Zonguldak, Türkiye’nin Karadeniz Bölgesi’nde yer alan ve kömür madenciliği ile özdeşleşmiş bir ildir. Batısında Düzce ve Bolu, güneyinde Karabük, doğusunda Bartın ile çevrili olan Zonguldak, kuzeyde Karadeniz kıyısında yer alır. Şehir, Türkiye’nin en önemli taş kömürü rezervlerine sahip olup, sanayi ve madencilik faaliyetleri ile ekonomik olarak şekillenmiştir. Aynı zamanda kıyı şeridi boyunca doğal güzellikleri, mağaraları ve ormanlık alanları ile turistik potansiyeli de barındırmaktadır. Zonguldak, yoğun olarak madenciliğe dayalı bir ekonomik yapıya sahip olmasının yanı sıra, limanları ve sanayi kuruluşlarıyla da bölgenin önemli ticaret merkezlerinden biri konumundadır.

Zonguldak (Fotoğraf: Zonguldak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)
Etimoloji
Zonguldak isminin etimolojisi konusunda kesin bir görüş birliği bulunmamaktadır. Osmanlı döneminde bölgeye Songuldayık/ Soğuldayık ya da Zonğuldak【1】 gibi isimler verildiği öne sürülmüştür.
Tarih
Zonguldak’ın tarihî gelişimi, bölgenin coğrafi yapısı ve yer altı kaynaklarıyla doğrudan ilişkilidir. Karadeniz kıyısında yer alan bu şehir, özellikle taşkömürü rezervleri sayesinde tarih boyunca stratejik bir konuma sahip olmuştur.
Antik Dönem
Zonguldak ve çevresi, antik dönemlerden itibaren çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Bölgede ilk yerleşimlerin MÖ 2000’lere kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Homeros’un Odysseia destanında da bahsedilen Paphlagonia bölgesinin bir parçası olan Zonguldak, Hititler ve Frigler döneminde önemli bir yerleşim merkezi olmuştur. Daha sonraki süreçte Lidyalılar ve Persler bölgeyi kontrol altına almış, ardından MÖ 4. yüzyılda Büyük İskender’in seferleriyle Makedonya İmparatorluğu topraklarına katılmıştır.
Roma ve Bizans dönemlerinde ise Zonguldak ve çevresi kıyı ticaretinde önemli bir konumda bulunmuş, özellikle Ereğli (Herakleia Pontika) antik kenti bu dönemde büyük bir gelişim göstermiştir. Bizans İmparatorluğu döneminde bölge, doğudan gelen akınlara karşı bir sınır noktası olarak kullanılmıştır. 13. yüzyılın sonlarında Cenevizliler, Herakleia ve Amastris’e (Amasra) yerleşerek burada ticaret merkezleri kurmuş, zamanla bu bölgelerin yönetimini de ele geçirmişlerdir.
İspanyol elçisi Clavija, Timur’a giderken Amastris’e uğradığında, kale dışındaki esas yerleşim alanının büyük ölçüde harabe halinde olduğunu aktarmaktadır. Bu durum, Cenevizlilerin ağırlıklı olarak limanı kullandıklarını ve buradaki yerleşime fazla önem vermediklerini göstermektedir. Ayrıca, bölgede bulunan kalelerde, Cenevizlilerin gerçekleştirdiği onarımları belgeleyen ve Ceneviz devletine ya da dönemin önemli ailelerine ait olduğu düşünülen armalar ve taş işlemeler mevcuttur.
Anadolu Selçuklu Dönemi
Anadolu’da Türk hakimiyeti güçlenmeye başlarken, Zonguldak ve çevresindeki eski şehirler küçük birer kale-kasaba niteliğindeydi. Bu dönemde Bizans yönetiminin zayıflaması, bölgede güvenlik sorunlarının artmasına yol açmıştı. Bizans’ın resmi görevlileri olan Dukkas’lar, halka ağır vergiler yüklerken, limanlara yanaşan gemileri yağmalıyorlardı. Bu durum, kıyıdaki iskelelerin ticari önemini kaybetmesine sebep olmuştu. Ayrıca, kıyı ticaretini denetlemekle görevli kale ve şatolar, kontrolsüz çetelerin eline geçmişti.
Bu kargaşa ortamında Zonguldak havalisine gelen ilk Türk komutan Emir Karatekin oldu. 1084 yılında Ulus, Bartın ve Devrek topraklarını ele geçiren Emir Karatekin, ardından kıyıya yönelerek Zonguldak’ı bütünüyle fethetti. 1085’te Sinop’u da alarak bölgedeki Türk hakimiyetini güçlendirdi. Ancak, Büyük Selçuklular ile Anadolu Selçukluları arasındaki iç çekişmeler nedeniyle bölge uzun süre Türklerin elinde kalamadı. 1086’da Zonguldak ve çevresi yeniden Bizans’ın kontrolüne geçti.
1204’te gerçekleşen IV. Haçlı Seferi sırasında Latinler, İstanbul’u ele geçirerek bir Latin İmparatorluğu kurdu. Bu durum, Bizanslıların Trabzon Rum ve İznik Bizans İmparatorluklarını oluşturmasına yol açtı. İznik Bizanslıları, sınırlarını genişleterek Zonguldak yöresini kendi topraklarına kattı. 1261 yılında Latinlerin Avrupa içlerine çekilmesiyle Bizans yeniden İstanbul’a döndü ve siyasi birliğini sağladı. Bu dönemde Bizanslılar, iyi ilişkiler içinde oldukları Cenevizlilere, Zonguldak kıyısındaki iskeleleri ticari faaliyetler için kullanma hakkı verdi.
Osmanlı Dönemi
Osmanlı İmparatorluğu, 14. yüzyılın sonlarında Zonguldak’ı fethederek bölgeyi kendi topraklarına katmıştır. İlk dönemlerde tarım ve hayvancılığa dayalı bir ekonomik yapıya sahip olan şehir, 19. yüzyılda kömür yataklarının keşfiyle büyük bir dönüşüm yaşamıştır. Zonguldak’ta taşkömürünün varlığı ilk olarak 1829 yılında Osmanlı ordusunda görev yapan Uzun Mehmet tarafından keşfedilmiştir. Bu keşif, Osmanlı Devleti’nin sanayileşme çabaları açısından büyük bir önem taşımış ve 1848’den itibaren bölgede kömür madenciliği faaliyetleri başlamıştır.
Sultan Abdülmecid döneminde kömür madenciliğinin resmî bir sektör haline gelmesiyle birlikte Zonguldak hızla gelişmiş, bölgeye iş gücü çekmek amacıyla farklı illerden göçler yaşanmıştır. 1867’de çıkarılan Maadin Nizamnamesi ile kömür üretimi devlet kontrolüne alınmış, 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde ise Zonguldak, Osmanlı’nın en önemli sanayi bölgelerinden biri haline gelmiştir.

Zonguldak, 1900 (Fotoğraf: Zonguldak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)
Cumhuriyet Dönemi
Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte Zonguldak ve çevresindeki kömür havzası stratejik önem kazanmaya devam etmiştir. Bu süreçte, 1 Nisan 1924 tarihinde Zonguldak, Cumhuriyet döneminde kurulan ilk il olma unvanını kazanmıştır. Kömür üretimi sayesinde ülkenin enerji ihtiyacını karşılamada stratejik bir konuma ulaşmıştır. 1930’lu yıllarda devlet tarafından kurulan Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK), bölgedeki madencilik faaliyetlerini daha sistemli hale getirmiştir.
Coğrafya
Konum ve sınırlar
Coğrafi olarak 41° 27' - 41° 50' kuzey enlemleri ile 31° 33' - 32° 30' doğu boylamları arasında yer alır. Kuzeyinde Karadeniz ile çevrili olan Zonguldak’ın, doğusunda Bartın, güneydoğusunda Karabük, güneyinde Bolu ve batısında Düzce illeri bulunmaktadır. Yüzölçümü 3.481 km² olan il, kıyı şeridi boyunca uzanan yüksek tepeler, vadiler ve akarsular ile şekillenmiş bir arazi yapısına sahiptir.
Zonguldak’ın coğrafi konumu, tarih boyunca hem deniz ticareti hem de madencilik açısından stratejik bir önem taşımıştır. Karadeniz’e kıyısı olması sayesinde liman ticareti gelişmiş, aynı zamanda yer altı kaynaklarının taşınması açısından da avantaj sağlamıştır. Özellikle Ereğli ve Kozlu ilçeleri, kömür madenciliği ile ön plana çıkarken, Filyos Limanı gibi projeler ilin ekonomik yapısında önemli bir yere sahiptir.

Filyos Limanı (Fotoğraf: Zonguldak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)
İklim ve Bitki Örtüsü
Zonguldak, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer almakta olup, ılıman Karadeniz ikliminin etkisi altındadır. Bu iklim tipi, yıl boyunca her mevsimin yağışlı ve ılık geçmesiyle karakterize edilir; bölgede belirgin bir kurak mevsim bulunmamaktadır. En fazla yağış sonbahar ve kış aylarında olur. Yıllık ortalama sıcaklık yaklaşık 13°C civarındadır. Yaz aylarında sıcaklıklar genellikle 20-25°C arasında seyrederken, kış aylarında 5-10°C arasında değişir. Kar yağışı nadir olmakla birlikte, gerçekleştiğinde genellikle kısa süreli ve hafif düzeydedir. Zonguldak'ın bol yağışlı iklimi, ilin zengin yerüstü su kaynaklarına sahip olmasına katkı sağlamaktadır. Bu durum, bölgenin bitki örtüsünün de gür ve çeşitli olmasına neden olmaktadır.
Zonguldak’ın yüzölçümünün yaklaşık %56’sı ormanlarla kaplıdır. İlde görülen başlıca ağaçlar arasında; Kayın, Meşe, Gürgen, Kızılağaç, Porsuk ve Çam türleri yer almaktadır. Bu ağaç türleri, ilin çeşitli rakım seviyelerine göre dağılım göstermektedir. Örneğin, kıyı kesimlerinde geniş yapraklı ağaçlar baskınken, yüksek rakımlarda iğne yapraklı türler daha fazla görülmektedir. Kıyı kesimlerinde ise nemli ormanların yanı sıra, yer yer maki bitki örtüsü de bulunmaktadır. Maki elemanları özellikle deniz kıyısına yakın, daha düşük rakımlarda yer alır. Bu alanlarda sıkla Defne, Kocayemiş, Kekik ve Adaçayı gibi aromatik bitkiler bulunmaktadır.
Yeryüzü Şekilleri
Zonguldak, Karadeniz Bölgesi’nin batı kesiminde yer alan, engebeli arazi yapısına sahip bir ildir. Topografyası dağlar, platolar, vadiler ve kıyı şeridindeki düzlüklerden oluşmaktadır.
Dağlar ve Yükseltiler
Zonguldak’ın yüzey şekilleri büyük oranda dağlık ve engebelidir. İl sınırları içinde, Batı Karadeniz Dağları'nın uzantıları yer alır. Bu dağlar kıyıya paralel uzanarak, Karadeniz’in iç kesimlere ulaşmasını zorlaştırır. Atyaylası Tepesi, Göldağı, Kantar Tepe, Orhan Tepe, Baba Dağı, Soğukoluk Tepesi, Kızıl Tepe ve Bacaklı Yayla【2】 ilin önemli yükseltileri arasındadır. İl genelinde ortalama yükselti 500-1500 metre arasında değişmektedir.
Vadiler ve Akarsular
Zonguldak’ın en önemli akarsuyu Filyos Çayıdır. Bu çay, Karabük ve Bolu sınırlarından doğarak il sınırlarına girer ve Karadeniz’e dökülür. Bunun dışında Alaplı Deresi, Gülüç Deresi, Üzülmez Deresi ve Çaycuma Çayı da ilin önemli akarsularıdır. Vadiler genellikle dar ve derin olup, akarsuların açtığı yataklarda şekillenmiştir.

Filyos çayı (Fotoğraf: Batı Karadeniz)
Kıyı Şeridi ve Kıyı Şekilleri
Zonguldak’ın Karadeniz kıyısı oldukça girintili ve çıkıntılıdır. Ereğli, Kozlu ve Zonguldak merkez kıyıları, doğal liman ve koylara sahiptir. Sahil şeridi boyunca yüksek falezler ve kayalık alanlar dikkat çeker. Bu yapı, kıyı turizminin gelişimini kısıtlamakla birlikte doğal liman oluşumlarına olanak tanımaktadır.
Zonguldak’ın yeryüzü şekilleri, ilin ekonomik faaliyetlerini de şekillendirmiştir. Dağlık ve engebeli yapı nedeniyle tarım alanları sınırlı kalmış, ancak madencilik ve ormancılık ön plana çıkmıştır. Ayrıca, akarsuların oluşturduğu vadiler ve kıyıdaki doğal limanlar, bölgenin ulaşım ve ticaret açısından stratejik bir konumda olmasını sağlamıştır.
Jeolojik Yapı ve Kömür Oluşumu
Zonguldak, jeolojik yapısı bakımından Türkiye’nin en önemli taşkömürü yataklarına ev sahipliği yapan bir bölgedir. İlin jeolojik geçmişi, özellikle Paleozoik ve Mezozoik dönemlere dayanmaktadır. Karbonifer döneminde (yaklaşık 300 milyon yıl önce) bu bölgede geniş bataklık alanlar bulunmaktaydı. Bataklıklarda biriken organik maddeler, milyonlarca yıl süren basınç ve sıcaklık etkisiyle taşkömürüne dönüşmüştür. Bu süreç, bölgedeki kömür rezervlerinin oluşumunu sağlamış ve Zonguldak’ı Türkiye’nin madencilik açısından en önemli merkezlerinden biri haline getirmiştir.
Zonguldak’ın jeolojik yapısını incelediğimizde, bölgedeki kayaçların büyük ölçüde tortul kökenli olduğu görülmektedir. Paleozoik döneme ait kumtaşı, kil taşı ve şeyl gibi kayaçlar bölgenin temelini oluştururken, Karbonifer döneminde meydana gelen tektonik hareketler sonucu kıvrımlı ve faylı bir yapı oluşmuştur. Zonguldak kömür havzasında kömür damarları, özellikle Alacaağzı ve Kozlu formasyonlarında yoğunlaşmıştır. Bu kömürler, yüksek karbon içeriği nedeniyle yüksek ısıl değere sahiptir ve sanayi açısından büyük bir öneme sahiptir.
İlde kömür oluşumu, bataklık alanlarda başlayan bir süreçtir. Karadeniz’e kıyısı olan bu bölgede, milyonlarca yıl önce yoğun bitki örtüsüyle kaplı bataklıklar bulunuyordu. Zamanla bu organik maddeler, çamur ve kum tabakaları altında sıkışarak oksijensiz bir ortamda çözülmeden kaldı. Jeolojik süreçlerin etkisiyle artan basınç ve sıcaklık, organik materyali turbaya, ardından linyite ve sonunda taşkömürüne dönüştürdü. Günümüzde Zonguldak’ta çıkarılan kömür, bitümlü kömür (siyah kömür) olup, hem enerji üretiminde hem de sanayi alanında kullanılmaktadır. Zonguldak’ın yer altı kaynakları sadece kömürle sınırlı kalmayıp, bazı bölgelerde kireçtaşı ve kil gibi endüstriyel hammaddeler de bulunmaktadır.

Bitümlü kömür (Fotoğraf: onzeCreativitijd, pixabay.com)
Yaban Hayatı
Zonguldak ili, Karadeniz Bölgesi'nin batısında yer alan zengin biyolojik çeşitliliğe sahip bir bölgedir. İlin ormanlık ve dağlık alanları, çeşitli yaban hayvanlarına ev sahipliği yapmaktadır. Bölgede ayı, kurt, yaban domuzu gibi büyük memelilerin yanı sıra çakal, Bayağı vaşak, sansar ve gelincik gibi yırtıcı türler de bulunmaktadır. Özellikle çakallar, köy yerleşimlerine yakın bölgelerde sıkça görülmekte ve zaman zaman insanlarla etkileşime girmektedir. Gelincikler ise tavuk çiftliklerine zarar verebilmektedir.
Zonguldak ili, Karadeniz Bölgesi'nde yer alması ve çeşitli habitatlara sahip olması nedeniyle zengin bir kuş çeşitliliğine ev sahipliği yapmaktadır. İlde bugüne kadar 300'ün üzerinde kuş türü kaydedilmiştir.
Zonguldak Limanı ve çevresi, özellikle deniz kuşları için önemli bir yaşam alanıdır. Burada Akdeniz martısı, karabatak ve çeşitli kum kuşları gibi türler gözlemlenmektedir. Kış aylarında, olumsuz hava koşullarında nadir kuş türleri de liman içerisine sığınarak kolayca gözlemlenebilir. İç kesimlerde ve ormanlık alanlarda ise serçe, saka, ispinoz gibi ötücü kuşlar yaygın olarak görülmektedir. Bunların yanı sıra, bölgede şahin ve atmaca gibi yırtıcı kuş türleri de yaşamaktadır.

Saka kuşu (Fotoğraf: pixabay.com)
Zonguldak’ta nadir görülen kuş türlerine de rastlanmaktadır. Örneğin, 2020 yılında Çaycuma ilçesinde Türkiye’de nadiren görülen Ak kaşlı kiraz kuşu gözlemlenmiş ve Zonguldak’ın 309. kuş türü olarak kayıtlara geçmiştir. Bu çeşitlilik, bölgenin kuş gözlemcileri ve doğa fotoğrafçıları için önemli bir destinasyon olmasını sağlamaktadır.
Yaban hayatının korunması ve sürdürülebilir avcılık faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla, Zonguldak'ın Devrek ilçesinde Yeşilöz Yaban Hayatı Geliştirme Sahası oluşturulmuştur. Yaklaşık 8.500 hektarlık bir alanı kapsayan bu saha, av turizmi ve doğa turizmi açısından önemli bir potansiyele sahiptir.
Demografik Yapı
Zonguldak ili, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer almakta olup, 2024 yılı itibarıyla toplam nüfusu 586.802 kişidir. Bu nüfusun 373.803'ü il ve ilçe merkezlerinde, 212.999'u ise belde ve köylerde yaşamaktadır. İlin yıllık nüfus artış hızı -8,0 olarak kaydedilmiştir. Geçmiş yıllara bakıldığında, Zonguldak'ın nüfusunda kademeli bir azalma gözlemlenmektedir. Örneğin, 2000 yılında il nüfusu 630.323 iken, 2024 yılına gelindiğinde bu sayı 586.802'ye düşmüştür. Bu azalma, ilin demografik dinamiklerindeki değişimi göstermektedir.
Doğurganlık hızı açısından değerlendirildiğinde, Zonguldak'ın toplam doğurganlık hızı 1,14 çocuk ile Türkiye ortalamasının altında olup, en düşük doğurganlık hızına sahip iller arasında yer almaktadır. Bu veriler, Zonguldak'ın demografik yapısında yaşanan değişimleri ve nüfus dinamiklerini ortaya koymaktadır. Nüfusun azalması ve düşük doğurganlık hızı, ilin gelecekteki demografik yapısı ve sosyo-ekonomik durumu üzerinde etkili olacaktır.
İlçeler ve Nüfus Sayısı (2024)
Alaplı: 86.336
Çaycuma: 90.423
Devrek: 57.328
Ereğli: 174.468
Gökçebey: 42.536
Kilimli: 33.000
Kozlu: 50.820
Ekonomi
Zonguldak'ın ekonomisi, büyük ölçüde taşkömürü madenciliğine dayanmaktadır. İl, Türkiye'nin taşkömürü üretiminde önemli bir yere sahiptir ve bu durum, sanayi ve enerji sektörlerine katkı sağlamaktadır. Bunun yanı sıra, küçük çaplı tarım, hayvancılık ve balıkçılık faaliyetleri de ekonomik yapının bir parçasını oluşturmaktadır.
Tarım ve Hayvancılık
Zonguldak'ta tarım faaliyetleri, coğrafi kısıtlamalar ve arazi yapısının parçalı olması nedeniyle sınırlı düzeydedir. İlin ana geçim kaynağı madencilik olmakla birlikte, küçük ölçekli tarım ve hayvancılık faaliyetleri de yürütülmektedir. Ayrıca, ilde Devrek Bastonu, Cevizli Kömeci, Beyaz Baklavası, Çaycuma Manda Yoğurdu ve Karadeniz Ereğli Osmanlı Çileği gibi coğrafi işaretli ürünler bulunmaktadır.

Karadeniz Ereğli Osmanlı Çileği (Fotoğraf: Kültür portalı)
Madencilik
Zonguldak, Türkiye'nin en önemli taşkömürü rezervlerine sahip illerinden biridir. İlde bulunan taşkömürü yatakları, sanayi ve enerji üretimi açısından stratejik bir öneme sahiptir. Havza genelindeki taşkömürü rezervi yaklaşık 1,5 milyar ton olarak tahmin edilmekte olup, bu rezervin %59'u Zonguldak ili sınırları içerisindedir. Özellikle Kozlu, Karadon ve Üzülmez bölgelerinde yüksek kaliteli taşkömürü yatakları bulunmaktadır.
Taşkömürü, Zonguldak'ın ekonomik ve sosyal yapısında belirleyici bir rol oynamıştır. Sanayileşme sürecinde, özellikle demir-çelik üretiminde ve enerji sektöründe temel bir hammadde olarak kullanılan taşkömürü, bölgenin kalkınmasına önemli katkılar sağlamıştır. Madencilik faaliyetleri, Zonguldak'ın demografik yapısını da etkilemiş, nüfus artışına ve kentsel gelişime zemin hazırlamıştır.
Günümüzde, taşkömürü madenciliği Zonguldak'ın ekonomisinde önemli bir yer tutmaya devam etmektedir. Ancak, rezervlerin sınırlı olması ve madencilik faaliyetlerinin çevresel etkileri, sürdürülebilirlik açısından dikkatli bir planlama ve yönetim gerektirmektedir. Bu bağlamda, modern madencilik tekniklerinin uygulanması ve alternatif enerji kaynaklarının değerlendirilmesi, bölgenin gelecekteki ekonomik ve çevresel dengesi için büyük önem taşımaktadır.
Ticaret ve Sanayi
Zonguldak'ın sanayi yapısı, tarihsel olarak taşkömürü madenciliği etrafında şekillenmiştir. İlde bulunan taşkömürü rezervleri, demir-çelik sanayisinin gelişmesine zemin hazırlamıştır. Bu bağlamda, Ereğli ilçesinde kurulan Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (ERDEMİR), Türkiye'nin en büyük entegre demir-çelik tesislerinden biri olarak faaliyet göstermektedir. Ayrıca, ilde farklı sektörlerde faaliyet gösteren organize sanayi bölgeleri bulunmaktadır. Örneğin, 1995 yılında kurulan Zonguldak Ereğli Organize Sanayi Bölgesi, bölgenin sanayi alanı ihtiyacını karşılamak amacıyla karma bir OSB olarak hizmet vermektedir. Bu bölgede metal işleme, makine imalatı ve orman ürünleri gibi çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren işletmeler yer almaktadır. Zonguldak, Karadeniz kıyısındaki stratejik konumu sayesinde deniz ticaretinde önemli bir role sahiptir. İlin limanı, Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerle yapılan ticarette aktif olarak kullanılmaktadır. Bu liman, özellikle kömür ihracatı ve ithalatında kritik bir noktadır.
İlde faaliyet gösteren ticaret ve sanayi odaları, bölgedeki ticari hayatın düzenlenmesi ve geliştirilmesinde önemli katkılar sağlamaktadır. 1919 yılında kurulan Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası, bölgedeki en eski ve köklü kurumlardan biridir.
Zonguldak, Bartın, Karabük (ZBK) Bölgesel Kalkınma Projesi Kapsamında Zonguldak
Zonguldak, Zonguldak-Bartın-Karabük (ZBK) Kalkınma Projesi kapsamında, Türkiye’nin Batı Karadeniz Bölgesi'nde ekonomik, sosyal ve çevresel kalkınmayı desteklemek amacıyla stratejik bir konumda yer almaktadır. Proje, 1997 yılında Devlet Planlama Teşkilatı tarafından başlatılan bölgesel kalkınma planlarının devamı niteliğinde olup, 2010 yılında Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) ile daha sistematik hale getirilmiştir. 2024-2028 TR81 Bölge Planı kapsamında, Zonguldak’ın sanayi, madencilik, lojistik ve turizm alanlarında geliştirilmesi hedeflenmektedir .
Zonguldak, tarih boyunca Türkiye’nin en önemli taşkömürü üretim merkezi olarak öne çıkmıştır. Ancak, zaman içinde kömür madenciliğinin sürdürülebilirliği azalmış ve bu sektörde çalışan iş gücü farklı istihdam alanlarına yönlendirilmek zorunda kalmıştır. Bu nedenle, ZBK Kalkınma Projesi kapsamında sanayi çeşitliliğinin artırılması, teknoloji odaklı yatırımların teşvik edilmesi ve sanayi dönüşüm sürecinin hızlandırılması gibi stratejiler belirlenmiştir. Özellikle Filyos Limanı Projesi, Zonguldak’ın uluslararası ticaret ve lojistik kapasitesini artırarak bölgenin sanayi gelişimine katkı sağlamaktadır. 25 milyon ton yük kapasitesi hedeflenen bu liman, ZBK bölgesinin dış ticarette daha rekabetçi hale gelmesini sağlayacaktır.
Sanayi dışında, Zonguldak’ın tarım ve turizm potansiyeli de proje kapsamında değerlendirilmektedir. Özellikle sürdürülebilir tarım tekniklerinin geliştirilmesi ve organize tarım bölgelerinin kurulması kırsal kalkınmayı desteklemektedir. Turizm açısından, Zonguldak’ın doğa turizmi, kıyı turizmi ve kültürel miras alanlarında gelişmesi amaçlanmaktadır. Batı Karadeniz'in en önemli ekoturizm alanlarından biri olan Küre Dağları Milli Parkı ve Filyos Kıyıları, bu kapsamda değerlendirilmektedir .
Kültür ve Turizm
Geleneksel El Sanatları
Zonguldak, tarih boyunca madencilik, dokumacılık ve ağaç işlemeciliği gibi yerel iş kollarıyla öne çıkmıştır. Bölgenin doğal kaynakları ve kültürel yapısı, el sanatlarının gelişmesine katkı sağlamış, özellikle geleneksel dokuma ve nakış teknikleri yöreye özgü karakteristik özellikler kazanmıştır.
Zonguldak ve çevresinde “elpek,” “pelemet” ve “çözme bez” olarak bilinen yerel dokuma türleri, bölgenin dokuma geleneğinin temelini oluşturmuştur. Karadeniz Ereğli’de "elpek", Çaycuma’da "pelemet" ve diğer ilçelerde "çözme bez" adıyla bilinen dokumalar, keten ve pamuk ipliği kullanılarak “düzen” adı verilen el tezgâhlarında üretilmiştir. Bu dokumalar, özellikle kız çeyizi, yağlık, kuşak ve peşkir gibi geleneksel tekstil ürünlerinde kullanılmıştır.

Elpek bezi (Fotoğraf: Kültür portalı)
Zonguldak yöresine özgü nakışlar, 18. ve 19. yüzyıldan itibaren gelişmiş ve nakış bezi olarak ham ipek ve keten kullanılmıştır. İşlenen nakış türleri arasında Türk işi, hesap işi gibi teknikler yer almakta olup, nakış yapımında kullanılan teknikler arasında muşabak, düz ve verev iğne, pesent, güzeme, kesme ajur ve tel kırma öne çıkmaktadır.
Devrek Bastonculuğu
Devrek bastonu, Zonguldak’ın Devrek ilçesinde üretilen, el işçiliğiyle şekillendirilen özel bir zanaat ürünüdür. Bölgenin tarihi ve kültürel dokusuyla özdeşleşmiş olan bu bastonlar, hem fonksiyonel bir kullanım aracı hem de estetik bir sanat eseri olarak değer görmektedir. Devrek bastonu hakkında en eski yazılı kayıt, 1892 tarihli Kastamonu Salnamesi'nde yer almaktadır. Bu belgede, Devrek ve çevresinde üretilen elişi sandıklar ve diğer ahşap ürünlerle birlikte baston yapımına da yer verilmiş, özellikle kızılcık ağacından yapılan bastonların kalitesi ve işçiliği övgüyle anlatılmıştır. Osmanlı döneminde marangozluk sanatında yetkinleşmiş Devrekli ustalar, sarayın marangozhanesinde de görev alarak bu sanatı geliştirmiştir.
Geleneksel Klasik Devrek Bastonu, tamamen el işçiliğiyle üretilen bir sanat eseridir. Bastonun gövdesi kızılcık ağacından, sap kısmı ise ceviz ağacından yapılmaktadır. Gövdede sıkça rastlanan motiflerden biri, başları sap kısmına doğru dolanan iki yılan figürüdür. Bunun yanı sıra, günümüzde baston yapımında boya, gümüş, sedef ve bakır işlemeli motifler gibi farklı süsleme teknikleri de kullanılmaktadır. Devrek bastonunu diğer bastonlardan ayıran en önemli özelliklerden biri, bastonun gövdesi ve sapının farklı malzemelerden yapılmasıdır. Ayrıca, bastonun ucuna dayanıklılığı artırmak amacıyla manda boynuzu eklenmektedir.

Devrek bastonu (Fotoğraf: Batı Karadeniz)
Çekmen Bezi Dokumacılığı
Alaplı ilçesinde, "Çekmen Bezi" olarak bilinen yöresel kumaş, kalın, ince ve ala bez türlerinden oluşmaktadır. Keten bitkisinin liflerinden elde edilen ipliklerle dokunan bu bezler, genellikle kadınlar tarafından üretilmektedir. Çekmen Bezi, göynek, şalvar gibi giyim eşyalarının yanı sıra peşkir ve diğer süs eşyalarının yapımında da kullanılmaktadır.
Tel Kırma İşlemeciliği
Zonguldak merkezinde ve çevresinde yaygın olan tel kırma, madensel tel ve yassı bir iğne kullanılarak yapılan bir işleme tekniğidir. Bu teknikle, başörtüsü ve kadın üst dış giyiminde süslemeler yapılmaktadır. Tel kırma, bölgenin karakteristik nakış tekniklerinden biri olup, günümüzde de uygulanmaya devam etmektedir.
Sepetçilik
Çaycuma ilçesi ve çevresinde, sepetçilik geleneksel el sanatları arasında önemli bir yer tutmaktadır. Köylerde halen devam eden bu zanaat, genellikle doğal malzemeler kullanılarak çeşitli boyut ve şekillerde sepetlerin üretilmesini kapsamaktadır. Bu el sanatları, Zonguldak'ın kültürel zenginliğini ve tarihî mirasını yansıtarak, bölgenin kimliğinin önemli bir parçasını oluşturmaktadır.

Sepetçilik (Fotoğraf: Zonguldak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)
Turistik Mekanlar
Zonguldak, doğal güzellikleri, tarihi yapıları ve kültürel mirasıyla Karadeniz Bölgesi’nin önemli turizm merkezlerinden biridir. İlde mağaralar, antik kentler, kaleler, kıyı alanları ve doğal parklar gibi çeşitli turistik destinasyonlar bulunmaktadır.
Mağaralar
Zonguldak, mağara turizmi açısından Türkiye’nin en önemli bölgelerinden biridir. İlde çok sayıda doğal ve turistik mağara yer almakta olup, bunlardan bazıları ziyaretçilere açıktır. Gökgöl Mağarası, Zonguldak-Ankara karayolu üzerinde yer almakta olup aydınlatılmış yürüyüş yolları ve jeolojik oluşumları ile dikkat çeker. Cehennemağzı Mağaraları, mitolojik ve tarihi önemi ile bilinir; Antik Yunan mitolojisinde Herkül’ün 12 görevinden birini yerine getirdiği yer olarak kabul edilir. Kızılelma Mağarası (6.630 m), Gökgöl Mağarası (3.350 m), Cumayanı Mağarası (1.100 m) ve Çayırköy Mağarası (1.150 m) gibi mağaralar da doğa severler ve macera arayan turistler için önemli destinasyonlardır.

Gökgöl Mağarası (Fotoğraf: Zonguldak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)
Filyos Tios Örenyeri
Günümüzde Zonguldak’ın Çaycuma ilçesi Filyos beldesinde yer alan Tios Örenyeri, tarih boyunca farklı isimlerle anılmış olup, Tieion, Tianon ve Tium adlarıyla da bilinmektedir. Bithynia ve Paphlagonia bölgeleri arasındaki ticaret ve ulaşım açısından stratejik bir konumda yer alan kent, M.Ö. 7. yüzyılda Miletoslu bir rahip olan Tios tarafından bir koloni olarak kurulduğu kabul edilmektedir. Bu yerleşim, kuruluşundan itibaren bölgedeki farklı krallıkların kontrolüne girmiş, Hellenistik dönemde Herakleia Tiranlığı, Bithynia ve Pontus Krallıkları’nın yönetiminde kalmıştır. M.Ö. 70 yılında Roma hâkimiyetine giren kent, Roma döneminde önemli bir ticaret merkezi olarak gelişmiş, Bizans döneminde ise dinî bir merkez haline gelmiştir.

Filyos Örenyeri (Fotoğraf: Turkish Museums)
2006 yılında başlatılan kazılar, Tios’un tarihî geçmişine dair önemli bilgiler ortaya koymuştur. İlk etapta Prof. Dr. Sümer Atasoy’un yönetiminde başlatılan çalışmalar, daha sonra Karabük Üniversitesi ve Kdz. Ereğli Müzesi iş birliğiyle devam ettirilmiştir. Arkeolojik kazılar sırasında, Hellenistik Döneme tarihlenen sur duvarları, Roma ve Bizans dönemlerine ait mimari yapılar, çeşitli seramik parçaları ve sikkeler gün yüzüne çıkarılmıştır. 2009 yılındaki kazılarda ise M.Ö. 6. yüzyıla ait siyah ve kırmızı figürlü çömlekler ile M.S. 13. yüzyıla tarihlenen sırlı seramik parçaları bulunmuştur.

Filyos Örenyeri (Fotoğraf: Turkish Museums)
Antik kent, Karadeniz kıyılarında bilimsel kazılarla ortaya çıkarılan ilk ve tek yerleşim olması sebebiyle büyük bir tarihî öneme sahiptir. Yüzey araştırmaları ve kazılar, şehrin yollarının, meydanlarının, hamamlarının, ibadethanelerinin, konutlarının ve ticaret merkezlerinin zamanla ortaya çıkacağını göstermektedir. Tios’un, Karadeniz kıyılarındaki antik deniz ticareti ve kent yaşamına dair önemli ipuçları sunduğu, yapılan çalışmalarla gün geçtikçe daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Kazılar ilerledikçe, bölgenin geçmişiyle ilgili daha fazla bilgi edinilmesi ve bu antik kentin turizme kazandırılması hedeflenmektedir.
Filyos Kalesi
Filyos Kalesi, Zonguldak ilinin Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesinde, denize hakim bir burun üzerinde konumlanmıştır. Kalenin, Romalılar tarafından inşa edildiği düşünülmektedir. Yapımında kullanılan iri taşlar, yapıya güçlü ve heybetli bir görünüm kazandırmıştır.
Uzun süre harabe halinde kalan kale, 2003 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilmiştir. İlk yerleşim yeri, kentin kuzeyindeki kale tepesi üzerindedir. Bugün burada Ortaçağ kalesine ait duvarlar ile Helenistik ve Roma dönemlerine tarihlenen kule kalıntıları bulunmaktadır. Kale tepesinin doğusunda ise mermer sütun ve kaidesi, mermer yazıtlı levha, taş lahitler ve tuğla mezarlar ortaya çıkarılmıştır.
Zonguldak Maden Müzesi
Zonguldak Maden Müzesi, Türkiye'nin ilk ve tek maden müzesi olarak 9 Aralık 2016 tarihinde ziyarete açılmıştır. Müze, Zonguldak'ın merkezinde, Çınartepe Mahallesi, Bülent Ecevit Caddesi üzerinde bulunmaktadır. Yaklaşık 7.000 metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen müze kompleksi, 1.000 metrekarelik kapalı sergi alanları, bahçe teşhir alanı ve 700 metre uzunluğundaki galeri ile Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) ait eğitim tesislerinden oluşmaktadır.

Zonguldak Maden Müzesi (Fotoğraf: Batı Karadeniz)
Müzenin giriş katında, madenciliğin tarihsel gelişimi ve Zonguldak kömür havzasının özellikleri hakkında bilgiler sunulmaktadır. Bu bölümde, 1983-1984 yıllarında "E.K.İ. İnsan Gücü Eğitim Şube Müdürlüğü" eğitimcileri ve 15. Dönem Çırak Kursu öğrencileri tarafından yapılan "Zonguldak Havzası" isimli maket sergilenmektedir. Birinci katta, Zonguldak yer altı madenlerinde kullanılan ölçüm cihazları, kişisel koruyucu ve kurtarma ekipmanları, tıbbi malzemeler ve sosyal yaşamda kullanılan çeşitli objeler sergilenmektedir. İkinci katta ise kömürün oluşumu, havza jeolojisi ve fosil bilimi konularında interaktif sunumlar ve dokunmatik ekranlar aracılığıyla bilgiler verilmektedir. Bu bölümde, karbonifer döneme ait fosiller ve kayaç yaşı belirleme yöntemleri de tanıtılmaktadır.

Zonguldak Maden Müzesi (Fotoğraf: Batı Karadeniz)
Müzenin bir parçası olan "Kömür Deneyim Ocağı", ziyaretçilere yer altı madencilik deneyimini yaşatmak amacıyla tasarlanmıştır. Burada, maden asansörü simülatörü ve madencilikte kullanılan araçlar ile üretim teknikleri gösterilmektedir. Zonguldak Maden Müzesi, taşkömürü madenciliğinin tarihini, kullanılan ekipmanları ve madencilerin sosyal yaşamını gözler önüne seren zengin koleksiyonuyla, ziyaretçilere kapsamlı bir deneyim sunmaktadır.
Karaelmas Maden Şehitleri Müzesi
Karaelmas Maden Şehitleri Müzesi, Zonguldak'ın Üzülmez Mahallesi'nde, 1946 yılında inşa edilen ve dönemin başmühendisi tarafından lojman olarak kullanılan bir binada hizmet vermektedir. Bu yapı, 30 Aralık 2020 tarihinde müze olarak ziyarete açılmıştır. Müze, Ereğli Kömür İşletmeleri'nin (EKİ) kuruluş süreci, kentteki kömür şirketlerinin devletleştirilmesi ve Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun (TTK) oluşumunu detaylı bir şekilde anlatmaktadır. Ayrıca, maden işçilerinin yaşam ve çalışma koşullarını yansıtan çeşitli materyaller, belge ve objeler sergilenmektedir. Ziyaretçiler, sanal gerçeklik teknolojisi sayesinde yer altı maden ocaklarını sanal olarak gezebilmekte ve maden işçilerinin çalışma ortamını deneyimleyebilmektedir.

Karaelmas Maden Şehitleri Müzesi (Fotoğraf: Zonguldak Kömür Jeoparkı)
Gazi Alemdar Gemi Müzesi
Gazi Alemdar Gemisi Müzesi, Zonguldak'ın Karadeniz Ereğli ilçesinde, Ereğli Limanı içinde yer almaktadır. Müze, Kurtuluş Savaşı sırasında önemli bir rol oynayan Alemdar Gemisi'nin bire bir replikasıdır. Alemdar Gemisi, işgal altındaki İstanbul'dan vatanseverler tarafından kaçırılarak Karadeniz Ereğli'ye getirilmiş ve burada Fransız güçlerinin ele geçirme girişimlerine karşı kahramanca savunulmuştur. Bu olay, Kurtuluş Savaşı'nın ilk ve tek deniz savaşı olarak tarihe geçmiştir. Müze, 8 Ağustos 2008 tarihinde ziyarete açılmıştır.

Gazi Alemdar Gemi Müzesi (Fotoğraf: T.C Karadeniz Ereğli Belediyesi)
Karadeniz Ereğli Müzesi
Karadeniz Ereğli Müzesi, Zonguldak'ın Karadeniz Ereğli ilçesinde, 19. yüzyılın sonlarında inşa edilen ve Halil Paşa Konağı olarak bilinen tarihi bir binada hizmet vermektedir. Bu üç katlı konak, eski bir kilisenin temeli üzerine, Sultan II. Abdülhamid döneminde sancak beyi olan Halil Paşa tarafından yaptırılmıştır. Restorasyon çalışmalarının ardından, 1998 yılında müze olarak ziyarete açılmıştır. Müzenin zemin katında, Ereğli ve çevresinden toplanan Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait mermer mezar leri, figürlü mermer sütun başlıkları, cam kaplar, takılar, çeşitli madeni eserler, kandiller ve figürler gibi arkeolojik eserler sergilenmektedir.

Karadeniz Ereğli Müzesi Halil Paşa konağı (Fotoğraf: T.C Karadeniz Ereğli Belediyesi)
Birinci katta, pişmiş toprak amforalar ile birlikte Lidya, Grek, Roma, Bizans, Abbasi, Emevi, Sasani, Artuklu, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait sikkeler teşhir edilmektedir. İkinci katta, çeşitli erkek ve kadın giysileri ile yöreye özgü bir dokuma olan "elpek" kumaşı ve ipliği, dokuma aletleri, mendil, bohça, örtü gibi dokuma türleri, silahlar, mühürler, tütünle ilgili eşyalar, tespih, saat, mutfak eşyaları, ölçü ve tartı aletleri ve yazma eserlerden oluşan yöresel etnografik eserler sergilenmektedir. Üçüncü kat ise, Osmanlı dönemine uygun döşenmiş bir müze-ev niteliğindedir. Bu katta sırasıyla oturma odası, misafir odası, günlük oda ve yatak odası bulunmaktadır.
Müzenin bahçesinde, Grek, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait sütun başlıkları, sütun gövde ve kaideleri, çeşitli mimari parçalar, lahitler ile pandomim sanatçısı Krispos’un anıt mezarı sergilenmektedir. Karadeniz Ereğli Müzesi, zengin koleksiyonları ve tarihi dokusuyla bölgenin kültürel mirasını yansıtan önemli bir merkezdir.

Karadeniz Ereğli Müzesi (Fotoğraf: Zonguldak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)
Orhangazi Cami
Orhangazi Cami, Zonguldak'ın Karadeniz Ereğli ilçesinde, Orhanlar Mahallesi'nde yer almaktadır. İlk olarak Bizans döneminde Hagia Sophia (Kutsal Akıl) Kilisesi olarak inşa edilen bu yapı, Osmanlı döneminde camiye dönüştürülmüş ve Orhangazi Camii adını almıştır. Üç nefli bazilika planına sahip olan kilise, camiye dönüştürülürken özgün mimarisinde bazı değişiklikler yapılmıştır. Özellikle, kilise döneminde narteks olarak kullanılan bölüm, camiye çevrildikten sonra son cemaat yeri olarak düzenlenmiştir. Yapının inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, bazı kaynaklar Roma İmparatoru II. Theodosius (M.S. 408-450) dönemine tarihlendirmektedir. Bu da yapının yaklaşık 1600 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir. Orhan Gazi'nin Ereğli'yi fethetmesinin ardından, 1300'lü yıllarda kilise, camiye dönüştürülmüştür.
Yeni Cami
Yeni Cami, Zonguldak şehir merkezinde, Mithatpaşa Mahallesi İsmet Paşa Sokak'ta bulunmaktadır. 20. yüzyılın başlarında inşa edilen bu iki katlı yapı, taş ve tuğla kullanılarak yapılmış olup, dış yüzeyi sıva ile kaplanmıştır. Caminin üç girişi vardır; ana girişin hemen altında üzeri açık bir şadırvan bulunmaktadır. Girişin tam karşısında mihrap, solunda ise minber yer almaktadır. Mihrap ve minber ile alt kattaki duvarların bir kısmı, bitkisel ve geometrik desenlerle süslü çinilerle kaplıdır. Tavanı ahşap olan caminin sağında tek şerefeli bir minare bulunmaktadır.
Şelaleler ve Doğal Güzellikler
Zonguldak, yeşil doğası ve şelaleleri ile doğa turizmine olanak sağlayan bir bölgedir. Harmankaya Şelaleleri, doğa yürüyüşçüleri ve fotoğrafçılar için popüler bir destinasyondur. Ulutan Barajı ve Yaylası, Bölüklü yaylası ise doğa içinde kamp yapmak ve dinlenmek için ideal alanlar sunmaktadır.
Sahil ve Plajlar
Zonguldak, yaklaşık 80 kilometrelik kıyı şeridi boyunca doğal plajlara ve kumsallara sahiptir. Şehirdeki kıyı alanları, deniz turizmi, su sporları ve doğal güzellikleriyle dikkat çekmektedir. Ancak, ilin kıyı yapısı, turistik plaj kullanımına uygun geniş sahil alanları sunmamaktadır. Falezli kıyı yapısı, Zonguldak’ın coğrafi karakteristiğini belirlerken, bazı bakir plajlar deniz turizmi açısından değerlendirilebilir.
İlin kıyı şeridi, doğu yönünde Bartın sınırından başlayarak batıya doğru çeşitli plajlarla devam etmektedir. Sazköy, Filyos, Türkali, Göbü, Hisararkası, Uzunkum, Kapuz, Karakum, Değirmenağzı, Ilıksu, Kireçlik, Armutçuk, Kdz. Ereğli, Mevreke, Alaplı ve Kocaman mevkileri, ilin önemli kumsalları arasındadır. Bu plajlardan Türkali ve Göbü sahilleri, deniz turizmi açısından değerlendirilebilirken, Filyos, Ereğli ve Ilıksu plajları, su sporları için uygun alanlar sunmaktadır.

Göbü sahili (Fotoğraf: Zonguldak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)
Zonguldak’ın Bartın sınırına yakın plajları arasında yer alan Göbü Plajı, şehir merkezine 28 kilometre mesafede olup, 800 metre uzunluğa ve 60 metre genişliğe sahiptir. Türkali Plajı ise 30 kilometre mesafede, 1.500 metre uzunluğunda ve 40 metre genişliğinde bir sahil şeridine sahiptir. Bunun yanı sıra, Zonguldak’a 35 kilometre uzaklıkta bulunan Filyos Plajı, 3.000 metre uzunluğa ve 30-60 metre arasında değişen genişliğe sahiptir.
Şehrin kıyı yapısının büyük bir kısmı falezlerden oluştuğu için, geniş kumsallardan ziyade kıyı kayalıkları ve doğal oluşumlar ön plana çıkmaktadır. İkinci zaman kıvrımlı kireçtaşı üzerinde şekillenmiş olan bu falezli kıyılar, bölgeye özgü bir jeolojik yapı sunmakta ve doğa severler için keşif noktaları oluşturmaktadır.
Zonguldak Mutfağı
Zonguldak mutfak kültürü, Karadeniz'in doğal zenginlikleri ve yöresel tarım ürünleriyle şekillenmiş, özgün lezzetleri barındıran bir yapıya sahiptir. Yörede yetişen sebzeler, tahıllar ve süt ürünleri geleneksel tariflerde sıkça kullanılır.
Uğmaç Çorbası
Uğmaç Çorbası, un, su ve sütle yapılan geleneksel bir çorba olup, özellikle soğuk kış günlerinde sıklıkla tüketilir. Sütün içine su ve un karıştırılarak hazırlanan bu çorba, genellikle tereyağı ve pul biber ile tatlandırılır. Kırsal kesimlerde köy yoğurdu ve ev yapımı un kullanılarak yapılır.
Malay
Malay, mısır unuyla yapılan geleneksel bir Karadeniz yemeğidir. Kaynar suyun içine mısır unu eklenerek pişirilir ve ardından üzerine tereyağı ve peynir ilave edilir. Kimi bölgelerde içerisine ceviz ya da şeker eklenerek tatlı bir versiyonu da hazırlanır. Hem kahvaltılarda hem de ana yemeklerin yanında tüketilen bu yemek, Zonguldak’ın köy mutfaklarında sıkça pişirilmektedir.
Pırasalı Mancar
Pırasalı Mancar, Karadeniz mutfağına özgü bir ot yemeğidir. Bölgenin verimli topraklarında yetişen pırasa, barbunya ve pazı (mancar) ile hazırlanır. İnce kıyılmış sebzeler, soğan ve mısır unuyla kavrularak pişirilir. Genellikle tereyağı ve sarımsaklı yoğurtla servis edilir. Hem sağlıklı hem de hafif bir yemek olan Pırasalı Mancar, Zonguldak’ın geleneksel sofralarında yerini korumaktadır.
Cizleme
Cizleme, Karadeniz’in geleneksel krep tariflerinden biridir. Un, kuru maya, şeker ve su ile hazırlanan hamur, sac üzerinde ince tabaka halinde pişirilir. Genellikle kahvaltılarda veya çayın yanında tüketilir. Bal, peynir veya reçel ile servis edilen Cizleme, hafif yapısıyla her öğünde tüketilebilen bir lezzettir.
Çöpele
Çöpele, haşlanmış patates ile yapılmaktadır. Haşlanan patatesler ince ince doğranır ve üzerine sarımsaklı yoğurt hazırlanır. Yoğurt üzerine yağda kızaran pul biber dökülerek servis edilir.
Yumurtalı Zılbıt
Yumurtalı Zılbıt, Zonguldak’ın en bilinen ot yemeklerinden biridir. "Zılbıt" olarak bilinen karalahana, ısırgan otu ve benzeri yeşillikler ile hazırlanır. Bu otlar haşlandıktan sonra soğan ve tereyağı ile kavrulur ve üzerine yumurta kırılarak pişirilir. Genellikle kahvaltılarda ve ara sıcak olarak tüketilen bu yemek, yüksek besin değeriyle de dikkat çeker.
Kestane Balı
Kestane Balı, Zonguldak ve Batı Karadeniz Bölgesi’nde üretilen özel bir bal çeşididir. Karadeniz Teknik Üniversitesi tarafından yapılan analizler, bu balın Türkiye’deki en kaliteli kestane balı olduğunu ortaya koymuştur. Bölgenin iklim ve coğrafi yapısı, bu balın mineral içeriğini doğrudan etkilemekte olup, kalsiyum, potasyum, mangan ve bakır bakımından oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Kestane çiçeklerinden elde edilen bu bal, keskin aroması ve yoğun kıvamıyla diğer bal türlerinden ayrılır. Antiseptik ve bağışıklık güçlendirici özellikleriyle bilinen kestane balı, kahvaltılarda ve tatlı tariflerinde sıkça kullanılır.
Beyaz Baklava
Beyaz Baklava, klasik baklavadan farklı olarak, şerbet miktarının daha az olduğu ve hamurunun daha beyaz kaldığı bir tatlı çeşididir. Kat kat açılan yufkalar arasına bol ceviz veya fındık konularak pişirilir ve hafif şerbetle tatlandırılır. Daha az şekerli olması nedeniyle, baklavayı ağır bulanlar için ideal bir alternatiftir.
Manda Yoğurdu
Zonguldak’ın Çaycuma ilçesi, manda yoğurdu üretimiyle ünlüdür. Yüksek yağ oranına ve yoğun kıvama sahip olan bu yoğurt, özellikle kahvaltılarda ve tatlı yapımında kullanılmaktadır. Kalsiyum ve protein açısından zengin olan Manda Yoğurdu, bölgenin süt ürünleri kültürünü yansıtan önemli bir lezzettir.
Eğitim
Zonguldak ilinin eğitim yapısı, bölgenin sosyo-ekonomik ve kültürel dinamikleriyle şekillenmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2023 yılı verilerine göre, Zonguldak'ta 25 yaş ve üzeri nüfusun ortalama eğitim süresi 8,5 yıl olarak belirlenmiştir. Bu süre, kadınlarda 7,6 yıl, erkeklerde ise 9,5 yıl olarak kaydedilmiştir. İl genelinde eğitim kurumlarının dağılımına bakıldığında, 10 anaokulu, 324 ilköğretim okulu ve 59 genel ile mesleki lise olmak üzere toplam 389 okul bulunmaktadır.
Yükseköğretim alanında, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) önemli bir rol oynamaktadır. Üniversite, 15 fakülte, 9 meslek yüksekokulu, 5 yüksekokul, 36 uygulama ve araştırma merkezi, 1 devlet konservatuvarı ve 3 enstitü ile 12 ayrı kampüste eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir.
Ulaşım ve Altyapı
Zonguldak, Karadeniz kıyısında yer alması ve kömür madenciliğiyle öne çıkması nedeniyle tarih boyunca ulaşım ve altyapı yatırımlarına ihtiyaç duymuştur. Kentte karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu ulaşımı sağlanmakta olup, ulaşım altyapısını geliştirmeye yönelik projeler devam etmektedir.
Karayolu Ulaşımı
Zonguldak’ın ulaşım ağı, devlet ve il yolları tarafından şekillendirilmiştir. Karayolları Genel Müdürlüğü verilerine göre, il genelinde 190 km devlet yolu ve 214 km il yolu bulunmaktadır. Devlet yollarının 127 km’si asfalt betonu, 63 km’si sathi kaplama iken, il yollarının büyük kısmı da sathi kaplama ile kaplanmıştır.
Demiryolu Ulaşımı
Zonguldak, 1937 yılında tamamlanan Irmak-Zonguldak demiryolu hattı ile Ankara ve İç Anadolu’ya bağlanmıştır. Zonguldak Garı, bu hattın kuzey terminali olarak hizmet vermektedir. Günümüzde, TCDD Taşımacılık tarafından işletilen Zonguldak-Filyos Bölgesel Treni, günde üç kez karşılıklı sefer düzenlemektedir. Tren seferleri, özellikle yerel yolcu taşımacılığı açısından önemli bir yer tutmaktadır.
Denizyolu Ulaşımı
Zonguldak, Karadeniz’de aktif limanlara sahip şehirlerden biridir. Zonguldak Limanı, ilin yük ve yolcu taşımacılığına hizmet eden ana limanıdır. Ayrıca, Karadeniz Ereğli ve Amasra limanları, bölgedeki deniz ticareti açısından büyük önem taşımaktadır. Bu limanlar, özellikle kömür ve sanayi ürünlerinin taşınması açısından stratejik konumda bulunmaktadır. Zonguldak ilinin en önemli limanı Filyos Limanı’dır. Bu liman, Zonguldak ilinin Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesinde, Karadeniz kıyısında konumlanmış stratejik bir yük limanıdır. Türkiye'nin en büyük üçüncü limanı olarak tasarlanmış olup, yıllık 25 milyon ton yük kapasitesine sahiptir.
Filyos Limanı, 2021 yılında hizmete açılmıştır. Limanın altyapı çalışmaları kapsamında; 2.450 metre uzunluğunda ana dalgakıran, 1.370 metre uzunluğunda tali dalgakıran ve derinliği 14-19 metre arasında değişen 3.000 metre rıhtım inşa edilmiştir. Filyos Limanı, Filyos Vadisi Projesi'nin bir parçası olarak hayata geçirilmiştir. Bu proje, limanın yanı sıra Filyos Endüstri Bölgesi ve serbest bölgeyi de içermekte olup, bölgenin ekonomik kalkınmasına önemli katkılar sağlamayı hedeflemektedir. Ayrıca, Karadeniz'de keşfedilen doğal gazın işlenmesi amacıyla Filyos Doğal Gaz İşleme Tesisi'nin inşası da liman bölgesinde devam etmektedir. Bu tesis, deniz altı boru hatlarıyla taşınacak ham doğal gazın işlenmesi ve ulusal gaz şebekesine aktarılması süreçlerinde kritik bir rol üstlenecektir.
Havayolu Ulaşımı
Zonguldak’a havayolu ile ulaşım, Çaycuma ilçesinde bulunan Zonguldak Çaycuma Havalimanı üzerinden sağlanmaktadır. İç ve dış hat uçuşlarına açık olan havalimanı, özellikle Avrupa ülkeleriyle bağlantılı seferleriyle dikkat çekmektedir. Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesine direkt uçuşlar düzenlenmektedir.

Zonguldak Çaycuma Havalimanı (Fotoğraf: T.C. Çaycuma Kaymakamlığı)
Altyapı Çalışmaları
Zonguldak’ta köy yolları, şehir içi ulaşım ağı ve büyük ölçekli ulaşım projeleri sürekli olarak geliştirilmektedir. Zonguldak İl Özel İdaresi, köy yollarında tesviye, dolgu, asfalt, stabilize ve beton-kilitli parke kaplama gibi çalışmalar yürütmektedir. Ayrıca, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yürütülen projeler ile ildeki ulaşım altyapısı modernize edilmeye devam etmektedir. Özellikle karayolları genişletme projeleri ve liman kapasite artırımları, ilin ticaret ve lojistik imkanlarını geliştirmeyi hedeflemektedir.
Yerel Yönetim
Vali
Zonguldak’ta aktif olarak Valilik görevini Osman HACIBEKTAŞOĞLU yürütmektedir. 2020-2023 yılları arasında Siirt Valisi olarak görev yapan Osman HACIBEKTAŞOĞLU, Cumhurbaşkanlığının 10 Ağustos 2023 tarihli ve 32275 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2023/376 sayılı kararnamesi ile Zonguldak Valiliğine atanmıştır.
Görev Yapmış Valililer
- Nihat Oğuz Bor (1970-1975)
- Nevzat Ayaz (1975-1979)
- Galip Demirel (1979-1984)
- Tevfik Başakar (1984-1988)
- Saim Çotur (1988-1991)
- Alpaslan Karacan (1991-1992)
- Nurettin Turan (1992-1995)
- Sami Seçkin (1995-1999)
- İsmet Metin (1999-2003)
- Yavuz Erkmen (2003-2008)
- Erdal Ata (2008-2011)
- Erol Ayyıldız (2011-2013)
- Ali Kaban (2013-2017)
- Ahmet Çınar (2017-2018)
- Erdoğan Bektaş (2018-2020)
- Mustafa Tutulmaz (2020-2023)


