William Howard Taft, 15 Eylül 1857 tarihinde Cincinnati, Ohio’da doğmuştur. Babası Alphonso Taft, dönemin tanınmış hukukçularından biri olup, Başkan Ulysses S. Grant döneminde savaş bakanı ve adalet bakanı olarak görev yapmıştır. Aynı zamanda ABD'nin Avusturya-Macaristan ve Rusya nezdindeki diplomatik misyonlarında da bulunmuştur. Taft, çocukluğunda ailesinin yüksek beklentileriyle şekillenen bir ortamda büyümüştür. Yale Üniversitesi’nden 1878 yılında sınıf ikincisi olarak mezun olmuş, ardından Cincinnati Hukuk Fakültesi’nde hukuk eğitimi almıştır. 1880 yılında Ohio barosuna kabul edilerek hukuk kariyerine başlamıştır.
Taft, erken yaşta hukuki görevlerde bulunmuştur. 1881 yılında Hamilton County’de yardımcı savcı olarak göreve başlamış, 1887 yılında Cincinnati Üst Mahkemesi yargıcı olmuştur. 1890 yılında Başkan Benjamin Harrison tarafından Amerika Birleşik Devletleri'nin altıncı Solicitor General’i olarak atanmıştır. Bu görev sırasında yüksek yargı alanında kendisini göstermiştir. 1892 yılında Altıncı Daire Temyiz Mahkemesi yargıçlığına atanmış, aynı zamanda Cincinnati Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde profesörlük ve dekanlık görevlerini yürütmüştür. Taft, yargı alanındaki başarılarına rağmen eşi Helen "Nellie" Taft’ın siyasi hırsları doğrultusunda yönlendirilmiştir.
Yürütme Alanındaki Görevleri ve Başkanlığı (1900–1913)
1900 yılında Başkan William McKinley tarafından Filipinler Sivil Hükümet Komisyonu başkanlığına atanmış, sonrasında adanın Genel Valiliğine yükselmiştir. Filipinler’de anayasa benzeri bir yönetim yapısı inşa etmiş, eğitim, ulaşım ve kamu sağlığı alanlarında reformlar gerçekleştirmiştir. Katolik Kilisesi ile yapılan müzakereler sonucunda 390.000 dönüm kilise arazisinin satın alınarak Filipinli köylülere dağıtılması gibi politikalarla yerel halkın desteğini kazanmıştır. 1904 yılında Theodore Roosevelt tarafından Savaş Bakanı olarak atanmış, Roosevelt’in dış politika ve altyapı projelerinde baş danışmanı olarak görev almıştır. Panama Kanalı inşaatı, Küba'daki geçici yönetim ve Uzak Doğu ziyaretleri bu dönemdeki faaliyetleri arasındadır.
Roosevelt'in desteğiyle 1908 yılında Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı olmuş ve Demokrat aday William Jennings Bryan’ı yenerek başkanlık görevine başlamıştır. Taft başkanlığı süresince Roosevelt’in reform gündemini sürdürme taahhüdünde bulunmuş, ancak yönetim tarzı bakımından Roosevelt’ten farklı bir yaklaşım benimsemiştir. Yasaların uygulanmasına odaklanan bir idari anlayışı savunmuştur. Başkanlık döneminde 99 antitröst davası açılmış, bunlar arasında Standard Oil ve American Tobacco davaları öne çıkmıştır. 16. ve 17. Anayasa Değişiklikleri bu dönemde kongreden geçmiştir. Posta tasarruf sistemi kurulmuş ve Interstate Commerce Commission’a demiryolu tarifelerini belirleme yetkisi verilmiştir.
Ancak, Payne-Aldrich Tarifesi'nin onaylanması ve İçişleri Bakanı Richard Ballinger’in koruma politikalarını ihlal ettiği iddiaları nedeniyle çevreci Gifford Pinchot’nun görevden alınması, ilerici Cumhuriyetçilerin desteğini kaybetmesine yol açmıştır. Roosevelt ile arası açılmış, bu durum 1912 seçimlerinde Roosevelt’in Cumhuriyetçi Parti'den ayrılıp İlerici Parti’yi kurmasına neden olmuştur. Bu bölünme Demokrat aday Woodrow Wilson’un seçimi kazanmasını sağlamıştır.
Yüksek Mahkeme Başkanlığı ve Mirası
Başkanlıktan ayrıldıktan sonra Yale Üniversitesi'nde hukuk profesörlüğü yapmıştır. Taft’ın asli arzusu olan Yüksek Mahkeme üyeliği, 1921 yılında Başkan Warren G. Harding tarafından başyargıç olarak atanmasıyla gerçekleşmiştir. Bu görevle hem yürütme hem de yargı erklerinin zirvesinde bulunmuş tek Amerikalı olmuştur. Başyargıç olarak yargı reformları ile ilgilenmiş, 1925 Yargı Yasası'nın kabulü için lobi faaliyetlerinde bulunmuştur. Ayrıca, bugünkü Yüksek Mahkeme Binası’nın mimari planlamasında aktif rol oynamıştır.

ABD Yüksek Mahkeme Binası, Washington D.C. (Marc Thomas)
Yargı görevlerinde daha başarılı ve huzurlu bir dönem geçirmiştir. Ancak, çocukluğundan itibaren yaşadığı psikolojik baskılar ve özsaygı problemleri, kamu görevlerinde karar alma süreçlerinde belirgin bir tutukluğa yol açmıştır. Başkanlığı döneminde Roosevelt ile olan kopuş, muhafazakâr eğilimlere yönelmesi ve siyasi becerilerinin yetersizliği, dönemin ilerici hareketlerinden uzaklaşmasına neden olmuştur. Tarihsel değerlendirmelerde başkanlığı çoğunlukla Roosevelt ve Wilson arasında geçen geçiş dönemi olarak tanımlanmaktadır.
William Howard Taft, 8 Mart 1930 tarihinde Washington D.C.’de hayatını kaybetmiş, Arlington Ulusal Mezarlığı’na defnedilen ilk ABD başkanı olmuştur. Kendisinin cenaze töreni radyo üzerinden yayımlanan ilk başkan cenazesi olarak kayda geçmiştir. Ölümünden kısa süre önce görevinden sağlık nedenleriyle istifa etmiştir. Taft, ABD tarihinde hem başkanlık hem de başyargıçlık görevlerinde bulunan tek kişidir ve bu yönüyle anayasal tarihte özgün bir yer edinmiştir.



