Iğdır, Türkiye'nin doğu sınırında yer alan ve Ağrı Dağı'nın kuzeybatı eteklerinde, deniz seviyesinden 870 metre yükseklikte konumlanmış bir ildir. Coğrafi konumu itibarıyla Iğdır, Aras Nehri'nin geçtiği verimli Iğdır Ovası'nda bulunmaktadır. Bu stratejik konum, şehre tarih boyunca önemli bir ticaret ve ulaşım merkezi olma özelliği kazandırmıştır. Özellikle Erzurum'dan doğuya yönelen yolların Aras Vadisi'ni takip ederek Iğdır'a ulaşması, şehrin ulaşım açısından kritik bir noktada yer aldığını gösterir.

Ağrı Dağı (Özkan Aygün, pexels.com)
Etimoloji
Şehir, adını Oğuz Han'ın en küçük oğlu Deniz Han'ın en büyük oğlu olan ve "iyilik, yiğitlik, ululuk, büyüklük, bahadırlık" anlamına gelen Iğdır Bey'den almıştır. Iğdır ve kabilesi, tarihsel süreçte Azerbaycan ve Aras bölgelerine yerleşmişlerdir. 【1】 Karakoyunlu Devleti'nin de mensup olduğu bu boyun ilk lideri olan İğdir Bey'in adı, zamanla bölgeye verilmiştir. Anadolu ve Azerbaycan'da "Iğdır" şeklinde telaffuz edilen bu isim, aslında "İgdir" olarak söylenmektedir. Yöre halkı ise bu ismi "İydir" olarak telaffuz etmektedir.
Iğdır’ın Tarihi
Antik Çağ
Iğdır ve çevresi, Tarih Öncesi Çağlardan itibaren önemli bir yerleşim alanı olmuştur. Bölgede yapılan arkeolojik kazılar, burada M.Ö. 4000’lere kadar uzanan bir yerleşim tarihi olduğunu göstermektedir. Urartuların egemen olduğu dönemlerde bölge, tarım ve hayvancılık açısından gelişmiş, surlarla çevrili yerleşimler inşa edilmiştir. Urartular, bölgeyi sulama kanalları ve kalelerle güçlendirmiştir. Bu dönemde, Sürmeli (Surmari) Ovası ve Karakale Harabeleri önemli bir merkez konumunu gelmiştir. Ancak M.Ö. 6. yüzyılda Medler, Urartuları yıkarak bölgeyi ele geçirmiştir. Daha sonra Persler, Medler’in hâkimiyetine son vererek Iğdır ve çevresini Satraplık (Eyalet) sistemine dâhil etmiştir.
Roma, Bizans ve Sasani Dönemi
Perslerden sonra bölge Makedonyalı Büyük İskender’in seferleri sonucunda M.Ö. 4. yüzyılda Helenistik kültürle tanışmıştır. Ancak bu hâkimiyet uzun sürmemiş, İskender’in ölümünden sonra bölge, Partlar ve ardından Sasaniler tarafından ele geçirilmiştir.
Roma İmparatorluğu’nun doğuya yaptığı seferler sırasında, Roma ile Sasaniler arasında bölge sık sık el değiştirmiştir. 7. yüzyılda Bizanslılar ve Sasaniler arasındaki savaşlarda Iğdır önemli bir cephe hattı olmuştur ancak 7. yüzyılın ortalarında bölge Araplar tarafından fethedilmiş ve İslam hâkimiyetine girmiştir.
Selçuklular ve İlhanlı Dönemi
Malazgirt Zaferi’nden (1071) sonra, Selçuklular, Iğdır ve çevresine yerleşmeye başlamışlardır. Bu dönemde Iğdır, Selçuklu Devleti’ne bağlı Sürmeli (Surmari) Emirliği’nin bir parçası olmuştur. 12. yüzyılda İlhanlılar, bölgeyi ele geçirmiştir. İlhanlılar, Moğolların egemen olduğu bir dönem olup, bölgedeki kültürel yapıyı etkilemişlerdir.
İlhanlılar’ın yıkılmasından sonra Iğdır, Karakoyunlular ve Akkoyunlular gibi Türkmen beyliklerinin yönetimi altına girmiştir. Bu dönemde Türkmen aşiretleri bölgeye yerleşmiş ve bölgenin Türkleşmesi hızlanmıştır. Özellikle Karakoyunluların merkezi Erzurum ve Doğu Anadolu’nun kuzey kesimleri olduğu için Iğdır, bu dönemde önemli bir nokta hâline gelmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu ve Safeviler Dönemi
1514 yılında Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Savaşı’nı kazanmasıyla, Iğdır Osmanlı topraklarına katılmıştır. Ancak bu hâkimiyet Osmanlı ile Safeviler arasındaki savaşlar nedeniyle sık sık değişmiştir. Osmanlı döneminde Iğdır, Erzurum Eyaleti’ne bağlı bir sancak hâline getirilmiş ve Osmanlı idari sistemine entegre edilmiştir. 17. yüzyılda Osmanlı-Safevi mücadelesi devam etse de, 18. yüzyıldan itibaren Osmanlı hâkimiyeti kesinleşmiştir.
Cumhuriyet Dönemi
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra, Osmanlı İmparatorluğu’nun aldığı yenilgi sonucunda Iğdır ve çevresi 1878’de Ruslar tarafından işgal edilmiştir. Bu dönemde Ruslar, bölgedeki nüfus yapısını değiştirmeye çalışmış ve Ermenileri bölgeye yerleştirmiştir.
1917’de Rusya’da Bolşevik Devrimi gerçekleşince, Ruslar bölgeden çekilmiş, ancak yerlerine Ermeni çeteleri geçmiştir. 1918-1920 yılları arasında, Ermeni çetelerinin yaptığı saldırılar sonucunda, bölgede büyük bir insan kaybı yaşanmıştır. Bu olaylara Iğdır ve çevresindeki Türk halkı büyük bir direniş göstererek karşı koymuştur.
1920 yılında Kazım Karabekir komutasındaki Türk ordusu, Ermenileri bölgeden çıkartarak Iğdır’ı tekrar Türk topraklarına katmıştır. Iğdır, önce Kars’a bağlı bir ilçe olmuş, ardından 27 Mayıs 1992 tarihinde Türkiye’nin 76. ili hâline gelmiştir.
Coğrafya
Konum ve Sınırlar
Iğdır, Türkiye’nin en doğusunda yer alan ve üç ülkeye komşu olan stratejik bir ildir. Doğu Anadolu Bölgesi’nin Erzurum-Kars Bölümü içerisinde bulunan il, 39° 55’ - 40° 07’ kuzey enlemleri ile 43° 20’ - 44° 56’ doğu boylamları arasında konumlanmıştır. Coğrafi sınırları açısından doğusunda Azerbaycan ve Ermenistan, batısında Kars, güneyinde ise Ağrı ili yer almaktadır. Türkiye’nin Ermenistan ile 88 kilometrelik sınır hattına sahip tek ili olması, Iğdır’ı jeopolitik olarak önemli kılmaktadır. Ayrıca, Nahçıvan ile olan yaklaşık 11 kilometrelik sınır hattı, Türkiye’nin Azerbaycan ile kara bağlantısını sağlayan Dilucu Sınır Kapısı’nın burada bulunmasına olanak tanımaktadır.
Iğdır’ın doğu sınırını Aras Nehri oluşturur ve bu nehir, Türkiye ile Ermenistan arasındaki doğal sınırı belirler. Kuzeyde yer alan dağlık alanlar ile güneydeki ovalık yapı, ilin coğrafi çeşitliliğin gösterir. Ağrı Dağı’nın bir kısmı da Iğdır sınırları içinde yer almakta olup, ilin güney kesiminde yükselmektedir. Bu konumu sayesinde Iğdır, hem tarım ve hayvancılık açısından verimli topraklara sahiptir hem de Türkiye’nin doğu sınırlarında ticaret ve ulaşım açısından stratejik bir geçiş noktası niteliği taşımaktadır.
İklim ve Bitki Örtüsü
Iğdır, Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer almasına rağmen, sahip olduğu mikroklima özelliği sayesinde çevresindeki illerden farklı bir iklim yapısına sahiptir. Aras Nehri boyunca uzanan Iğdır Ovası, ilin iklimini ılımanlaştıran önemli bir faktördür. Bu nedenle, Iğdır'da kışlar daha ılıman, yazlar ise sıcak ve kurak geçmektedir. Yıllık ortalama sıcaklık 11-12°C civarındadır. Kış aylarında sıcaklık genellikle 0°C'nin altına düşse de, çevre illere kıyasla daha hafif geçer. Yaz aylarında ise sıcaklık 40°C'ye kadar çıkabilmektedir. Yıllık yağış miktarı ise yaklaşık 250-300 mm civarındadır, bu da bölgenin yarı kurak bir iklime sahip olduğunu gösterir.
Iğdır'ın bitki örtüsü, iklim ve toprak özelliklerine bağlı olarak çeşitlilik gösterir. Ovanın büyük bölümü tarım arazileri ve çayırlarla kaplıdır. Aras Nehri boyunca uzanan bölgelerde, özellikle sulak alanlarda söğüt, kavak ve ceviz ağaçları yaygındır. Ayrıca, mikroklima özelliği sayesinde Iğdır'da kayısı, şeftali, elma, armut, nar ve üzüm gibi meyveler de yetiştirilebilmektedir. Bu özellikleriyle Iğdır, Doğu Anadolu Bölgesi'nde tarımsal üretimin en elverişli olduğu illerden biri olarak öne çıkmaktadır.
Topografya
Dağlar
Iğdır, coğrafi yapısı gereği dağlık alanlara ve geniş düzlük ovalara sahip bir ildir. Güney ve kuzey kesimlerinde önemli dağ oluşumları bulunmaktadır. İl sınırları içindeki en dikkat çekici dağ, Ağrı Dağıdır. Bunun dışında Tuzluca Dağları ve Zor Dağı gibi önemli yükseltiler de yer almaktadır.
Ağrı Dağı
Iğdır’ın güneydoğusunda yer alan Ağrı Dağı (5.137 m), Türkiye’nin ve aynı zamanda Anadolu’nun en yüksek dağıdır. Büyük Ağrı ve Küçük Ağrı olmak üzere iki zirvesi bulunan bu volkanik dağ, Iğdır ve Ağrı illeri arasında yer almakta olup, Iğdır’ın güney sınırını oluşturmaktadır. Dağın kuzeydoğu etekleri Iğdır il sınırları içerisinde kalmaktadır. Iğdır Ovası’nın ılıman iklimi sayesinde, Ağrı Dağı’nın kuzey yamacı diğer bölgelere göre daha az karla kaplıdır.
Tuzluca Dağları
İlin batı ve kuzeybatı kesiminde yer alan Tuzluca Dağları, Tuzluca ilçesinin güneybatısında konumlanmıştır. Bu dağlar, Iğdır iline bağlı Tuzluca ilçesinin adını aldığı geniş tuz yatakları ile bilinir. Aynı zamanda, yer altı kaynakları açısından zengin olup, tuz madenciliği yapılan alanlardan biridir.
Zor Dağı
Iğdır’ın kuzeyinde, Ermenistan sınırına yakın bir bölgede bulunan Zor Dağı, ilin doğal sınırlarından biri olarak kabul edilir. Aras Vadisi'ne yakın konumda bulunan bu dağ, 3.196 metre yüksekliğe sahiptir ve bölgenin önemli yükseltilerinden biridir.
Ovalar
Iğdır, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer almasına rağmen sahip olduğu mikroklima özelliği ve geniş düzlük alanları ile çevresindeki illerden farklı bir coğrafi yapıya sahiptir. İl genelinde tarıma elverişli geniş ovalar bulunmakta olup, bu ovalar Aras Nehri’nin sağladığı verimli alüvyonlu topraklar sayesinde önemli bir tarımsal üretim alanı oluşturur.
Iğdır Ovası
Iğdır ilinin en önemli ve en büyük ovasıdır. Aras Nehri boyunca uzanan bu ova, ilin doğusundan batısına doğru geniş bir alanı kaplamaktadır. Yüksekliği yaklaşık 850-900 metre arasında değişen Iğdır Ovası, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki en düşük rakımlı ovalardan biridir. Bu düşük rakım ve mikroklima etkisi, Iğdır’ın çevre illere göre daha ılıman bir iklime sahip olmasını sağlar. Bu nedenle, kayısı, elma, armut, şeftali, nar ve üzüm gibi meyveler burada yetiştirilebilir. Tarımın en yoğun yapıldığı alanlardan biri olup, Iğdır’ın ekonomik yapısında büyük bir yer tutar.
Aralık Ovası
Aralık ilçesi sınırları içinde bulunan bu ova, Aras Nehri’nin doğusunda, Ermenistan sınırına yakın bir bölgede yer alır. Tarım ve hayvancılık için oldukça verimli olan Aralık Ovası, özellikle tahıl üretimi açısından önemlidir. Aynı zamanda, Nahçıvan’a açılan Dilucu Sınır Kapısı’na yakın bir konumda bulunması sebebiyle ticari anlamda da stratejik bir öneme sahiptir.
Melekli Ovası
Iğdır merkeze bağlı olan Melekli kasabası ve çevresinde yer alan bu ova, küçük çaplı bir düzlük alan olup özellikle sebze ve meyve üretimi için elverişlidir. Sulama olanaklarının gelişmesiyle birlikte seracılık faaliyetleri de bu ovada yaygınlaşmaktadır.
Tuzluca Ovası
İlin batısında yer alan Tuzluca ilçesinde bulunan ova, adını ilçeden almaktadır. Bu ova, Tuzluca ilçesinin geniş düzlüklerini kapsar ve hayvancılıkla uğraşan halk için otlak alanları sunar. Ayrıca, yer altı tuz yataklarının bulunması sebebiyle, tuz üretimi açısından da önemli bir bölgedir.
Iğdır’daki ovalar, özellikle tarımsal üretimin yoğun yapıldığı bölgeler olup, ilin ekonomik hayatında önemli bir yer tutar. Aras Nehri’nin sağladığı su kaynakları ve alüvyonlu topraklar, Iğdır Ovası’nı ve diğer düzlük alanları Doğu Anadolu Bölgesi’nin en verimli tarım alanlarından biri hâline getirmiştir.
Akarsular ve Göller
İlin en önemli akarsuyu, Aras Nehri'dir. Aras Nehri, Erzurum yakınlarından doğarak Iğdır'ın kuzeyinden geçer ve Türkiye-Ermenistan sınırını oluşturur. Tuzluca ilçesinde Arpaçay ile birleşen Aras Nehri, ilin tarımsal faaliyetleri için hayati öneme sahiptir.
Iğdır'da büyük doğal göller bulunmamakla birlikte, bazı küçük ölçekli göletler ve sulak alanlar mevcuttur. Örneğin, Üçkaya (Ekerek) Gölü ve Balık Gölü, ilin önemli sulak alanları arasında yer alır. Ayrıca, Karasu Deresi gibi akarsular da ilin su kaynakları arasında bulunmaktadır.
Demografik Yapı
Iğdır, 2023 yılı verilerine göre toplam 206.857 nüfusa sahip bir ildir. Nüfusun 107.490’ı erkek (%51,96) ve 99.367’si kadın (%48,04) olarak kaydedilmiştir. Son yıllarda il nüfusunda hafif bir azalma gözlemlenmekte olup, bir önceki yıla göre 2.881 kişilik bir düşüş yaşanmıştır. Iğdır’da nüfusun büyük bir kısmı il merkezinde yoğunlaşmıştır. Kırsal alanlarda daha düşük nüfus yoğunluğu görülmektedir.
İlçeler ve Nüfus Sayısı (2023)
Merkez: 152.454
Aralık: 19.485
Karakoyunlu: 12.736
Tuzluca: 22.182
Ekonomi
Tarım ve Hayvancılık
Iğdır, tarım ve hayvancılığa dayalı ekonomisiyle Doğu Anadolu Bölgesi’nde farklı bir konuma sahiptir. Verimli toprakları sayesinde özellikle meyvecilik ve tarım önemli bir geçim kaynağıdır. Aras Nehri'nin sağladığı sulama imkânları, bölgenin geniş tarım arazilerinde üretim yapılmasını kolaylaştırmaktadır.
İlde başlıca tahıl ürünleri olarak buğday, arpa ve mısır yetiştirilmektedir. Ayrıca, şeker pancarı ve pamuk gibi sanayi bitkileri de ekilmektedir. Mikroklima özelliği nedeniyle Iğdır’da meyve yetiştiriciliği oldukça gelişmiştir. Özellikle Iğdır kayısısı, Türkiye’nin en erken hasat edilen kayısı türlerinden biri olup, yurt içinde ve yurt dışında büyük talep görmektedir. Bunun yanında elma, armut, şeftali, nar ve üzüm gibi meyveler de ilin önemli tarım ürünleri arasında yer almaktadır.

Iğdır kayısısı (Fotoğraf: Hüseyin Yıldız, Anadolu Ajansı)
Iğdır’da büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, kırsal kesimlerde yaygın olarak yapılmaktadır. Süt üretimi ve mandıracılık, ilin hayvancılığa dayalı ekonomik faaliyetleri arasında önemli bir paya sahiptir. Arıcılık, özellikle yaylalarda gelişmiş olup, Iğdır balı kendine özgü aroması ile tanınmaktadır.
Ticaret ve Sanayi
Azerbaycan ve İran ile yapılan ticaret, bölge halkına ekonomik kazanç sağlamaktadır. Özellikle tarım ürünleri, hayvansal gıdalar, inşaat malzemeleri ve tekstil ürünleri, sınır ticaretinde öne çıkan sektörler arasındadır. Ermenistan sınırı kapalı olduğundan bu ülke ile herhangi bir ticari faaliyet yürütülmemektedir.
Sanayi sektörü henüz gelişme aşamasındadır. Tarıma dayalı sanayi tesisleri ve küçük ölçekli işletmeler ilin sanayi faaliyetlerini oluşturmaktadır. Un, yem, süt ve süt ürünleri işleme tesisleri, meyve suyu üretimi ve tuğla fabrikaları, ilin sanayi üretiminde öne çıkan sektörlerdir. Tuzluca ilçesinde yer alan zengin tuz yatakları, tuz madenciliğinin gelişmesini sağlamış ve ilin ekonomisine katkı sunmuştur.
Kültür ve Turizm
Geleneksel El Sanatları
Iğdır, zengin kültürel mirasıyla geleneksel el sanatları alanında önemli bir yere sahiptir. Bölgenin coğrafi konumu ve tarihî geçmişi, farklı kültürlerin etkisiyle şekillenen çeşitli el sanatlarının gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Dokumacılık
Iğdır'da dokumacılık, özellikle halı ve kilim üretimiyle öne çıkar. Yörede üretilen halılar, "Gördes Düğümü" tekniğiyle dokunmakta olup, motif ve renk zenginliğiyle dikkat çeker. Bu halılar, Kafkas ve Batı İran bölgelerinin etkilerini taşımakla birlikte, zamanla yöreye özgü motiflerle karakteristik bir kimlik kazanmıştır. Dokumalarda genellikle yün malzeme kullanılmakta ve doğal boyalar tercih edilmektedir.

Karabağ Kilimi (Fotoğraf: SERKA Kalkınma Ajansı)
Iğdır Bebekleri
Iğdır bebekleri, Kafkas kültürüne özgü kıyafetler ile yerel motifleri bir araya getiren geleneksel bir el sanatı ürünüdür. Genellikle milli ve özel günlerde giyilen geleneksel kıyafetlerin minyatür yansımalarıyla tasarlanan bu bebekler, bölgenin kültürel kimliğini yansıtmaktadır. Bu el yapımı bebekler, Iğdır İl Halk Eğitim Merkezi’nde verilen kurslarla üretilmekte olup, yerel kadınların el işçiliğiyle hazırlanmaktadır. Tamamen el emeğine dayalı olan bu ürünler, Iğdır ve çevresine özgü geleneksel kıyafetlerin detaylarını taşımakta, bölgenin kültürel mirasının gelecek nesillere aktarılmasına katkıda bulunmaktadır.

Iğdır bebekleri (Fotoğraf: SERKA Kalkınma Ajansı)
Turistik Mekanlar
Tuzluca Mağaraları
Tuzluca ilçesinde bulunan bu mağaralar, Hititler döneminden beri tuz madenciliği için kullanılmaktadır. Mağaraların içindeki tuz odaları ve galeriler, astım ve bronşit gibi solunum yolu rahatsızlıklarına iyi geldiği düşünülen doğal bir ortam sunmaktadır. Ayrıca, mağaraların turizme kazandırılması için çeşitli projeler yürütülmektedir.

Tuzluca Tuz Mağarası (Fotoğraf: SERKA Kalkınma Ajansı)
Iğdır Kervansarayı
Iğdır'ın Harmandöven köyünde bulunan bu kervansaray, 12. yüzyılda Selçuklu döneminde inşa edilmiştir. Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan kervansaray, dönemin mimari özelliklerini yansıtan önemli bir yapıdır. Günümüzde restorasyon çalışmalarıyla turizme kazandırılmaya çalışılmaktadır.
Tarihi Kümbetler
Iğdır'da, özellikle Karakoyunlu ilçesinde yoğunlaşan tarihi kümbetler, 14. ve 15. yüzyıllarda inşa edilmiştir. Bu yapılar, dönemin önemli şahsiyetleri için mezar anıtı olarak yapılmış olup, taş işçiliği ve mimari özellikleriyle dikkat çekmektedir. En bilinenleri arasında Karakale Kümbeti ve Koçbaşı Mezar Taşları bulunmaktadır.
Anıt Müze
Iğdır şehir merkezinde yer alan Anıt Müze, 1915-1920 yılları arasında Ermeni çeteleri tarafından katledilen Türkler anısına inşa edilmiştir. Müze, hem anıt hem de müze işlevi görmekte olup, ziyaretçilere o döneme ait belgeler, fotoğraflar ve çeşitli eserler sunmaktadır. Anıtın yüksekliği 43,5 metredir ve Türkiye'nin en yüksek anıtları arasında yer almaktadır.

Anıt Müze (Fotoğraf: SERKA Kalkınma Ajansı)
Küllütepe Höyüğü
Iğdır'ın Melekli beldesinde yer alan Küllütepe Höyüğü, bölgenin en eski yerleşim alanlarından biridir. Yapılan arkeolojik kazılarda, höyüğün M.Ö. 4000'lere kadar uzanan bir tarihe sahip olduğu tespit edilmiştir. Çeşitli seramikler, taş aletler ve diğer buluntular, höyüğün Neolitik dönemden itibaren iskan edildiğini göstermektedir.
Iğdır Kalesi
Iğdır Kalesi, şehir merkezine yakın bir konumda bulunan tarihi bir yapıdır. Urartu dönemine kadar uzanan bir geçmişe sahip olan kale, stratejik konumu nedeniyle tarih boyunca çeşitli medeniyetler tarafından kullanılmıştır. Günümüzde kalenin bazı bölümleri ayakta kalmış olup, ziyaretçilere şehrin tarihine dair önemli ipuçları sunmaktadır.
Yemekler
Iğdır, zengin mutfak kültürüyle dikkat çeken bir ildir. Bölgenin coğrafi ve kültürel çeşitliliği, yemeklerine de yansımış olup, et yemeklerinden tatlılara kadar geniş bir yelpazede lezzetler sunmaktadır.
Bozbaş
Iğdır mutfağının önemli yemeklerinden biri olan Bozbaş, koyun incik eti ve nohutla hazırlanan bir et yemeğidir. Yemeğin karakteristik sarı rengini, kullanılan sarıkök (zerdeçal) baharatı verir. Özellikle taş fırında uzun süre pişirilerek lezzetinin artırıldığı bilinmektedir.

Bozbaş yemeği (Fotoğraf: SERKA Kalkınma Ajansı)
Taş Köfte
Adını, etin taş üzerinde dövülerek hazırlanmasından alan Taş Köfte, Iğdır'a özgü bir lezzettir. Koyun veya kuzu etinin dövülmesiyle elde edilen kıyma, çeşitli baharatlarla yoğrularak köfte haline getirilir ve pişirilir.
Omaç Aşı
Yaklaşık iki asırdır Iğdır yöresinde bilinen Omaç Aşı, özellikle kış aylarında tüketilen zengin içerikli bir yemektir. Maş fasulyesi, evelik otu, bulgur, pirinç, erişte ve alça (yeşil erik) gibi malzemelerle hazırlanan bu yemek, et suyu ile pişirilerek lezzetlendirilir. 2021 yılında coğrafi işaret alarak tescillenmiştir.
Patlıcan Reçeli
"Kara badımcan" olarak bilinen küçük patlıcan çeşidiyle yapılan bu reçel, Iğdır'a özgü tatlılardan biridir. Patlıcanların özel işlemlerden geçirilerek şekerle kaynatılmasıyla elde edilen bu reçel, 2021 yılından bu yana coğrafi işaretli bir üründür.

Patlıcan Reçeli (Fotoğraf: SERKA Kalkınma Ajansı)
Kızıl Gül Reçeli
Mayıs ayında toplanan kızıl güllerin yapraklarıyla hazırlanan bu reçel, hem lezzeti hem de kendine has pembemsi rengiyle dikkat çeker. Gül yapraklarının haşlanıp şekerle kaynatılmasıyla elde edilen bu reçel, Iğdır mutfağının özgün tatlıları arasında yer alır.
Iğdır'ın bu zengin mutfak kültürü, bölgenin tarihî ve kültürel birikimini yansıtan lezzetlerle doludur. Her bir yemek, kendine özgü malzemeleri ve pişirme teknikleriyle, Iğdır'ın gastronomi dünyasında önemli bir yere sahiptir.
Ulaşım
Karayolu Ulaşımı
Iğdır, karayolu ağıyla çevresindeki illere ve komşu ülkelere bağlanmaktadır. Şehir, 18. Karayolları Bölge Müdürlüğü'ne bağlıdır ve bu kapsamda karayolu altyapısının bakım ve geliştirilmesi çalışmaları yürütülmektedir. Iğdır Şubesi, şehir merkezinde yer almakta ve bölgedeki yol ağının yönetiminden sorumludur.
Havayolu Ulaşımı
Iğdır Şehit Bülent Aydın Havalimanı, ilin hava ulaşımını sağlayan ana merkezdir. 2012 yılında hizmete açılan havalimanı, şehir merkezine yaklaşık 16 km mesafededir. Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlere düzenli uçuşlar gerçekleştirilmekte olup, 2024 yılında toplam 383.239 yolcuya hizmet verilmiştir.
Demiryolu Ulaşımı
Iğdır'ın demiryolu ağına entegrasyonu amacıyla Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu Projesi hayata geçirilmiştir. 2022 yılında fizibilite çalışmaları tamamlanan projenin, 2027 yılında hizmete girmesi planlanmaktadır. Bu hat, Iğdır'ı Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu üzerinden İran ve Nahçıvan'a bağlayarak, ilin uluslararası ticaret potansiyelini artırmayı hedeflemektedir.
Yerel Yönetim
Vali
Iğdır’da aktif olarak Valilik görevini Ercan Turan yönetmektedir. 9 Ağustos 2023 tarih ve 2023/376 sayılı Cumhurbaşkanlığı Atama Kararı ile Iğdır Valisi olarak atanmıştır.


