İzmir, Türkiye’nin modernleşme sürecinde önemli rol üstlenmiş şehirlerinden biri olup Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamı ve faaliyetleriyle ilişkili bir şehirdir. Bu ilişkinin somut bir yansıması olarak İzmir’in Alsancak semtinde, 1. Kordon (Atatürk Caddesi) üzerinde yer alan İzmir Atatürk Evi Müzesi, mimari ve tarihsel açıdan dikkat çekicidir. 1875-1880 yılları arasında halı tüccarı Takfor Efendi tarafından yaptırılan bu neoklasik yapı, Atatürk’ün İzmir ziyaretlerinde kullandığı bir mekân olarak tarih sahnesine çıkmıştır ve 1941’den beri müze olarak hizmet vermektedir. 852 m²’lik bir alanı kaplayan bu kâgir bina, Osmanlı ve Levanten mimari unsurlarını birleştiren estetik özellikleriyle 19. yüzyıl sonu İzmir’inin sivil mimarisini yansıtır.

İzmir Atatürk Evi Müzesi ( ataturkansiklopedisi )
Tarihi
İzmir Atatürk Evi Müzesi’nin binası, 1875-1880 yılları arasında halı tüccarı Takfor Efendi tarafından konut olarak inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlı, arka cephesi revaklı ve avlulu olan bu yapı, 19. yüzyılın neoklasik mimari anlayışını yansıtan nadir örneklerden biridir. İzmir 9 Eylül 1922’de Yunan işgalinden kurtulduğunda bina, sahibi tarafından terk edilmiş ve hazine mülkiyetine geçmiştir. Türk ordusu, şehre girişinin ardından bu binayı karargâh olarak kullanmış ve böylece yapı, Kurtuluş Savaşı’nın son aşamalarında stratejik bir rol üstlenmiştir.
Binanın Atatürk ile ilişkisi, 17 Şubat 1923’te toplanan İzmir İktisat Kongresi ile başlamıştır. Genç cumhuriyetin ekonomik politikalarını şekillendiren bu kongre sırasında Mustafa Kemal Atatürk, kişisel çalışmalarını bu binada yürütmüştür. Kongrenin sona ermesiyle karargâh buradan taşınmış ve hazine, binayı Naim Bey’e otel olarak kiralamıştır. “Naim Palas” adıyla anılan bina, 16 Haziran 1926’da Atatürk’ün İsmet İnönü ile birlikte konakladığı bir mekân hâline gelmiştir. 11 Ekim 1925’te, Latife Hanım’dan ayrıldıktan sonra İzmir’i ziyaret eden Atatürk, halka bu binanın balkonundan hitap etmiş ve “Ben bütün İzmir’i ve bütün İzmirlileri severim. Güzel İzmir’in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim.” demiştir.
13 Ekim 1926’da İzmir Belediyesi, binayı hazineden satın almış ve yeni eşyalarla donatarak Atatürk’e hediye etmiştir. Atatürk, 1930-1934 yılları arasında İzmir’e yaptığı beş ziyarette hep bu evde kalmış, bu da binayı “Gazi Konağı” olarak anılır hâle getirmiştir. 1934’te Türkiye’yi ziyaret eden İran Şahı Rıza Pehlevi, Atatürk ile birlikte bu binada ağırlanmış ve Türk-İran dostluğunun bir simgesi olarak burada konaklamıştır. Şah, ziyareti sırasında İzmir’deki sıcak karşılamadan duyduğu memnuniyeti şu sözlerle ifade etmiştir: “Türk milletinin hududuna girdiğim günden beri hakkımda gösterilen samimiyet ve sevgi o kadar büyüktür ki tarif kabul etmez.”
Atatürk’ün 10 Kasım 1938’deki vefatından sonra bina, veraset yoluyla kız kardeşi Makbule Atadan’a (Baysan) geçmiş ancak 25 Eylül 1940’ta İzmir Belediyesi tarafından müze yapılmak üzere kamulaştırılmıştır. Müze fikri, Atatürk’ün İzmir’e gelişinin 19. yıl dönümüne denk gelen 11 Eylül 1941’de hayata geçirilmiş ve bina, resmî bir törenle “İzmir Atatürk Müzesi” olarak ziyarete açılmıştır. Açılışta, İzmir Valisi Fuad Tuksal ve Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz’un yanı sıra şehrin önde gelen isimleri yer almıştır.
Müzenin geçirdiği dönüşümler, cumhuriyetin kültürel politikalarını yansıtır. 1952’de alt kat “Atatürk Genel Kitaplığı” olarak düzenlenmiş, 5 Ekim 1962’den itibaren “Atatürk İl Halk Kütüphanesi ve İzmir Şehri Atatürk Müzesi” adıyla hizmet vermiştir. 28 Aralık 1972’de binanın mülkiyeti, Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı tarafından İzmir Arkeoloji Müzesi’ne devredilmiştir. Restore edilerek 29 Ekim 1978’de “Atatürk ve Etnografya Müzesi” olarak yeniden açılan müze, 13 Mayıs 1988’de etnografik eserlerin yeni Etnografya Müzesi’ne taşınmasıyla sadece “Atatürk Müzesi” adını almıştır. 1999-2000 ve 2013’teki restorasyon çalışmalarıyla modern müzecilik anlayışına uygun hâle getirilen bina, 19 Mayıs 2015’te son kez ziyarete açılmıştır.

İzmir Atatürk Evi Müzesi ( Visit İzmir )
Mimari Özellikler
İzmir Atatürk Evi Müzesi, Osmanlı ve Levanten mimarisinin bir sentezi olarak neoklasik tarzda inşa edilmiştir. 852 m²’lik bir alanı kaplayan bina; bodrum, zemin, birinci kat ve çatı katından oluşur. Dikdörtgen planlı yapının arka cephesi revaklı ve avlulu olup ön cephesinde birinci katta zarif bir cumba bulunur. Tüm zemin kat, büyük boy mermer plakalarla döşeli olup dönemin estetik anlayışını yansıtır. Binanın dış cephesi, sade ama zarif çizgileriyle 19. yüzyıl Kordon evlerinin tipik özelliklerini taşır.
İç mekânda, birinci kata çıkan çift taraflı mermer merdivenler, aplik görevi gören iki tunç şövalye heykelciği ile süslenmiştir. Merdiven sahanlığında büyük bir Atatürk portresi yer alır. Zemin katta, 34,5 m²’lik bir Uşak halısı, sağ ve sol nişlerde mermer heykeller, büyük bir kristal ayna ve Atatürk’ün bronz büstü dikkat çeker. Küçük salon ve odalarda 19. yüzyıl stiline uygun nefis şömineler bulunur. Birinci kat, Atatürk’ün kullanımına tahsis edilmiş odalardan oluşur. Toplantı salonu, çalışma odası, yatak odası, misafir odası, berber odası, yaver odası, bekleme-kabul odası, kütüphane, yemek odası ve banyo mevcuttur. Bu odalar, dönemin mobilyaları ve dekoratif unsurlarıyla özgün bir şekilde korunmuştur.
Yapının avlusu, “çocuk eğitim odası” olarak düzenlenmiş olup Atatürk’ün çocuk sevgisini yansıtan bir alan olarak dikkat çeker. Binanın hem iç hem de dış tasarımı, 19. yüzyıl sonu İzmir’inin kozmopolit yapısını ve batılılaşma sürecini gözler önüne serer.
Koleksiyonlar ve Sergi Alanları
İzmir Atatürk Evi Müzesi, Atatürk’ün İzmir ziyaretleri sırasında kullandığı kişisel eşyaları ve dönemin tarihsel olaylarını belgeleyen objeleri barındırır. Müze, iki katlı bir sergi düzeniyle organize edilmiştir.
Zemin Kat: Giriş salonunda Atatürk’ün bronz büstü, kristal ayna ve mermer heykellerle birlikte, 34,5 m²’lik Uşak halısı bulunur. “Atatürk Salonu”nda, doğumundan ölümüne kadar hayatını anlatan bilgi panoları ve belgesel filmler yer alır. Sinevizyon odasında, İzmir’in işgal ve kurtuluşunu konu alan bir belgesel gösterilir. Toplantı odasında, Atatürk ve silah arkadaşları (Fevzi Çakmak, İsmet İnönü, Kazım Karabekir ve Fahrettin Altay) silikon heykellerle temsil edilir. Merdivenler arasında, Atatürk’ün İzmir’de kullandığı sandal sergilenir.
Birinci Kat: Bu kat, Atatürk’ün kullanım odalarını içerir:
- Toplantı Salonu: Yeşil çuhalı bir rulet masası ve 12 Cosmos marka sandalye ile çevrilidir. Duvarlara dayalı 10 maun sandalye, Shakespeare’in eserlerinden sahneleri betimleyen çini plakalarla süslenmiştir.
- Çalışma Odası: Meşe kaplama bir masa üzerinde Atatürk’ün yazı takımı, kül tablası ve telefonu bulunur. Odada dört deri kaplama sandalye, iki misafir koltuğu ve üç dolap yer alır.
- Yatak Odası: Maun karyola, aynalı konsol, iki komodin, iki kadife koltuk, bir kanepe, bir şezlong ve iki aynalı dolapla döşenmiştir. Atatürk’ün bornoz ve havlusu da sergilenir.
- Yemek Odası: Maun bir masa, 10 sandalye, servis masası ve iki aynalı konsol içerir.
- Kütüphane: 1840-1913 yılları arasında yayımlanmış 408 Fransızca ansiklopedi cildi, Atatürk’le ilgili kitaplar ve iki yılanlı seramik vazo bulunur.
- Banyo: Küvet, beş sandalye, aynalı konsol ve iki ibrikle donatılmıştır.
- Misafir Odası: İran Şahı Rıza Pehlevi’nin kaldığı oda olarak bilinir.
- Berber Odası ve Yaver Odası: Atatürk’ün günlük yaşamına dair detayları yansıtır.
Birinci kattaki sergi alanında, Atatürk’e ait kıyafetler ve yağlı boya tablolar sergilenir. Odalar, bronz heykeller, vazolar ve Isparta ile Uşak halılarıyla zenginleştirilmiştir. Avludaki çocuk eğitim odasında, Atatürk’ün çocuklara verdiği önemi anlatan panolar ve belgeseller yer alır.
Günümüzdeki Durum ve Kültürel Önemi
İzmir Atatürk Evi Müzesi, günümüzde Konak ilçesinde yer almaktadır ve ücretsiz olarak ziyaretçilere açıktır. Ziyaret saatleri yaz döneminde 08:30-19:00, kış döneminde ise 08:30-17:30 arasındadır. Müze, her gün ziyarete açık olup çağdaş müzecilik anlayışına uygun olarak düzenlenmiştir. 2013-2015 restorasyonları, binanın tarihsel dokusunu korurken, modern sergileme tekniklerini entegre etmiştir.
Müze, Atatürk’ün İzmir’le olan bağlarını ve cumhuriyetin erken dönemindeki tarihsel olaylarını belgeleyen bir merkezdir. İzmir İktisat Kongresi, İran Şahı’nın ziyareti ve Atatürk’ün halkla buluşmaları gibi olaylar, bu yapıyı ulusal belleğin bir parçası hâline getirmiştir. Mimari açıdan, Kordon’da ayakta kalan az sayıdaki 19. yüzyıl yapılarından biri olarak, İzmir’in Levanten geçmişine dair önemli bir tanıklık sunar.
Müze, eğitim ve kültürel farkındalık açısından da değerlidir. Çocuk eğitim odası, genç nesillere Atatürk’ün vizyonunu aktarırken, sinevizyon ve bilgi panoları ziyaretçilere tarihsel bir yolculuk imkânı sağlar. İzmir’in kurtuluşunun ve cumhuriyetin kuruluş sürecinin izlerini taşıyan bu yapı, hem yerel halk hem de turistler için bir çekim merkezidir.
Müze, eğitim ve kültürel farkındalık açısından da değerlidir. Çocuk eğitim odası, genç nesillere Atatürk’ün vizyonunu aktarırken sinevizyon ve bilgi panoları, ziyaretçilere tarihsel bir yolculuk imkânı sağlar. İzmir’in kurtuluşunun ve cumhuriyetin kuruluş sürecinin izlerini taşıyan bu yapı hem yerel halk hem de turistler için bir ziyaret merkezidir.


