Ardanuç, Türkiye’nin kuzeydoğusunda, Artvin il merkezinin doğusunda konumlanan bir ilçedir. İlçe merkezi 500 m yükseklikte yer almakta, yüzölçümü 989 km²’dir; Artvin–Göle–Ardahan karayolu üzerinden il merkezine 37 km uzaklıktadır. Bölge, tipik karasal iklim etkisi gösterir ve 49 köyden oluşur.

Çuruspil Yaylası, Ardanuç (T.C. Ardanuç Kaymakamlığı)
Tarihçe
Ardanuç ilçesi, tarih boyunca Anadolu’nun ve Kafkasya’nın kesişim noktasında yer alması nedeniyle birçok uygarlığın egemenliğine sahne olmuş, zengin kültürel ve tarihî birikimiyle öne çıkan önemli bir yerleşim merkezidir. Bölgedeki ilk yerleşim izleri M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzanmakta olup, bu dönemde Ardanuç ve çevresi Urartular’ın hâkimiyeti altındaydı. Urartuları takiben M.Ö. 7. yüzyılda Sakalar ve İskit Türkleri bölgeye yerleşmiş ve bu kadim Türk toplulukları, Ardanuç’un erken etnik yapısının oluşumunda belirleyici rol oynamıştır.
M.S. 75 yılı sonrasında Ardanuç, eski Oğuz boylarından olan Hazarlar, Barseller ve Bağratlılar tarafından iskan edilmiştir. Bu dönemden itibaren bölge, Kafkasya üzerinden gelen Türk topluluklarının geçiş ve yerleşim sahası olarak önem kazanmıştır. 810’lu yıllarda Ardanuç, Gürcü Krallığı’nın egemenliği altına girmiş; bu süreçte Gürcü kültürünün izleri bölgede gözlemlenmiştir.
11. yüzyıldan itibaren Anadolu Selçuklu Devleti’nin doğu yönündeki akınları ile birlikte Ardanuç ve çevresine Türk yerleşimleri artmıştır. Selçuklu döneminde bölge, hem siyasî hem de kültürel olarak Türk-İslam etkisine girmiştir. Ardından gelen Moğol istilaları, Ardanuç’u da etkisi altına almış ve bölge bir süre İlhanlılar’ın egemenliğinde kalmıştır. 14. ve 15. yüzyıllarda sırasıyla Timur, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Safevîlerin hâkimiyetine giren Ardanuç, bu süreçte çeşitli siyasi denetimlere sahne olmuş ve zamanla el değiştiren bir sınır bölgesi haline gelmiştir.
Osmanlı dönemine geçiş ise 1551 yılında gerçekleşmiştir. Kanuni Sultan Süleyman’ın Erzurum Beylerbeyi İskender Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri, Ardanuç’u fethederek Osmanlı topraklarına katmıştır. Ardanuç, bu tarihten sonra Osmanlı idari yapısında “Ardanuç Sancağı” olarak teşkilatlandırılmış ve bölgede Osmanlı hâkimiyeti istikrar kazanmıştır.
1877–1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sonrasında yapılan antlaşma uyarınca Ardanuç, geçici olarak Rusya’nın denetimine bırakılmıştır. Ancak Birinci Dünya Savaşı süresince bölgede yapılan halk oylamaları sonucunda Ardanuç yeniden Osmanlı yönetimine katılmıştır.
Mondros Mütarekesi’nin ardından Ardanuç önce İngilizler, ardından Gürcüler tarafından işgal edilmiştir. Bölgedeki bu geçici hâkimiyetler, Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin yürüttüğü diplomatik girişimlerle sona erdirilmiş; Gümrü Antlaşması ile 7 Mart 1921 tarihinde Ardanuç, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalacak şekilde Türkiye’ye katılmıştır. Bu tarih, Ardanuç’un kurtuluş günü olarak kabul edilmektedir.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Artvin’e bağlı bir bucak olarak yönetilen Ardanuç, 1945 yılında ilçe statüsüne kavuşmuş ve böylece idari yapısı yeniden şekillendirilmiştir. Günümüzde Ardanuç, tarih boyunca birçok uygarlığın izlerini taşıyan, çok katmanlı bir geçmişe sahip bir ilçe olarak hem bölgesel hem de ulusal ölçekte tarihî ve kültürel öneme sahip yerleşim yerlerinden biridir.
Coğrafya ve İklim
Ardanuç ilçesi, Artvin ilinin doğusunda, Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu Bölgeleri’nin kesişim noktasında yer alan, topografik olarak oldukça engebeli bir yapıya sahip yerleşim yerlerinden biridir. Yüzölçümü 989 kilometrekare olan ilçe; kuzeyde Şavşat, güneyde Yusufeli ve Erzurum’un Olur ilçeleri, doğuda Ardahan, batıda ise Artvin merkez ilçesi ile sınır komşusudur.
Rakımı yaklaşık 500 metre olan ilçe merkezi, coğrafi açıdan Kürdevan, Yanlızçam ve Horosan dağları ile çevrilidir. Bu dağ silsileleri, Ardanuç’un hem fiziki yapısını hem de iklimini belirleyen temel unsurlardandır. İlçe toprakları genellikle kırık bir arazi yapısına sahiptir. Derin vadiler, sarp yamaçlar ve yüksek plato alanları ilçenin karakteristik özelliklerini oluşturur.
Ardanuç’tan geçen başlıca akarsular arasında Ardanuç Deresi öne çıkmakta olup, bu dere Bulanık, Horhot, Ekşinar çayları ve Güleş Deresi gibi küçük su kollarıyla beslenmektedir. Bu akarsular, yerleşim alanlarının tarımsal sulamasında ve doğal peyzajın şekillenmesinde önemli rol oynamaktadır.
İlçenin arazi kullanımı incelendiğinde; %32’sinin ormanlık alanlardan, %8’inin çayır ve mera arazilerinden oluştuğu görülürken, %56’sı tarıma elverişsiz alanlardan meydana gelmektedir. Tarıma elverişli alanların oranı yalnızca %11 civarındadır. Bu durum, Ardanuç’ta tarımsal faaliyetlerin mekânsal olarak sınırlı olduğunu ve geçimlik üretime dayandığını göstermektedir.
İlçede genel olarak karasal iklim hâkimdir. Yaz ayları sıcak ve kurak geçerken, kış ayları soğuk ve kar yağışlıdır. Bu iklim tipi, özellikle yüksek kesimlerde sert kış şartlarının yaşanmasına neden olur. İklim, yer şekillerine bağlı olarak mikroklimatik farklılıklar gösterebilir. Vadiler ve dere yataklarında daha ılıman iklim özellikleri görülürken, dağlık alanlarda kış mevsimi daha sert geçmektedir.
Ardanuç’un Artvin il merkezine uzaklığı yaklaşık 39 kilometredir. Ulaşım ağı, ilçeden geçen Artvin–Göle–Ardahan karayolu sayesinde sağlanmaktadır. Bu yol hattı, Ardanuç’un hem Artvin merkezle hem de Erzurum ve Ardahan gibi komşu illerle olan ticaret ve sosyal bağlantılarını destekleyen önemli bir güzergâhtır.
İdari yapısı itibarıyla Ardanuç, 1 merkez belediyesi ve 49 köyden oluşmaktadır. Köylerin büyük bir kısmı dağınık yerleşim düzenine sahiptir. Engebeli arazi koşulları, yerleşim birimlerinin birbirinden uzak ve izole şekilde konumlanmasına neden olmuş, bu da köyler arası ulaşımı ve altyapı hizmetlerinin sunumunu zorlaştırmıştır.
Sonuç olarak, Ardanuç ilçesi; dağlık ve kırık topoğrafyası, tarıma elverişsiz arazilerin fazlalığı ve karasal iklim koşulları ile şekillenmiş bir yerleşim yapısına sahiptir. Coğrafi yapısı nedeniyle nüfusun yoğunlaştığı alanlar sınırlı olmakla birlikte, doğal kaynakları ve ekosistemi bölge için önemli bir potansiyel sunmaktadır.
Nüfus ve Demografi
Ardanuç ilçesi, Artvin ilinin kuzeydoğusunda yer almakta olup, 2024 yılı itibarıyla toplam nüfusu 11.006 kişidir. Bu nüfusun 5.729’u erkek, 5.277’si kadındır. İlçe merkezi nüfusu 5.376 kişi iken, köylerde yaşayan nüfus 5.630 kişidir. Ardanuç, 1 belediye ve 49 köyden oluşmaktadır.
İlçede nüfusun büyük bir kısmı tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Ancak, engebeli arazi yapısı ve tarıma elverişli alanların sınırlı olması nedeniyle, ekonomik faaliyetler kısıtlıdır. Bu durum, özellikle genç nüfusun iş imkanları arayışıyla büyük şehirlere göç etmesine neden olmaktadır. Köylerde dağınık yerleşim hakimdir ve altyapı hizmetlerine erişim sınırlıdır. Bu da, kırsal alanlarda yaşamı zorlaştırmakta ve göçü teşvik etmektedir.
Ardanuç’un nüfus yapısında yaşlı nüfusun oranı yüksektir. Bu durum, genç nüfusun göç etmesiyle birlikte, ilçede yaşlı nüfusun oranının artmasına neden olmaktadır. Ayrıca, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim konusunda da sınırlılıklar bulunmaktadır. Bu faktörler, ilçenin demografik yapısını ve yaşam kalitesini etkilemektedir.
Sonuç olarak, Ardanuç ilçesi, doğal güzellikleri ve tarihi zenginliklerine rağmen, ekonomik ve sosyal zorluklarla karşı karşıyadır. Nüfusun yaşlanması, genç nüfusun göçü ve altyapı eksiklikleri, ilçenin sürdürülebilir kalkınmasını engelleyen başlıca faktörlerdir. Bu sorunların çözümü için, yerel yönetimlerin ve merkezi hükümetin koordineli çalışmaları ve yatırımları gerekmektedir.
Ekonomi
Ardanuç ilçesi, Artvin iline bağlı olarak ağırlıklı kırsal karaktere sahip bir yerleşim birimidir. İlçenin genel ekonomik yapısı, büyük ölçüde hayvancılığa ve sınırlı tarımsal faaliyetlere dayanmaktadır. Coğrafi koşulların zorlayıcılığı, tarım ve sanayi yatırımlarının gelişmesini büyük ölçüde sınırlamış; bu durum, geleneksel üretim biçimlerinin sürdürülmesine neden olmuştur.
Hayvancılık, Ardanuç ekonomisinin temelini oluşturur. İlçede hem büyükbaş hem de küçükbaş hayvancılık yapılmakta olup, özellikle sığır yetiştiriciliği yaygındır. Meraya dayalı otlatma sistemiyle yürütülen hayvancılık faaliyetleri, hem et hem de süt üretimi açısından yerel düzeyde önem taşır. Yaz aylarında yaylalara çıkılarak yapılan yaylacılık uygulaması, hâlâ yer yer geleneksel biçimde devam etmektedir.
Tarımsal faaliyetler, ilçenin arazi yapısının büyük ölçüde dağlık ve engebeli olması nedeniyle sınırlı düzeydedir. Tarıma elverişli alanların yaklaşık %11’lik bir kısmı değerlendirilebilmekte, bu alanlarda başlıca tütün, buğday, arpa, mısır ve fasulye gibi ürünler yetiştirilmektedir. Özellikle tütün tarımı, geçmişten bu yana ilçede önemli bir geçim kaynağı olmuş, ancak son yıllarda azalan devlet alım garantileri ve artan maliyetler nedeniyle gerileme göstermiştir.
Arıcılık, Ardanuç’ta gelişme potansiyeli taşıyan bir diğer ekonomik faaliyettir. İlçenin zengin florası ve geniş orman alanları, doğal kovan üretimine elverişli bir ortam sunmaktadır. Yerli halkın bir bölümü hem geçimlik hem de ticari amaçlı arıcılıkla uğraşmakta; elde edilen bal, çevre il ve ilçelerde pazarlanmaktadır.
Ormancılık, Ardanuç’un sahip olduğu orman varlığı sayesinde ekonomik faaliyetler arasında yer alır. Ancak bu alandaki faaliyetler çoğunlukla kontrollü kesim ve yakacak odun temini ile sınırlı kalmakta, sanayi ölçekli üretim yapılmamaktadır. Marangozluk ve küçük ölçekli ahşap işçiliği, özellikle köylerde geleneksel bir zanaat olarak sürdürülmektedir.
Sanayi faaliyetleri ilçede oldukça sınırlıdır. Gıda üretimi, un değirmenleri ve küçük çaplı imalathaneler dışında organize sanayi ya da büyük ölçekli üretim tesisleri bulunmamaktadır. Tarım ve hayvancılığa dayalı kooperatifler, ürünlerin işlenmesi ve pazarlanması konusunda yerel çözümler sunmaktadır. İlçede ayrıca küçük esnaf ve hizmet sektörüne dayalı bir ticaret hacmi gelişmiştir.
Sonuç olarak, Ardanuç’un ekonomik yapısı büyük ölçüde doğaya dayalı geçimlik faaliyetlerle şekillenmiş olup, kırsal yaşam biçimi hâkimdir. Tarım ve hayvancılığın desteklenmesi, kooperatifçilik faaliyetlerinin yaygınlaştırılması ve kırsal kalkınma projelerine ağırlık verilmesi, ilçenin sosyoekonomik yapısının güçlenmesi açısından büyük önem arz etmektedir.
Turizm ve Kültür
Artvin iline bağlı Ardanuç ilçesi, barındırdığı tarihi yapılar, doğal oluşumlar ve kültürel mekanlar ile belirli bir turizm ve kültür potansiyeline sahiptir. İlçenin bu kimliği, özellikle Orta Çağ'dan kalma kale ve kilise kalıntıları, kanyon ve yayla gibi doğal alanlar ile geleneksel sivil mimari örnekleri ve bu örneklerin sergilendiği mekanlar etrafında şekillenmektedir. Sağlanan kaynaklar, bu unsurlar hakkında çeşitli bilgiler sunmaktadır.
İlçenin tarihi mimari mirası içinde Gevhernik Kalesi (Ardanuç Kalesi) önemli bir yer tutar. İlçe merkezine hakim bir kaya kütlesi üzerinde yer alan kalenin tarihi, çeşitli kaynaklarda Urartulara veya daha geç dönemlere dayandırılmakta, özellikle Gürcü Bagratlı Krallığı döneminde başkent veya önemli bir merkez olarak kullanıldığı belirtilmektedir. Osmanlı döneminde de kullanılan kalenin günümüze ulaşan kısımları surlar, kuleler ve yapı temellerini içermektedir.
Ferhatlı köyü yakınlarında bulunan Ferhatlı Kalesi ise daha çok bir gözetleme kulesi niteliğinde olduğu düşünülen başka bir tarihi savunma yapısıdır. Bağlıca köyü (eski Rabat) mevkiinde bulunan Rabat Kilisesi kalıntısı da Bagratlılar dönemine tarihlendirilen dini mimari örneklerindendir; bazilikal plana sahip olduğu belirtilen yapının günümüze harabe halinde ulaştığı kaydedilmiştir. Geleneksel sivil mimariyi yansıtması amacıyla restore edildiği veya yeniden inşa edildiği belirtilen Ardanuç Evi ve Ardanuç Kültür Evi gibi yapılar da bulunmaktadır.

Rabat Kilisesi (T.C. Ardanuç Kaymakamlığı)
Doğal varlıklar açısından, Ardanuç Cehennem Deresi Kanyonu, ilçenin bilinen coğrafi oluşumlarındandır. Dünyanın sayılı yüksek kanyonlarından biri olduğu belirtilen bu kanyon, sarp ve dar yapısıyla doğa turizmi ve trekking gibi aktiviteler için bir alan sunmaktadır. İlçenin bir diğer doğal alanı Çuruspil Yaylası'dır. Belirli bir rakımda yer alan bu yayla, sahip olduğu bitki örtüsü ve coğrafi yapısıyla yayla turizmi ve rekreasyonel faaliyetler için kullanılabilmektedir.

Ardanuç Cehennem Deresi Kanyonu (T.C. Ardanuç Kaymakamlığı)
Mutfak
Ardanuç yöresi, zengin bir mutfak geleneğine sahiptir:
- Süt ve süt ürünleri: Peynir kuymağı, kaymak kuymağı.
- Sebze ve kır otları: Dağ pancarı, kuş yemeği, gımı, yaban semiz otu, ebegümeci; taze asma yaprağı ve lahanadan yapılan sarmalar; özel sebze yemeği “Puçuko”.
- Hamur işleri: Laz böreği, katmer, erişte, hınkal, çergebaz, bişi, lokum.
- Et yemekleri: Kışlık kavurma, ağaç şiş kebap.
- Taneli yemekler: Keşkek, gendima, herisa, şilav.
- Tatlılar: Hasuta, kaysefe, zurbiyet, ballı lokum.
- Çorbalar: Püşürük çorbası, ayran çorbası, tutmaç çorbası, soğan harşosu, çinçar çorbası.


