Diyarbakır, Türkiye'nin güneydoğusunda, Dicle Nehri'nin sağ kıyısında yer alan tarihi ve kültürel zenginliklere sahip bir şehirdir. Şehir, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve önemli ticaret yollarının kesişim noktası olmuştur. Karacadağ ve Dicle Vadisi’nin suladığı verimli topraklarıyla tarım açısından büyük öneme sahiptir. Bugün, tarihi yapıları, kültürel mirası ve gelişen ekonomisiyle Diyarbakır, bölgenin önemli merkezlerinden biridir.

Ulu Cami (Fotoğraf: Ali Düzdemir, Türkiye Kültür Portalı)
Etimoloji
Şehrin bilinen en eski adı Amida olup, Asur kaynaklarında bu şekilde geçmektedir. Roma ve Bizans dönemlerinde Amid, O’mid, Emid, Amide gibi isimlerle anılmış, Müslüman Arapların bölgeyi fethetmesiyle birlikte Diyar-ı Bekr adı kullanılmaya başlanmıştır. Bu isim, bölgeye yerleşen Bekir bin Vâil kabilesine atfen verilmiştir. Osmanlı döneminde Diyarbekir olarak anılan şehir, 1937 yılında resmi olarak Diyarbakır adını almıştır.
Tarih
Antik Çağ ve İlk Yerleşimler
Diyarbakır’ın tarih öncesi geçmişi, son yıllarda yapılan arkeolojik kazılarla M.Ö. 10.000 yılına kadar uzanmaktadır. Körtik Tepe ve Çayönü kazıları, bu bölgenin tarıma dayalı köy yaşamının en eski örneklerinden biri olduğunu göstermektedir. Çayönü'nde yapılan araştırmalar, burada yaşayan toplulukların göçebelikten yerleşik hayata geçtiğini ve yabani buğday, mercimek gibi bitkileri tarıma aldıklarını, koyun ve keçiyi evcilleştirdiklerini ortaya koymuştur. Halaf Kültürü döneminde (M.Ö. 5000) Diyarbakır ve çevresi, Kuzey Mezopotamya’nın önemli kültürel merkezlerinden biri olmuştur.
Bölgede sırasıyla Hurriler, Mitanniler, Hititler, Asurlar, Urartular, Medler, Persler, Büyük İskender ve Seleukoslar hüküm sürmüştür. Romalılar ve Bizanslılar döneminde ise Diyarbakır, doğudaki Sasani İmparatorluğu’na karşı stratejik bir sınır kalesi olarak önem kazanmıştır. M.S. 349 yılında Bizans İmparatoru II. Konstantinos, Sasaniler’e karşı şehri güçlü surlarla tahkim ettirmiştir.
İslamiyet Dönemi ve Türk Hakimiyeti
Diyarbakır, 639 yılında Hâlid bin Velîd komutasındaki İslam orduları tarafından fethedilmiş ve Müslüman Arapların kontrolüne geçmiştir. Emevîler ve Abbâsîler dönemlerinde bölge, sık sık Bizans ve Hâricî isyanlarına sahne olmuştur. Abbâsî Halifesi Mu'tazıd-Billâh, 899 yılında şehri ele geçirerek kalelerini güçlendirmiştir. 10. yüzyılda bölge, Hamdânîler, Büveyhîler ve Mervânîler gibi yerel hanedanlıkların yönetimine girmiştir. Mervânoğulları, 11. yüzyılda Diyarbakır’da güçlü bir yönetim kurarak şehrin altyapısını geliştirmiş, Dicle Köprüsü gibi önemli yapılar inşa etmişlerdir.
Diyarbakır, 1071 Malazgirt Zaferi’nin ardından Selçukluların yönetimine girmiş ve 1085’te Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah tarafından fethedilmiştir. Selçuklular döneminde şehir, İnaloğulları, Nisanoğulları, Hasankeyf Artukluları ve Mardin Artukluları gibi yerel Türk beylikleri tarafından yönetilmiştir. Bu süreçte Ulu Cami, Mesudiye Medresesi ve Artuklu Köşkü gibi eserler inşa edilmiştir.
Eyyûbîler, Moğollar ve Akkoyunlular Dönemi
1183 yılında Selahaddin Eyyûbî Diyarbakır’ı fethederek Eyyûbîler'in egemenliği altına almıştır. Şehir, bu dönemde önemli bir kültürel ve bilim merkezi haline gelmiştir. 1232’de yeniden Eyyûbî hâkimiyetine giren şehir, 1259’da Moğollar tarafından işgal edilmiştir. 14. yüzyılda bölgeye İlhanlılar, Celâyirliler ve Artuklular hâkim olmuştur. 1401 yılında Karayülük Osman Bey’in Diyarbakır’ı fethetmesiyle Akkoyunlular bölgede güçlü bir yönetim kurmuştur. Uzun Hasan döneminde Diyarbakır, Akkoyunlu Devleti’nin en önemli merkezlerinden biri olmuştur.
Osmanlı Dönemi
Diyarbakır, 1515 yılında Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim döneminde Bıyıklı Mehmed Paşa tarafından fethedilmiş ve Osmanlı topraklarına katılmıştır. Şehir, Diyarbekir Eyaleti’nin merkezi haline getirilmiş ve Osmanlı’nın doğu sınırındaki en önemli şehirlerden biri olmuştur. 16. yüzyılda Osmanlı yönetimi altında cami, medrese, han ve kervansaray gibi yapılar inşa edilmiş, Diyarbakır’ın ekonomik ve kültürel önemi artmıştır.
Evliya Çelebi, 17. yüzyılda Diyarbakır’ın 54 mahallesi, büyük çarşıları ve 1008 dükkânlı bir bedesteni olduğunu belirtmektedir. Osmanlı döneminde ipekli dokumacılık, deri işçiliği, bakırcılık ve kuyumculuk önemli ticari faaliyetler arasındaydı. Ayrıca şehir, doğudan gelen ticaret kervanlarının durak noktalarından biri olmuştur.
Cumhuriyet Dönemi ve Günümüz
Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Diyarbakır, 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ili haline gelmiş, 1937 yılında ismi Diyarbakır olarak değiştirilmiştir. Cumhuriyet döneminde şehirde altyapı, ulaşım, eğitim ve sağlık alanlarında önemli yatırımlar yapılmış, sanayi ve tarımsal üretim gelişmiştir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Diyarbakır, özellikle tarım ve hayvancılık alanlarında önemli bir merkez olmuştur. 1950’li yıllardan itibaren şehirde sanayileşme hareketleri başlamış, tarımsal üretim modernize edilerek ekonomik kalkınma sağlanmıştır. 1980’li yıllardan itibaren Diyarbakır, bölgedeki göç hareketleri nedeniyle hızla büyümüş ve kentleşme süreci hızlanmıştır.
Son yıllarda üniversiteler, kültürel etkinlikler ve turizm alanındaki yatırımlar, Diyarbakır’ı bölgenin en önemli merkezlerinden biri haline getirmiştir. Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri, 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınarak uluslararası öneme sahip bir kültürel miras olarak tescillenmiştir.
Coğrafya
Konumu ve Yüzey Şekilleri
Diyarbakır, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin orta kısmında, Mezopotamya’nın kuzey ucunda yer almakta olup, doğuda Batman, Muş ve Siirt, batıda Şanlıurfa, Adıyaman ve Malatya, kuzeyde Elâzığ ve Bingöl, güneyde ise Mardin ile komşudur. Şehir, Karacadağ’ın eteklerinde, geniş bir bazalt platosu üzerine kurulmuştur ve Dicle Vadisi’nin doğusunda, nehirden yaklaşık 100 metre yüksekte bulunmaktadır. Diyarbakır Havzası, doğu-batı yönünde uzanan Dicle Nehri ve kolları tarafından şekillendirilmiş olup, kuzeyinde Güneydoğu Toros Dağları ve güneyinde ise Karacadağ Volkanik Kütlesi yer almaktadır.
İlin yüzey şekilleri şu şekilde özetlenebilir:
- %37’si dağlık, %31’i ovalık, geri kalan kısmı platolar ve yaylalardan oluşur.
- Bölgenin en yüksek noktası Karacadağ'dır (1.957 m). Burası eski bir volkanik dağdır ve lav akıntıları sonucu bazalt platoları oluşturmuştur. Bu nedenle kentte yaygın olarak bazalt taşı kullanılmıştır.
- En önemli düzlükler: Diyarbakır Ovası, Silvan Ovası ve Bismil Ovası olup, özellikle Dicle Nehri’nin suladığı tarımsal alanları oluşturur.
İklim
Diyarbakır'da karasal iklim hâkimdir. Yazlar aşırı sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve yağışlıdır.
- En sıcak ay Temmuz olup, sıcaklık 40-45°C’ye kadar ulaşabilir. En yüksek sıcaklık 46,2°C ile 21 Temmuz 1937’de kaydedilmiştir.
- En soğuk ay Ocak olup, sıcaklık -10°C’ye kadar düşebilir. En düşük sıcaklık ise -24,2°C ile 11 Ocak 1933’te kaydedilmiştir.
- Yıllık ortalama yağış miktarı 500 mm civarındadır. Yağışların büyük kısmı kış ve ilkbahar aylarında düşerken, yaz aylarında yağış oranı %2’nin altına iner.
- Son yıllarda barajların oluşturduğu yapay göletler bölgedeki nem oranını artırmış, Diyarbakır Havzası'nın kuru havasında kısmi bir yumuşama sağlamıştır.
Bitki Örtüsü
Diyarbakır’ın doğal bitki örtüsü bozkır (step) bitkileri ile kaplıdır. Otsu bitkiler ilkbaharda kısa bir süre yeşerir ve ardından kurur.
- Çevrede meşe ormanları küçük alanlarda yer almakta olup, en yoğun ormanlık bölgeler Lice, Kulp ve Silvan ilçelerinde bulunmaktadır.
- Ormanlık alanlar il yüzeyinin %10’undan azını oluşturmaktadır.
- Dicle Vadisi boyunca tarım ve bahçecilik gelişmiştir. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Hevsel Bahçeleri, zengin tarımsal üretimiyle öne çıkmaktadır.
Akarsular ve Barajlar
Diyarbakır’ın en önemli akarsuyu Dicle Nehri’dir.
- Dicle Nehri, Elâzığ il sınırlarından doğarak Diyarbakır’ı geçtikten sonra Şırnak ve Mardin yönüne devam eder.
- Nehir, bölgedeki tarım alanlarını sulayan ana kaynaktır ve sulama projeleri sayesinde verimli tarım alanları oluşturulmuştur.
- Diğer önemli akarsular: Batman Çayı, Göksu Çayı ve Ambar Çayı’dır.
- Karakaya Barajı (hidroelektrik üretimi için)
- Dicle Barajı (sulama ve içme suyu temini için)
- Kral Kızı Barajı
- Devegeçidi Barajı

Dicle Nehri (Kaynak: Anadolu Ajansı)
Doğal Kaynaklar
Diyarbakır, volkanik kayaçlar, maden yatakları ve verimli tarım arazileriyle doğal kaynaklar açısından zengin bir bölgedir.
Madenler ve Volkanik Kayaçlar
- Bakır, kurşun, çinko ve manganez yatakları tespit edilmiştir.
- Bazalt taşı, dayanıklılığı nedeniyle mimaride yaygın olarak kullanılmaktadır.
- Fosfat yatakları, bölgedeki endüstriyel üretime katkı sağlamaktadır.
- Karacadağ bölgesinde volkanik taş oluşumları yaygındır. Bu taşlar hem inşaat sektörü hem de tarımda toprağın verimini artırmak için kullanılmaktadır.
Demografik Yapı
Diyarbakır, Türkiye’nin en kalabalık 12. ili olup, nüfusu yıllar içinde istikrarlı bir şekilde artış göstermektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin ekonomik ve kültürel merkezlerinden biri olan Diyarbakır, hızlı nüfus artışı ve göç hareketleriyle dikkat çekmektedir.
Toplam Nüfusun Yıllara Göre Değişimi
Diyarbakır’ın nüfusu son yıllarda sürekli artış göstermiştir. TÜİK verilerine göre Diyarbakır'ın nüfus artışı şu şekildedir:
- 2019: 1.783.431
- 2020: 1.791.373
- 2021: 1.804.880
- 2022: 1.818.133
- 2023: 1.833.684
Bu veriler, son beş yılda Diyarbakır’ın nüfusunun yaklaşık 50.000 kişi arttığını göstermektedir. Nüfus artışının en önemli nedenleri arasında doğal nüfus artışı (doğum oranlarının yüksek olması), kırsal kesimden göç ve kentleşme bulunmaktadır.
Nüfus Artış Hızı ve Göç
Diyarbakır, Türkiye’de nüfus artış hızının en yüksek olduğu illerden biridir. Doğurganlık oranı yüksektir. Türkiye ortalaması 1,88 çocuk iken, Diyarbakır’da bu oran 3,5 çocuk seviyesindedir. Kırsaldan kent merkezine göç devam etmektedir. Özellikle 1990’lı yıllarda kırsal alanlardan Diyarbakır şehir merkezine büyük göç dalgaları yaşanmıştır. Son yıllarda Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Mersin gibi illere göç vermektedir. Ancak genç nüfus oranı yüksek olduğu için doğal nüfus artışı devam etmektedir.
Yaş ve Cinsiyet Dağılımı
Diyarbakır, Türkiye’nin en genç nüfusuna sahip illerinden biridir.
- 0-14 yaş grubu: %35
- 15-64 yaş grubu (çalışma çağındaki nüfus): %60
- 65 yaş ve üzeri: %5
Şehir ve Kırsal Nüfus Dağılımı
Diyarbakır'da şehirleşme oranı oldukça yüksektir. Diyarbakır’ın merkez ilçeleri olan Bağlar, Kayapınar, Sur ve Yenişehir’in toplam nüfusu 1.141.865’tir. Bu da il nüfusunun yaklaşık %62’sinin merkez ilçelerde yaşadığını göstermektedir. Kalan %38’lik kesim ise diğer 13 ilçede ikamet etmektedir.
İlçelere Göre Nüfus Dağılımı
- Bağlar: 394.338
- Bismil: 119.972
- Çermik: 49.900
- Çınar: 78.351
- Çüngüş: 10.771
- Dicle: 38.533
- Eğil: 23.712
- Ergani: 137.492
- Hani: 32.777
- Hazro: 17.772
- Kayapınar: 425.143
- Kocaköy: 15.537
- Kulp: 37.576
- Lice: 26.168
- Silvan: 87.707
- Sur: 98.938
- Yenişehir: 223.446
Ekonomi
Diyarbakır, tarih boyunca Anadolu ile Mezopotamya arasında bir köprü işlevi görmüş ve ticaret yollarının kesişim noktalarından biri olmuştur. Bereketli toprakları, stratejik konumu ve zengin doğal kaynakları sayesinde tarih boyunca ekonomik açıdan canlı bir şehir olmuştur. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde de tarım, hayvancılık ve ticaret, kentin temel ekonomik faaliyetlerini oluşturmaya devam etmiştir. Günümüzde ise sanayi, madencilik, ticaret ve turizm gibi sektörler, Diyarbakır ekonomisini şekillendiren önemli unsurlar arasında yer almaktadır.
Tarım
Diyarbakır, tarım alanı bakımından Türkiye’nin en büyük illerinden biridir. Şehirde yaklaşık 650 bin hektarlık ekilebilir arazi bulunmaktadır. Buğday, arpa, mercimek, pirinç, pamuk, mısır ve ayçiçeği gibi ürünler, kentin tarımsal üretiminde başı çekmektedir. Ayrıca, Diyarbakır karpuzu, iriliği ve kendine özgü lezzetiyle Türkiye’nin en ünlü tarım ürünlerinden biridir. Bunun yanı sıra sebze üretimi de son yıllarda artmıştır. Son yıllarda Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında yapılan sulama yatırımları, Diyarbakır’ın tarımsal üretimini önemli ölçüde artırmıştır. Atatürk Barajı, Karakaya Barajı, Batman Barajı ve Dicle Barajı gibi sulama projeleri sayesinde, kuru tarım yapılan alanlar sulu tarıma açılarak verimlilik artışı sağlanmıştır.
Hayvancılık
Diyarbakır’da küçükbaş hayvancılık yaygındır ve özellikle koyun ve keçi yetiştiriciliği büyük önem taşır. Bunun yanında, son yıllarda büyükbaş hayvancılık da artmış olup, süt üretimi ve besicilik faaliyetleri gelişmiştir. Kümes hayvancılığı ve arıcılık da Diyarbakır’ın önemli geçim kaynakları arasındadır. Diyarbakır’da 7 binden fazla arı kovanı bulunmakta olup, bal üretimi de giderek artmaktadır.
Madencilik ve Doğal Kaynaklar
Diyarbakır, Türkiye’nin önemli petrol sahalarından biri olarak dikkat çekmektedir. Kentte ilk petrol kuyusu 1961’de açılmış olup, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından işletilen sahalarda petrol üretimi devam etmektedir. Günümüzde Türkiye'nin toplam ham petrol üretiminin yaklaşık %16’sı Diyarbakır’da gerçekleştirilmektedir. Bu oran, özellikle Batman ve Şırnak’la birlikte değerlendirildiğinde bölgenin Türkiye için önemli bir enerji kaynağı olduğunu göstermektedir. Ayrıca Diyarbakır'da Ergani’de bakır, Hazro ilçesinde linyit yatakları bulunmaktadır. Ancak, linyit rezervleri büyük çaplı bir üretim için yeterli seviyede değildir. Diyarbakır’ın bir diğer önemli doğal kaynağı ise Karacadağ Bazaltıdır. Sert, dayanıklı ve aşınmaya karşı dirençli olması nedeniyle bu taş, inşaat ve peyzaj sektöründe yaygın olarak kullanılmaktadır.
Sanayi
Diyarbakır’da sanayi sektörü özellikle son yıllarda gelişme göstermiştir. Kentte faaliyet gösteren organize sanayi bölgeleri (OSB), imalat sanayisini geliştirmiş ve yatırımcıları cezbetmiştir. Kentte gıda, tekstil, plastik, çimento, tarım makineleri, hayvancılık, süt ve süt ürünleri üretimi gibi sektörler öne çıkmaktadır. Sanayi sektöründe özel sektör yatırımları henüz istenilen seviyede olmasa da, devlet destekli teşvikler sayesinde Diyarbakır sanayisi gelişmeye devam etmektedir.
Ticaret ve Lojistik
Diyarbakır, tarih boyunca ticaret yollarının kavşak noktası olmuştur. Günümüzde de Orta Doğu ve Türkiye'nin batısı arasındaki ticaretin önemli bir merkezi konumundadır. Şehir, Irak, Suriye ve İran’a yapılan ihracatta önemli bir paya sahiptir. Diyarbakır'da küçük esnaf ve ticarethaneler, şehir ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır. Kentin ticaret hayatı, özellikle büyük ölçekli tarım ve hayvancılık ürünlerinin satışı, tekstil, inşaat malzemeleri ve gıda ürünleri ticareti üzerine şekillenmiştir.
Ulaşım ve Altyapı
Diyarbakır, ulaşım açısından stratejik bir konumda yer almaktadır. Şehir, kara, hava ve demiryolu ulaşımı açısından bölgenin en gelişmiş illerinden biridir.
- Karayolu: Diyarbakır, komşu illere gelişmiş karayolu ağıyla bağlıdır. Ancak, kırsal alanlarda kış aylarında ulaşım zorlukları yaşanabilmektedir.
- Demiryolu: İstanbul-Kurtalan demiryolu hattı Diyarbakır’dan geçmektedir. Şehir, özellikle yük taşımacılığı açısından önemli bir noktadır.
- Havayolu: Diyarbakır Havalimanı, İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere birçok büyükşehirle düzenli uçuş bağlantısına sahiptir.
Kültür ve Turizm
UNESCO Kültür Mirasında Olan Alanlar
Diyarbakır, zengin tarihi ve kültürel mirası ile dünyanın en önemli şehirlerinden biridir. Bu mirasın en önemli parçalarından biri, 2015 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine giren Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri'dir. 5. yüzyılda Romalılar tarafından inşa edilen ve daha sonra birçok medeniyet tarafından restore edilen Diyarbakır Surları, kentin tarihi ve kültürel zenginliğini yansıtmaktadır. Binlerce yıldır tarımsal alan olarak var olan Hevsel Bahçeleri ise Dicle Nehri kıyısında yer alan verimli bir vaha olup, kentin tarım ve sulama sistemlerinin tarihini göstermektedir. 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilen Hevsel Bahçeleri, Diyarbakır Surları ile birlikte uluslararası öneme sahip bir kültürel miras olarak tescillenmiştir.
Diyarbakır Surları
Kalkan balığı siluetini andıran Diyarbakır Surları, Çin Seddi'nden sonra dünyanın en uzun, en geniş ve en sağlam surlarından biri olarak kabul edilir. Surların yapımına başlandığı tarih kesin olarak bilinmemekle birlikte MÖ 3000-2500 yılları arasında Hurriler dönemine kadar uzandığı düşünülmektedir. Ancak, surlar günümüzdeki şeklini 349 yılında Roma İmparatoru II. Constantius zamanında almıştır.
Diyarbakır Surları, iç ve dış kale olmak üzere toplam 101 burçtan oluşmaktadır. Dağ Kapı Burcu, Selçuklu Burcu, Ulu Beden Burcu, Yedi Kardeş Burcu, Nur Burcu, Keçi Burcu, Leblebi Kıran Burcu ve Fındık Burcu, üzerindeki yazıtlar, kabartmalar ve mimari özellikleriyle dikkat çeken önemli burçlardır. Burçlar, plan formlarına göre dairesel, dörtgen ve çokgen olmak üzere üç tipe ayrılmaktadır. Surların çevre uzunluğu iç kale dahil yaklaşık 5800 metredir.
Diyarbakır surlarında ana kapılar, küçük kapılar ve sonradan açılanlar olmak üzere toplam 34 kapı bulunmaktadır. Dış surların 4 ana kapısı vardır: Dağ Kapı (kuzey), Urfa Kapı (batı), Mardin Kapı (güney) ve Yeni Kapı (doğu). İç kalede ise Saray Kapı ve Küpeli Kapısı sur içine, Oğrun Kapı ve Fetih Kapı sur dışına açılmaktadır. Daha sonraki yıllarda ulaşım ihtiyaçları için Tek Kapı ve Çift Kapı açılmıştır.

Diyarbakır Surları (Fotoğraf: Türkiye Kültür Portalı)
Hevsel Bahçeleri
Dicle Nehri kıyısında yer alan Hevsel Bahçeleri, binlerce yıldır tarımsal üretim yapılan, verimli topraklarıyla önemli bir ekosistem oluşturan bir bölgedir. Yaklaşık 700 hektarlık alanı kapsayan bu bölge, biyolojik çeşitliliği ve tarımsal mirasıyla UNESCO tarafından tescillenmiştir. Tarımın ve su kaynaklarının bölgedeki önemini vurgulayan Hevsel Bahçeleri, Diyarbakır için büyük bir kültürel ve ekonomik değere sahiptir.
Zerzevan Kalesi
Diyarbakır ile Mardin arasında yer alan Zerzevan Kalesi, Roma İmparatorluğu döneminde sınır garnizonu olarak kullanılan bir askeri yapıdır. Konumu itibariyle geniş bir alanı kontrol eden stratejik bir Roma sınır garnizonudur. Tarihi Asur Dönemi'ne kadar inen kale, Persler Dönemi'nde de kullanılmış, sonrasında ise Doğu Roma İmparatorluğu tarafından yerleşim alanı olarak kullanılmıştır.
Kale içinde Mithraeum (Mithras Tapınağı) bulunmakta olup, bu yapı Roma'nın doğu sınırındaki en son keşfedilen Mithras tapınağıdır. Zerzevan Kalesi, UNESCO Dünya Mirası geçici listesinde yer almaktadır.
Malabadi Köprüsü
Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde yer alan Malabadi Köprüsü, Orta Çağ'da inşa edilen en büyük kemer açıklığına sahip taş köprülerden biridir. 1147 yılında Artuklu hükümdarı Hüsamettin Timurtaş tarafından yaptırılmıştır. Yaklaşık 150 metre uzunluğa ve 38,6 metre kemer açıklığına sahiptir. Köprü, taş işçiliği ve mimari detaylarıyla dikkat çeker.
Camiler
Ulu Camii
Diyarbakır Ulu Camii, Anadolu’nun en eski camilerindendir. 639 yılında Hz. Ömer döneminde şehrin fethinden sonra Mar Toma Kilisesi’nin camiye çevrilmesiyle oluşturulmuştur. Şam Emeviye Camisi’nin mimarisinden esinlenilerek yapılan cami, İslam dünyasında beşinci Harem-i Şerif olarak kabul edilmektedir. Yapının çeşitli dönemlerde onarımlar gördüğü ve önemli İslam devletleri tarafından yenilendiği bilinmektedir. İç mekânı, taş işçiliği ve hat sanatının zarif örnekleriyle süslenmiş olup, caminin avlusunda yer alan tarihi güneş saati dikkat çekicidir. Avlusunda ayrıca Şafiiler bölümü, Hanefiler bölümü ve Mesudiye Medresesi gibi yapılar bulunmaktadır.
Diğer Camiler
- Hz. Süleyman Camii ve Sahabe Kabirleri: İç Kale’de yer alır ve 27 sahabenin türbesini içerir.
- Fatih Paşa Camii: Osmanlı döneminin Diyarbakır’daki ilk camisi olup, Kurşunlu Camii olarak da bilinir.
- Behram Paşa Camii: 16. yüzyıl Osmanlı mimarisinin önemli eserlerinden biridir.
- Ali Paşa Camii ve Külliyesi: Diyarbakır'ın büyük külliyelerinden biridir.
- Melik Ahmet Paşa Camii: Artuklular dönemine ait önemli bir eserdir.
- Parlı Safa Camii: Dört Ayaklı Minare ile ünlüdür.
- Nebi Camii: Hz. Muhammed’in isminden dolayı Nebi Camii olarak adlandırılmıştır.
- İskender Paşa Camii: Osmanlı Dönemi’ne ait önemli bir yapıdır.
- Silvan Ulu Camii: Anadolu’nun en eski camilerinden biridir.
- Hüsrev Paşa Camii: 16. yüzyılda inşa edilmiş Osmanlı eseri.

Behram paşa camisi (Fotoğraf: Diyarbakır İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)
Kiliseler
- Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi
- Saint George Kilisesi
- Surp Giragos Ermeni Kilisesi
- Ermeni Katolik Kilisesi
- Ermeni Protestan Kilisesi
- Mor Petyun Keldani Katolik Kilisesi
Türbeler ve Medreseler
- Eğil Peygamber Kabirleri: Eğil ilçesinde bulunan, 8 peygamberin kabrine ev sahipliği yapan kutsal bir alan. Asurlular döneminden kalma Eğil Kalesi ve mağaraları da barındırır.
- Makam (Zülkifl) Dağı: Ergani ilçesinde yer alan ve Hz. Zülkifl’in makamı olduğu düşünülen kutsal bir mekân. Osmanlı döneminden itibaren önemli bir ziyaret noktası olmuştur.
- Hz. Süleyman Camii ve Sahabe Kabirleri: Diyarbakır’ın fethinde şehit düşen 27 sahabenin türbesinin bulunduğu önemli bir ibadet alanı.

Süleyman Paşa Camii ve Sahabe Kabirlerinin Bulunduğu Alan (Fotoğraf: T.C. Diyarbakır Valiliği)
Konaklar/Köşkler
- Gazi Köşkü
- Erdebil Köşkü
- Cemil Paşa Konağı
- Cahit Sıtkı Tarancı Evi
- Güzelşeyh Kasrı
Doğal Mekanlar
- Dicle Nehri: Diyarbakır’ın yaşam kaynağı olan Dicle Nehri, tarihi boyunca bölgedeki tarımı ve ticareti desteklemiştir. Aynı zamanda önemli bir doğal güzellik alanıdır.
- Eğil Kanyonu: Doğal güzelliğiyle dikkat çeken Eğil Kanyonu, hem tarihi peygamber mezarları hem de eşsiz manzaralarıyla ziyaretçilerini kendine çekmektedir.
- Karacadağ: Eski bir volkanik dağ olan Karacadağ, hem doğal zenginliği hem de tarımsal üretimiyle bölge için önemli bir coğrafi unsur oluşturur
Diyarbakır’ın Yetiştirdiği Şair, Yazar ve Fikir Adamları
- Ahmet Arif
- Ali Emiri
- Cahit Sıtkı Tarancı
- Celâl Güzelses
- Esma Ocak
- Gazi Yaşargil
- Hattat Hamid Aytaç
- Sezai Karakoç
- Süleyman Nazif
- Ziya Gökalp
Konaklar/Köşkler
- Gazi Köşkü: Osmanlı döneminin izlerini taşıyan bu köşk, modern döneme ait eklemelerle birlikte tarihi bir mirası yaşatmaktadır.
- Erdebil Köşkü: Diyarbakır’ın eski yerleşim alanlarından biri olan Erdebil’de yer alan bu köşk, şehrin zengin kültürel geçmişine tanıklık eder.
- Cemil Paşa Konağı: Tarihi bir konak olup, Diyarbakır’daki Osmanlı dönemine ait en önemli yapılarından biridir.
- Cahit Sıtkı Tarancı Evi: Türk edebiyatının önemli isimlerinden Cahit Sıtkı Tarancı'nın doğup büyüdüğü ev, günümüzde müze olarak kullanılmaktadır ve şairin hayatına dair izler taşır.
- Güzelşeyh Kasrı: Diyarbakır'ın çevresindeki tarihi kasırlardan biri olup, Osmanlı dönemi mimarisini yansıtan yapılar arasında yer alır.
Köprüler
- Diyarbakır Malabadi Köprüsü: Orta Çağ'dan kalma bu köprü, özellikle mimari yapısı ve mühendislik harikası olarak dikkat çeker.
- On Gözlü Köprü (Dicle Köprüsü): Dicle Nehri üzerinde yer alan bu köprü, Diyarbakır’ın sembollerinden biri olup, tarih boyunca önemli ulaşım noktalarından olmuştur.
- Devegeçidi Köprüsü: Tarihi taş yapılarıyla ünlü olan bu köprü, şehrin farklı noktalarını birbirine bağlamaktadır.
- Haburman Köprüsü: Diyarbakır’ın tarihi köprülerinden biri olan Haburman Köprüsü, bölgenin eski ulaşım yollarının önemli parçalarından biridir.

Malabadi Köprüsü (Fotoğraf: Diyarbakır İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü )
Müzeler
- Silvan Atatürk Evi Müzesi: Mustafa Kemal Atatürk’ün Silvan’daki ziyaretine ait hatıraları ve dönemin izlerini taşıyan bir müzedir.
- Ahmed Arif Müze Ev: Diyarbakır’ın ünlü şairlerinden Ahmed Arif’in yaşamına dair eşyaların ve anıların sergilendiği bir müzedir.
- Ziya Gökalp Müzesi: Türk düşünce dünyasında önemli bir yer tutan Ziya Gökalp’in hayatına ve eserlerine adanmış bir müzedir.
- Diyarbakır Arkeoloji Müzesi: Diyarbakır ve çevresinin tarih öncesi dönemlerinden Osmanlı’ya kadar geniş bir yelpazede arkeolojik buluntulara ev sahipliği yapan önemli bir müzedir.
Mutfak
Diyarbakır mutfağı, zengin bir kültürel mirasa sahip olup, bölgenin kendine özgü tatlarıyla dikkat çeker. Diyarbakır’a özgü lezzetler arasında şunlar öne çıkar:
- Burma Kadayıf
- Ciğer Kebabı
- Kuru Dolma
- Kibe Mumbar
- Kabak Meftunesi
- Habenisk Çorbası
- Nardan Aşı
- Armut Tatlısı
- Ayva Dizmesi
- Ayvalı Kavurma
- Ayvalı Köfte
- İçli Köfte
- Diyarbakır Boğazkere Üzümü
- Diyarbakır Karpuzu
Bunun yanı sıra, Cimili Tatlısı, Kaburga Dolması, Kağırdaklı Ekmek, Kemikli Kebap, Kenger Meftunesi, Lepik Köftesi, Mastava Aşı, Patlıcan Meftunesi, Simindirik Çorbası, Tavuk Eşkenesi, Tirit Yemeği, Örgü Peyniri, Karacadağ Pirinci ve Çermik Biberi gibi diğer yöresel lezzetler de bölgede yaygın olarak tüketilmektedir.
Yerel Yönetim
Diyarbakır’da kamu yönetimi, valilik ve belediye olmak üzere iki temel yönetim birimi tarafından yürütülmektedir. Valilik, merkezi yönetimi temsil ederken, belediye yerel yönetim hizmetlerini yürütmektedir. Diyarbakır Valiliği, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren merkezi yönetim birimidir. Vali, Cumhurbaşkanı tarafından atanır ve ilin genel idaresinden sorumludur. 19 Eylül 2024 tarihinde yayımlanan Valiler Kararnamesi ile Hüseyin Aksoy, Diyarbakır Valisi olarak atanmıştır.
Diyarbakır Belediyesi, ilin yerel yönetim birimi olarak faaliyet göstermektedir. Belediye başkanı, belediye meclisi ve encümeni ile birlikte yerel hizmetlerin planlanması ve uygulanmasından sorumludur. Belediye başkanı, belediye meclis üyeleriyle birlikte seçimle belirlenir ve yerel halkın temsilcisi olarak görev yapar. 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde, Demokratik Emek Partisi (DEM) adayı Ayşe Serra Bucak Küçük, %64,09 oy oranı ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilmiştir. İlçelerde ise Bağlar, Sur, Kayapınar ve Yenişehir ilçelerinde DEM Partisi, Çermik ve Çınar ilçelerinde AK Parti, Eğil ilçesinde ise HÜDA PAR seçimleri kazanmıştır.


