logologo
BlogGeçmiş
Blog
Avatar
Ana YazarMehmet Akif Sipahioğlu9 Ağustos 2025 11:04

Çoklukla Övünme Yarışı!

Genel Kültür+2 Daha
fav gif
Kaydet
viki star outline

Büyüdükçe incelen ruhlara ithafen...


Kıymet verdiğiniz bir insanın konferansına ya da konserine gittiğinizi düşünün. Koca salonda bir siz varsınız bir de o insan…

O kişinin salonu gördüğünde “kimse gelmemiş” dediğini hayal edin. 

Oysa ne kadar “biriciksiniz" değil mi?

Ama kimin nezdinde?


*

Sayılarla oynamayı sever insanoğlu…

Ekseri, bir şeyin az ve öz olmasındansa çok olması daha hoşuna gider.

-Psikolojik temellendirmeler mümkün.-

Yemek yeme alışkanlığından bile ayırt edebilirsiniz bu gerçeği.

Biriktirme hastalığını saymıyorum bile...

Kafamızın rahat olması lazım değil mi? Sigorta da böyle bir ihtiyaçtan zuhur etmedi mi?

Emekli olmak için çalışan milyonlara, “Biz senin yerine birikim yapıyoruz.” diyen bir sistem...


*

Sosyal medya ile yeni model "cillop" gibi bir birikim ortaya çıktı.

Beğeni ve takipçi sayısı.

Öyle ki bazı ortamlarda insanın değeri(!) takipçi sayısına göre tayin ediliyor. Ne kadar popülerse o kadar kıymetli…


İşin ilginci şu ki, hayattaki bu gerçekliğe kayıtsız kalamayan insanlar takipçi sayılarını arttırmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. "Asla yapmam" dedikleri şeyleri bile… Bu tepki bir nevi uyuşturucu bağımlısının reaksiyonu gibi…


Seyirci her zaman daha fazla ve farklı içerik bekler. O yüzden ilk başladıklarında oldukça çekingen olan fenomenler günden güne saçmalamaya, en mahrem anlarını bile teşhir etmeye başladılar. Yaptığı paylaşımla 1 milyon görüntülenme alan bir insanı daha az görüntülenme alması tatmin etmez asla... 


Görüntülenmeyi arttırmanın basit formülü belli; iyice aykırı ve saçma davran.

Bu basit kısmı; zor olan kaliteli içerik üretmek ki bunun için belli zamana, düşünmeye ve emeğe ihtiyaç var ama diğerleriyle yarışabilecek bir beklentiye de girmemek gerekiyor tabii…

Örnekler için influencerlara bakabilirsiniz.


*

İnsan kendi içinde bir alem barındırırken; kalabalıklar arasında küçük bir cüz teşkil etmesi, evren baz alındığında bir zerre kadar bile yer kaplamaması hakikaten düşündürücü ve bir o kadar had bildirici… Tabii anlayana…


Yıllardır bu toprakların havasını soluyan biri olarak şunu müşahede ediyorum ki, yapacak olduğumuz işleri artık farklı niyetler içinde yapmaya başladık. 


Niyetimizi daima halis tutabilmek. Çok zor olduğunu biliyorum ve yaşıyorum. Öyle ki iyi niyetlerle başlayan işlerin, biraz teveccüh ile karşılaşıldığında nasıl bozguna uğradığına şahitlik etmedik değil… İnsan yetiştirme, iyilik yapma ve güzel işlerde bir nebze dahi olsa katkı sağlayabilmek amacıyla çıkılan yollar, imkanlar arttığı oranda bozulmalara sebebiyet verdi.


Evet, insanlığın beşeri yapısı bu tür şeyleri beraberinde getirir ama insanlığın bir diğer veçhesi de bu çürümeyi engellemek için varlık gösterir. O yüzden başımızdan geçen olayları "normalmiş" gibi kabullenip kendimizi akışa bırakamayız. Eğer kendimizi doğru bir yerde konumlamışsak böyle bir lüksümüz yok.


Biz Müslümanız! 


“Çoklukla övünme yarışı sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı.”【1】  ayeti kerimesi bize ne anlatıyor? Mal, mülk, servet, akraba çokluğu derken günümüzde de takipçi ve beğeni çokluğuna çıkmıyor mu?

Öyle ki Peygamber Efendimiz (sav) bu sureyi okurken ağlanmasını, ağlayamayanların da kendilerini ağlamaya zorlamalarını istiyor.【2】  Bu çok çarpıcı bir olaydır. Üzerinde biraz düşünmek gerek. 


*

Derler ki, çok kitap okumaktan ziyade iyi kitabı çok defa okumak önemlidir.

Çok kişi tanımaktan ziyade iyi insanları tanıyor olmak ve onlarla vakit geçirmek daha mühimdir.

Sokakta, "nerede çokluk orada problem" de derler.

Hatta "Allahım beni azlardan eyle" diye bir dua vardır ki, bu duayı yapan adam Kur’an’da bahsedilen şükredenlerin azlığına atfen niyazını temellendiriyordu.


*

Teknolojiyle birlikte değişen dünyada değişmeyen insan ihtirasları, kendine dijital dünyada da yer buluyor. Takipçi eksenli hayatlar kendilerini beğeni sayılarına öylesine kaptırıyor ki, hikayenin sonunda ne idiği belirsiz modellere dönüşüyorlar. Hiçbir ahlaki yanının kalmadığı, her türlü rezalete kapı aralayacak bu beğenilme çağında insan onurunu üstlenmek yine bu toprakların evlatlarına düşüyor.


İyi niyetlerle başladığımız işleri insanlardan takdir beklemeden yapmaya devam etmeli, beğenilere göre şekil almamalı ve en önemlisi niyetimizi her daim kontrol altında tutabilmeliyiz.


Bu neyle mümkün olur?

Okuyarak, iyi insanlarla bir arada durarak ve cömert olarak…


Ne mutlu kend’özünü yansıtanlara.

Kaynakça

Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, Cilt 5 (Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2014), 585.

https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Tek%C3%A2s%C3%BCr-suresi/6169/1-5-ayet-tefsiri

Suyûtî, Celâleddîn. ed-Dürrü’l-Mensûr fi’t-Tefsîr bi’l-Me’sûr. Cilt 15, s. 576. İstanbul: Ocak Yayıncılık, 2012.

https://ia902803.us.archive.org/11/items/durrulmensur11_201912/DurrulMensur-15.pdf

Dipnotlar

[1]
Tekâsür 102/1-2, Kur’an Yolu Tefsiri, Cilt 5: 678-679.
[2]

Suyûtî, Celâleddîn. ed-Dürrü’l-Mensûr fi’t-Tefsîr bi’l-Me’sûr. Cilt 15, s. 576. İstanbul: Ocak Yayıncılık, 2012.

Tam Metin: "Hakîm et-Tirmizî Nevâdiru’l-Usûl'de ve Beyhakî Şuabu'l-Îman’da Cerir b. Abdillah'tan bildirir: Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem): "Sizlere Tekâsür Sûresi'ni okuyacağım. Dinleyip ağlayana da Cennet vardır" buyurdu. Bu sûreyi okuyunca da kimimiz ağladı kimimiz de ağlamadı. Ağlamayanlar: "Yâ Resûlallah! Ağlamak için çok çabaladık ama ağlayamadık” deyince, Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem): "Onu sizlere ikinci defa okuyacağım. Ağlayana Cennet vardır. Ağlayamayan da ağlar gibi yapsın" buyurdu."

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Blog İşlemleri

KÜRE'ye Sor