KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Edirne (İl)

Seyahat Ve Turizm+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline
Ekran görüntüsü 2025-02-08 131043.png
Edirne
Ülke
Türkiye
Bölge
Marmara Bölgesi
Nüfus
421.247
Yüzölçümü
6.145 km²
İklim
Karasal İklim - Geçiş İklimi
Önemli Yapılar
Selimiye Camii ve KülliyesiEski CamiiÜç Şerefeli CamiiMeriç Köprüsü
Vali
Yunus Sezer
Belediye Başkanı
Filiz Gencan Akın
Alan Kodu
284
Plaka Kodu
22

Edirne, Türkiye’nin kuzeybatısında, Marmara Bölgesi’nin Trakya kesiminde yer alan ve Bulgaristan ile Yunanistan’a sınırı bulunan stratejik bir kenttir. Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir merkez olan şehir, 1361 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğine girmiş ve 1453’te İstanbul’un fethine kadar Osmanlı başkenti olarak kalmıştır. Osmanlı mimarisinin en önemli yapıtlarından biri olan Selimiye Cami başta olmak üzere; camiler, köprüler, hanlar ve kervansaraylar gibi çeşitli yapılarıyla Osmanlı’nın kültürel mirasını yansıtan Edirne, tarih boyunca pek çok savaş ve işgale maruz kalmıştır.


Balkan Savaşları ve Osmanlı-Rus Savaşları sırasında ağır tahribat gören kent, günümüzde hâlâ Osmanlı mimarisinin izlerini taşımaktadır. Ekonomik yapısı; tarım, ticaret ve turizme dayanan Edirne, özellikle gelişmiş bir gastronomik mirasa sahiptir. Badem ezmesi, Kavala kurabiyesi ve Edirne tava ciğeri gibi yerel lezzetler, ilin mutfak kültürünün önemli unsurlarını oluşturur. Edirne, 2011 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Selimiye Cami ve Külliyesi gibi anıtları ile kültürel turizm açısından da önemli bir şehirdir.


Selimiye Camii


Edirne’nin Tarihi

Edirne, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, stratejik konumu nedeniyle önemli bir merkez olmuştur. Şehrin tarihi, antik Trak kabilelerine kadar uzanmakta olup, bölge Trakya’nın en eski yerleşim alanlarından biridir. MÖ 5. yüzyılda Odrys Krallığı’nın egemenliği altına giren Edirne, daha sonra Makedonya Kralı II. Philip’in hâkimiyetine geçmiştir. MÖ 2. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun egemenliğine giren kent, bu dönemde Hadrianopolis (Adrianopolis) adını almış ve Roma’nın önemli garnizon şehirlerinden biri olmuştur. Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yeniden inşa edilen kent, askeri ve ticari yolların kesişim noktasında yer alması nedeniyle hızla gelişmiştir.


Bizans İmparatorluğu döneminde Edirne, Doğu Roma’nın önemli bir savunma merkezi olmuş, özellikle Balkanlar’dan gelen saldırılara karşı bir ileri karakol işlevi görmüştür. 378 yılında gerçekleşen Adrianopolis Muharebesi, Gotlar ile Roma arasında gerçekleşen büyük bir savaştır ve Roma İmparatoru Valens bu savaşta hayatını kaybetmiştir. Bu olay, Roma’nın zayıflaması açısından kritik bir dönüm noktası olmuştur. 10. ve 11. yüzyıllarda Bizans egemenliği altında kalan Edirne, Bulgarlar ve Peçenekler tarafından saldırılara uğramış, 1204 yılında ise IV. Haçlı Seferi sırasında kısa bir süre Latinler tarafından işgal edilmiştir.


Osmanlı Dönemi ve Başkent Edirne (1361-1453)

Osmanlılar, 1361 yılında I. Murad döneminde Edirne’yi fethetmiş ve şehri Osmanlı Devleti’nin başkenti yapmıştır. Bu fetih, Osmanlı’nın Balkanlar’daki ilerleyişinde önemli bir dönüm noktası olmuş, Edirne hem idari hem de askeri merkez hâline gelmiştir. Osmanlılar, Edirne’yi bir Türk-İslam şehri hâline getirmek için büyük bayındırlık faaliyetlerinde bulunmuşlar; camiler, köprüler, medreseler, hanlar ve hamamlar inşa etmişlerdir. 14. ve 15. yüzyıllarda Edirne, Osmanlı sultanlarının ikametgahı olmuş, II. Murad ve II. Mehmet dönemlerinde büyük bir kültürel ve mimari gelişim göstermiştir.


1453 yılında İstanbul’un fethiyle Osmanlı'nın başkenti İstanbul’a taşınmış olsa da, Edirne devletin ikinci önemli merkezi olarak ehemmiyetini korumuştur. İstanbul’un fethinden sonra padişahlar zaman zaman Edirne’de uzun süreler yaşamış, özellikle II. Selim ve IV. Mehmet dönemlerinde Edirne Sarayı yeniden merkezi bir konuma kavuşmuştur. Saray, uzun bir süre Osmanlı padişahlarının av ve eğlence mekânı olarak hizmet vermiştir. Mimar Sinan’ın Selimiye Cami gibi şaheserleri de bu dönemde inşa edilmiştir.


17. ve 18. Yüzyıllarda Edirne

Osmanlı Devleti’nin 17. ve 18. yüzyıllarda askeri ve siyasi çalkantılar yaşadığı dönemlerde Edirne, isyanlar ve savaşlarla anılmıştır. 1703 Edirne Vakası, Osmanlı tarihinde önemli bir olay olarak kaydedilmiş, Sultan II. Mustafa’nın tahtan indirilmesine neden olmuştur. 18. yüzyılda şehir, Osmanlı-Rus ve Osmanlı-Avusturya savaşlarının etkisi altında kalmış, askeri ve ticari önemi azalmaya başlamıştır.


Adalet Kasrı


1752 yılında Edirne’de büyük bir deprem meydana gelmiş ve birçok tarihi yapı zarar görmüştür. Bu dönemde şehirdeki mimari yapıların büyük bir kısmı onarılmış, ancak zamanla Osmanlı’nın zayıflamasıyla birlikte Edirne’nin refah seviyesi de düşmeye başlamıştır.


19. Yüzyılda Edirne: İşgaller ve Savaşlar

Edirne, 19. yüzyılda Osmanlı-Rus Savaşları ve Balkanlar’daki çatışmalar nedeniyle büyük bir tahribata uğramıştır. 1829 yılında Rusların Edirne’yi işgali, Osmanlı’nın bölgedeki zayıflığını ortaya koymuş, şehirde büyük yıkımlar yaşanmıştır. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sırasında Edirne tekrar Rus işgaline uğramış ve bu süreçte Edirne Sarayı büyük ölçüde tahrip edilmiştir. Ruslar geri çekilirken birçok Osmanlı eserini de yok etmiş, Edirne halkı Balkanlardan gelen ciddi bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalmıştır.


20. Yüzyılda Edirne: Balkan Savaşları ve Kurtuluş

1912-1913 yıllarında gerçekleşen Balkan Savaşları, Edirne tarihinin en büyük felaketlerinden biri olmuştur. 1913 yılında Bulgar ordusu Edirne’yi işgal etmiş, şehri ağır bombardımana tutmuş ve Osmanlı dönemine ait birçok eser zarar görmüştür. Şükrü Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri, şehri savunmuş ancak uzun süren kuşatma sonucunda teslim olmak zorunda kalmıştır. 1913 yılında Osmanlı ordusu tekrar Edirne’yi geri almış, ancak şehrin büyük bir kısmı harap olmuştur.


I. Dünya Savaşı’ndan sonra Edirne, Osmanlı’nın yıkılışı sürecinde yeniden bir sınır şehri olarak önem kazanmış, 1920-1922 yılları arasında Yunan işgaline uğramıştır. Kurtuluş Savaşı sonucunda Mudanya Mütarekesi ve Lozan Antlaşması ile Edirne, Türkiye Cumhuriyeti topraklarına katılmış ve tekrar Türk egemenliğine girmiştir.


Cumhuriyet Dönemi ve Günümüzde Edirne

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra Edirne, sınır ili olarak stratejik önemini korumuş ancak Osmanlı dönemindeki merkezi konumunu kaybetmiştir. 1930’lu ve 1940’lı yıllarda Trakya’daki sanayileşme politikaları çerçevesinde bölgesel kalkınma projeleri başlatılmış, ancak II. Dünya Savaşı'nın etkileri sebebiyle Edirne’de büyük bir gelişim yaşanamamıştır. 1953 yılında meydana gelen büyük deprem, şehirdeki tarihî eserlerin bir kısmına zarar vermiştir. 1980 sonrası dönemde ise Edirne, özellikle kültürel turizm açısından önem kazanmaya başlamış, restorasyon projeleri ile Osmanlı mimarisinin korunmasına yönelik çalışmalar yapılmıştır.


Edirne, günümüzde Osmanlı mirasını en iyi yansıtan şehirlerden biri olarak kabul edilmektedir ve Selimiye Cami ve Külliyesi 2011 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır. Tarihi yapıları, mutfak kültürü ve geleneksel festivalleriyle Edirne, hem akademik araştırmalar hem de turizm açısından önemli bir merkez olmaya devam etmektedir.


Coğrafya

Edirne, Türkiye’nin kuzeybatısında yer almakta olup Marmara Bölgesi’nin Trakya kesiminde bulunmaktadır. Doğusunda Kırklareli, güneydoğusunda Tekirdağ, güneyinde Çanakkale, batısında Yunanistan ve kuzeyinde Bulgaristan ile komşudur. Edirne, 41° 40′ kuzey enlemi ile 26° 34′ doğu boylamları arasında yer almakta olup deniz seviyesinden yüksekliği (rakımı) ortalama 50 metredir. İl, İstanbul ve Avrupa arasında köprü konumunda olması nedeniyle tarih boyunca stratejik bir yerleşim noktası olmuştur.


Edirne, Meriç Havzası’nda yer alır ve Meriç, Tunca ve Arda nehirlerinin birleşim noktasında konumlanmıştır. Bu nehirler, şehrin topografyasını belirleyen en önemli unsurlardır. Meriç Nehri’nin oluşturduğu alüvyal düzlükler, tarımsal üretim açısından büyük bir verimlilik sağlamaktadır.


Yer Şekilleri

Edirne’nin yer şekilleri, geniş düzlükler, alüvyal ovalar, hafif engebeli tepeler ve nehir vadileri ile karakterizedir. İl genelinde yüksek dağlık alanlar bulunmamakla birlikte, özellikle kuzeydoğuda ve güneybatıda plato ve tepelik alanlara rastlanmaktadır. Başlıca yer şekilleri şunlardır:


  • Meriç Ovası: Edirne’nin en geniş tarımsal alanını oluşturan ova, Meriç Nehri’nin alüvyonlarıyla beslenmektedir.
  • Ergene Ovası: Edirne’nin doğu kesiminde yer alan bu ova, tarım açısından önemli bir bölgedir.
  • İpsala Ovası: Meriç Deltası’nda yer alan bu ova, çeltik tarımı açısından büyük bir öneme sahiptir.
  • Koru Dağları: Edirne’nin güneydoğusunda yer alan ve yükseklikleri 300-400 metreyi bulan hafif engebeli alanlardır.


Saroz Körfezi


İl sınırları içinde akarsuların oluşturduğu vadi ve alüvyon düzlükleri hakim olup, delta oluşumu gözlemlenen yerler bulunmaktadır. Meriç Nehri’nin oluşturduğu taşkın alanları, özellikle kış ve bahar aylarında su baskınlarına neden olabilmektedir.


Akarsular ve Göller

Edirne’nin en önemli su kaynakları şunlardır:


  • Meriç Nehri: Bulgaristan’dan doğan ve Türkiye-Yunanistan sınırını belirleyerek Ege Denizi’ne dökülen en büyük nehirdir.
  • Tunca Nehri: Bulgaristan’dan doğarak Edirne’den geçen ve Meriç Nehri’ne katılan bir akarsudur.
  • Arda Nehri: Bulgaristan’dan doğan ve Edirne’de Meriç Nehri ile birleşen bir nehirdir.
  • Gala Gölü: İpsala ilçesi sınırları içerisinde yer alan bu göl, sulak alan ekosistemi açısından büyük öneme sahiptir ve göçmen kuşlara ev sahipliği yapmaktadır.


Bu akarsuların etkisiyle Edirne’de tarım sulamaya dayalı olarak gelişmiş olup, özellikle çeltik tarımı önemli bir ekonomik faaliyettir.


İklim

Edirne, karasal ve Akdeniz iklimi özelliklerini bir arada gösteren geçiş iklimine sahiptir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve yağışlı geçmektedir. Ancak Akdeniz ikliminin etkisiyle kış aylarında aşırı sert soğuklar görülmemektedir.


  • Yaz aylarında sıcaklık ortalamaları 30-35°C arasında değişir ve kuraklık belirgin hale gelir.
  • Kış aylarında sıcaklık 0°C’nin altına düşebilir ve kar yağışları görülebilir.
  • Yıllık ortalama sıcaklık 13-14°C arasında değişmektedir.
  • Yıllık ortalama yağış miktarı 550-650 mm arasında olup, en fazla yağış kış ve ilkbahar aylarında görülmektedir.


Edirne’de hava sıcaklığının aniden düşmesiyle “Edirne Soğuğu” olarak bilinen meteorolojik olay yaşanabilir. Bunun nedeni, Balkanlar üzerinden gelen soğuk hava dalgalarının bölgeyi doğrudan etkilemesidir.


Rüzgâr açısından Edirne, Balkanlardan gelen soğuk hava dalgalarının etkisi altındadır. Özellikle kış aylarında kuzeyden gelen sert rüzgârlar sıcaklıkların düşmesine neden olmaktadır. Yaz aylarında ise batıdan esen serin rüzgârlar etkili olmaktadır.


Nüfus

2024 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) verilerine göre Edirne’nin toplam nüfusu 421.247 kişidir. Bu nüfusun %79,74’ü şehirlerde yaşamakta, kırsal kesimde ise nüfusun yaklaşık %20,26’sı bulunmaktadır. İl merkezi olan Edirne Merkez İlçesi'nin nüfusu 198.428 kişidir. Edirne’nin toplam yüzölçümü 6.145 km² olup, nüfus yoğunluğu 68 kişi/km² olarak hesaplanmaktadır. Edirne’de yıllık nüfus artış hızı binde 3,2 olarak gerçekleşmiştir, ancak kırsal alanlarda nüfus azalma eğilimindedir.


Nüfus Dağılımı ve İlçelere Göre Nüfus

Edirne’nin ilçeleri arasında en büyük nüfus yoğunluğu Merkez İlçe’de bulunurken, en düşük nüfuslu ilçeler Lalapaşa ve Süloğlu’dur. İlçelere göre nüfus dağılımı şu şekildedir:

  • Merkez: 198.428 kişi
  • Keşan: 84.791 kişi
  • Uzunköprü: 59.457 kişi
  • İpsala: 25.645 kişi
  • Havsa: 17.716 kişi
  • Meriç: 12.548 kişi
  • Enez: 10.529 kişi
  • Lalapaşa: 6.065 kişi
  • Süloğlu: 6.068 kişi


Nüfusun Cinsiyet ve Yaş Dağılımı

Edirne’de cinsiyet dağılımı dengeli olup, kadın nüfus oranı %50,4, erkek nüfus oranı ise %49,6’dır.

Yaş gruplarına göre nüfus dağılımı şu şekildedir:


  • 0-14 yaş grubu: %17,5
  • 15-64 yaş grubu (çalışan kesim): %67,8
  • 65 yaş ve üzeri (yaşlı nüfus): %14,7


Bu verilere göre Edirne’de genç nüfus oranı Türkiye ortalamasına göre biraz daha düşük olup, yaşlı nüfus oranı ülke genelinden daha yüksektir. Bu durum, ilin göç veren bir bölge olmasıyla ilişkilidir.


Göç Hareketleri ve Nüfus Değişimi

Edirne, göç veren iller arasında yer almaktadır. Özellikle genç nüfus iş ve eğitim nedeniyle İstanbul ve diğer büyük şehirlere göç etmektedir. Bunun yanı sıra, Balkanlar’dan göç eden Türk nüfusunun etkisiyle ilde, Balkan göçmenleri önemli bir kesimi oluşturmaktadır. Cumhuriyet dönemi boyunca Bulgaristan ve Yunanistan’dan gelen göçmenler Edirne’ye yerleşmiş ve ilin demografik yapısını şekillendirmiştir. Günümüzde, Edirne tarım, ticaret ve turizm faaliyetleri nedeniyle göç alan bir şehir olmakla birlikte, özellikle kırsal kesimde nüfus azalma eğilimindedir. Son yıllarda üniversite öğrencilerinin sayısındaki artış ve sınır ticaretinin gelişmesi nedeniyle Edirne’de mevsimsel göç hareketleri de gözlemlenmektedir.


Etnik ve Kültürel Yapı

Edirne’nin etnik yapısı homojen olup, nüfusun büyük çoğunluğunu Türkler oluşturmaktadır. Ancak tarihsel süreçten gelen Pomaklar, Boşnaklar, Arnavutlar, Romanlar ve Gagavuzlar gibi çeşitli etnik gruplar da Edirne’de yaşamaktadır. Balkan Savaşları ve mübadeleler sonucunda şehirdeki Rum ve Bulgar nüfusu büyük ölçüde azalmış, yerlerine Türkiye’ye göç eden Türkler ve Müslüman azınlıklar yerleşmiştir. Günümüzde Edirne, Balkan kültürünün etkilerini barındıran bir yapıya sahiptir ve özellikle Türk-Balkan göçmenleri kültürel yapıyı önemli ölçüde etkilemiştir.


Turizm

Edirne, sahip olduğu tarihî, kültürel ve doğal değerler ile Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden biri konumundadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun ikinci başkenti olması, mimari mirası, kültürel etkinlikleri ve sınır kenti olması nedeniyle farklı turizm türlerine ev sahipliği yapmaktadır.


Kültürel ve Tarihî Turizm

Edirne, Osmanlı dönemine ait çok sayıda mimari yapıya ev sahipliği yapmaktadır. Bu eserler arasında en dikkat çekenler şunlardır:


  • Selimiye Cami ve Külliyesi (UNESCO Dünya Mirası, 2011): Mimar Sinan’ın “ustalık eseri” olarak nitelendirdiği Selimiye Camii, Edirne’nin en önemli turistik yapısıdır. 16. yüzyıl Osmanlı mimarisinin zirvesi kabul edilen bu yapı, her yıl binlerce ziyaretçi çekmektedir.
  • Eski Camii (1414) ve Üç Şerefeli Camii (1447): Osmanlı’nın erken dönem cami mimarisini yansıtan yapılar arasındadır.
  • Meriç Köprüsü, Tunca Köprüsü ve Mecidiye Köprüsü: Osmanlı dönemi taş köprüleri arasında yer alan bu yapılar, şehrin su yolları ile bağlantısını gösteren önemli eserlerdir.
  • Edirne Sarayı (Saray-ı Cedid-i Amire): Osmanlı sultanlarının uzun yıllar boyunca kullandığı Edirne Sarayı, Balkan Savaşları ve Osmanlı-Rus Savaşı sırasında büyük ölçüde tahrip olmuşsa da kalıntıları tarihî bir değer taşımaktadır.
  • Hıdırlık Tabya ve Balkan Tarihi Müzesi: 1912-1913 Balkan Savaşları sırasında Edirne savunmasının merkezi olan Hıdırlık Tabya, 2021 yılında Edirne Balkan Tarihi Müzesi olarak düzenlenmiştir.


Festivaller ve Kültürel Etkinlikler

  • Kırkpınar Yağlı Güreşleri: Dünyanın en eski spor organizasyonlarından biri olan Kırkpınar Yağlı Güreşleri, her yıl Haziran-Temmuz aylarında düzenlenir. 2010 yılında UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesine alınmıştır. Edirne bu etkinlik sayesinde büyük bir turistik hareketliliğe sahne olmaktadır.
  • Badem Ezmesi ve Tava Ciğer Festivali: Edirne’nin meşhur lezzetlerini tanıtmak amacıyla düzenlenen bu etkinlik, gastronomi turizmini desteklemektedir.
  • Edirne Kakava Şenlikleri: Her yıl Mayıs ayında Roman kültürüne özgü Kakava kutlamaları düzenlenmektedir.,


Geleneksel Kırkpınar Güreşleri


Doğa ve Ekoturizm

Edirne, sahip olduğu sulak alanlar, ormanlık alanlar ve nehir vadileri ile doğa turizmine de uygun bir yapıya sahiptir:

  • Gala Gölü Milli Parkı: Göçmen kuşların uğrak noktalarından biri olan Gala Gölü, kuş gözlemcileri ve doğa tutkunları için önemli bir alan olarak öne çıkmaktadır.
  • Meriç ve Tunca Nehirleri: Doğa yürüyüşü, balıkçılık ve nehir kenarında dinlenme gibi aktiviteler için önemli mekânlardır.


Edirne Mutfağı

Edirne mutfağı, Osmanlı saray mutfağının izlerini taşımakta olup, bölgenin tarım ürünleri ve göçlerle gelen kültürel çeşitlilikten beslenmektedir.


  • Edirne Tava Ciğeri: Edirne mutfağının en tanınan lezzetlerinden biri olan tava ciğeri, ince doğranmış ve kızgın yağda pişirilmiş dana ciğerinden yapılmaktadır.
  • Kavala Kurabiyesi (Edirne Bademli Kurabiyesi): Osmanlı saray mutfağına dayanan ve badem ile hazırlanan bu kurabiye, Yunanistan’ın Kavala şehri ile özdeşleşmiş olsa da Edirne’de özgün bir şekilde üretilmektedir.
  • Badem Ezmesi: Edirne’nin en ünlü tatlılarından biri olan badem ezmesi, Mısır’dan gelen bir ustanın tarifi ile Osmanlı saray mutfağına girmiştir. Badem, şeker ve limon ile hazırlanan bu tatlı, Edirne’nin coğrafi işaretli ürünlerinden biridir.
  • Acıbadem Kurabiyesi: Edirne’de badem ve şeker ile yapılan geleneksel bir kurabiye çeşididir.

Kaynakça

Edirne Belediyesi. "Kültür." Erişim 8 Şubat 2025. https://www.edirne.bel.tr/Kultur.


Edirne Valiliği. "Şehrimiz." Erişim 8 Şubat 2025. http://www.edirne.gov.tr/sehrimiz.


Gökbilgin, M. Tayyib. "Edirne." TDV İslâm Ansiklopedisi. Erişim 8 Şubat 2025. https://islamansiklopedisi.org.tr/edirne#1.


Türkiye İstatistik Kurumu. "Cumhurbaşkanlığı İstatistik Portalı." Erişim 8 Şubat 2025. https://cip.tuik.gov.tr/.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarMehmet Salih Çoban8 Şubat 2025 09:39
KÜRE'ye Sor