Hadrianopolis Antik Kenti, Karabük ili Eskipazar ilçesinin 3 kilometre batısında, Viranşehir olarak adlandırılan mevkide yer almaktadır. Antik kent, Budaklar, Büyükyaylalar, Çaylı ve Beytarla köylerini kapsayan geniş bir alana yayılmıştır. Kentin kalıntıları özellikle Budaklar Köyü’ne bağlı Hacı Ahmetler Mahallesi çevresinde yoğunlaşmıştır. Roma Dönemi’nde "Hadrianopolis in Paphlagonia" olarak anılan bu yerleşim, Geç Hellenistik Dönem'de kurulmuş, Roma İmparatorluk ve Erken Bizans dönemlerinde önemli bir yerleşim merkezi olarak kullanılmıştır. Arkeolojik bulgular, kentin MÖ 1. yüzyılda kurulduğunu ve MS 8. yüzyıla kadar yerleşim gördüğünü göstermektedir.

Hadrianopolis Antik Kenti (TRT Haber)
Tarihî Süreç ve Yerleşim Aşamaları
Hadrianopolis’in Roma İmparatorluğu döneminde inşa edildiği, mimari kalıntılardan anlaşılmaktadır. Kent, özellikle Bizans döneminde yoğun yerleşim görmüş ve o döneme ait yapılar, günümüzde de kalıntı olarak mevcuttur. Hadrianopolis’teki yapı kalıntılarının büyük kısmı Erken Bizans Dönemi'ne tarihlenmektedir. Bu yapıların önemli bir kısmı kaçak kazılarla açığa çıkarılmış olsa da yürütülen bilimsel kazı çalışmalarıyla mimari dokunun sistemli biçimde belgelenmesi sürmektedir.

Hadrianopolis Antik Kenti (Kültür Portalı)
Mimari Yapılar ve Arkeolojik Bulgular
Antik kentte gerçekleştirilen arkeolojik araştırmalarda şimdiye kadar iki hamam, iki kilise, bir savunma yapısı, kaya mezarları, tiyatro, kemerli ve kubbeli bir yapı, anıtsal bir kültik niş, sur, villa ve çeşitli kült alanları tespit edilmiştir. Yapıların bir kısmı Roma, bir kısmı ise Bizans dönemine tarihlenmektedir. Erken Bizans dönemine ait üç kilise kalıntısı, kentin dinsel mimarisinin önemli örneklerini oluşturmaktadır. Bunlardan biri, Eskipazar’ın 2 kilometre batısında, kent çıkışına yakın bir bölgede yer almaktadır ve tabanı mozaiklerle süslenmiştir. Bu mozaikler üzerinde İncil’de adı geçen Phison, Geon, Euphrates (Fırat) ve Tigris (Dicle) nehirlerinin personifikasyonları yer almakta olup bu motifler Anadolu'da ender rastlanan kompozisyonlar arasındadır.
Mozaiklerde ayrıca çeşitli hayvan figürleri (at, geyik, fil, panter, grifon) ve bağ bozumu sahneleri görülmektedir. Bu nedenle kent, zaman zaman "Karadeniz’in Zeugması" olarak da adlandırılmıştır. Kilise içinde bulunan bir yazıtta, "Sadık saray muhafızı Himerios ile pek onurlu ve değerli Valentina'nın adağıdır" ifadesi geçmektedir. Bu yazıt ve diğer yapısal unsurlar, yapının 6. yüzyıla tarihlenmesini mümkün kılmaktadır. Ayrıca kilisenin atrium duvarında yer alan Yunanca yazıt ve girişteki mezar yazıtı, yapının dönemin dini ve sosyal yaşamı içindeki önemini ortaya koymaktadır.

Hayvan Figürünün Yer Aldığı Mozaik (Kültür Portalı)
Kazı ve Koruma Çalışmaları
Hadrianopolis’te arkeolojik kazılar 2003 yılından itibaren yürütülmektedir. Kazılarda mozaikli kiliselerin yanı sıra kare planlı bir yapı, savunma duvarları ve çok sayıda taşınabilir kültür varlığı açığa çıkarılmıştır. Kazılar sırasında bulunan taşınabilir nitelikteki eserler çevre illerdeki müzelere taşınmış, taşınamaz olanlar ise bulunduğu yerlerde korunmaktadır. Ören yerine dönüştürülmesi amacıyla Karabük Valiliği tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı'na başvurular yapılmıştır.
Yürütülen çalışmalar kapsamında ziyaretçi altyapısı geliştirilmiş, bazı yapılar geçici örtülerle korunmuş ve yeni ziyaret alanları oluşturulmuştur. Yaz aylarında aylık yaklaşık 10 bin ziyaretçinin Hadrianopolis’i gezdiği, bu sayının büyük ölçüde yerli turistlerden oluştuğu belirtilmektedir. Uzak Doğu ve Avrupa’dan gelen ziyaretçilerin yanı sıra öğrenci grupları da kenti sıkça ziyaret etmektedir.

Hadrianopolis Antik Kentinde Ortaya Çıkartılan Mozaikler (T.C. Karabük Valiliği)
Tarih Öncesi Dönem Bulguları
2020 yılında Güney Nekropol alanında yapılan kazılar sırasında ilk kez tarih öncesine tarihlenebilecek çanak çömlek parçalarına rastlanmıştır. El yapımı bu çanak çömlekler, yoğun perdahlı, koyu yüzlü ve farklı astarlara sahip olup, Erken ve Orta Kalkolitik Dönem ile Erken Tunç Çağı’na tarihlendirilmektedir. Kazılarda toplam 170’i aşkın çanak çömlek parçası belgelenmiştir. Bunların büyük çoğunluğu kaseler, çömlekler ve tabaklardan oluşmakta; siyah astarlı, kırmızı astarlı, black-topped gibi farklı tekniklerle üretilmiş örnekler içermektedir.
Bu buluntulara ek olarak kentteki bazı yapılarda dokuma üretiminde kullanıldığı anlaşılan ağırşaklara da rastlanmıştır. Taş malzemeden yapılmış bu ağırşakların bazıları kazıma bezemelidir ve Tunç Çağı'na tarihlendirilmektedir. Dokuma üretimiyle bağlantılı bu aletler, Batı Karadeniz bölgesinde Kalkolitik ve Tunç Çağı’nda tekstil üretimine dayalı bir ekonominin varlığına dair kanıtlar sunmaktadır.
Yazıboy Mağarası ve Çevresi
Hadrianopolis’e yakın bir konumda yer alan Yazıboy Mağarası, 2023 yılında keşfedilmiş ve burada da tarih öncesi döneme tarihlenen taş alet üretimi izlerine rastlanmıştır. Özellikle çakmaktaşı yonga artıkları, mağaranın erken dönemlerde kısa süreli avcı gruplar tarafından kullanılmış olabileceğine işaret etmektedir. Bu durum, bölgedeki tarih öncesi iskânın yalnızca açık alanlarla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda mağaraların da kullanıldığını göstermektedir. Yazıboy Mağarası'nın konumu, çevresindeki doğal kaynaklara ve hayvan sürülerinin geçiş yollarına yakınlığı bakımından bu görüşü desteklemektedir.
Hadrianopolis Antik Kenti, Batı Karadeniz Bölgesi’nin Geç Antik Çağ ve Bizans dönemi yerleşim modeli hakkında veriler sunmaktadır. Kentte ortaya çıkarılan mozaikler, dinsel mimari kalıntılar, tarih öncesine ait seramik ve dokuma buluntuları, bölgenin yalnızca Antik Çağ’da değil, tarih öncesinde de yerleşim gördüğünü kanıtlamaktadır. Güney Nekropol alanında bulunan tarih öncesi parçaların stratigrafik olarak belgelenmiş in situ örneklerle desteklenmesi, Hadrianopolis’in kültürel katmanlarını daha net biçimde ortaya koyabilecek potansiyele sahiptir.


