Geleneksel zeytin yetiştiriciliği, Türkiye’de yüzyıllardır kuşaktan kuşağa aktarılan bilgi, yöntem ve uygulamaları kapsayan bir somut olmayan kültürel mirastır. Bu kapsamda zeytin ağaçlarının dikimi, aşılanması, budanması, gübrelenmesi, zeytinlerin toplanması, işlenmesi ve zeytinyağı üretimi gibi uygulamalar yer almaktadır. 2023 yılında Türkiye’nin “Zeytin Yetiştiriciliği ile İlgili Geleneksel Bilgi, Yöntem ve Uygulamalar” başlıklı unsuru, UNESCO Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne kaydedilmiştir.

Geleneksel Zeytin Yetiştiriciliği (Kültür ve Turizm Bakanlığı)
Tarihçe ve UNESCO Süreci
Geleneksel zeytin yetiştiriciliği, Türkiye’nin Muğla, Bursa, Gaziantep, Hatay, İzmir ve Çanakkale illerinde yoğun olarak uygulanmaktadır. UNESCO’ya yapılan ulusal adaylık dosyası, 4 - 9 Aralık 2023 tarihleri arasında Botsvana’nın Kasane şehrinde düzenlenen 18. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Hükûmetlerarası Komite Toplantısı’nda değerlendirilmiş ve 2023 yılında listeye kaydedilmiştir.【1】 UNESCO kararında, geleneksel zeytin yetiştiriciliğinin doğa ile uyumlu bilgi ve uygulamalara dayandığı, köy ve ailelerde sözlü ve uygulamalı biçimde kuşaktan kuşağa aktarıldığı vurgulanmıştır. Ayrıca bu kültürel unsurun kırsal topluluklarda sosyal dayanışmayı güçlendirdiği, kültürel kimliğin korunmasına katkı sağladığı ve çevresel sürdürülebilirliği desteklediği ifade edilmiştir.

18. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Hükûmetlerarası Komite Toplantısı (UNESCO Türkiye Milli Komisyonu)
Zeytin Yetiştiriciliği Yöntemleri
Geleneksel zeytin yetiştiriciliğinde, özellikle “delice” olarak adlandırılan yabani zeytin ağaçları, yerel iklim ve toprak koşullarına göre dikilir ve aşılanır. Aşılama işlemleri, halk takvimine uygun olarak, ağaçların çiçek açmasından önce gerçekleştirilir. Budama ve gübreleme uygulamaları, zeytin türüne özgü bilgiler çerçevesinde yapılır; yalnızca uygun hayvan gübreleri ve belirli kompoze gübreler kullanılmaktadır. Zeytinlerin toplanması, ürün türüne göre zamanlanır. Sofralık zeytinler ocak ayından önce, yağlık zeytinler ise ekim ayındaki ilk yağmurdan sonra toplanır. Hasat, köylüler arasında “imece” veya “örfene” adı verilen iş birliği yöntemleri ile gerçekleştirilir. Bazı zeytinler, yoksulların toplaması için bilinçli olarak bırakılır (“başak” geleneği).
Zeytin Yetiştiriciliğine İlişkin Geleneksel Yöntem ve Uygulamalar (UNESCO)
Zeytin İşleme ve Zeytinyağı Üretimi
Sofralık zeytinler, “Taş Baskı”, “Çizme” ve “Kırma” gibi yöntemlerle işlenir. Zeytinyağı üretiminde ise geleneksel taş değirmenler kullanılmaktadır. Bu süreçler, zeytin yetiştiriciliğinin farklı aşamalarının birbirini tamamlayan bir bütün oluşturduğunu göstermektedir.

Geleneksel Zeytin Yetiştiriciliği (Kültür ve Turizm Bakanlığı)
Toplumsal Uygulamalar
Hasat dönemi, toplumsal uygulamalar ve kültürel ritüellerle ilişkilidir. Halk oyunları, yarışmalar ve yemek etkinlikleri, hasadın başlangıcını ve bitişini işaret eden uygulamalardır. Zeytin ve zeytinyağı üretimi, köy ve kırsal alanlarda topluluk içinde iş birliği ve dayanışmayı artıran etkinliklerle birlikte yürütülür.
Zeytin ağacı ve yaprağı, Türkiye’de barış, süreklilik, bilgelik ve uyum gibi sembolik anlamlar taşır. Bazı zeytin ağaçları bin yılı aşkın yaşlarıyla anıtsal olarak korunmaktadır. Geleneksel bilgi ve beceriler, köylerde ve ailelerde sözlü olarak ve uygulamalı biçimde aktarılmaktadır. Günümüzde bu aktarım sürecine yayınlar, yaygın eğitim kursları ve bilgilendirme seminerleri de katkıda bulunmaktadır.
Tehditler ve Koruma Önlemleri
Geleneksel zeytin yetiştiriciliği, kentleşme, göç ve modern tarım uygulamaları nedeniyle tehdit altındadır. Belirlenen tehditler arasında; zeytin ağaçlarının sayısında azalma, yerel zeytin çeşitlerinin kaybolması, modern gübre ve ilaç kullanımının artması, aşılama ve budama bilgisinin kaybolması, hasat ve işleme yöntemlerinin unutulması ve zeytinyağı üretimindeki geleneksel yöntemlerin yok olması yer almaktadır.
Koruma önlemleri, eğitim faaliyetleri, bilgilendirme toplantıları, akademik araştırmalar, belgesel üretimi ve farkındalık kampanyalarını kapsamaktadır. Koruma planları; zeytinliklerin ve zeytin ağaçlarının korunmasını, geleneksel bilgi ve yöntemlerin belgelenmesini, envanterlenmesini ve sürdürülebilir biçimde aktarılmasını amaçlamaktadır. Planların hazırlanması ve uygulanmasında topluluklar aktif rol almakta, deneyimli uygulayıcılar eğitmen olarak görev yapmaktadır ve izleme komiteleri topluluk temsilcilerini içermektedir.
Sürdürülebilirlik ve Kültürel Kimlik
Geleneksel zeytin yetiştiriciliği, kırsal alanlarda kültürel kimliğin korunmasına, toplumsal dayanışmanın güçlenmesine ve çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlar. Geleneksel bilgi ve uygulamalar, zeytin üretimini teknik bir süreçten ziyade sosyal ve kültürel bir olgu hâline getirir. Üretim, kırsal topluluklarda hem gelir kaynağı hem de kültürel sürekliliği destekleyen bir araç olarak işlev görür.

Geleneksel Zeytin Yetiştiriciliği (Kültür ve Turizm Bakanlığı)










