: Terör örgütü PKK, 12. Olağanüstü Kongresi’ni toplamış ve fesih kararını almıştır.
- 12 Mayıs 2025: Terör örgütü PKK, fesih ve silahları teslim etme kararını kamuoyuna açıklamıştır.
- 11 Temmuz 2025: Terör örgütü PKK’dan bir grup, Irak’ın Süleymaniye kentinde silahlarını imha etmiştir.
- 12 Temmuz 2025: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kızılcahamam’da “Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor” açıklamasını yapmıştır.
- 31 Temmuz 2025: TBMM’de süreç için komisyon kurulması ve yasal düzenleme çalışmaları başlatılmıştır.